Etiket arşivi: E. Alb. Cemil Denk

PKK – HDP – AKP İLİŞKİLERİ : AÇILIM SÜRECİ

DAVETLİMSİNİZ..

PKK – HDP – AKP İLİŞKİLERİ :
AÇILIM SÜRECİ

konulu GÖRSEL SUNUMUMUZ var

 

Yer  : Türkiye Emekli Subaylar Derneği’ (TESUD) Genel Merkezi
Selanik 2 Cad. no: 34 Kat :3  Kızılay Ankara
Tarih: 10 Mart 2015, Salı
Saat : 14 00
Sunan : E. Alb. Cemil DENK

portresi

 

 

ABD’ye, AB’ye BARZANİ’ye “NOTA” Verilmeli !

KURTULUŞ İÇİN (2)
ABD’ye, AB’ye BARZANİ’ye “NOTA” Verilmeli !

E. Alb. Cemil DENK

ABD’nin ana hedefi:
Öncelikle Kuzey Irak’ta kurulmuş olan Barzani sözde Devleti’ni Türkiye’nin tanıması ve
fiilen koruması altına almasıdır. Çünkü ABD Irak’tan çekildikten sonra, Irak Arapları ve İran, Barzani Devleti’ne karşı harekete geçebilirler.

Böylece ABD hem Barzani Devletini güvene almış olacak, hem de Irak ve İran ile
karşı karşıya gelecek olan Türkiye, ABD’ye daha çok mahkûm duruma gelmiş olacaktır.

Barzani Devleti ABD için önemlidir. Çünkü Büyük Ortadoğu Projesi’nin ana hedefi olan Büyük Kürdistan’ın başlangıç noktası Kuzey Irak’taki Barzani Devletidir. Irak saldırısının esas amacı da zaten Barzani Devletinin kurulması idi.

Büyük Ortadoğu Planı’nın amacı;

ABD-İngiltere-Fransa gibi devletlerin yüzyıllık düşü olan;

* 24 Müslüman ülkenin rejimlerini ve sınırlarını değiştirmek,
* BÜYÜK KÜRDİSTAN kurmak (Gerçekte BÜYÜK İSRAİL!)
,
Üsler aracılığıyla, Orta Doğu, Kafkaslar ve Orta Asya’yı, buradan denetlemektir.

ABD-İNGİLTERE-PKK- BARZANİ cephesi, Türkiye devletini tasfiye etmek için her alanda saldırılarını sürdürüyorlar.

AKP Hükümeti de bunlarla işbirliği içinde, ekonomik kaynaklarımızı satıyor, milli güçlerimizi etkisizleştiriyor. Türk Milleti’nin bu saldırılara sonsuza dek katlanması, dayanması olanaklı mıdır?

ABD’ye, “Türkiye’nin dostu” diyorlar, savaşması için silah veriyor, istihbarat veriyor.. diyorlar. ABD gerçekten Türkiye’nin dostu ise, “Türk Ordusu’nun Kandil Dağını dünya haritasından silmesine” izin verir, yardımcı olur!..

Uludere’de 35 kaçakçıyı gören ABD istihbaratı, Amerika, Dağlıca Karakolumuza saldıran
ağır silahlı 300 “teröristi” (1?) göremiyor (!?) İşin acı yanı, üstelik de bu hainler Kuzey Irak’tan yani ABD’nin denetimindeki bölgeden geldiler.

Bu ‘Anında İstihbarat’ komedisini bizim Hükümetimiz göremiyor ya da görmezden geliyor!

Amerika, Koskoca Türkiye’yi, silah bırakmaya yanaşmayan PKK’yla pazarlık masasına oturtuyor!

PKK’nın arkasındaki büyük güç ABD‘dir. Amerika için PKK, Ortadoğu coğrafyasının yeniden biçimlenmesinde (BOP) kullanılacak silahlı bir taşerondur. O nedenle, ABD PKK terörünün bitirilmesine izin vermiyor. Bir ülkenin yönetimi başkalarının emrinde olursa, olacağı işte budur!

Cemaatin dergisi Aksiyon, son sayısında, ABD’nin Adana Konsolosu Daria Darnell başkanlığında kimi Kürt liderlerle İncirlik üssünde toplantılar yapıldığını ve Kürtlerin geleceğine ilişkin kararlar alındığını yazdı.

Neydi bu kararlar? Kürtler için Demokratik Özerklik modeli!..

PKK, Türkiye’ye sınır ötesi harekât yapıyor.
Türk Ordusu’nun savunma amaçlı sınır ötesi harekât yapmasını ise ABD engelliyor.
ABD yalnızca nokta operasyonlara izin veriyor. İzni ABD verdiği için de,
nereye operasyon yapılacağını ABD biliyor. Bilgi PKK’ya da gidiyor.”

Askerlerimiz Dağlıca’da neredeyse, öbek, öbek şehit olup toprağa düşerken,
Başbakan Erdoğan, Putin ve Obama ile Suriye’ye müdahaleyi konuşuyor!
Peki, Dağlıca dediğimiz yer Irak’ta mı? Hayır! Hakkari ilimizde yani Vatan Toprağı!
Saldırı nereden geliyor? Kuzey Irak’tan! Orası kimin denetiminde?
İşgalci konumundaki ABD’nin!

Böyle bir tabloda Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Obama ile Dağlıca’yı konuşması değil,

“Kandil’i söndürmezsen İncirlik Üssünü Kapatırız!” ‘ultimatomu’ vermesi gerekir?

Üstelik Dağlıca’ya yapılan hain sızma ve saldırı ilk değil!
Yalnızca Dağlıca mı, K. Irak’ı ya da Kandil’i üs yapan PKK’nın akıttığı kanlar sel olmuş durumda!

Tablo bu ama Başbakanımız, yaptığı her konuşmada;
Kandil’i tasfiye yerine Suriye’yi işgalden bahsediyor!

Ayrıca AKP Hükümeti, Suriye’nin PARÇALANMAMASI, Suriye’nin kuzeydoğusunda bir
Kürt Devleti KURULMAMASI için Suriye ile ittifak yapacağı yerde; tam tersine Suriye rejimini yıkmak için çalışmaktadır.

Suriye’de rejim değişikliği halinde, aynen Irak’ta olduğu gibi;
Kürt Bölgesinin Ayrılması ABD Planıdır.

ABD, AB, İNGİLTERE, BARZANİ vb. Dış Güçler Türkiye’nin yıkılması için ellerinden gelen
her türlü düşmanlığı yaparlarken;

Sayın Başbakan’ımız;

“Biz Büyük Ortadoğu (Bop) Projesinin Eş Başkanıyız, Biz Bu Görevi Yapıyoruz.” diyor,

ABD’nin Ortadoğu ülkelerini İşgal etmek, Türkiye’mizden kopardıkları topraklarda
Kürdistan’ı kurmak, Ermenistan’a Türkiye topraklarından toprak vermek ve de ülkemizi
Eyaletlere bölmek projesinin başkan yardımcısı olmakla övünüyor (!?)
———-

ABD’ye AB’ye BARZANİ’ye “NOTA” verilmeli !

İktidarımız, önce teröristlerin eğitim gördükleri, topraklarımıza sızıp, güvenlik güçlerimize, masum insanlarımıza saldırdıkları, sonra da ellerini kollarını sallayarak geri döndükleri sözde Kürdistan kabilesinin sözde başkanı Barzani’ye;

10 gün içinde;

* PKK yöneticilerini tutukla, bize teslim et,
* Kamplardaki PKK unsurlarını boşalt,
* Bölgeyi denetimimize aç! “ULTİMATOM’U verilmelidir.

Barzani gereğini yapmazsa, askerimizi Kuzey Irak’a, teröristlerin inlerine sokmalıyız,
oralardaki terör yuvalarını geçmişte yaptığımız gibi temizlemeliyiz.
Bölge, yurt içinde terörist kalmayana kadar işgal altında tutulmalıdır.
———-
1992’de Irak’a yapılan kara harekatının komutanı Emekli Orgeneral Necati Özgen,
kara harekatını VATAN’a yorumladı:

“Devlet otoritesini o bölgede göstermelidir. Irak sınırından içeride, Dohuk-Zaho bölgesinde Tampon Bölge oluşturulmalıyız.

Yeni bir sınır tashihi gerekiyor. Gerekirse Irakla görüşüp yapılabilir.
Hakkari, Şırnak ve tüm bölgenin güvenliği için SINIR ÇİZGİSİNİN mutlaka DEĞİŞMESİ gerekir.” (Mert İnan, VATAN)

Bizim birliklerimiz, hep SAVUNMADA KALMAMALI, Kurbanlık Kuzu gibi beklememeli,
İnisiyatif Almalı, hainlerin tepesinde olmalıdır.

Çünkü en iyi SAVUNMA; TAARRUZDUR.

Bunlardan önceki hükümetler döneminde Ordumuz gerekli olunca, Kuzey Irak’a girmiş,
onların inlerini, mağara ve üslerini delik deşik etmiş ve teröristleri, analarından doğduğuna pişman etmişti.

Bu hükümet de bunu yapabilir çünkü bu konuda Birleşmiş Milletler Sözleşmesi var.
Bu Sözleşmenin 51. maddesi çok açık. Madde şöyle:

“… Bu anlaşmanın hiçbir hükmü, BM üyelerinden birinin Silahlı Saldırıya Uğraması halinde, bu üyenin Meşru Savunma Hakkını kullanmasına engel değildir…”

Başımıza çuval geçiren, komşu ülkelerde Müslüman kardeşlerimize tecavüz eden,
yurdumuzu bölmek isteyen terörist örgüte askeri, lojistik destek sağlayan, yalan yanlış istihbaratlarla 34 vatandaşımızın ölümüne neden olan Amerikan askerlerinin zaferi için
dua edenlere sesleniyoruz:

19 Mayıs’lar, Cumhuriyet Bayramları, Atatürk’ler, Hasan Tahsin’ler tüm ulusun
ortak değerleridir. Ortak mirasımızdır.

Kimse onları anmamızı, mezarlarına, anıtlarına çelenk koymamızı engelleyemez.

ABD istedi diye kimse Ulusal Kurtuluş Savaşımızı unutturamaz,
Cumhuriyetimizi ortadan kaldıramaz.

Önünde – sonunda, babalarınız, dedeleriniz gibi, sizin de “Şeriatçı korku İmparatorluğunuz (!) yıkılacaktır.

Sözün özü :

Türk Hükümeti’nin,

AB’ye de ABD’ye de, İNGİLTERE de, BARZANİ’ye de vb. Dış Güçlere
“NOTA” vermesi gereklidir.

“Çekil Önümden” “Gölge Etme Başka İhsan İstemem” demesi gerekir.

Bu Millet, bu vatanı, Kuruluş Savaşı’nda “Bir Çift Çorap ve “Bir Çift Çarıkla” kazanmıştır. Gerekirse yine Aç kalır, Açık kalır, bağımsızlığını yine kazanır inancındayım.

KURTULUŞ İÇİN (7) SIKIYÖNETİM, SIKIYÖNETİM! OY, OY, OY!

CEMİL DENK, E. Albay

KURTULUŞ İÇİN (7) SIKIYÖNETİM, SIKIYÖNETİM, SIKIYÖNETİM! OY, OY, OY!

E. Alb. CEMİL DENK
denk.cemil@gmail.com, 7.8.12

Hakkâri’nin Şemdinli İlçesi’nde iki haftadan beri devam eden bir savaş var!
Bu duruma bakıp, Silahlı Kuvvetlerimizin, denk kuvvetteki Yabancı bir Devletin Ordusuyla Savaştığını sanmayın! Askerlerimiz, PKK’lı teröristlerle çarpışıyor!

PKK, sınırlarımız içinde mevzilenmeye, yol kesmeye başladı!..
Şiddetli çatışmalar sürüyor, araçlarımız ateşe veriliyor, köyler boşaltılıyor!

Nerede bu ülkenin askeri, Nerede bu ülkenin hükümeti?
Böyle bir aşağılanma şimdiye kadar hiç yaşanmamıştı.

Başbakan’ımız Esad’la, Suriye ile uğraşacağına, sınırlarımızın içinde yaratılan “Kurtarılmış Bölgeleri kurtarsın!

Bizim hükümetimizin, “AYRANI YOK İÇMEYE” ama bu güne kadar Filistin, Somali, Libyalı aşiretlerle, Suriyeli muhaliflere yapılan silah ve parasal yardımlar birkaç milyar doları buluyor.

Sınırda bayrağımızı indirip, polisimizi tartaklayan Suriyeli sığınmacıların iaşe ve ibatelerinin 320 milyon lirayı geçtiğini hükümet açıklıyor.

Daha önce Kuzey Irak’ta 500 bin Peşmerge’yi koynumuzda beslemiş, sonra başımıza bela etmiştik. Tüm bunlar İKTİDARIMIZA DERS olmuyor.

Bu hükümetin her yaptığını alkışlayan ‘UYUYAN DEV’ de uyanmıyor!

Ben inanıyorum ki; bu Halk, bu UYUYAN DEV önümüzdeki seçimlerde UYANACAK ve kendisine bu acıları çektirenleri tanıyacak ve kendilerine gereken dersi Sandıkta verecektir.

Şemdinli dağlarında iki haftadır devam eden çatışmalar, PKK’nın bölgeyi ele geçirme ve Alan Hâkimiyetini sağlama isteğinin işaretidir.

Bölücü Terör, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden güçlü olduğunu göstermek istiyor, İsyan başlatmak istiyor. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ‘Ülkede 20 milyon Kürt yaşıyor’ diyerek, Türkiye’de Tek Millet olmadığını ima ediyor.

Osman Baydemir de:

“Irak’tan sonra Suriye, İran ve Türkiye’de de Özerk KÜRDİSTAN kurulacak, başkenti Diyarbakır şehri olacak.” diye meydan okuyor.

İŞİN GARİBİ, bu adamlar hakkında hiçbir işlem yapılmıyor,

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın ve Diyarbakır Belediye başkanı Osman Baydemir’in yaptığı açıklamalar açıkça SUÇ olduğu halde bir tepki göstermeyen hükümet, bir parti başkanı olan Doğu Perinçek’i yıllardır hapiste tutuyor, Bodrum Belediye Başkanı Demokrat Partili Mehmet Kocadon’u görevinden alıyor, tutukluyor…

ABD – AKP – Fetullah ittifakıyla orduda Ergenekon adı altında büyük Orta Doğu Projesi ve Amerikan karşıtı generalleri, temizleme operasyonları başlatılıyor ve yıllardır bu kıyımın ardı arkası kesilmiyor. Yıllardır terörle mücadele eden cesur komutanlar hapse atıldı. Gizli tanıkların ifadelerine itibar edilip kahraman subaylar tutuklandı. Peygamber ocağının içine incir diktiler.

Hani ne derler; Taşları Bağlamışlar, İtleri Serbest Bırakmışlar misali…

Ordu ve yargının bu denli çökertilmesi, ‘UYUYAN DEV’in umurunda olmayınca, hükümetimiz de,

“Benim Yaptığım Her Şeyi Milletimiz Doğru Buluyor ki; Her Seçimde Beni İktidar Yapıyor..” diyor ve kendi çıkarlarına uygun yönetimine şuursuzca devam ediyor.

Ben inanıyorum ki; bu Halk, bu UYUYAN DEV önümüzdeki seçimlerde UYANACAK ve
kendisine bu acıları çektirenlere gereken Dersi Sandıkta Verecektir.

Gün geçmiyor ki, Güneydoğu’dan şehit haberleri gelmesin!.
Her zamanki gibi yürekler yine kavruluyor.

İşin EN GARİBİ de, anaların, babaların ‘Bir oğlum daha var o da vatana millete kurban olsun!’ demesi!

Kurtuluş Savaşı’nda on binlerce şehit verdik, orada verdiğimiz şehitlerimiz vatanımızın düşman işgalinden kurtarmak içindi, hepsini şükranla ve rahmetle anıyoruz. Nur içinde yatsınlar.

Peki, şimdi bu şehitlerimizi ne için veriyoruz? Vatan için mi?
Yoksa birilerinin Ülkemizi Bölme Planlarına hizmet etmek için mi?

Ben şehit babası olsam;

“Ben dâhil, bütün çocuklarım vatanımız için kurban oluruz! Ama ben, hiçbir evladımı bunların ÜLKEMİZİ BÖLME planlarına hizmet etmek için kurban etmem” derim!

***
Devletin yetkilileri, yıllardır “Çok güçlüyüz, şehitlerin kanı yerde kalmayacak..” diye konuşup duruyorlar, konuşulan sözler, verilen vaadler hep havada kalıyor!

Güçlü devlet böyle olmaz! ‘Yabancı bir devlete bağımlı kişiliksiz politikanın sonu o devletin uydusu olmaktır!’

Teröristler, ülkenin Doğu’su ve Güneydoğusu’nda ellerini kollarını sallayarak gezmeye, haraç toplamaya, asker ve polis öldürmeye devam ediyor!

Koca Türkiye’yi bu çaresiz duruma düşürenlere yazıklar olsun!

Evlatları şehit olan analar, araçları yakılan yurttaşlar ‘Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez!’ diye daha ne kadar bağıracaklar?

Evet, ağıt yakmak, slogan atmak da gerekli ama bu “Kürt açılımı-saçılımı diye teröristlere göz kırpan, katiller şebekesinin sırtını sıvazlayan bu hükümet ve tüm hükümetler, yalvarmadan, ricadan, protestodan anlamazlar, etkilenmezler..

“Peki, bu melanetlerden kurtulmak için ne yapalım?” derseniz, bize göre çözüm armudun sapıyla, üzümün çöpüyle uğraşmadan;

BOĞAZINDAN ve BEYNİNDEN ESİR edilmiş HALKIMIZ ve “YETMEZ AMA EVET” diyen ÇAKMA AYDINLARIMIZ da dahil olmak üzere, laik demokratik Cumhuriyet’ten yana
tüm halkımız; OYLARINI, önümüzdeki seçimlerde Laik Cumhuriyet’ten yana bir partide birleştirmeli ve iktidar olmalıdırlar.. Çünkü,

İKTİDAR OLMADAN HİÇ KİMSE HİÇBİR ŞEY YAPAMAZ!

CEMİL DENK, (E. Albay – Ankara ) 07 Ağustos 2012
Atatürk’ün, Din’e, Laiklik’e ve Kadına Bakışı” konusunda Araştırmacı Yazar
0 532 217 88 11 e-mail: denk.cemil@gmail.com