Ankara Tabip Odası’nda 23 Kasım Perşembe günü düzenlenen açıklamaya ATO Başkanı Dr. Vedat Bulut, Yönetim Kurulu üyesi Dr. Onur Naci Karahancı ve ATO İnsan Hakları Komisyonu üyesi Dr. Nihat Bulut katıldı.
Açıklamayı okuyan Dr. Vedat Bulut hastane mahkum koğuşunda bulunan Nuriye Gülmen’in en son 5 Ekim tarihinde Ankara Tabip Odası hekimleri tarafından muayene edildiğini belirtti. Nuriye Gülmen’in hastanede mahkum koğuşunda bulunması sebebiyle enfeksiyon riski altında olduğuna dikkat çeken Dr. Bulut, “Tuvalet ihtiyacını gidermede, banyo yapmada, uyku düzeninde sorunlar yaşamaktadır. Temiz kıyafet edinme ve sağlık yardımı almada olumsuz kısıtlamalar içindedir. Açlık grevindeki bir kişinin aldığı su, şeker, bitki çayı, B1 Vitamini, tuz miktarına ve bunların hazırlanmasına başka bir kişinin yardım etmesi gerekmektedir. Bu koşullar içinde bu mümkün olmamaktadır.” dedi.
Geçtiğimiz ay tahliye edilen Semih Özakça’nın, eşi Esra Özakça ile birlikte açlık grevine devam ettiğini söyleyen Dr. Vedat Bulut “Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu hekimlerince günlük olarak sağlık takipleri yapılmakta olan Semih Özakça’nın koşulları Nuriye Gülmen’e kıyasla daha iyidir. Aile bireyleri tarafından destek alabilmekte ve daha hijyenik bir ortamda bu eylemlerini sürdürmektedir. Esra Özakça, açlık grevinin başında 56 kilo iken bugün 48 kiloya gerilemiştir” diye konuştu.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ciddi kilo kaybı, kas–iskelet sistemlerinde ve sinir sistemi reflekslerinde zayıflama olduğunu vurgulayan Dr. Vedat Bulut “ Sağlık durumlarında her an çok dramatik bir değişiklikle tedavisi olanaksız sekel veya ölüm meydana gelmesi riski mevcuttur.” sözlerini kaydetti. (23/11/2017)
Basın açıklamasının tamamını okumak için tıklayınız.
*****
Ankara Tabip Odası Basın Açıklaması
On altı aydır süren ve 2019 yılı Başkanlık seçimlerine kadar da süreceği anlaşılan OHAL koşullarında KHK’lerle TBMM devre dışı bırakılarak terörle ilgili ve ilgisiz pek çok KHK ile evrensel hukuk normları ihlal edilmektedir. OHAL koşullarında kamu görevinden çıkarılan 130 bini aşkın kamu görevlisinin bir çoğu OHAL komisyonuna başvurarak, bir kısmı süreci izleyerek ve adli yargıdan karar bekleyerek umut içindedir. KHK’larla işlerinden olan Nuriye GÜLMEN ve Semih ÖZAKÇA açlık grevine karar vererek bir hak arayışı içinde olmuşlardır.
Nuriye Gülmen hastane mahkum koğuşunda açlık grevine 258. gününde devam etmektedir. Nuriye GÜLMEN’in Ankara Tabip Odası hekimlerince muayenesi 5 Ekim tarihinde gerçekleşmiştir. Tuvalet ihtiyacını gidermede, banyo yapmada, uyku düzeninde sorunlar yaşamaktadır. Temiz kıyafet edinme ve sağlık yardımı almada olumsuz kısıtlamalar içerisindedir. Hastanede bulunması nedeniyle enfeksiyon riskiyle karşı karşıyadır. Açlık grevindeki bir kişinin aldığı su, şeker, bitki çayı, B1 Vitamini, tuz miktarına ve bunların hazırlanmasına başka bir kişinin yardım etmesi gerekmektedir. Bu koşullarda bu mümkün olmamaktadır.
Açlık grevindeki Semih ÖZAKÇA 20 Ekim 2017 tarihinde tahliye edilmiştir. Eşi Esra ÖZAKÇA’yla birlikte açlık grevini sürdürmektedir. Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu hekimlerince günlük olarak sağlık takipleri yapılmakta olan Semih ÖZAKÇA’nın koşulları Nuriye GÜLMEN’e kıyasla daha iyidir. Aile bireyleri tarafından destek alabilmekte ve daha hijyenik bir ortamda bu eylemlerini sürdürmektedir. Sadece tuz, şeker, su ve B1 vitamini alan grevcilerin sağlığı her gün kötüleşmektedir.
Ankara Tabip Odası’nın görevlendirdiği hekimler Uluslararası Etik Kurallar, Cenevre Bildirgesi, Lizbon Bildirgesi, Hamburg Bildirgesi, Seul Bildirgesi, İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi, İstanbul Protokolü, Türk Tabipleri Birliği Hekimlik ve İnsan Hakları Bildirgesi; özellikle de Tokyo Bildirgesi ve Malta Bildirgesi’ne bağlı kalarak görev yapmaktadır.
Esra Özakça, açlık grevinin başında 56 kilo iken bugün 48 kiloya gerilemiştir. Nuriye GÜLMEN ve Semih ÖZAKÇA’nın ciddi kilo kaybı, kas–iskelet sistemlerinde ve sinir sistemi reflekslerinde zayıflama vardır.
Tıbbi çalışmalar, açlık grevlerinin 90. gününden sonra; Şiddetli karın ağrısı, yüksek riskli ve ilerleyici kilo kaybı, kas doku yıkımı, böbrek fonksiyonlarında belirgin bozulma ve buna bağlı kan elektrolit değerlerinde dengesizlik, kan elektrolit değerlerindeki bozulmaya bağlı kas kontrolünün ortadan kalkması, kalp ritminde düzensizlik, kalp kası yıkımı, kas ve kemik ağrıları, vücut ısı kontrolünün bozulmasına bağlı hipotermi, kan hücre sayısında belirgin düşme, bağışıklık sisteminde ciddi zayıflama ve ölümcül enfeksiyonlara karşı düşkün hale gelme, çoklu organ yetmezliği gibi durumların ortaya çıkabileceğini ve geri dönüşümü mümkün olmayan sekellerin gelişebileceğini ortaya koymaktadır. Diğer yandan Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarında her an çok dramatik bir değişiklikle tedavisi olanaksız sekel veya ölüm meydana gelmesi riski vardır.
Bu üç genç insanın yaşama tutunmaları ve sağlıklarına kavuşmalarını dilemekteyiz. Saygılarımızla… (23.11.2017)
Ankara Tabip Odası
==================================
Dostlar,
Bu insanlık ve hukuk dramına bir an önce son verilmesi gerekmektedir.
Artık geri dönülmezliğin sınırı aşılmıştır.
Dileyelim AKP = RTE “yarın” gene “aldatılmışız, kandırılmışız, Nuriye ve Semih’e ihanet ettik” gibi artık ne yazık ki olağanlaşan – sıradanlaşan tümceler kurarsa şaşırmayabiliriz belki ama ama öleni ya da kalıcı olarak engelli duruma düşeni geri getiremeyiz.
AKP = RTE… hâlA duyuyor musunuz; çığlıklar ses duvarını aştı oysa!
Sevgi ve saygı ile. 25 Kasım 2017, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com