Etiket arşivi: İsrail ile Hizbullah

Hüsnü Mahalli : Velev ki takas!


VELEV Kİ TAKAS…
Velev ki takas!

Hüsnü Mahalli
hmahalli@hotmail.com

Bu coğrafyada herkes herkes ile belirli şeyleri takas eder. Örneğin Hamas‘ın 5 yıl önce kaçırdığı bir askere karşı İsrail 2011 yılında 1027 Filistinli tutsağı serbest bıraktı.
Benzer takas daha önce İsrail ile Hizbullah arasında gerçekleşmişti. Türkiye ve Katar’ın arabuluculuğu ile Nusra örgütü Esad yönetiminin serbest bıraktığı ve aralarında
IŞİD lideri Bağdadi‘nin Suriyeli eşinin de bulunduğu onlarca tutsağa karşılık daha önce kaçırdığı Hıristiyan din adamlarını salıverdi. ÖSO ve Nusra kaçırdıkları bir grup İranlı
ve daha sonra Lübnanlıyı, Katar ve Türkiye’nin arabuluculuğu ile serbest bırakmıştı . Bugünler de ise yine Katar ve Türkiye’nin arabuluculuğu ile IŞİD ve Nusra’nın kaçırdığı Lübnanlı askerlerin serbest bırakılması için özel çaba harcanıyor. IŞİD ve Nusracılar Lübnan’da tutuklu bulunan yandaşlarının serbest bırakılmasını istiyor ve
her hafta kaçırılan bir askerin kafasını kesip görüntülerini paylaşıyorlar.
İşte tam bu sırada IŞİD Türk rehineleri bırakıyor.

IŞİD,

  • ‘Devletimiz  ve Türk devleti arasında dışişleri bakanlıkları düzeyinde yapılan görüşmeler sonucu rehineler Türk tarafına teslim edilmiştir.
    Anlaşma her iki tarafın yararınadır.’

diye bir açıklama yaptı.

IŞİD kaynaklarına da dayanarak Arap medyası, Katar ve Iraklı Sünni aşiretlerin arabuluculuğuna dikkat çekiyor ve anlaşmanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son Katar ziyaretinde sağlandığını yazıyor. Musul işgali sürecinde IŞİD’in müttefiki olan
Sünni aşiretleri etkileyen iki kişi var. Birincisi terörle yargılanıp idama mahküm olan ve  İnterpol’ün kırmızı bültenine karşın İstanbul’da ikamet eden Irak Cumhurbaşkanı
eski yardımcısı Tarık Haşimi . İkincisi ise Musul’un işgalinde IŞİD’e yardım ettiği söylenen Irak Parlamentosu eski başkanı Usame Nuceyfi.

Arap medyasına göre Erdoğan, Davutoğlu ve Katar Emiri’nin de dostu olan bu kişiler rehineler konusunda en önemli rolü oynadılar. Türk vatandaşlarının Musul’da rehin alındığı 10 Haziran’dan bu yana seslerini çıkarmayan Nuceyfi ve Haşimi,
her nedense geçen süre içinde müttefik IŞİD’e gidip ‘Burak şu Türk rehineleri’ demediler.
Belki de uygun zamanı bekliyorlardı!
Arap medyasına göre serbest bırakılan Türk rehineler karşısında Türkiye’de tutuklu
IŞİD yandaşları serbest bırakılacak, dışarıdan Türkiye’ye gelip Suriye’ye girmek isteyen IŞİD militanları rahatsız edilmeyecek, acil durumlarda IŞİD militanları Türkiye’de
tedavi görmeye devam edecek, sınır bölgelerinde IŞİD ile PYD arasındaki savaşa Türkiye karışmayacak ve son olarak Türkiye, Batı ile birlikte IŞİD’e karşı savaşta
hiçbir biçimde yandaş olmayacak.Tüm bunların yerine getirilmesi durumunda rehineleri serbest bırakan IŞİD, kendi inancına aykırı olmasına karşın, Türkiye’ye ait ve
Suriye sınırları içinde bulunan Süleyman Şah Türbesi‘ne dokunmayacak,
orada bulunan 25 Türk askerini koruyacak ve nöbet değişimine izin verecek.

Oysa IŞİD Suriye ve Irak’ta işgal ettiği şehirlerde bulunan kilise, mezar, türbe ve benzeri tüm ibadet yerlerini yıkmıştır.

IŞİD ile Ankara’nın anlaşması ile ilgili bu ve benzeri bilgileri veren Arap medyası,
her iki taraf arasında temelde ciddi sorunlar bulunmadığına dikkat çekiyor.
Çünkü IŞİD militanlarının büyük bölümü dünyanın dört bir tarafından Türkiye’ye gelmiş ve buradan Suriye’ye girerek IŞİD’e katılmıştır. Ayrıca NATO ve Arap ülkelerinin Suriye’de savaşan gruplara gönderdiği tüm silah ve askeri malzeme Türkiye üzerinden ulaştırılmıştır. IŞİD, Rakka ve Deyrezor bölgesindeki kuyulardan çıkardığı petrolü kaçakçılar üzerinden Türkiye’de satıyor. Bu arada IŞİD sempatizanı ve sayıları ile ilgili farklı rakamların bulunduğu yüzlerce ya da binlerce Türkiye vatandaşı çok kolay
bir şekilde sınırdan geçerek IŞİD’e katılıp Suriye ve Irak’ta savaşıyor ya da
oralarda yaşıyorlar.

Özetle Arap ve Batı medyasının son zamanlarda sık sık gündeme getirdiği konular anımsanırsa, rehineler ile ilgili anlaşmanın ne denli kolay olduğu anlaşılacaktır.
Önemli olan neyin ne karşılığında yapıldığının kamuoyu tarafından bir an önce bilinmesidir.
Çünkü bu coğrafyada hiçbir şey gizli kalmaz, kalmıyor.
Hele hele konumuz IŞİD ise!

===========================================

Evet dostlar,

IŞİD ve Ortadoğu konularında Sayın Hüsnü Mahalli’nin uzmanlığına ve öngörülerine güveniyor ve O’nu izlemeyi sürdürüyoruz..

“Bilme hakkımıza” saygı gösterilmesini diliyor ve yurttaşlar olarak
olayların içyüzünü öğrenmek istiyoruz.

Sevgi ve saygı ile.
22 Eylül 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net