Dostlar,
ADD Bandırma Şubesinin kuruluşundan bu yana özverili ve üretken başkanı (20 yıl oldu neredeyse!) dostumuz, Cumhuriyet’in gerçek öğretmenlerinden Sayın Melih Çınar,
30 Ağustos Zafer bayramımız için kutlama iletisi yollamış..
İletisi ile bir yandan ulusal coşku aşılarken bir yandan özlü tarihsel bilgi veiriyor ve geleceğe dönük çıkış önerileri koyuyor.
Ressam kmliği ile sanat boyutunu da elbette atlamıyor ve Nazım Hikmet’in unutulmaz dizeleriyle kısa kutlama iletisini daha da değerli kılıyor.
Kendisini kutlayarak, Bandırma ADD’de geçmişte yaptığımız pek çok aydınlanma etkinliğinde becerisini ve konukseverliğini… anımsayarak teşekkür ediyoruz.
30 Ağustos Utkusu (Zaferi) gerçekten, Türk tarihinde bir dönüm noktasıdır birçok bakımdan.. Biz de bu bağlamda, 140’ı aşkın yansıdan oluşan bir power point dosyasını (pdf olarak) sitemizde okuyucularımıza sunuyoruz.
- Tüm ulusumuza ve mazlum uluslara kutlu ve mutlu olsun!
Bu görkemli utkuyu bizlere armağan edenlere, başta Başkumandan Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere tüm dava ve silah arkadaşları ile sevgin (aziz) şehitlerimize bitmeyen – bitmeyecek olan sonsuz minnet ve şükranımız bir kez daha, alımız yerde olarak ifade ediyoruz..
Sevgi ve saygı ile.
Tekirdağ, 30.8.13
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
================================
30 AĞUSTOS 2013
Melih ÇINAR
ADD Bandırma Şube Başkanı
Orta öğretim yıllarında bir şiir ezberlemiştik:
“ 26 Ağustos sabaha karşı
Topların çelik ağzı çaldı hücum marşı…” diye.
Sevr imzalanmış, yurdumuz işgale uğramış, İstanbul ve Boğazlar İngilizlerin denetimine verilmiş, Yunan Ege’yi, İtalyan’lar Antalya ve çevresini, Fransızlar Adana bölgesini paylaşmışlar, Pontuslar Karadeniz’e, Ermeniler Doğu Anadolu’ya göz dikmişler.
Böyle bir ortamda Vahdettin ve Damat Ferit hala günün emperyal gücü İngilizlerden
medet umuyor.
Ulusuna güvenen Mustafa Kemal ve arkadaşları hazırlıklarını tamamlamışlar,
26 Ağustos’ta (1922) topları ateşlemişler, altı ayda aşılamaz denilen mevziler altı saatte dağıtılmış, 30 Ağustos’ta ise kesin zafere ulaşılmıştı.
Kurtuluş savaşı bir destandır. Bu destanın mimarı Mustafa Kemal’dir. Böyle bir destanı “Yüzyıllarda bir gelen dahi…”başarabilir, böyle bir destanı:
“Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
Eğildi, durdu.
Bıraksalar
İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı.”
dizeleriyle Nazım Hikmet şiirleştirebilirdi.
30 Ağustos Zaferi Lozan’ı hazırladı,
30 Ağustos Zaferi Cumhuriyeti hazırladı.
30 Ağustos Zaferi egemenliğin kayıtsız koşulsuz Ulusa verilmesini sağladı,
30 Ağustos Zaferi Türk Devrimi ve aydınlanmanın yolunu açtı.
Bugün ise Damat Ferit’lerin, Ali Kemal’lerin torunları birlik olmuşlar tarihten hiçbir ders almayarak emperyal güçleri arkalarında sanarak gazetelerde köşe, televizyonlarda program kapmışlar hem Cumhuriyet’e, hem Cumhuriyet’i kuranlara, hem de kollayanlara saldırıyorlar. O emperyal güçleri dost sanıyorlar. Bu adamlardan dostluk beklemeyiniz.
Atatürk 31 Temmuz 1920’de Afyon’da subaylara bakın ne demişti :
- “İngilizler, milletimizi bağımsızlıktan mahrum etmek için, pek tabii olarak evvela onu ordudan mahrum etmek çarelerine giriştiler. Mütareke koşullarının uygulanması ile silahlarımızı, cephanelerimizi, bütün müdafaa vasıtalarımızı elimizden almaya çalıştılar. Sonra kumandanlarımıza ve subaylarımıza tecavüz ve taarruza başladılar. Askerlik izzetinefsini yok etmeye gayret ettiler. Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti, bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler. Bir taraftan da müdafaasız, ordusuz bıraktıklarını zannettikleri milletin de izzetinefsine, her türlü haklarına ve mukaddesatına taarruzla milleti alçaklığa, boyun eğmeye alıştırmak planını takip ettiler ve ediyorlar.”
O günün emperyal gücü İngiltere böyle tertipler içinde. Bugünün emperyal gücü ABD, aynı oyunu yerli işbirlikçiler ile sahneye koymakta ve güzide ordumuzu itibarsızlaştırmak için tertip içinde tertip düzenlemektedir. Birileri sanıyor ki bu hep böyle devam edecek.
Oysa bugün Irak’ın, Mısır’ın, Libya’nın, Suriye’nin başına gelenlerin yarın bizim başımıza gelmeyeceğini kim garanti edebilir. İşte o zaman gene ülkemizi “Milletimizin azim ve iradesi” içinde halkımızın bağrından çıkmış ordumuz kurtaracaktır.
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun!