Dünyamız ve Türkiye’miz tarihi bir yol ayrımında. Ukrayna savaşı bir kez daha gösterdi ki, ABD çağı geride kalıyor. Avrupa Birliği’nin yarını görmekten aciz miyop yöneticilerinin, ABD’nin savaş kayığına binerek sürdürdükleri kışkırtıcı politika ise, sadece Batı sisteminin kendi halkları başta olmak üzere dünyaya felaketten başka bir gelecek vermeyeceğini kanıtlıyor.
Ama insanlık bu felakete teslim olmayacak, altı bin yıldır “kaybolan Cenneti”ne ulaşmak yolunda verdiği mücadeleyi zafere ulaştıracak, eşitlikçi-halkçı-kamucu bir kardeşlik sistemine yeniden kavuşacaktır.
- Türkiye ise :
– 70 yıldır Atlantik sisteminin kapısına bağlanmanın
– ve 40 yıldır uygulanan neo-liberal ekonomik politikalar sonucunda yaşanan
– tarihimizin en ağır ekonomik krizinin,
– ABD’nin bölgemize ve ülkemize yönelik olarak uyguladığı meşum politikaların sonucu
– 10 yıldır sırtımıza yıkılan sekiz milyonluk mülteci yükünün yol açtığı sorunlar
– ve bir tarikatlar koalisyonu olan AKP’nin Cumhuriyetimizi tasfiye etme yolunda
– 20 yıldır uyguladığı politikaların sonucunda tarihi bir yol ayrımına gelmiştir.
Türkiye bu yol ayrımında, ya yeniden kardeş kavgasına sürüklenme, parçalanma ve kölelik yoluna girecek ya da geçen yüzyılın başında olduğu gibi yeniden silkinerek ayağa kalkacak ve yeniden Dünya milletler ailesi içinde; bağımsız, başı dik ve refaha kavuşmuş olarak onurlu yerini alacaktır.
Gerek Dünyada gerekse Türkiye’de koşullar şimdi tarihte hiç olmadığı kadar elverişlidir. İnsanlık son yüzyıl içinde bir yanda Atlantik sisteminin vahşi, hegemonyacı neo liberal sistemin yıkıcı sonuçlarını; diğer yandan, buna karşı sosyalist uygulamaların çok sayıda ülkeyi olumlu anlamda nereden nereye getirdiğini gördü. Geçen yüzyılın başında daha önceki sömürgeci yağma sisteminin sonucunda sokaklarında insanların açlıktan öldüğü, çöpçülerin sabahları sokaklardan ceset topladığı yıllardan, yüzyılın sonrasında sosyalizm sayesinde dünyanın en büyük ekonomisinin ortaya çıktığı ve yoksulluğun sıfırlandığı başı dik ve önü, sonuna kadar açık olan ülkelerin ortaya çıktığını da gördü.
İşte her şeyi bir yana bırakalım sadece bu gerçeğin varlığından dolayı insanlık, başında ABD’nin olduğu Batının neoliberal vahşi kapitalist sisteminden temelli olarak kurtulacağı bir dönemin eşiğinden içeri adım atmaktadır.
TÜRKİYE
Türkiye için ise şunu söyleyebiliriz:
- 20. Yüzyılın başında emperyalist sömürgeciliğe karşı mazlumlar dünyasının ilk kurtuluş savaşını verdik ve ardından Ortaçağın tasfiyesi yolunda büyük bir Cumhuriyet Devrimi gerçekleştirdik.
Emperyalizmin işbirlikçileri ve Ortaçağ özlemcileri tam 70 yılı aşkın bir süredir bu büyük devrimin kazanımlarını yok etmek için saldırıyorlar. İktidar ellerinde, dünya emperyalist sistemi arkalarında ve ülkenin bütün kaynakları bu saldırının hizmetinde ama bütün bunlara rağmen Türk Milletinin büyük çoğunluğunun yaşanan sıkıntıların üstesinden gelmek için, en büyük dayanak olarak Atatürk’ü görmeye devam ettiği gerçeğinin önüne geçemiyorlar.
Gerçekte insanlığın dünya çapında yaşanan çıkmazdan kurtuluş olarak merkezinde sosyalist ülkelerin olduğu yeni bir dünya düzenine yönelmeleri ile Türk insanının bugün yaşadığı büyük krizden çıkışı Atatürk de görmeleri arasında dikkat çekici bir paralellik vardır. 20. Yüzyılın başındaki Türk Devrimi, Sosyalist Sovyetler Birliği ile tam bir dayanışma içinde başarılmıştı. Ve Atatürk’ün ölümüne kadar da bu sıkı dayanışma ve işbirliği devam etmişti.
ATATÜRK VE SOZYALİZM KİTABI
Yıldırım Koç arkadaşım Türk devriminin uygulamalarını bizzat Atatürk’ün ve diğer bazı Cumhuriyet Devriminin önde gelen isimlerinin ağzından ifade edildiği üzere “Türkiye’ye özgü bir sosyalizm” olarak niteliyor. İşte bu durum, Türkiye’yi bugün yaşamakta olduğu çıkmazın kapısını açacak sihirli anahtarı bize sunuyor.
- Sihirli anahtar, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başardığımız Cumhuriyet Devriminin bize bıraktığı eşsiz mirastır.
Bu eşsiz miras özetle; yarım kalan Cumhuriyet Devrimi’ni tamamlayarak Türkiye’ye özgü bir sosyalizm inşasına yönelmedir.
Yıldırım Koç hocamız, son yıllarda ısrarla Atatürk ve Sosyalizm üzerine çok sayıda yazı kaleme aldı. Son olarak bu yazılarını kitap haline getirdi. Kitap geçtiğimiz günlerde AsyaŞafak Yayınları tarafından okuyucuya sunuldu. Türkiye’nin bir çıkış yolu aradığı günümüzde kitap, çok önemli mesajlar veriyor: İnsanlığın ve Türkiye’nin tarihi bir yol ayrımına geldiği günümüzde, tarihimizin bu en önemli ve başarıya ulaşmış Devriminin gerçekte bugün bizler için neler ifade ettiğini Yıldırım Koç’un “Atatürk ve Sosyalizm” kitabından okumak çok öğretici olacaktır.
========================================
Dostlar,
Dostumuz Sn. M. Bedri Gültekin’e bu yazısı ve kitap tanıtımı için teşekkür ederiz,
kendisine katılıyoruz.
Yine dostumuz Sn. Yıldırım Koç’a da emek verip yazdığı ve bir araya getirerek kitaplaştırdığı için çok teşekkür ederiz..
Çeyrek yy önce merhum Prof. Alpaslan IŞIKLI da yazmıştı (1997) : ”
Merhum büyüğümüz o kitabında,
- “Bir insan hem Kemalist hem de sosyalist olamaz mı?”
sorusunu soruyor ve yanıtlıyordu : Evet..
Biz de böyle düşünüyoruz..
Emeğe saygı ile.
Sevgi ve saygı ile. 17 Nisan 2022, Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı AbD
Sağlık Hukuku Uzmanı, Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik twitter : @profsaltik