Dostlar,
Gün geçmiyor ki, ülkemizin en temel değerlerine saygı kusuru, açık saygısızlık edilmesin hatta ayaklar altına alınmasın..
Bu talihsiz gidişten hiç kuşku yok ki AKP iktidarı net olarak sorumludur.
Son olarak, Dünyanın, yenilen düşmanlarımızın bile büyük saygı ile karşıladığı
30 Ağustos Zaferimizin anma töreninde Bergama’da çoook acı bir olay yaşandı..
- Bergama Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Yüksel, -basından öğrendiğimize göre- Bayrak geçit töreninde herkes ayağa kalktığı halde kendisi kalkmamıştır!
Böyle bir davranışın özürü olamaz.
“Savcı” Hasan Yüksel denen kişi, derhal bir açıklama yapmak ve kabul edilebilir bir gerekçesi varsa kamuoyunun bilgisine sunarak açık ve içten bir özür dilemek yükümündedir.
Ülkesinin bayrağına saygılı olmak, yurttaşlık yükümlülüğünün en başında gelir.
Dünya görüşünüz ne olursa olsun, nüfus cüzdanını, pasaportunu taşıdığınız ülkeye öncelikle SADAKAT borcunuz vardır. Sadakat, askerlik ve vergi 3 temel yükümdür.
Hele kamu görevlisi iseniz, bu sorumluluk ve yükümlülük “mutlak” dereceye ulaşır.
Bay Hasan Yüksel’in böylesi bir özgürlüğü yoktur.
Öncelikle -çooook haklı bir özürü yoksa- (kaldı ki, ayağa kalkmasına engel bir sağlık sorunu varsa törene vekilini yollar.. dalgınlığına geldi denebilir mi?
Biz bir özür bulamıyoruz!?..)
- Bay Yüksel derhal kamu görevini bırakmalıdır.
İkinci olarak, hangi ülkenin bayrağına saygı gösterebilecekse o ülkenin yurttaşı olmak için Türk vatandaşlığından ayrılarak oraya başvuru yapmalıdır.
Hiçbir ülkenin bayrağı için ayağa kalkmak istemiyorsa “haymatlos” luk (Vatansızlık) rütbesini seçebilir.
*****
Olayın yenilir yutulur yanı yoktur.
- Adalet Bakanlığı ve HSYK derhal soruşturma başlatmalı
ve tedbiren, olayın vahim oluşu bakımından
Bergama C. Başsavcısı Bay Hasan Yüksel hemen görevinden alınmalıdır.
Devlet memurluğuna girerken ettiği sadakat yemini dışına çıktığından,
kamu görevinden uzaklaştırılmalı ve ilgili mevzuat uyarınca hakkında
ceza koğuşturması ve idari soruşturma yapılmalıdır.
Dahası; Vatandaşlık yasası, Türk Ceza Yasası vd. elveriyorsa
yurttaşlıktan çıkarılmalıdır!
Muhalefet konuyu mutlaka TBMM’ye taşımalıdır ve bu zat mutlaka,
hak ettiği yasal yaptırımla en ağır biçimde karşılaşmalıdır.
Bay Hasan Yüksel, insanlığın utanç tarihine geçecek çok ağır bir eylemin
bilinçli (taammüden) sahibidir.
Al bayrağımız için kanlarını döken, gözlerini kırpmadan canlarını veren şehitlerimizin aziz ruhları acı içindedir, muazzeptirler ve Bay Yüksel’in geçmişiyle geleceğiyle
kendisi de ailesi de utanca boğulmuşlardır. Şehitlerimizin bu derin ve ölçüsüz
manevi acısı, Bay Yüksel’in vicdanını asla rahat bırakmayacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti, Bay Yüksel gibileri tepeleye tepeleye kurulmuştur ve
yoluna sonsuza dek devam edecektir; Atatürk‘ün kesin buyruğu ve şaşmaz öngörüsü gereği “ilelebet payidar” kalacaktır!
Bütün nefretimizle bu talihsiz kişiyi ve eylemini kınıyor, lanetliyoruz!
O’nun bu cesareti bulmasını sağlayan kurumları, kişileri ve tüm sorumluları da!
TBB’nin (Türkiye Barolar Birliği) sıkı bir dosya ile ilgili hakkında suç duyurusunda bulunmasını diliyoruz.
Biz de T.C. Yurttaşı olarak, derin bir biçimde incinmiş olarak, bu kişi hakkında
HSYK ve Adalet Bakanlığı’na, bu yazımızla suç duyurusunda bulunuyoruz
ve gerekli yasal işlemlerin eksiksiz olarak hızla uygulanmasını istiyoruz.
Hukukçu olmadığımız için ilgili mevzuat kuarallarını tam olarak bilmiyoruz ama suç duyurusunda bulınduğumuz 2 kurumun ilgili pozitif normları res’en araştırarak uygulamasını istiyoruz.
Atalar, “Her şeyde bir hayır vardır.. “ demişler.
Bu vahim olay da ülkemizde ve ulusumuzda ciddi bir uyanış için önemli bir gerekçe olur dileyelim..
Sevgi ve saygı ile.
Datça, 2.9.13
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
=======================================
Bayrak Geçit Töreninde Oturan İzmir – Bergama Savcısı Hasan Yüksel!
Herkes ayağa kalktı ama savcı oturdu!
Prof. Birgül Ayman Güler,
İzmir Bergama’daki 30 Ağustos törenlerinde resmi geçit sırasında ayağa kalkmayan Bergama Cumhuriyet Savcısı Hasan Yüksel‘e tepki göstererek,
- ‘Ülkesinin bayrağına saygısı olmayan bu kişi,
nasıl cumhuriyet savcılığı görevi yapabilir?’ diye sordu.
Savcının, Türk Bayrağı taşıyan grubun protokolün önünden geçişi sırasında koltuğundan kalkmadığını anımsatarak, memleketi Bergama’da yaşanan
bu talihsiz olayı, bütün Bergamalılar gibi kendisinin de şiddetle kınadığını vurguladı.
Olayın geçiştirilmeden soruşturulması ve gerekli işlemlerin yapılması için sorumluluğun Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’yla Adalet Bakanı’nda olduğuna dikkat çekti.
Güler, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
“Türk Ulusu’nun dirilişinin, vatanın düşman işgalinden kurtuluşunun 91. yıldönümünü gurur ve coşkuyla kutladık. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda hepimiz coşku ve birlik içinde bağımsızlığımızın sancağına ve kurtuluşun önderi Mustafa Kemal Atatürk’le silah arkadaşlarına saygı ve şükranlarımızı sunmanın onurunu yaşadık. Maalesef memleketim Bergama’da düzenlenen 30 Ağustos töreninde, tüm protokol halkla birlikte bayrağımızın geçişini ayakta selamlarken, cumhuriyetin savcısı unvanı taşıyan kişi, oturduğu yerden kalkmamıştır. Bu saygısızlık herkesi şaşkına çevirmiş, Bergamalıları ve tüm kamuoyunu büyük bir üzüntüye sevk etmiştir. Cumhuriyeti korumak, kollamak ve yüceltmekle görevli bir kamu görevlisinin, egemenlik ve bağımsızlığımızın simgesi olan bayrağımıza karşı bu sergilediği bu saygısızlığı
kabul etmek ya da görmezden gelmek söz konusu olamaz. Meslek unvanının başında “Cumhuriyet” olan böyle bir kişinin ‘cumhuriyet savcılığı’ görevinin gerektirdiği sorumluluğu taşıyamadığı açıktır. Ülkesinin bayrağına, Cumhuriyet’e saygısı olmayan biri, nasıl ‘Cumhuriyet Savcısı’ olabilir? Bu savcının devlet ve kamu adına düzenlemesi gereken iddianame ve fezlekelerin nasıl bir geçerliği olabilir?”
(Cumhuriyet portalı, 2.9.13)