Etiket arşivi: milli iktidar

E. Tümg. Naci BEŞTEPE : Ayrıştıranlardan birleştirenlere

Ayrıştıranlardan birleştirenlere

????????????????????????????????????????????????????????????


E. Tümg. Naci BEŞTEPE
AYDINLIK
, 12.09.2016

Türk halkı Atatürk’ten sonra her dönemde ayrıştırıldı. Siyasetçiler kâh bu ayrışmanın mimarı oldu kâh maşası. Demokrat Parti ile başlayan çok partili dönem ayrışmanın tırmanışa geçme aşamasıydı.

“VATAN CEPHESİ”, kutuplaştırmaydı.

Birkaç çocuk bir araya gelince, Plevne Marşı’nın adapte edilmiş halini söylerdik:

Olur mu böyle olur mu, kardeş kardeşi vurur mu?
Kahrolası diktatörler bu dünya size kalır mı?

Menderes’in idamı demokrasimizde yaradır. Ancak, ayrışmadaki rolü yadsınamaz.

DÜŞMAN ÜRETME

27 Mayıs’ın devrimci havası çok sürmedi. 1968’de kıvılcımlanan Avrupa Gençlik Hareketi, Türkiye’ye sağ-sol çatışması olarak sokuldu. Demirel ve Türkeş’in başını çektiği “MİLLİYETÇİ CEPHE” oluşturuldu bu kez de.
Komünist-faşist ayrımı canlar yaktı.
Okunan gazete-dergi, devam edilen okul, kalınan yurt, üye olunan dernekler düşman belirlemede rehberdi. Çatışmalar nerdeyse ilkokullara inmişti.

12 EYLÜL DARBESİ

12 Eylül (1980) sabahı biten sağ-sol çatışması tutuklama furyasına dönüştü.
Sivas’ta görevlendirilmiştim. Gökten ihbar yağıyordu. Yurt içi-dışı fark etmiyordu.

ERGENEKONCU / PARALELCİ

Ülkemizin dibini oyma oyunları bitmiyor. AKP ile laik-dinci ayrımı ateşlendi.
2007’de başlayan Ergenekon-Balyoz vb. davalar ile yurtseverler kumpasa alındı.
“Ergenekoncudur!” demek yeterliydi birilerini 3-5 yıl yatırmak için.
17-25 girişimi ile Ergenekoncular temize çıkarken “Paralelci” suçlaması öne çıktı.
15 Temmuz darbe girişimi ile “Darbeciliğe” terfi ettiler.
Şimdi her sabah kaç yüz/bin kişinin FETÖ’cü olmaktan tutuklandığı haberleri ile uyanmaktayız. İhbarcılık iliklerimize işlemiş.

FETÖ’cü darbeden tutuklu generalin ağabeyi AKP milletvekili Dişli bile, mahkemelik olduğu iş adamına, “Savcıyla konuşup FETÖ terör örgütü ile ilişkilendirip seni içeriye aldıracağım” diyor.

Yavuz Selim Demirağ gibi bir milliyetçilik timsali Yeniçağ yazarları gözaltına alınıyor. CHP’li vekillere çamur atılıyor. Sözcü Gazetesi tehdit ediliyor.
Rakipleri, muhalifleri silmek için fırsat bu fırsat. Ayır, böl, parçala.
Senaryo aynı, oyuncular farklı.

YETER, BİRLEŞMEYE BAKIN

İktidardakiler, muhalefettekiler, siyasettekiler, medyadakiler…
Her kesimden vatandaşlar. Yeter artık. Bölmeyin birleştirin. Bölünmeyin birleşin.
Her yanımız ateş çemberi. İçimiz yangın yeri. Birleşmeye, birleştirmeye bakın.
Sonra ihbar edecek kimse bile bulamayacaksınız.

Balyoz’dan tutuklu bir arkadaşım, “Duvara toslaya toslaya doğru yolu bulacağız” demişti. Yeter bu kadar toslama. Milli iktidar birleşmenin adresidir..

*****

PAZARTESİ İĞNELERİ

İZ

RTE, “At izi, it izine karıştı.” Doğrudur.
2003’ten beri, artarak…

KARANLIK

Yaz saati uygulaması devam edecek. Karanlık sevenlerin kararı…

MEZAR

Topbaş’ın damadı FETÖ’den tutuklandı.
“Hainler mezarlığı”nı kim, kimin için istemişti?…

KOL

Hakan Fidan’ın sağ kolu Basri Aktepe FETÖ’den tutuklandı. Sol kol?…

================================

Teşekkürler değerli dostumuz Sn. E. Tümg. Naci BEŞTEPE Paşamız..

Sevgi ve saygı ile.
13 Eylül 2016, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

AKP tarih olur


AKP tarih olur!

Prof. Dr. Özcan YENİÇERİ

AKP iktidarı hangi güçle yıkılabilir?

Demokrasi Latince demos ve kratos kelimelerinin birleşmesinden meydana gelir: “Demos” halk, “kratos” ise “erk” demektir. Demokrasi halkın iradesini esas alan yönetim biçimlerini anlatır. Demokrasilerin patronu halktır. Halk istediğini iktidara getirir, istemediğinden de iktidarı götürür.

AKP, bütün gücünü diğer siyasi partilerden daha çok halkı ikna ya da “manuple” etme araç, kaynak ve yeteneğine sahip olmasından almaktadır. Unutmamak gerekir ki,
Alamut Kalesi’nde Hasan Sabah da bütün gücünü müritlerine vaat ettiği ve uyuşturucu ile desteklediği sanal ve sahte cennet mitosundan alıyordu. Yönetilenler kendilerini yönetenlere yönetim gücünü vermezlerse iktidarlar yönetime devam edemezler.

Halk gücü AKP’yi yıkacaktır

Bütün demokrasilerde olduğu gibi Türkiye’de de AKP, iktidardan halk gücüyle yıkılabilir ve yıkılacaktır. Halkın gücünü ve tasvibini arkasına alabilen siyasi parti ve adaylar AKP’nin elinden hem yerel hem de merkezi idareyi alabilirler. Demokrasilerde halka rağmen iktidar olunamaz, halka karşı da iktidar da kalınamaz. Sorunun cevabı da bu noktada şekilleniyor: AKP iktidarını yıkacak olan halkın gücüdür.

Hükümet seçeneği nasıl ve hangi partilerin katılımıyla oluşturulur?

Hükümet olabilmek için öncelikle halkın tasvibini ve onayını almak gerekmektedir.
Türk halkının teveccühü hükümet tercihlerini belirler. Halk, herhangi bir partiye
tek başına ya da bir başka partiyle birlikte iktidar imkânı verebilir.

Birden çok partinin bir araya gelerek hükümet seçeneği oluşturma süreci her zaman pozitif sinerji yaratmaz. Teorik düzeyde mümkün gibi görünen bazı alternatiflerin pratikte karşılığı olmayabilir. Bu tür birliktelikler bazen amaçlananın aksine sonuçlar doğurduğu ayniyle vakidir. Sosyal bilimlerde iki ile iki toplandığında bazen üç bile olmayabiliyor.

  • Partilerin birbirlerine katılımı değil, halkın milli iktidar düşüncesine katılımının sağlanması gerekmektedir.

Bunun yolu da mevcut güdümlü iktidarı halkın umudu olmaktan çıkartmaktan geçmektedir.

Milli iktidar zorunlu ihtiyaçtır

Türkiye’nin geldiği aşamada gayri milli ve güdümlü hükümetleri kaldıracak takatı kalmamıştır. AKP’nin on bir yıllık yıkımını onaracak güçlü ve milli bir iktidara Türkiye’nin ihtiyacı her zamankinden çok daha fazladır. Milli iktidarın yolu milli hükümet ve
milli kadrolardan geçmektedir.

  • Türk milleti, ABD’nin Ortadoğu’yu İsrail ve Batı çıkarlarına uygun biçimde dizayn etme projesi olan BOP’un “eşbaşkanlığı”yla onur duyan bir iktidarı behemahal başından uzaklaştırmalıdır.

Millet iradesi kesin bir biçimde ortaya çıktıktan sonra milli hükümet seçenekleri de kendiliğinden şekillenecektir.

Artık muhalefet seçime devletle girecektir

İktidar seçeneğini oluşturacak yol ve yöntemler nelerdir?

Milli iktidarın matematik bir formülü yoktur. İktidar seçeneğinin deterministik bir algıyla değerlendirmek de mümkün değildir. Türkiye, her ihtimale açık siyasi bir ortamla
karşı karşıyadır. Tarihinde hiç yaşanmadığı kadar asimetrik bir siyaset ortamı
Türkiye’de mevcuttur. Muhalefet seçimlere bundan böyle devletle girecektir.

AKP’nin on bir yıllık iktidarı döneminde parti propaganda makinesi haline getirdiği STK’lar, devlet bürokrasisi, işadamları, burjuvazi, belediyeler, Diyanet görevlileri, medya, televizyonlar, gazeteler, gazeteciler, akademisyenler, programcılar, sanatçılar, sendikalar, spor kulüpleri, sosyal yardım kuruluşları, “Akil Adamlar” AKP’nin lehinde seçime gireceklerdir. AKP’den daha çok AKP’li kuruluşlar seçimlerde büyük rol oynayacaklardır.

Milli duyarlılığı olan siyasi unsurlar ilkönce sivil alandaki mücadeleyi kazanmak zorundadırlar. Bu noktada Atatürk’ün “hattı müdafaa yok sathı müdafaa vardır” ilkesi esas alınarak her alanda AKP’nin oluşturduğu merkezlerle mücadelede öncelikle denge kurulmalıdır.

Zorluktan çok umut var

Önümüzde hangi zorluklar duruyor ve bunlar nasıl aşılacak?

Önümüzde zorluktan daha çok umut ve imkân vardır.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri siyasetin kimyasını değiştirecek niteliktedir.

İktidarın dış politikası iflas etmiştir.

“Çözüm süreci” yıkım sürecine dönüşmüştür.

Dolar aldı başını gidiyor. Petrol fiyatları tahammül sınırını aşmış durumdadır.

Ekonomi alarm veriyor.
Zaman iktidarın aleyhine işliyor. Muhalefetin ciddi alternatif ve duruş göstermesi halinde AKP iktidarını tarih olmaya mahkûm edilebilir.

Yeni hükümet hangi programı uygulamalıdır?

Hükümet programı için önce hükümet olacak gücü halktan almak gerekmektedir.
Ancak milli bir hükümetin ilk ele alması gereken hususlar şunlar olmalıdır:

Milli onarım projesi

AKP döneminde Türk Milleti inkâr edilmiş, TSK suç örgütü olarak sunulmuş ve
Devletin de çivisi çıkmıştır. Bu yaklaşımın sonucu olarak kurumlar işlevsiz kalmış, uygulanan ekonomik politika halkı ticaret ve tüketim toplumu haline getirmiş,
dış politika uygulanan ayaküstü kararlarla ülkeyi felakete sürükleyecek bir aşamaya getirmiştir.

  • Türkiye’nin bir milli onarım projesini acilen devreye sokması gerekmektedir.

Tüketim odaklı ekonomiden üretim odaklı ekonomiye geçmek, ithalat rejiminden ihracat rejimine geçmek, ekonomiyi sıcak ve milliyetsiz paraya dayalı olmaktan çıkarmak şarttır.

Dış politika parametreleri acilen ve tamamen değiştirilmelidir. İktidarın AKP burjuvazisi yaratmaya yönelik özelleştirmeleri, satışları, ihaleleri, kiralamaları derhal gözden geçirilmelidir.

Anayasayı AKP Anayasası, Yargıyı AKP Yargısı, Devleti AKP’nin parti devleti haline getirme faaliyetlerine derhal son verilmelidir. (AYDINLIK, 02 Eylül 2013)