Etiket arşivi: Av. Vural Ergü

YILMAZ ÖZDİL : PROFESÖR HİLMİOĞLU

 

Dostlar,

Yetenekli yazar Yılmaz ÖZDİL,

Aşağıdaki yazısında Ergenekon davasının acı çelişkilerini
büyük ölçüde sayısal verilerle irdelemekte.
Gerçekten hukuk ve insanık tarihine geçti bu dava..

Başbakan’ın başdanışmanı ve AKP Ankara milletvekili Yalçın AKDOĞAN,
24 Aralık 2013 günü STAR Gazetesi’ndeki köşesinde yazmıştı.. Akdoğan’ın yazısında vurgu yaptığı ilginç bir bölüm vardı. Türk Ordusu’na kumpas kurulduğunu
ileri süren Akdoğan,

  • Kendi ülkesinin milli ordusuna, milli istihbaratına, milli bankasına,
    milletin gönlünde yer edinen sivil iktidarına kumpas kuranların
    bu ülkenin hayrına bir iş yapmış olmayacağını çok iyi bilir.
    Amaca ulaşmak için her yolu mübah görenlerin nasıl hastalıklı anlayışlar ürettiğini çok iyi bilir.”
    diye yazmıştı.
    (“Ellerinde nur mu var, topuz mu?” başlıklı makale)

Bu itiraf yazısının üzerinden 62 gün geçti ve masum tutsaklar hala zindanlardan salıverilmedi..

Üstelik Başbakan dahil üst düzey AKP yöneticileri de benzer yönde demeçler verdiler bu süre içinde.

Masum Tutsaklar Niçin Salıverilmiyor ??

Kulağımıza mide bulandıran söylentiler ulaşmakta..
Çirkin pazarlıklara bu masum ve onurlu insanlar alet edilmek istenmekte.
Bir an önce serbest bırakılıp yeniden ve adil yargılama yolu açılmamakta.
Süreç bilerek ve istenerek tıkanmakta ve bir “genel af” fa sürüklenmektedir.

Yerel seçimler sonrası, hatta gerekirse -AKP oyları kritik derecede düşerse- öncesinde AKP’nin bir siyasal kumarıyla;

  • “Yep yeni bir beyaz sayfa açıyoruz.. Genel af…”

demagojisiyle İmralı, PKK ve KCK sanıkları – suçluları toptan tahliye edilmek istenmekte. Masum kurbanlar bu iğrenç af planının piyonları yapılmak istenmekte.

Tutsak kahramanların asla böyle bir pazarlığa ödün vermeyeceklerini biliyoruz.

AKP’nin böylesi siyasal kumarı geri tepip hızlı tükenişe de yol açabilir.
Bu bakımdan, böylesi basit ayak oyunlarını bir yana itip, masum insanlara yıllardır sürdürülen zulme derhal son vermeleri tek yoldur.

AKP’yi daha fazla direnmeden bir kez daha sağduyuya çağırıyoruz.
İçeride ölümün eşiğinde ağır hasta 150’yi aşkın tutuklu – hükümlü vardır.
Bu insanların ise saat bile geçirilmeden tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmalarından başka hukuksal – siyasal – stratejik – politik… çözüm yoktur!

İçeride yaşamını yitirecek her masum tutsağın katili AKP ve siyasal iktidar olacaktır
ve bunun da hukuksal hesabı er ya da geç mutlaka ama mutlaka sorulacaktır.
Azıcık yakın ve uzak tarih bilgisi, bu yargımızın çok sayıda somut örneği ile dolu.

Sevgi ve saygı ile.
23 Şubat 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

===================================

PROFESÖR HİLMİOĞLU

Beş yıldır tutuklu bulunan Profesör Fatih Hilmioğlu’nu,
lütfettiler, kanser olduğu için tahliye ettiler.

*

Dile kolay.
Beş yıl.

*

Silivri mesela… Güya İstanbul’da.
Beşiktaş’tan gelen bir avukat, 90 kilometre gidiyor, 90 kilometre dönüyor. Anadolu yakasından, Pendik’ten gelen bir avukat, 135 km gidiyor,
135 km dönüyor. Beş yıldır.

*

Ekvator’dan dolanırsan, dünyanın çevresi 40 bin km.
800 dolayında duruşma yapıldı. Ergenekon davasının avukatları,
en az birer kez dünyanın çevresinde tur atmış oldu.

*

Haftada iki depo yakıt harcanıyor. Sanıklara ödetilen maddi faturayı hesap et. Otomobili olmayan avukat ise, beş ayrı toplu taşıma aracına binerek, anca beş saatte gelebiliyor. Beş yıldır.

*

Avukatların duruşma salonuna bisküvi sokması bile yasaktı.
Cezaevi kantini saat 17’de kapanıyordu. Duruşmalar gece saat 24’e dek devam ediyordu. En yakın büfe, 8 km uzaktaydı. Kan şekerleri düştü, baygınlık geçirdiler ama… Maalesef geberemedi şu avukatlar!

*

İlk başlarda, duruşma salonundaki tuvaletin tek kapısı vardı, kadın-erkek tuvaleti bitişikti. Kadın avukatlar, erkek avukatlarla erkek gazetecilerle, erkek sanık yakınlarıyla yan yana ihtiyaç gideriyordu.
Bademler sırıtıyordu… Kadın’dan avukat mı olur?
Al sana kenef, ya patlayana kadar tut ya git otur!

*

Haftada dört gün duruşma vardı, her duruşma 14-15 saat sürüyordu, içeriye telefon sokmak yasak… Avukatlar emanete bırakıp,
öyle giriyordu. Ama… Bu arada bir başka müvekkilin başı sıkışsa,
telefon etse, avukatına ulaşamıyordu. 50 kez arayıp, avukatına ulaşamayan müvekkil vardı.

Sonuç ?

Kimi avukatlar, kendini feda etti, öbür müvekkillerini bırakıp,
yaşamını bu davaya adadı. Kimi avukatlar ise, bu davayı bıraktı.
Özellikle maddi sıkıntı çeken Ergenekon sanıkları,
zaman zaman avukatsız kaldı.

*

Ergenekon davası avukatlarına, yandaş medyada vebalı muamelesi yapıldı. Kurumlar-şirketler, korkudan, avukatlarının Ergenekon avukatı olup olmadığına bakmaya başladı; sözleşmeleri feshedildi.

*

Bu dava, dünya hukuk tarihinde… Duruşma salonuyla, mahkemesi arasında 85 km uzaklık bulunan… Duruşma salonuyla mahkemesi birbirine en uzak, eşi benzeri olmayan, ilk ve tek davadır.

*

Dünya hukuk tarihinde… Sanıkları tarafından 328 kez reddedilen,
ilk ve tek mahkeme heyetidir.

*

Dünya hukuk tarihinde… 18 bin sayfa iddianameye, 40 bin küsur sayfa celse zabıtlarına, 120 milyon sayfa ek klasöre sahip, ilk ve tek dosyadır.

*

Dünya hukuk tarihinde… Bir avukat hakkında, savunması, istemleri ve beyanları nedeniyle 17 ayrı suç duyurusunda bulunulan -ki o avukat
Vural Ergül’dür- ilk ve tek davadır.

*

Dünya hukuk tarihinde… Lider kadrosu 70 yaşında, lideri 75 yaşında,
ilk ve tek örgüttür.

*

Dünya hukuk tarihinde… Genelkurmay başkanının, Yargıtay cumhuriyet başsavcısının, adalet bakanının, hâkim, savcı, avukat, subay, polis, istihbaratçı, rektör, profesör, gazeteci, sendikacı ve siyasal parti
genel başkanlarının komple terörist olarak yargılandığı, ilk ve tek davadır.

*

Dünya hukuk tarihinde… Bir kadının, erkek cezaevinde tutuklu yargılandığı, ilk ve tek davadır.

*

Dünya basın tarihinde… 2.5 milyondan çok habere konu olan,
ilk ve tek davadır.

*

Beş sene deyip geçiyorlar.
Dile kolay.

*

İnsanlık tarihinde… İçeridekilerin, ailelerinin, avukatlarının, onları yalnız bırakmayan yurttaşların, namuslu gazetecilerin, kahırdan komple kanser olması için ne gerekiyorsa yapılan… İlk ve tek davadır.