Ekonomide görünüm başka
gerçekler bambaşka!
dikkate almak gerekiyor.
her kezinde başarısız oldu. Sondan bir önceki deneme, Haziran Genel Seçimleri sonrasında yapılmış; sonuç alınamayan koalisyon görüşmeleri sonrasında gelişmeler denetimden çıkmış
ve Eylül ayı sonuna dek her gelen hafta gideni aratır olmuştu!
OLUMLU AYRIŞMA OYUNU
öne sürmeye başlamıştı. Fakat Merkez Bankamız, ABD para otoritesinin faizler konusunda alacağı kararı gerekçe yaparak hareketsiz kalmayı tercih etti. Eylül ayı genelinde hem döviz kurları ve faizler yükseldi hem de dramatik güven kayıpları yaşandı. Ekim ayı genelinde ise
mali sektörün mevduat ve kredi faizlerini sert bir şekilde yüksek tuttuğuna, kur artışını durdurmak ve kısmen de olsa geriletmek için çabalarını yoğunlaştırdığına tanık olduk.
KÜRESELCİ YÖRÜNGEDEN ÇIKIYORLAR MI?
kerhen destekliyormuş gibi görünmeyi tercih ediyor.
çaba harcanıyor. Sandıktan bir koalisyon veya daha güçsüz bir tek parti iradesi çıksa idi
belki bu denli bunalmayacak ve gözlerini bu oranda karatmak durumunda olmayacaklardı!
ORTA YOL BULUNAMIYOR!
Koşullar böyle olunca, yapay iyimserliği bir süre daha sürdürmeye çalışmanın toplam maliyeti kaçınılmaz olarak artıyor. Döviz kuru ve faizlerdeki yükseliş baskısına direnmeye çalışmak,
çok yıpratıcı oluyor!
Sandıktan çıkan siyasal irade ile küresel koşullar uyuşmuyor; biri ekonomiyi durgunluktan çıkarmayı, diğeri ise daralmayı zorluyor. Orta yol bulunamıyor! Durum böyle olunca belirsizlik ve kırılganlık algısı güç biriktirmeye devam ediyor. Olumlu ayrışma girişiminin arkasındaki etkili ve yetkili kesimler rahat uyuyamıyor! Böyle gidemeyeceğini anlamak için uzman olmak gerekmiyor!
================================
Dostlar,
Ekonomideki çok olumsuz gelişmeleri biz de derin kaygı ile izliyoruz.
Tepedeki adam, dinsel / dinci inanç dünyasının pek çok gereğini kamusal alana – yaşama ve yönetime giderek daha çok yansıtıyor.. Artık türbanlı rektör ve Bakandan sonra yargıcımız da var. Nerede dur(durula)acak? Cumhuriyetin tepesine türban sarıldı.. Sıra asker ve poliste..
bu çıkışın ardalanına (background) ışık tutmuş, dikkat çekmek istemiştik.
Saatler hatta dakikalar içinde, böylesine kurgulu bir senaryo, birilerine onlarca milyar Dolar servet kazandırabilirdi, kazandırdı belki de! Bu muazzam spekülatif hesap hareketleri
başta MASAK ve MİT olmak üzere BDDK, SPK ve yabancı finansal istihbaratçıların arşivlerine girmiştir mutlaka..
Tayyip bey faiz artırımı istemiyor arka düzlemde İslamcı tercihine dayanarak. Gelin görün ki küresel piyasa hazretlerinin son derece nazlı ama keskin kararlı – doğrayıcı kuralları – yasaları var.. Nitekim Erdoğan’ın 24 Ocak 2015 günü yaptığı malum gürleme ardından döviz fiyatları çok kısa sürede “epey” yükseldi. 1 Dolar 2,23 TL iken günümüzde 2.92 TL.. Yaklaşık 0,69 TL / 2,23 TL = %31 değer kazandı. Paramız 10 aydan kısa sürede %31 değer yitirdi. Neredeyse 1/3’ü eridi, eritildi! 2015 sonu GSMH tutarı geçen yıldan (yaklaşık 800 milyar $) 100 milyar $ daha aşağı düşer ve 700 milyar doların altına çekilirse şaşırmayacağız.
O zaman G20’den de düşeceğiz.
Hani 2023’ün en büyük ilk 10 ekonomisi olma hayali??
OVP’dan Dolar olarak kişi başına gelir rakamları neden çıkarıldı da SGP (PPP) verildi??
Ne hooş rastlantıdır ki, petrol fiyatları önceki yılın yarısı gibidir ve cari açık açısından
AKP için bulunmaz bir şanstır… Buna karşın iç piyasada fiyat indirimi komiktir ve halkımız içeride AKP’nin bütçe açığını da büyük özveri ile epey (birkaç on milyar Dolar!) azaltmaktadır.
Lütfen aşağıdaki kapsamlı irdelememize bakar mısınız??
(http://ahmetsaltik.net/2015/08/18/dolar-3-tlye-kosuyor-ya-akp-rte-ve-surukledikleri-turkiye/)
DOLAR 3 TL’ye KOŞUYOR..
Ya AKP – RTE ve SÜRÜKLEDİKLERİ TÜRKİYE ??
Yıl sonuna daha 6 hafta var.. Erdoğan’ın, uluslararası rasyoneli olan ekonomi kurallarına direnmesinin yüz milyarlarca dolarlık bedelini, ulusal ekonomiye – halka yükünü kaldırmak olanaklı mıdır? Ayrıca bu süreçte Dolara yatırım yapan kimi “insider trader” ve / veya yandaşların muazzam haksız kazançları ne olacak? Dinci inadın birilerini ölçüsüz zengin eden bu boyutu İslam’ın neresinde var??
Acaba bu olup bitenlere ceza hukukçuları – mali hukukçular, Cumhuriyetin başsavcısı,
CHP ve öbür muhalefet, akademia, basın.. ne der?
Bir ülkenin yöneticisinin kasten olmasa bile ülkesine bunca büyük zarar vermesinin adı ve
bedeli nedir? Bunu da olsun sor(a)mayacak mıyız? Adını biz koyarsak hakaret davası mı gelecek? Saray güvence versin dava etmeyeceğine ilişkin, adı konsun.
Üstad Civelek öylesine kapalı yazmış ki.. Sanki bir ekonomi kongresi bildirisi..
Sevgi ve saygı ile.
09 Kasım 2015, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com