Etiket arşivi: AKP’nin despotik ve faşist uygulamaları

CHP’de neler değişmeli?

Örsan K. Öymen
Örsan K. Öymen
10 Temmuz 2023, Cumhuriyet

Bozuk düzene karşı etkili muhalefet yapması gereken CHP yönetiminin yıllardır sergilediği zayıflık, AKP’nin güçlenmesini ve iktidarda kalmasını sağladı.

Bu yalın gerçeği kavramayanlar, CHP’yi koruduklarını sanıyorlar, oysa fiilen AKP’yi korumuş oluyorlar.

Son zamanlarda yaşananlar da bu olgunun sonuçlarından başka bir şey değildir.

TELE1 televizyon kanalının yöneticisi ve yorumcusu Merdan Yanardağ hukuka aykırı bir biçimde yaklaşık iki haftadır hapiste yatıyor!

Dernek ve vakıf adı altında örgütlenen tarikatlar ve cemaatler, insanların yaşam tarzına (biçimine) ve kültürüne müdahale ederek (karışarak), kültür, sanat ve müzik festivallerinin yasaklanması çağrısı yapıyorlar,

  • Türkiye’yi Afganistan’a, Suudi Arabistan’a ve İran’a çevirmeye çalışıyorlar!
  • AKP’nin despotik ve faşist uygulamalarının tek bir kökeni var:
  • Teokrasi sevdası!

Teokrasinin antitezi ise laikliktir.

Ana muhalefet partisi olan CHP’nin yönetimi, sol ideolojiyi unuttuğu gibi, laiklik ilkesini de unuttuğu için, AKP meydanı boş bularak bundan cesaret almaktadır.
***
Şu ana kadar CHP’de “değişim” talebinde (isteminde) bulunan örgütlü hareketler de, CHP yönetiminin yörüngesinden çıkamadılar!

CHP’de bu yörüngeden bağımsız hareket eden İlke ve Demokrasi Hareketinin 24 Haziran 2023’te kamuoyu ile paylaştığı bildiri ise bir kutup yıldızı işlevi görmektedir. Bu bildiride, şu ifadeler yer almaktadır:

“Bu seçim yenilgilerinin birçok farklı nedeni olmakla birlikte, temel nedenlerin arasında, parti içi demokrasi mekanizmasının işletilmemesi ve partinin kurumsal kimliğinden uzaklaşılması yer almaktadır.

Başta laiklik olmak üzere, kurultay tarafından onaylanan parti programında ve parti tüzüğünde yer alan ve aynı zamanda anayasa maddesi olan bazı temel ilkeler, parti yönetimi tarafından bertaraf edilmiştir.

AKP hükümeti tarafından demokrasinin yıkılıp, onun yerine teokrasinin, yani din devletinin kurulduğu bir dönemde, dinin, devlet, siyaset, hukuk ve eğitim işlerine müdahale etmemesi gerektiği, etkin bir biçimde söyleme ve eyleme dönüşmemiştir; aksine, AKP’nin gölgesinde, din üzerinden, popülist ve taklitçi bir siyaset biçimi benimsenmiştir.

Cumhuriyetçilik ilkesinin, başka bir deyişle halkın egemenliğine dayalı yönetim biçiminin özündeki temellerden birisi olan laiklik yok sayılarak, cumhuriyetçilik ilkesine de zarar verilmiş, halkın egemenliği yerine, ruhban sınıfının, tarikatların, cemaatlerin egemenliğinin sağlanmasına göz yumulmuştur.

Halkçılık, devletçilik/kamuculuk, sosyal demokrasi ve demokratik solculuk ilkeleri söylemde kalmış, bu ilkelerle bağdaşan ekonomi politikaları, karma ekonomik model ve somut projeler yeterli bir biçimde geliştirilememiştir.

Ümmetçiliğin antitezi olan ve vatan/vatandaşlık bilincini aşılamak için geliştirilen, ırkçılık anlamına gelmeyen, milliyetçilik/ulusçuluk ilkesine yeterince vurgu yapılmamış; ayrıca Türkiye’nin ulusal güvenliği ve bütünlüğü konusundaki kaygılar giderilememiştir; özellikle dış politika sorunları ve emperyalizme karşı mücadele konusunda etkili bir açılım yapılamamıştır.

Devrimcilik ilkesi görmezden gelinmiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1920’lerde ve 1930’ larda gerçekleştirdiği Aydınlanma devrimlerine sahip çıkılmadığı gibi, 21. yüzyılın siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel koşulları ve sorunları dikkate alınarak, yeni devrimlere yönelik açılımlar da yapılmamıştır.

Cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, milliyetçilik, devrimcilik, sosyal demokrasi ve demokratik solculuk ilkelerine bir bütün olarak uymayan kişiler, parti tüzüğüne göre, parti üyesi olamayacakları gibi, genel başkan adayı da olamazlar; olmamalıdırlar.”


Yazarın Son YazılarıTüm Yazıları