Etiket arşivi: Abdullah Gül Siirt Üniversitesi’ne 3 oy alanı rektör atadı

Kilit Nokta Üniversiteler..

Dostlar,

Değerli meslektaşım Sn. Prof. Dr. Erdal Beşer, kıdemli bir Halk Sağlığı profesörüdür.
(İkimiz de 1977 tıbbiye mezunuyuz..). Çalışkan, ciddi ve çok üretkendirler.
Hafta sonu Cumhuriyet Bilim Teknik’te bu yazısını görünce heyecanla okudum. Benzer duygu düşünceler içinde olmuş ve çalışmalar yürütmüş bir akademisyen olarak doğallıkla bir özdeşim (empati) kurdum kendisiyle. Biz de geçmişte bu dergide ve Cumhuriyet’in 2. sayfasıyla değişik sayfalarında (örn. Leyla Tavşanoğlu söyleşileri ile..) katkı sunmaya çaba göstermiştik.

Hacettepe Üniv. Tıp Fakültesi’nde Toplum Hekimliği Bölümü’nü kuran ve bizleri yetiştiren Prof. Dr. Nusret Fişek de hep SOSYAL TIP vurgusu yapardı. Sağlık hizmetleri özellik ve öncelikle toplum için, toplum yararına, sağlıklı ve kalkınmış topluma dönük olmalıydı.

23 Eylül 1995’te bu Dergide, Cumhuriyet Bilim Teknik sayfa 12’de yayımlanan yazımız, “Temel Sağlık Hizmetlerinde Araştırma” başlıklı idi.

Meslektaşım, değerli arkadaşım Sn. Prof. Beşer’e konuyu yeniden gündeme taşıdığı ve topluma bir çağrı yaptığı için çok teşekkür borçluyuz…

Ancak; dün (9.9.12) basından öğreniyoruz ki, Siirt Üniversitesi’ne seçimde 26 oy ile
1. olan değil ama 4 oyla (kendi oyu dahil) 4. sırada olan bir hoca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından rektör olarak atanmıştır.

Sözün bittiği yerdeyız.

Ama tarihin bu sistemi, YÖK’ü ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü alkışlamayacağı kesindir!

Hem kısa erimde sınırlı umut hem de derin kaygılarla..

Bilim insanlarını böylesine duygusal-düşünsel ikilemde (ambivalansta) bırakmak;
sahi kime ne yarar sağlar ??

Sevgi ve saygı ile.
Datça, 10.9.12 (Tatil için)

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
=========================================================

Prof. Dr. Erdal Beşer
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı[/caption]

Prof. Dr. Erdal Beşer
ADÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı
besererdal@yahoo.com

Kilit Nokta Üniversiteler

Cumhuriyet Bilim Teknik, 07.09.2012

 Olağan işlerimizden kafamızı kaldırıp, “toplumumuz veya insanlığın gelişmesi,
daha ileriye gitmesi için ne yapabilirim?” sorusunu kendimize soralım mı?
Yoksa her sorunun nedenini kendi dışımızda aramaya devam mı edelim?

Toplumların kalkınmasında ilk yaklaşım sosyo-kültürel ve sağlık açısından olmalı
(Am J Public Health. 2003;93:383–388). Bu yaklaşım toplumun ekonomik, insan hakları vb. kalkınmasına da öncülük edecektir. Burada kilit rolün üniversitelere düştüğünü düşünmekteyim. Üniversiteler öğrencisi ve akademisyenleri ile toplum kalkınması için
sahaya inseler, her biri halkımızla sosyo-kültürel, sağlık vb. konularda etkileşime girseler, toplumdaki değişimler bilimsel olarak değerlendirilebilse, sonuçlar nasıl olur?

Önce bir bölgede durum saptaması yapılsa, sonra her ev için sorumlu öğrenci veya akademisyenler belirlense ve seçilen bölgenin bir bölümüne müdahalede bulunulsa, müdahalede bulunulmayan öbür bölgelerle karşılaştırılsa ne gibi sonuçlarla karşı karşıya kalınabilir?

Örneğin, ev koşullarında yapılacak müdahalenin çocuklarda solunum yolu enfeksiyonu/ishal sıklığını azaltıp azaltmadığı, hanede yaşayanların eğitilmesinin çocukların okul başarısını artırıp artırmadığı, model olacak davranış biçimlerinin gösterilmesi ile evlerde kitap okuma sayısının veya kültürel etkinliklere katılımın artıp artmadığı bilimsel yöntemlerde araştırılabilir.

Üniversiteler toplumun hazinesi. Sanat, sağlık, fen, eğitim, ziraat, veterinerlik…
tüm duayenler orada. Bu zenginliklerden ülkemiz ve insanlık daha fazla yararlanamaz mı?

Üniversiteler akademik destek vermenin yanı sıra sektörler arası işbirliğinin yürütücüsü olmalıdır. Bu işbirliği için valilik, kaymakamlık, belediye vb. kuruluşlarla bilimsel birlikteliklerin oluşturulması önemlidir. Bu kurumların, toplum kalkınması için öğrenci ve akademisyenlere destek olmaları gerekir.

Grigoriy Petrov’un “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” adlı kitabı beni çok etkilemişti.

20. yy. başlarında Finlandiya’da yaşam düzeyi çok geridir. Kitapta değişik mesleklerden
bir avuç aydının birlikte davranarak Finlandiya’yı dünyanın en yaşanılacak ülkesi durumuna getirmeleri anlatılır.

G. Petrov; “Yüksekokullar diploma atölyeleri değil.. Ülkenin zihinsel ve manevi aydınlanması için merkezi istasyonlardır.. Halka yaşamın güzelliklerinden söz edin. Çalışmaya, aydınlık ve neşeli yaşam için halkta çalışmaya karşı iştah, istenç (irade)
ve hırs yaratın”.

Yazar ve eğitimci Paulo Freire, Ezilenlerin Pedagojisi’nde geliştirdiği bir teknikle,
Brezilya’da halk kitlelerine okuma yazma öğretir.

Gerçekte bu, halkı eğiterek özgürleştirme çalışmasıdır.

Kısa sürede okuryazar olan kişiler, Paulo’yu adeta kendilerini komadan çıkaran doktor gibi görürler. Şu türden konuşmalara sık rastlanır :

 ”Ben insan olduğumu okuryazar olduktan sonra anladım, daha önce yaşamamışım”.

İsveç’i yüz yıldan kısa bir süre içinde, bir buz çölünden “endüstri ötesi ülke” düzeyine getiren etmenin 49 adet buluş olduğu bir Yunan doktora öğrencisinin tezi ile kanıtlanmıştır.

Unutmamamız gereken nokta:

Yalnızca ekonomik kalkınma üzerinde yoğunlaşılır; sosyo-kültürel, sağlık, insan hakları vb. gelişmeler göz ardı edilirse ülke gelişmiş sayılmaz.

O zaman, ülkemizde olduğu gibi gelişmişlik sıralamasında (endeksinde) gerilere düşmek kaçınılmaz olur. Bu açıdan bakıldığında Çin gibi birçok ülkeye gelişmiş ülke diyemiyoruz.

Yukarıda kısaca değinilen Finlandiya ve İsveç’teki uygulamalarda akademisyenler
çok etkindir.

Brezilyalı yazar Paulo Freire de akademisyendir. Zaten sektörler arası işbirliğinin olmazsa olmaz koşulu; eşgüdümü (koordinasyonu; planlama, izleme, raporlama, kontrol grubu ile çalışma, takvimlendirme vb.) akademisyenlerin yürütmesidir. Ancak üniversite yönetimleri her türlü desteği öncelikli olarak toplum temelli çalışmalara ayırarak;
sanayi, sivil toplum kuruluşları, halk, bürokrasi, merkezi ve yerel yönetimler vb. ile eşgüdümü (koordinasyonu) akademisyenler yararına hızlandırıp kolaylaştırmalıdırlar.

Biz Halk Sağlığı Anabilim Dalı olarak en az on yıldır bölgemizde toplum kalınması çalışmaları yürütüyoruz (E. Beşer, Sektörler arası işbirliği için yeni yaklaşım, Cumhuriyet Bilim Teknik 24 Haziran 2011, sayı:1266/19). Şu anda, belirlediğimiz bir bölgede öğrenci ve araştırma görevlisinin toplumun sosyo-kültürel, sağlık vb. değişimindeki rolünü saptama çalışmalarının planlamasını bitirdik. Böylece, giderek
daha büyük bölgelerde deneyim kazanmayı amaçlıyoruz. Bu DERGİ aracılığı ile birliktelik sağlayıp, toplum kalkınması uygulama, yöntem ve deneyimlerimizi paylaşabilir miyiz?

 Unutmayalım, ülkemiz üniversitelerimizin katkısı ile kalkınacaktır.

Tüm üniversitelerin toplum kalkınmasına etkin katkı vermesi için daha ne denli bekleyeceğiz?