Dostlar,
Meslektaşımız, emekli deniz tabip albay Sayın Op. Dr. Aytekin Ertuğrul
heyecanlı bir ileti göndermiş..
- AKP’yi Türk Milletine Şikayet Ediyoruz!
Paylaşmamak olmazdı..
Sevgi ve saygı ile.
Datça, 7.9.13
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
===================================
Op. Dr. Aytekin Ertuğrul‘un
AKP’Yİ Türk MİLLETİNE ŞİKAYET Ediyoruz
Kitabından alıntı
“…Dinimiz bizatihi laik bir dindir.
Çünkü: “Bilim Çin’de bile olsa gidin alın” Hadis-i Şerifi Yüce peygamberimize aittir. Bu Hadis-i Şerifin anlamı yukarıda açıklanmıştır. Kuran’ı Kerimin ilk emri “OKU” dur Allah kelamıdır. Viyana kapılarına kadar dayanan Osmanlı İmparatorluğunu gerileme devrine ve SEVR masasına oturtmak için batılı haçlı düşmanlarımız kutsal dinimizi kullanmada başarılı olmuşlardır. O tarihte de tıpkı bu gün olduğu gibi( Ilımlı İslam) Türk milletini yıkmak üzere hurafelerden din yaratılmış. Yüce Peygamberimizin hadisi bir kenara konulmuş. Bütün yapılan uygarlık keşiflerine “GÂVUR İCADI” denilmiştir. Böylece bütün bilimsel gelişme ve ilerlemelerden Müslüman Türk Milleti ve devletimiz mahrum edilerek SEVR masasına oturtulmuştur. Atatürk ve silah arkadaşları bilimi rehber alan ve kullanan gerçek dinimize dönmüşlerdir.
“Hayatta en hakiki mürşit bilimdir” ilkesi konulmuş yüce yaratan Allahın “OKU” emrini hayata geçirerek 15 yılda dünyaya örnek bir Türkiye Cumhuriyeti yaratılmıştır. 1950 yılından sonra maalesef batılı haçlılar Atatürk’ün deyimi ile harici bedhahlar dâhili bedhahlarla işbirliği halinde Türk milletini dininden ve bilimden uzaklaştırmak için seferber olmuşlardır. Bu konu artık Türk milleti tarafından iyice anlaşılmaktadır ki bilimden ve “Bilim Çin’de bile olsa gidin alın” diyen kutsal dinimizden uzaklaştığımız Osmanlı İmparatorluğunun son 300 yılında olduğu gibi bir dönemden geçmekteyiz. Bu yüzden ikinci bölümde de göreceğimiz gibi paramız Atatürk’ten bu yana düşman paraları tarafından 2.000.000 defa ezilmiştir. Sadece AKP döneminde altın temel alındığında hayat %650 zamlanmıştır.
Türk milleti din ve dince kutsal sayılan şeyler istismar edilerek fakr-ü zarurete sürüklenmiştir.
Bir cümle ile özetlersek bilimden ve bilimi Çin’de bile olsa gidin alın diyen dinimizden ayrılan hükümetlerimiz Müslüman Türk Milletini harici bedhahların saldırılarından koruyamamış amansız düşmanların merhametlerine teslim edilmiştir.
- İslami Cihat çağrıları kol gezmektedir.
Cihat çağrısı yazıp Google’ye girdiğimiz zaman sayfalar dolusu haberlerle karşılaşmaktayız. EK-Z Lahika -1 Cihat çağrısı bir grup Müslüman’ca diğer gurup Müslüman’a karşı yapılamaz. Müslümanların Hıristiyanlara karşı birleştirilmesi için yapılabilir. Cihat çağrısı Haçlı seferini, kazanmak için Müslümanların Müslümanlara yaptığı birlik çağrısıdır. Bu çağrı Atatürk tarafından TBMM toplanırken Türk milletine yapılmıştır. EK-Z Lahika 2 . Müslüman’ın Müslüman’a cihat çağrısı TBMM gündemine de getirilmiştir. EK-Z Lahika–2 Ancak Müslüman’ın Müslüman’ı yok etmesi için yapılan
- Cihat çağrılarına seyirci kalan müsaade ve teşvik eden yasal işlem yapmayan AKP iktidarının Anayasal suç işlediği her türlü izahtan varestedir.
C) Açık Bütçelerle Enflasyonla Milletimizi Anayasamızın 5., 35. ve 166 maddelerine Rağmen Açıkça Ezmesi
Milletimiz 1950 yılından bu yana açık bütçeler ve enflasyonla mücadele içinde adeta inim inim inlemektedir. AKP iktidarı da bu politikalara devam etmiştir. Enflasyon, hayat pahalılığı ezilen işçi memur maaşları ve köylümüzün ürünlerini yok pahasına elinden alınması gibi derin sosyal bir yara olarak devam etmektedir. Bu eylem ve davranışların temeli açık bütçedir. Yani gelirden fazla gider yapmaktır. Atatürk ilkelerine göre açık bütçe yapılmamalıdır.
Atatürk diyor ki:
- “Bağımsızlığın bütünü ancak mali bağımsızlıkla mümkündür. Mali bağımsızlığın korunması için ilk şart bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve denk olmasıdır.”
- “Milli paranın kudretini beynelmilel buhrana karşı yüksek varlığını masun bulundurmak başlıca gayemizdir.”
- “TBMM nin denk bütçe yönünde kesin karar sahibi bulunması devletin mali
ve hatta genel politikası için büyük güvencedir.”(*)
Ne yazık ki TSK leri müdahale dönemleri de dahil Türkiye 1950 yılından sonra denk bütçe görmemiştir. Açık bütçelerin kapatılması malumlarınız olduğu gibi 5 şekilde mümkündür.
- Karşılıksız para basarak
- İç ve dış kaynaklardan borç alınarak
- Her türlü devlet ürünlerine hizmetlerine ve ithal mallara zam yaparak.
- Mal mülk satarak: Bu ihanet uygulamasına bir ad uydurulmuştur. (Özelleştirme)
- Yeni vergiler koyarak mevcut vergilere zam yaparak
Yüksek malumları olduğu veçhile neden bunların birer Anayasa ihlali olduğu detaylı olarak ayrı ayrı açıklanmayacaktır. Her uygulamanın vatandaşın parasının değerini düşürmek yaşamak için tüketmek zorunda olduğu maddelere daha fazla para ödemek zorunda kaldığından insan hakları ihlali hukuk devletinin ihlali iç barışın bozulması gibi sonuçlara ulaşacağından anayasamızın 5.35. ve 166. maddelerinin ihlalidir. Bütçeleri açık yaparak açıkları mal ve mülk satarak kapatmak Cumhuriyetimizi iflasa sürüklemenin kesin delilidir. İşte bu gün bu nedenlerle doğuda bir avuç eşkıya milletvekili kaçırıyor, devlet görevlilerini rehin alıyor, yol kesiyor, toplu tecavüzler düzenliyor ve hatta okullara havan topu ile saldırmakta hiçbir engelle karşılaşmıyor.
Açıklanan nedenler muvacehesinde açık bütçeler söz konusu ağır durumların doğmasına neden olduklarından ağır bir Anayasa ihlali eylemidirler.
Sen AKP’li misin? Otur şuraya, konuşma ve dinle :Sen yaptın Libya’da zulmü,
Sen yaptın Mısır’da zulmü,
Sen yaptın Suriye’de zulmü,
sen sebep oldun Irak’taki iki milyon insanın ölmesine 1 milyon kadının dul kalmasına..
Senin konuşmaya hakkın yok.
Dinle ve tövbe et!!!