Dr. Cihangir Dumanlı
(E. Tuğg., Uluslararası İlişkiler Uzm.)
İktidar da, daha önce dile getirdiği yeni bir anayasa yapma düşüncesini son zamanlarda sıkça dile getirmektedir.
Anayasa hukuku açısından bu olanaksızdır.
Anayasa Nedir?
Anayasa bir devletin temel yapısını, kuruluşunu, iktidarın devrini ve devlet iktidarı karşısında bireylerin özgürlüklerini düzenleyen bir belgedir.[1]
Başka bir tanıma göre anayasa bir ülkede geçerli olan tüm siyasal kurumları kuran ve hukuksal çerçevesini oluşturan onların tümüne temel ve dayanak oluşturan ve tüm bu kurum ve kuralların üstünde yer alan belgeyi ya da kurallar bütününü anlatmaktadır.[2]
Buna göre anayasa, bir devlete hukuksal varlık kazandıran kuruluş yasasıdır. Bir şirket kurulurken şirket sözleşmesi, vakıf kurulurken vakıf senedi, aile kurulurken nikah sözleşmesi o kurumlara nasıl hukuksal bir varlık kazandırıyorsa; devlet kurulurken de anayasa böyle bir işleve sahiptir. Anayasa teriminin Batı dillerindeki karşılığı Latince kurmak anlamına gelen “constitio” sözcüğünden türemiş “constitution” kelimesidir. “Teşkilat-ı Esasiye” (temel kuruluş) aynı anlamdadır.
Anayasa Ne Zaman Yapılır?
Anayasa yapmak, siyasal tolumu yeniden kurmak anlamına geldiğinden, toplumların hayatında genellikle olağan bir iş değildir. Bir ülkede ilk kez veya yeni baştan anayasa yapılmasına yol açan çok farklı nedenler olabilir. Bunları bir yıkılma veya köklü bozulmadan sonra sosyo-politik ortamda taze bir başlangıç koşullarının ortaya çıktığı durumlar olarak tanımlamak olanaklıdır. Geleneksel olarak rejim değişikliği (örn. komünist rejimin sonu), savaş yenilgisinden sonra yeniden inşa (örn. 1945 yenilgisinden sonra Japonya) ve bağımsızlık kazanma (1950’ler 60’lar Afrika’sı) gibi durumların “taze başlangıç” koşulları yarattığı kabul edilir.[3]
Aşağıda göreceğimiz gibi ilk kez veya yeni baştan anayasa yapma yetkisine sahip iktidara “asli kurucu iktidar” denilmektedir. Batum’a göre asli kurucu iktidar aşağıdaki hallerde ortaya çakabilir:
- Daha önce hiç anayasa yoksa, devlet yeni kuruluyorsa (örn. ABD’nin kuruluşu), ya da savaş, işgal gibi durumlarda devlet yıkılmış, yeniden kuruluyorsa (örn. 1921 anayasası).
- Var olan hukuk düzeninin bir savaş, ihtilal veya hükümet darbesi ile ortadan kalkması ve yenisinin kurulması durumunda (ör: 1961, 1982 anayasaları),
- Bir devlette siyasal sistemin ve ona dayalı hukuk sisteminin yıkılarak ya da devletin ve sistemin üzerine kurul olduğu kurucu felsefe ve ideolojinin değişerek yeni bir kurucu felsefenin egemen olması durumunda.[4]
Soysal’a göre yeni anayasa bir ihtilal veya yerleşik düzeni altüst edici bir olayın arkasından yapılır.[5]
Öğretide, bir kişi veya bir grup istediği için yeni anayasanın yapılacağına ilişkin bir öngörü yoktur. Koşullar olgunlaşmadıkça keyfi olarak yeni anayasa yapılamaz.
Yeni baştan bir anayasa yapılacaksa eldeki anayasanın toplum tarafından ne derece benimsendiği dikkate alınmalıdır. 1982 anayasasının başlangıç bölümünde anayasanın “”demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet olunduğu” belirtilmektedir.
Toplumun önemli bir kesimi bu emaneti ve anayasada belirtilen cumhuriyetin temel niteliklerini özümsemiştir. Bunları yok sayıp geçerli anayasal düzenin yıkıldığı olağanüstü bir durum varmış gibi eldeki anayasayı değiştirmek, yerine yeni bir anayasa yapmak istenirse toplumun temel ilkelere bağlı kesimlerinin tepki göstermesi doğaldır.
Anayasayı Kim Yapar?
Anayasayı yapan veya değiştiren iktidara “kurucu iktidar” denilir. Kurucu iktidar iki türlü olur: İlk kez ya da yeni baştan anayasa yapan iktidar “asli (birincil) kurucu iktidar” dır. Var olan anayasayı değiştirme yetkisine sahip iktidar ise “tali (ikincil) kurucu iktidar”dır.[6]
Asli kurucu iktidarın ne zaman ve hangi koşullarda ortaya çıkacağı yukarıda incelenmiştir.
Geçerli anayasaya göre siyasal partisini kurmuş, seçimlere girmiş, seçilmiş ve bu anayasaya bağlı kalacağına ant içererek göreve başlamış bir iktidar, “Bu anayasayı kaldırıp yerine yeni bir anayasa yapayım.” diyemez. Yani “asli kurucu iktidar” değildir. Daha önce kezlerce yapıldığı gibi, Anayasada belirlenmiş kurallara göre anayasayı değiştirebilir yani “tali kurucu iktidar”dır.
Yeni Anayasa Nasıl Yapılır?.
Teziç, asli kurucu iktidarın monokratik veya demokratik olarak 2 biçimde ortaya çıkabileceğini belirtmektedir. Monokratik asli kurucu iktidar bir anayasa yapar ve yayınlar, buna “ferman anayasa” denilmektedir (1876 anayasası gibi).
Demokratik asli kurucu iktidar ise 3 biçimde ortaya çıkabilir:
- Halkın bu amaçla seçtiği ve yeni anayasayı hazırlayıp kabul etme yetkisini içeren “kurucu meclis” aracılığı ile (örn. 1921 anayasasını yapan Meclis “fevkalade salahiyete haiz” bir Meclis” yani kurucu iktidardır).
- İktidarı belli dönemde ellerinde bulunduranların hazırladıkları anayasa taslağının bir tartışma ortamı yaratmadan “evet” veya “hayır”la sonuçlanabilecek bir halkoylamasına sunulması ile (örn. 1982 anayasası).
- Halkın kurucu meclisi seçmesi, bu meclisin hazırladığı anayasanın sonradan halkoyuna sunulması ile.[7]
Değerlendirme:
AKP iktidarının yapay olarak gündeme getirdiği yeni bir anayasa yapılamaz. Çünkü
- Yeni bir anayasa yapmak için anayasa hukuku öğretisinde belertilen uygun koşullar oluşmamıştır. Mevcut anayasa ile kurulan devlet ayaktadır. Anayasada istendiği zaman barışçı yollarla değişiklikler yapılabilmektedir.
- Devletin üzerine kurulduğu kurucu felsefe ve Atatürk ideolojisi değişmemiştir.
- Varolan iktidar anayasada değişiklik yapma yetkisine sahip tali (ikincil) kurucu iktidardır. Halk bu kimseleri asli (birincil) kurucu iktidar olarak seçmemiş, yeni anayasa yapma yetkisi vermemiştir.
- Yeni bir anayasa yapma gereksinimi tüm toplum keslerince benimsenmemiştir.
- Anayasanın 2. maddesinde nitelikleri belertilen Türkiye Cumhuriyeti bir savaş veya ihtilal gibi olağanüstü bir nedenle devrilmemiştir.
- Bu anayasa şimdiki hal ile AKP’nin iddia ettiği gibi “12 Eylül” anayasası” değildir. Üçte ikisi çoğunlukla AKP iktidarı zamanında değiştirilmiştir.[8] 2017’de önemli değişiklik yapılmıştır.
- Mevcut anayasaya uyamayan iktidarın yeni bir anayasa talebi yersizdir.
- Kimi iktidar temsilcileri yeni anayasanın “yeniden kuruluş anayasası” olacağını söylemişlerdir. Bunun anlamı, “Biz mevcut anayasadaki Türkiye Cumhuriyetini bir karşı devrimle yıktık veya yıkacağız. Bunun yerine yeni anayasa ile yeni bir devlet kuracağız.” dır.
- AKP girişimi le yapılacak yeni bir anayasa ancak “karşı devrim anayasası” olabilir. Amaç cumhuriyetin temel niteliği olan laik devlet ilkesini kaldırmaktır. Bu yönde çatlak sesler duyulmaktadır.
- AKP’nin bugüne dek sergilediği demokrasi anlayışı ve uygulamaları dikkate alındığında, demokratik ortamda tartışılamadan yeni bir anayasa yapma girişimi kargaşaya yol açar. Yapılacak anayasa meşru olmaz.
- 21 yıllık iktidarı dönmende AKP halkı “bizden olanlar” ve bizden olmayanlar” biçiminde ikiye bölmüştür. Yeni anayasa tartışmaları bu bölünmeyi daha kalıcı duruma getirir.
- Bugünkü gereksinim yeni bir anayasa yapmak değil, yürürlükteki anayasada Güçler Ayrılığına dayalı, denge-fren düzeneklerini içeren, hesap verebilen saydam yönetimi, bağımsız-yansız yargıyı ve katılımcı demokrasiyi getirecek değişiklikler yapmaktır.
Yeni anayasa girişiminin amacı AKP’nin “tek adam rejimi“nin süresini uzatmaktır.
Cumhuriyet değerlerini benimsemiş tüm toplum kesimlerinin bu konuda duyarlı olması ve örgütlü demokratik tepki göstermesi zorunludur.
Kaynakça
[1] Erdoğan Teziç, Anayasa Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul, 2020, s.10
[2] Süheyl Batum, Anayasa ve İnsan, Cumhuriyet Kitapları, İstanbul, 2011, s.21
[3] Mustafa Erdoğan, Anayasal Demokrasi, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2015 s.44
[4] Batum, a.g.e.s.60
[5] Mümtaz Soysal,, 100 Soruda Anayasanın Anlamı, Gerçek Yayınevi,İstanbul,1979, s.7
[6] Batum, a.g.e. s.59
[7] Teziç, a.g.e. s.181
[8] Mehmet Ali Güller “ Anayasa Tuzağı, Cumhuriyet, 15 Şubat 2021.