Yasallık maskesinin atılması
Dr. Doğu PERİNÇEK
AYDINLIK, 07.11.2016
(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)
HDP, dün TBMM Genel Kurulu ve Komisyon çalışmalarına katılmayacağını açıkladı. Bir yandan da Meclis’ten çekilmedik diyor. Meclis lokantasında ucuz yemek faaliyeti devam ediyor. Koridorlarda volta atma faaliyeti de devam edecek. Başlarını dik tutamıyorlar. Korkakça, çünkü milleti ve ülkeyi karşısına almışlar.
YASAL PARTİ OLMAKTAN VAZGEÇMEK
Siyasî Partiler Yasası’nın 3. maddesinde siyasî partilerin, “milletvekili ve mahallî idareler seçimleri yoluyla … millî iradenin oluşmasın” katıldıkları belirtilir.
Seçimler yoluyla ve Meclis’teki çalışmalara katılarak millî iradenin oluşumuna katılmak, Yasadaki Parti tanımının özünü oluşturuyor. Bu nedenle HDP’nin Meclis çalışmalarından çekilmesi, bir bakıma siyasal parti olmaktan vazgeçmek anlamını taşıyor. Meclis çalışmalarından çekilen HDP için hangi faaliyet biçimi kalmaktadır?
- PKK’nın terör faaliyetini desteklemek,
- PKK için haraç toplamak,
- PKK’nın mayın döşemesine yardım etmek,
- PKK’ya bilgi yetiştirmek,
- PKK’ya malzeme bulmak, eline silah verilecek insan kandırmak,
- PKK’nın propagandasını yapmak vb.
YASADIŞI PARTİ İTİRAFI
HDP’nin Meclis çalışmalarını terketmesi, aslında bir itiraftır. Bu partinin asıl faaliyeti Meclis dışındadır. Programını hayata geçirmek için, Ankara’da iktidar olma veya TBMM çalışmalarına katılma yolunu benimsemiyor.
Amaç, ABD güdümünde İkinci İsrail’i kurmaktır.
Zaten 2015 yılı Aralık ayında Diyarbakır’da sözümona “özerklik” ilan etmiştir. Sözde Meclisler kurduklarını açıklamışlardır. Onların hükümet merkezi Ankara değildir, İkinci İsrail’in sözümona hükümet merkezidir.
YASADIŞI KİMLİĞİN İLANI
HDP, Meclis çalışmalarından çekilerek, kimlik beyanında bulunuyor, “ben yasal parti değilim” diyor, terör örgütünün yan kolu olduğunu ilan ediyor. Bu ilana, meydan okuma diyemeyeceğiz, çünkü HDP yöneticilerinin ruh hallerindeki bozgunu herkes görüyor. Ancak maskenin atılması diyebiliriz. Evet,
- HDP maskesini atmıştır. HDP, Meclisten çekilerek dağa çıkmıştır.
HANGİ YASALLIK??
Yasallık, her zaman belli bir sistem içinde yasallıktır, belli bir sistemin yasallığıdır.
Türkiye’nin Cumhuriyet rejiminin yasallığı ile emperyalist sistemin yasallığı karşı karşıya gelmiştir.
Türkiye’yi bölmek isteyen merkezler de, PKK’nın terör faaliyetini yasal gördüklerini resmen açıklamaya başlamışlardır. Türkiye’yi bölen terör örgütü ve yan kolları var. Bölücü terörün örgütlenmesini ve faaliyetini haklı gören emperyalist devletler de var.
Türkiye, bölücü terörle hesaplaşma dönemine girmiştir.
Bu hesaplaşma, emperyalizmle iki yüzyıllık hesaplaşmamızın son raundudur.
Bugün HDP’nin yasallığını kabul etmek, emperyalistlerin Türkiye’yi bölme
planlarını yasallaştırmaktan başka bir anlama gelmez.
Ya Türkiye’nin vatan bütünlüğü yasaldır ya da HDP/PKK yasaldır.
İkisi birden yasal olmaz. Yargıdan önce millet farkında. Türkü ve Kürdüyle bütün Türk milleti,
- PKK/HDP’nin Amerikan bayrağı altında savaşan bir ihanet örgütü olduğunu
görmektedir. Özellikle
- Güneydoğu illerimizdeki Kürt yurttaşlarımız, PKK/HDP’den kurtulmak istiyorlar.
KAPATIN DAVETİ
HDP’nin kapatılması hem yürürlükte olan yasalar açısından gereklidir, hem de halkın taleplerine uygundur, başka deyişle halk açısından da haklıdır. HDP’nin Meclis çalışmalarından çekilmesi, hukukî açıdan bakarsanız, “gelin bizim partimizi kapatın” davetinden başka bir içerik taşımıyor.
Davetin muhatabı, yasalara göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’dır.
=======================================
Dostlar,
Kamu Hukuku Doktoru olan Sayın Doğu Perinçek’in bu “kritik” yazısında biz bir yanlış – hata göremiyoruz… Ne yazık ki Türkiye giderek geriliyor ve kutuplaştırılıyor.. Artan – artırılan bu politik polarizasyon bizi ciddi biçimde endişelendiriyor.. Ne çare ki gerilim kurgulu biçimde tırmandırılıyor. Bu gün HDP’nin TBMM grup salonunda AB üyesi ülkelerin diplomatik temsilcilerinin politik gösterisi kayda değerdir ve ülkemizin içişlerine karışma anlamına gelebilecektir.. Hele “Kürdistan Faşizme mezar olacaktır” çığlıklarını çok sakıncalı ve yanlış buluyoruz.. Evet, genel anlamda bir AKP faşizminden söz debiliriz ama Kürdistan neresidir? Türkiye, Anayasasına göre (md. 2) ülkesi ve ulusu ile bölün(E)mez bir bütün ise bu slogan bölücülük ve suç değil midir?
En ivedi gereksinimin bu kurgulu (planlı) gerilimin tırmanmasını engellemek olduğu anlaşılıyor.. Başta Erdoğan ve AKP, söylemlerini sükunet ve ulusu birleştirici temelde ayarlamalıdır.
Sevgi ve saygı ile.
08 Kasım 2016, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com