Etiket arşivi: Prof. Dr. Ahmet Alpay Dikmen

“Sıfırcı Hoca” Kurthan Fişek’in Seçme Eserleri…

28012016_Y1_1

“Sıfırcı Hoca” Kurthan Fişek’in
Seçme Eserleri…

Dr. 
EDEBİYAT DIŞI

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

Kurthan Fişek’in çalışmalarının tekrar gün yüzüne çıkarılması, kritik bir görevdi ve “DaS Yönetim” kitabı ile bu görev, yerine getirilmiştir.

KİTAP-KAPAĞI-das-yönetimAnkara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi – Mülkiye’nin efsane hocalarından Sevgili Kurthan Fişek’i 2012 yılında yitirmiştik. Hem biz Mülkiyeliler, hem Fakültemiz hem de kamu yönetimi üzerinde çalışanlar öksüz kalmıştı.

Kurthan Hoca’nın ardından, O’nun kürsüdaşı ve halen Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Alpay Dikmen’in odasında sohbet ederken, “DaS Yönetim” fikri, projesinin ilk heyecanlı tartışmalarını hatırlıyorum.

Aradan geçen süre, böyle bir dev yapıt için hiç de uzun sayılmaz. Prof. Kurthan Fişek’in kürsüsünde yetişen iki genç akademisyen meslektaşımız hummalı bir çalışmaya giriştiler ve de başardılar.

Öncelikle Levent Demirelli ve Recep Aydın’ı buradan yürekten kutluyorum.

Türkiye’de kamu yönetimi disiplinin kuruluşu 1950’li yıllara rastlar. Amerikan kamu yönetimi disiplini, kuruluştaki baskınlığını günümüze kadar, etkisini de yitirmeden, devam ettirmiştir diyebiliriz. Bununla birlikte ana akım kendi antitezini de üretmiştir. Ve bu antitezi kurucu babası da Kurthan Fişek’tir.

Kurthan Fişek’in çalışmalarının tekrar gün yüzüne çıkarılması, bu nedenle kritik bir görevdi ve DaS Yönetim kitabı ile bu görev, yerine getirilmiştir.

Kurthan Hoca’nın tüm çalışmaları kamu yönetimine değil, yönetime dairdir. Elimizdeki kitaptan görüldüğü üzere, Hoca’nın ilk bakışta farklı konulara ve/veya çalışma alanlarına giriyor gibi görünen çok sayıda yazısı, ancak bir arada okunduğunda anlam ve üslup bütünlüğü kazanmaktadır.

Derleyenlerin karşılaştığı temel zorluklardan biri, ilk bakışta geniş konu yelpazesine yayıldığı fark edilen yazıların gruplandırılması olmuştur. Yönetime dair Kurthan Hoca’nın kurduğu bütünlüklü çerçeveyi sunabilmek adına, onun çeşitli biçimlerde ve yerlerde yayımlanmış olan yazılarının üç ana bölümde bir araya getirilmesi bence oldukça isabetlidir.

Birinci bölüm, Kapitalizmden sosyalizme devlet ve bürokrasi; ikinci bölüm, Türkiye’de kapitalizm ve emperyalizm ve üçüncü bölüm de Türkiye kamu yönetimi başlıklarını taşımaktadır.

Kitabın ilk bölümü, Fransa-İngiltere-ABD üçlemesi olarak da adlandırabilecek iki yazıyla başlıyor. Bu yazılar, söz konusu ülkelerde bürokrasinin oluşum ve gelişim dönemini ele alıyor, ayrıca sosyalizm ve bürokrasi sorunsalına da değinmelerde bulunuyor. ABD’yi dışarıda bırakırsak feodalizmden kapitalizme geçiş olarak da adlandırabileceğimiz süreci anlatan iki çalışmayı sosyalist devlet ve bürokrasi konusu izliyor. Bölümün son çalışması olan Yönetimde Özendirme ve Liberman Tartışması ise daha çok örgüt bilimi sınırları içerisine girmekle beraber, belki de Türkiye’de bir ilke imza atarak, sosyalist bir toplumda SSCB’de yapılan güdülenme tartışmalarının bir özetini sunuyor. Böylece genel olarak kapitalizm ve sosyalizm ile bunların devlet biçimleri üzerine yapılan tartışmalara dair bütünlüklü bir bölüme ulaşılmış oluyor.

KURTHAN

Derlemenin ikinci bölümü, Türkiye’de kapitalizm ve emperyalizmi, ekonomik, siyasal, yönetsel ve anayasal boyutlarıyla irdeliyor. Bu yolda, öncelikle Osmanlı toplumunun feodal olduğu tespitinden hareketle Anadolu topraklarına kapitalizmin girişini ve (özellikle dış borçlar üzerinden) emperyalizmle sonuçlandığı süreci ele alıyor. Sonrasında ise Anadolu’ya kapitalizmin girişiyle oluşan işçi sınıfını temel alarak, Osmanlı’nın son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti’nde kapitalizmin gelişimini ve sonuçlarını ortaya koyuyor; 1960’lı yıllar Türkiye’sinde çeşitli devlet örgütlerinde yapılan grevleri temel alarak devletin işçiye olan tutumunu ampirik olarak gözler önüne seriyor. Bölümün son yazısı ise Türkiye’de bir ilki, işçilerin bir fabrikayı işgal etmesiyle başlayan ve devletin baskı gücüyle geri almasına değin geçen 35 günlük sürede işçilerin patronsuz bir fabrikadaki ‘yönetim denemesi’ni konu alıyor.

Üçüncü bölüm bugün Türkiye’de kamu yönetimi olarak adlandırılan disiplinin (konu bakımından) sınırları içinde kalarak Türkiye’nin yönetim yapısını, oluşum, gelişim, reform, vesayet gibi alt-başlıklar etrafında irdeliyor. Bunu yaparken sosyal, ekonomik ve siyasal boyutları da katarak ana akımdan uzaklaşıyor ve analizini zenginleştiriyor. Dördüncü ve beşinci yazılar ise spor ve yönetimi bir araya getirerek adeta yeni bir alan açıyor. Bu iki yazı, Hoca’nın bir yandan Spor Yönetimi adlı profesörlük çalışmasının kısa bir özetini sunduğundan, diğer yandan ise gençliğinde sporcu olan, ileriki yaşlarında da milli sporcularla baklavasına iddiaya giren ve iddialaşılan müsabakayı avansla da olsa kazanan bir bürokratın tanıtılmasını sağladığından derlemede yer almaktadır.

Okuyucu, son üç çalışma ile bölümün başlığı arasında bir kopukluk olduğunu fark edecektir. Okuyucuyu Hoca’nın kıymetli yazılarından mahrum bırakmamak ve fazladan bir başlık açıp derlemenin ana hattını dağıtmamak gibi kaygılardan dolayı böyle bir kopukluğun ortaya çıkmasına izin vermeyi derleyen dostlarımız uygun görerek pek isabetli davranmışlardır.

Kamu yönetimi, iki anlamda kullanılabilir. Dar anlamıyla kastedilen aslında devletin örgütlenme kural ve uygulamalarına denk düşmektedir. Geniş anlamda ise, esasen Kurthan Hoca’nın kullanımına yakın biçimde, toplumsal oluşumları ve tarihsel gelişmeleri kesen bir çerçevede yönetim olgusunun incelenmesinden, daha kapsayıcı ve sosyolojik çalışmalara daha yakın bir disiplinden, söz eder.

Kurthan Hoca’nın özgün tarafı da aslında yönetimi bu kapsamıyla anlaması ve gerek politik duruşundan ve Türkiye’nin o dönemki siyasal hayatından/konjonktüründen gerek tarihsel materyalist düşünce geleneğini yönetim alanında sınamasından kaynaklı. Bu nedenle elinizdeki bu derlemenin, Türkiye’deki tarihsel materyalist ya da Marksist bir kamu yönetiminin/yönetim biliminin kökenini ya da kurucu metinlerini oluşturduğunu söylemek mümkün. Keza sonradan bir biçimde eriyen ya da bastırılan ama varlığını devam ettiren bu Marksist ya da eleştirel damarın kurucusunun Kurthan Fişek olduğunu iddia etmek de…

  • Das Yönetim
  • Devlet, İktidar ve Bürokrasinin Marksist Analizi
  • Yazar: Kurthan Fişek
  • Editörler: Levent Demirelli ve Recep Aydın
  • Yayınevi: Nota Bene Yayınları
  • Sayfa Sayısı: 480
  • Baskı Yılı: 2016
Serdar Şahinkaya

Serdar Şahinkaya

1958 İzmir, Eşrefpaşa doğumlu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi – Mülkiye’de yarı zamanlı hocalık yapıyor. Sanayileşme, kalkınma ve finansmanı ile yakın dönem Türkiye iktisat tarihi üzerine çok sayıda yayını var. Yemek yemeyi, yapmayı, anlatmayı ve yazmayı da seviyor. Meraklısı www.bogazlarmeselesi.com’a bakabilir.
===============================

Dostlar,

Kurthan Fişek (Kurthan abi!), bizim Hacettepe Tıp’ta öğrenciliğimizde ve mezuniyet sonrası asistanlığımızda (Halk Sağlığı / Toplum Hekimliği ihtisasında) hocamız olan, Türkiye’de çağcıl (modern) Halk Sağlığı / Toplum Hekimliği Bilimini kuran, Kalpaksız Kuvayı Milliyeci hekim Prof. Dr. Nusret H. Fişek’in büyük oğludur.. 2. oğlu A. Gürhan Fişek ise Hacettepe Tıp’tan mezun olup (1975) İş Sağlığı doktorası (PhD) sonra  SBF – Mülkiye’de ayrıca Sosyal Politika doktorası (PhD) yapmış ve çok başarılı bulunarak bu Fakültede abisi gibi öğretim üyesi olmuştur.. Mülkiye’de, Tıbbiye kökenli bir öğretim üyesi!.. Fişek ailesi ile elbette yıllarca birlikte olduk, Kurthan abi ile rakı sofraları paylaştık.. Nusret hoca, kendisinin Harvard’da doktorası sırasında Kurthan abinin doğduğunu, sıraların üzerinde emekleyişini vs. anlatırdı bize..

Biz de, Gürhan gibi Tıp’tan sonra bir de SBF – Mülkiye mezunu olarak bu ortak özelliği paylaştık.. Kurthan hocanın YÖNETİM adlı klasikleşmiş kitabını okuduk.. Gürhan’ın hoca olduğu bölümden Sosyal Politika dersi aldık vs..

“DAS Yönetim” iddialı bir tasarım (proje) ve adlandırmadır.

Anaşılacağı üzere Karl Marx’ın “Das Kapital”i ne bir gönderme yapışmış ve bir metafor yüklenmiştir. Yönetimbilim alanında klasik kitaptır Kurthan hocanın “Yönetim” kitabı denmektedir. Yerindedir ve dileriz hakettiği yeri bulur bilimsel yazında (literatürde) ve tarihte..

Emek veren ve bu düşünü (fikri) üreten herkesi kutlar, teşekkür ederiz.
Sevgi ve saygı ile.
18 Eylül 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com