Etiket arşivi: Türk Ordusu’na kumpas kurulduğunu

Siyasi ayak açıkta!

Siyasi ayak açıkta!

FİKRİ SAĞLARFİKRİ SAĞLAR
BİRGÜN
11.02.2020

 

15 Temmuz 2016 hain FETÖ kalkışmasının üzerinden neredeyse 4 yıl geçti. Bu süreçte başta Türkiye’nin rejimi olmak üzere çok şey değişti.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında;

– laik demokrasi askıya alındı,
– sosyal hukuk devletinden vazgeçildi,
– ekonomi çöktü ve
– ülkede paylaşım adaleti kalmadı
– dolayısıyla siyasete olan güven de yok oldu.

– yargı, yasama ve yürütme tek elde toplandı…
– üstelik bu tek adam AKP’nin genel başkanı.
– Artık kentin AKP’li il başkanını, valisini, Cumhuriyet Başsavcısı’nı ve yüksek yargı organlarını da aynı kişi belirliyor.

  • Yani şimdi, ülkeyi tek kişi istediği gibi yönetiyor.

Bu 4 yıl içinde FETÖ mensubu binlerce hâkim, savcı, general, amiral, subay, asker, akademisyen, bürokrat ya da iş insanı yakalandı. Yargılandı. Tutuklandı.

  • Ama FETÖ’cü siyasi ayak bulunamadı!?

Devlette Generali, hâkimi, savcı ya da müsteşarı, daire başkanı, amir ya da memuru görevlendiren, tayinlerinde imza atan siyasiler nerede?

Bu soruyu iktidar hiç yanıtlamadı!

İlker Başbuğ’un; Meclis’ten bir gecede geçirilen, “Asker kişilerin Özel Yetkili Mahkemelerde (ÖYM) yargılanmasına ilişkin yasayı kim hazırladı? Sorusuyla birlikte siyasi FETÖ’cüler ülke gündemine yeniden oturdu!
Ve bu Gündem AKP ve MHP’de müthiş telaş yarattı.

Öncelikle AKP ve MHP, TBMM’de kurulan “15 Temmuz Komisyonu Raporunu” neden AÇIKLANMADIĞININ hesabını vermelidir! Kumpas davaları mağduru ve 26. Dönem İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek’in bu konuda gönderdiği iletiyi sizle paylaşmak isterim.

Sevgili Sağlar;

İlker Başbuğ’un talep ettiği açıklamadan önce, ÖYM yasasının çıkarılış sürecini hatırlayalım.

– 12 Şubat 2009 günü Taraf Gazetesi, askerlerin sivil savcılar tarafından soruşturulması için bir yazı kampanyası başlatır…
– 26 Haziran 2009 günü gece baskını ile AKP, TBMM’de CMK/250 son maddede değişiklik yapan “Asker kişilerin sivil mahkemelerde yargılanmasını” sağlayan yasayı Meclisten geçirir.

21 Ocak 2010 günü Taraf Gazetesinde Sahte Balyoz belgeleri yayınlanır.
Savcılar soruşturma başlatır. Sonrasında havuz medyasının adeta linç eden
yalan haberleriyle birlikte davalar sürer.

  • 17-25 Aralık 2013’de FETÖ AKP iktidarını da hedef alınca,
  • milletvekili ve Başbakan danışmanı Yalçın Akdoğan, Erdoğan adına “Türk Ordusuna kumpas kurulduğunu” açıklar, Böylece Kumpas Davaları çöker!

*****
Dursun Çiçek iletisinde, bu kumpası kuran FETÖ’nun siyasi ayağının bulunması için ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA Suç Duyurusunda bulunduğunu da eklemiş.

Dilekçe özetle şöyle;

“… Binlerce masum askeri ve Cumhuriyet aydınını emperyalizmin maşası FETÖ’nün talimatlarına göre yıllarca mağdur eden ve devlet kadrolarından tasfiye eden FETÖ yargısına mahkûm eden ve anayasaya açıkça aykırı olan söz konusu gece yarısı FETÖ Operasyonunun gerçekleşmesinde özel bir çaba gösteren; dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin-Hatay, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İYİMAYA-Ankara, Kanun Telifinde imzası bulunan Bekir Bozdağ-Yozgat, Ahmet Aydın-Adıyaman, A. Müfit Yetkin-Şanlıurfa, Mustafa Elitaş-Kayseri, Yahya Doğan-Gümüşhane, Mehmet Ceylan-Karabük hakkında soruşturma açılmasını, FETÖ suç örgütünün yargı ayağındaki militanlarının istismar ettiği söz konusu önerge ile ilgili olayın arka planının ve hazırlık safhasında görev alanlarının açığa çıkarılmasını,

Eli kanlı FETÖ suç örgütünün TSK içinde yargı operasyonları ile icra ettiği tasfiyelerle kendi militanlarına yer açması ile 15 Temmuz kanlı darbe girişimine giden süreçle ilgili “Deliler” bölümünde yer alan çoğu yargı kararı haline gelen somut ve hukuki delillerin toplanmasını ve değerlendirilmesini,

Emperyalizmin hizmetinde olduğu yargı kararları ile kesinleşen FETÖ suç örgütünün, 15 Temmuz kanlı darbe girişimine giden hain süreçte, darbe girişimine yönelik en önemli ve somut eylemlerinin başında gelen söz konusu gece yarısı FETÖ destekli operasyonda görev aldığı TBMM Tutanağı ile sabit olan FETÖ suç örgütünün siyasi ayağı hakkında dava açılmasını saygı ile arz ve talep ederim.

Her şey açık!

MASUM TUTSAKLAR ve AKP’nin SİYASAL KUMARI


MASUM TUTSAKLAR ve AKP’nin SİYASAL KUMARI


Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net


Başbakan R.T. Erdoğan’ın siyasal başdanışmanı ve AKP Ankara milletvekili Yalçın AKDOĞAN, 24 Aralık 2013 günü STAR Gazetesi’ndeki köşesinde son derece önemli bir makale yazmıştı.. Akdoğan’ın söz konusu yazısında vurgu yaptığı ilginç bir bölüm vardı.

Türk Ordusu’na kumpas kurulduğunu ileri süren Akdoğan,

  • Kendi ülkesinin milli ordusuna, milli istihbaratına, milli bankasına,
    milletin gönlünde yer edinen sivil iktidarına 
    kumpas kuranların
    bu ülkenin hayrına bir iş yapmış olmayacağını çok iyi bilir.
    Amaca ulaşmak için her yolu mübah görenlerin nasıl hastalıklı anlayışlar ürettiğini çok iyi bilir.”
     diye yazmıştı.

    (Ellerinde nur mu var, topuz mu?” başlıklı makalenin tümü için
    http://haber.stargazete.com/yazar/ellerinde-nur-mu-var-topuz-mu/yazi-820061)

Bu ağır ve ciddi suçlama ve itiraf yazısının üzerinden 62 gün geçti ve masum tutsaklar hala zindanlardan salıverilmedi.. Üstelik Başbakan dahil üst düzey AKP yöneticileri de benzer yönde demeçler verdiler bu süre içinde. Oysa 62 dakika daha “içeride tutulmaları” bile hukuksal olarak olanaksız! Bu bağlamda onlarca ulusal ve uluslararası hukuk metni gerekçe olarak sıralanabilir. Tersine tutum ve eylem için ise hukuka uygun tek bir gerekçe, hukuk normu gösterilemez!

Masum Tutsaklar Niçin Salıverilmiyor??

Kulağımıza, mide bulandıran söylentiler ulaşmakta..

Çirkin pazarlıklara bu masum ve gururlu insanların onuru ve yaşam hakkı alet edilmek istenmekte.

Tutsak kahramanların asla böyle bir pazarlığa ödün vermeyeceklerini biliyoruz.

Bir an önce serbest bırakılıp, “yeniden ve adil yargılama” yolu,
ayak sürüyerek kasten açılmamakta.

  • Süreç bilerek ve istenerek tıkanmakta ve bir
    “genel af” fa sürüklenmektedir.

RTE’nin Başdanışmanı Akdoğan’ın söz konusu yazısında yerden yere vurduğu Cemaat’in dine – vicdana –ahlaka- erdeme… sığmayan, her yolu mübah gören
zulüm ve saldırısını bu kez AKP, masum tutsakları salıvermeyerek sürdürüyor.

Oysa bu arada AKP, 17 Aralık 2013’te ortaya saçılan devasa yolsuzluklarını
örtbas etmek üzere en az 3 yasa değişimi tasarladı; utanç verici internet sansürü yasası ile HSYK’yı kökten ele geçirme yasasını Komisyonlardan ve TBMM’den tekme tokat gece yarılarında geçirdi.

MİT yasası değişimi ile de Tayyip Özel Örgütü kurarak adeta bir OHAL ilanı gerçekleştirecek. Ödleri kopuyor 30 Mart 2014 yerel seçimleri öncesinde gerçeklerin ortaya çıkmasından!

Bir türlü göremiyorlar ki artık RTE’nin ipi Atlantik ötesinde çekildi,
miadını doldurdu. Çırpındıkça daha çok batıyorlar ve ülkeye daha çok zarar veriyorlar..

  • Son 2 ayda %20’yi aşan enflasyon yaşandı, ulusal gelir bu oranda düştü,
    dış borçlar aynı oranda büyüdü ve 1/5 oranında yoksullaştırıldık! 

“Tayyip bey gitmemekte direnirse” kendisine ve ülkemize faturası daha da kabaracak. Kimi büyük uluslararası istihbarat örgütleri, kuşku yok RTE’nin tüm kirli çamaşırlarını biliyorlar..

Ya da yetenekli birileri, ilgili verilere internetten erişerek ortalığa döküverirler..
Bu yüzden internet sansürü yaşamsal önemde idi ve Cumhurbaşkanı A. Gül’e, söylentilere göre şantajla imzalattırıldı.

  • Kirli çamaşırlar, gün gelir burnunuzda metal halkaya dönüşür.. 

Ülkenizle ilgili yaşamsal ödünler dayatılır.. Kıbrıs gibi, Güneydoğu gibi..

Kıbrıs’ta 1974’ten beri 40 yıldır sağlanan barış, ancak 2 egemenlikli – 2 devletli –
2 bölgeli yapı ile sürdürülebiliyordu. Ne oldu da yeniden tek egemenlikli federal yapı gündeme taşındı??

Ne oldu da Erdoğan bir kez daha “Tek devlet – tek bayrak – tek dil – tek ülke” söylemini, yapıp ettiklerinin tam da tersine diline iğreti olarak doladı??
Tam tersinin tasarlandığı öylesine belirgin ki..
Yeter ki 30 Mart 2014 yerel seçimlerine dek bir ciddi yol kazası oluşmasın..

***

Yerel seçimler sonrası, hatta gerekirse -AKP oyları kritik derecede düşerse- öncesinde AKP’nin bir siyasal kumarıyla;

  • “Yep yeni bir beyaz sayfa açıyoruz.. Genel af…”

demagojisiyle İmralı, PKK ve KCK sanıkları – suçluları…. toptan tahliye edilmek istenmekte.

Masum kurbanlar bu iğrenç af planının piyonları yapılmak istenmekte. “

1974 Rahşan affı” nı anımsayalım.. Kimi tutuklu – hükümlüler kapsam dışı bırakılmış ve Anayasa Mahkemesi’nden 10. maddedeki “yasa önünde eşitlik” bağlamında
iptal kararı çıkarak kapsam genişlemişti.

Şimdi de benzer oyun masada..

“Tasarlanan af yasasında” görünürde belki de İmralı ve suça karışmış tutuklu PKK’lılar – KCK’lılar danışıklı olarak kapsam dışı tutulacak ama ardından bir Anayasa Mahkemesi iptal başvurusuyla (110 milletvekili nasılsa uygun kombinasyonlarla bulunur) kapsam genişletilecek..

  • AKP’nin böylesi tehlikeli siyasal kumarı geri tepip hızla tükenişe de
    yol açabilir; ateşle oynamaktır!

Bu bakımdan, böylesi basit ayak oyunlarını bir yana itip, halkı aptal yerine koyarak,
masum insanlara yıllardır sürdürülen zulme derhal son vermeleri tek yoldur.

AKP’yi daha fazla direnmeden sağduyuya bir kez daha çağırıyoruz.

İçeride ölümün eşiğinde ağır hasta 150′yi aşkın tutuklu – hükümlü vardır.

Bu insanların ise saat bile geçirilmeden tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmalarından başka hukuksal – siyasal – stratejik – politik… çözüm yoktur!

Her ölüm, Anayasa Mahkemesi’nin Hilmioğlu kararında dayandığı gibi
“en temel insanlık hakkı olan yaşam hakkını engelleme” bağlamında
AKP’yi bir kez daha katil yapacaktır!

  • Elleri zaten yeterince kanlıdır; Gezi direnişinde çok cana kıymış,
    çok can yakmışlardır. En küçük bir demokratik protesto eylemine karşı
    polis var güçle halkın karşısına dikilmektedir.

Oysa makul güvenlik önlemi alarak insanların şiddet kullanmadan barışçıl protesto eylemlerini sergilemelerini, Anayasal (Md. 34 : Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.) ve AİHS’ne dayalı (Md. 11 : Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak…
haklarına sahiptir.) 
haklarını kullanmalarını sağlamak iktidarın görevidir.

Sonuç                     :

Bu arada Genelkurmay Başkanlığı, kumpas savları karşısında suç duyurusunda bulunmuştu ancak bu girişimi ne aşamada, izliyor mu??
Bir açıklama yapabilir mi Sayın Özel Paşa??

Ergenekon – Balyoz vb. düzmece davalarda yurtseverler kumpasla
kodese tıkılırken, aslında son çözümlemede tasarlanan kapsamlı bir PKK affıdır. Zindandaki masum asker – sivil yurtsever tutsaklar; gerçekte bu lanetli planın REHİNELERİDİR!

Ancak; “içeride” yaşamını yitirecek her masum tutsağın katili 1. derecede AKP ve siyasal iktidar olacaktır ve bunun da hukuksal hesabı er ya da geç mutlaka ama mutlaka sorulacaktır.

Azıcık yakın ve uzak tarih bilgisi, bu yargımızın çok sayıda somut, şaşmaz örneği ile dolu.

Sevgi ve saygı ile.
24 Şubat 2014, Ankara

(Notlar :
1. Makale içeriğini bir bölümü, 22.2.14 günü Ankara’da 74.
SESSİZ ÇIĞLIK eyleminde dile getirilmiştir.

2. Makale 904 sözcük olup pdf olarak indirilebilir : MASUM_TUTSAKLAR_ve_AKP’nin_SIYASAL_KUMARI)

YILMAZ ÖZDİL : PROFESÖR HİLMİOĞLU

 

Dostlar,

Yetenekli yazar Yılmaz ÖZDİL,

Aşağıdaki yazısında Ergenekon davasının acı çelişkilerini
büyük ölçüde sayısal verilerle irdelemekte.
Gerçekten hukuk ve insanık tarihine geçti bu dava..

Başbakan’ın başdanışmanı ve AKP Ankara milletvekili Yalçın AKDOĞAN,
24 Aralık 2013 günü STAR Gazetesi’ndeki köşesinde yazmıştı.. Akdoğan’ın yazısında vurgu yaptığı ilginç bir bölüm vardı. Türk Ordusu’na kumpas kurulduğunu
ileri süren Akdoğan,

  • Kendi ülkesinin milli ordusuna, milli istihbaratına, milli bankasına,
    milletin gönlünde yer edinen sivil iktidarına kumpas kuranların
    bu ülkenin hayrına bir iş yapmış olmayacağını çok iyi bilir.
    Amaca ulaşmak için her yolu mübah görenlerin nasıl hastalıklı anlayışlar ürettiğini çok iyi bilir.”
    diye yazmıştı.
    (“Ellerinde nur mu var, topuz mu?” başlıklı makale)

Bu itiraf yazısının üzerinden 62 gün geçti ve masum tutsaklar hala zindanlardan salıverilmedi..

Üstelik Başbakan dahil üst düzey AKP yöneticileri de benzer yönde demeçler verdiler bu süre içinde.

Masum Tutsaklar Niçin Salıverilmiyor ??

Kulağımıza mide bulandıran söylentiler ulaşmakta..
Çirkin pazarlıklara bu masum ve onurlu insanlar alet edilmek istenmekte.
Bir an önce serbest bırakılıp yeniden ve adil yargılama yolu açılmamakta.
Süreç bilerek ve istenerek tıkanmakta ve bir “genel af” fa sürüklenmektedir.

Yerel seçimler sonrası, hatta gerekirse -AKP oyları kritik derecede düşerse- öncesinde AKP’nin bir siyasal kumarıyla;

  • “Yep yeni bir beyaz sayfa açıyoruz.. Genel af…”

demagojisiyle İmralı, PKK ve KCK sanıkları – suçluları toptan tahliye edilmek istenmekte. Masum kurbanlar bu iğrenç af planının piyonları yapılmak istenmekte.

Tutsak kahramanların asla böyle bir pazarlığa ödün vermeyeceklerini biliyoruz.

AKP’nin böylesi siyasal kumarı geri tepip hızlı tükenişe de yol açabilir.
Bu bakımdan, böylesi basit ayak oyunlarını bir yana itip, masum insanlara yıllardır sürdürülen zulme derhal son vermeleri tek yoldur.

AKP’yi daha fazla direnmeden bir kez daha sağduyuya çağırıyoruz.
İçeride ölümün eşiğinde ağır hasta 150’yi aşkın tutuklu – hükümlü vardır.
Bu insanların ise saat bile geçirilmeden tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmalarından başka hukuksal – siyasal – stratejik – politik… çözüm yoktur!

İçeride yaşamını yitirecek her masum tutsağın katili AKP ve siyasal iktidar olacaktır
ve bunun da hukuksal hesabı er ya da geç mutlaka ama mutlaka sorulacaktır.
Azıcık yakın ve uzak tarih bilgisi, bu yargımızın çok sayıda somut örneği ile dolu.

Sevgi ve saygı ile.
23 Şubat 2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

===================================

PROFESÖR HİLMİOĞLU

Beş yıldır tutuklu bulunan Profesör Fatih Hilmioğlu’nu,
lütfettiler, kanser olduğu için tahliye ettiler.

*

Dile kolay.
Beş yıl.

*

Silivri mesela… Güya İstanbul’da.
Beşiktaş’tan gelen bir avukat, 90 kilometre gidiyor, 90 kilometre dönüyor. Anadolu yakasından, Pendik’ten gelen bir avukat, 135 km gidiyor,
135 km dönüyor. Beş yıldır.

*

Ekvator’dan dolanırsan, dünyanın çevresi 40 bin km.
800 dolayında duruşma yapıldı. Ergenekon davasının avukatları,
en az birer kez dünyanın çevresinde tur atmış oldu.

*

Haftada iki depo yakıt harcanıyor. Sanıklara ödetilen maddi faturayı hesap et. Otomobili olmayan avukat ise, beş ayrı toplu taşıma aracına binerek, anca beş saatte gelebiliyor. Beş yıldır.

*

Avukatların duruşma salonuna bisküvi sokması bile yasaktı.
Cezaevi kantini saat 17’de kapanıyordu. Duruşmalar gece saat 24’e dek devam ediyordu. En yakın büfe, 8 km uzaktaydı. Kan şekerleri düştü, baygınlık geçirdiler ama… Maalesef geberemedi şu avukatlar!

*

İlk başlarda, duruşma salonundaki tuvaletin tek kapısı vardı, kadın-erkek tuvaleti bitişikti. Kadın avukatlar, erkek avukatlarla erkek gazetecilerle, erkek sanık yakınlarıyla yan yana ihtiyaç gideriyordu.
Bademler sırıtıyordu… Kadın’dan avukat mı olur?
Al sana kenef, ya patlayana kadar tut ya git otur!

*

Haftada dört gün duruşma vardı, her duruşma 14-15 saat sürüyordu, içeriye telefon sokmak yasak… Avukatlar emanete bırakıp,
öyle giriyordu. Ama… Bu arada bir başka müvekkilin başı sıkışsa,
telefon etse, avukatına ulaşamıyordu. 50 kez arayıp, avukatına ulaşamayan müvekkil vardı.

Sonuç ?

Kimi avukatlar, kendini feda etti, öbür müvekkillerini bırakıp,
yaşamını bu davaya adadı. Kimi avukatlar ise, bu davayı bıraktı.
Özellikle maddi sıkıntı çeken Ergenekon sanıkları,
zaman zaman avukatsız kaldı.

*

Ergenekon davası avukatlarına, yandaş medyada vebalı muamelesi yapıldı. Kurumlar-şirketler, korkudan, avukatlarının Ergenekon avukatı olup olmadığına bakmaya başladı; sözleşmeleri feshedildi.

*

Bu dava, dünya hukuk tarihinde… Duruşma salonuyla, mahkemesi arasında 85 km uzaklık bulunan… Duruşma salonuyla mahkemesi birbirine en uzak, eşi benzeri olmayan, ilk ve tek davadır.

*

Dünya hukuk tarihinde… Sanıkları tarafından 328 kez reddedilen,
ilk ve tek mahkeme heyetidir.

*

Dünya hukuk tarihinde… 18 bin sayfa iddianameye, 40 bin küsur sayfa celse zabıtlarına, 120 milyon sayfa ek klasöre sahip, ilk ve tek dosyadır.

*

Dünya hukuk tarihinde… Bir avukat hakkında, savunması, istemleri ve beyanları nedeniyle 17 ayrı suç duyurusunda bulunulan -ki o avukat
Vural Ergül’dür- ilk ve tek davadır.

*

Dünya hukuk tarihinde… Lider kadrosu 70 yaşında, lideri 75 yaşında,
ilk ve tek örgüttür.

*

Dünya hukuk tarihinde… Genelkurmay başkanının, Yargıtay cumhuriyet başsavcısının, adalet bakanının, hâkim, savcı, avukat, subay, polis, istihbaratçı, rektör, profesör, gazeteci, sendikacı ve siyasal parti
genel başkanlarının komple terörist olarak yargılandığı, ilk ve tek davadır.

*

Dünya hukuk tarihinde… Bir kadının, erkek cezaevinde tutuklu yargılandığı, ilk ve tek davadır.

*

Dünya basın tarihinde… 2.5 milyondan çok habere konu olan,
ilk ve tek davadır.

*

Beş sene deyip geçiyorlar.
Dile kolay.

*

İnsanlık tarihinde… İçeridekilerin, ailelerinin, avukatlarının, onları yalnız bırakmayan yurttaşların, namuslu gazetecilerin, kahırdan komple kanser olması için ne gerekiyorsa yapılan… İlk ve tek davadır.