BU BAYRAM KUTLAMASI BAMBAŞKA BİR KUTLAMA

Prof. Dr. Halil ÇİVİ
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

Bu gün 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı

Bu gün;
– yurdumuzun kurtuluşunun,
– ülkemizin bağımsızlığının,
– demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun,
– özgür aklın ve pozitif bilimin devlete ve topluma egemenliğinin,
– kula kulluktan ve saltanat baskısından kurtulmanın,
– halk egemenliğinin,
– ulusal istencin (milli iradenin),
– yasalar karşısında eşit yurttaş olmanın,
– din ve vicdan özgürlüğünün,
– …ve her türlü çağdaşlığın habercisi ve muştucusu (müjdecisi) olan bir gün.

  • Atamızın, 105 yıl önce Kurtuluşun ateşini harlamak üzere Samsun’a ayak bastığı gün.

Eğer Mustafa Kemal Atatürk, yurtsever dava ve silah arkadaşları, Kurtuluş Savaşı’mızın tüm gazileri ve şehitleri olmasalardı bizler de olamazdık.

Ayrıca bu yaşamsal ve kutsal savaşla; yalnızca emperyalizm destekli dış düşmanlar değil ve yine emperyalistlerin destek ve kışkırtmalarına göre davranan o devrin saltanat erkanı ve birçok  bölücü ihanet ve şer odakları da yenilgiye uğratıldı.

Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava-silah arkadaşları olmak üzere;
Devletimizi, ulusumuzu, Cumhuriyetimizi, fikri, irfanı ve vicdanı özgür laik bireylerimizin doğuşunu bizlere sağlayan tüm şehit ve gazilerimizi şükran ve minnetle anarak,

  • Herkesin 19 MAYIS ATATÜRK’ü ANMA, GENÇLİK ve SPOR  BAYRAMI KUTLU OLSUN!

=========================================
Dostlar,

Biz de ekleyelim…

  • Mustafa Kemal Atatürk ve dava-silah arkadaşlarının milli mücadeleyi başlatmak üzere,
    16 Mayıs 1919 günü İstanbul’dan Samsun’a giderken, kendi topraklarımızda İngiliz vizesi almak zorunda kaldıklarını sakın unutmayın!
    (Dr. Vedet Öz, https://x.com/oz_vecdet/status/1791980118673445130)

Image

Dr. Ahmet SALTIK
19 Mayıs 2024, Anlara, 105. yıl..

Principles of Health Care Management

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 13th May 2024, we conducted a 2 hour lecture on zoom for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with a title / topic of

Health Care Management : Principles

Here are the 71 power point slides having a rich and up to date content.. (PDF 8 MB)

Healthcare Management : Principles

Here are some remarks for rapid review..

  • In conclusion: Today’s lecture has provided us with a foundational understanding of the principles of healthcare management.
  • We have explored the multifaceted role of healthcare managers and the competencies required to navigate the complex healthcare environment effectively.
  • We’ve delved into the importance of leadership, strategic planning, and the ethical and legal responsibilities that come with managing healthcare organizations.
  • We’ve also recognized the critical role of financial acumen in ensuring the sustainability of healthcare services and the necessity of continuous quality improvement to enhance patient care.
  • As we move forward, let us carry the knowledge and skills we’ve acquired today into our future roles as healthcare professionals.
  • Remember, the principles of healthcare management are not just theoretical concepts but practical tools that will empower us to make a meaningful impact on the lives of those we serve.
  • Let’s commit to lifelong learning (LLL!) and self-improvement, for it is through dedication and perseverance that we will lead the way in advancing healthcare for all.
  • Thank you for your engagement and thoughtful participation.
  • May you all become the healthcare leaders our world needs.
  • This conclusion emphasizes the key points discussed during the lecture and encourages students to apply their knowledge practically.
  • It also reinforces the importance of ongoing professional development in the field of healthcare management.

With respect and love. 19th May 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, LLM, BSc
Atılım Univ. Medical School, Dept. of  Public Health
LLM in Health Law
BSc in Political Sciences & Public Administration
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     X @profsaltik

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor bayramımızın 105. yılı kutlu olsun!

Yaşar Karabulut Kimdir? - Yaşar Karabulut Hayatı ve BiyografisiYaşar Karabulut
Em. Albay
ADD Elazığ Şubesi Başkanı

Bu gün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ün; 1 inci Dünya Paylaşım Savaşında yenik sayılan Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihten silinmesi için yapılan gizli anlaşmalara karşı durması, işgale ve yok oluşa meydan okuyarak başlattığı savaşımın (mücadelenin) 105 inci yıldönümüdür.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ün bu savaşımına (mücadelesine) Yüce Türk Milleti sahip çıkmış ve O gün, O’nun önderliğinde kenetlenmiştir.

Bugün Emperyalist, işgalci, güçlerin süregelen planlarında (standing order) bir değişiklik yoktur.

  • Köle – sömürge olarak onlara hizmet etmemizi istemektedirler.

Ülkemizin bugünkü sorunları, Atatürk ilke ve devrimlerinden ödün vermemizin sonucudur.

Bugün, Cumhuriyetin sayesinde daha eğitimli bir insan kaynağına sahibiz.
Sorunlarımızı Atatürkçü Düşünce ile kolaylıkla çözebilecek durumdayız.

Yüce Önder Atatürk‘e ve Cumhuriyetimize yapılan haksız saldırılar, sanıldığının aksine umudumuzu azaltmamakta ve bu haklı savaşımımızda kararlılığımızı daha da güçlendirmektedir.

Gün, çocuklarımız, torunlarımız ve geleceğimiz için daha gönençli (müreffeh) bir Türkiye için çalışma zamanıdır.

Yaşadığımız bu cennet vatanı, bize emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile dava ve silah arkadaşlarıyla bu vatan için canını ve kanını veren, Şehit, Gazi ve kahramanlarımızı
saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.

  • 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor bayramımız kutlu olsun!
  • Yaşasın Gazi Mustafa Kemal Atatürk!
  • Yaşasın Cumhuriyet!
  • Ne Mutlu Türk’üm Diyene!

    Saygılarımla. 19 Mayıs 2024

Food & Water Hygiene and Sampling Techniques

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 9th May 2024, we conducted a 2 hours lecture for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with a title / topic of

Food & Water Hygiene and Sampling Techniques

Here are the 74 power point slides having a rich and up to date content. (PDF 8 MB)

Food & Water Hygiene and Sampling Techniques

Brief notes for rapid review                                   :

  • The global food system is broken!
  • ´Millions of people aren’t getting enough to eat, and millions of others are eating too much
    of the wrong foods. 
  • ´Many families can’t afford enough ‘nutrient rich foods’ like fresh fruit and vegetables, beans, meat and milk, while foods and drinks high in fat, sugar and salt are cheap and readily available.
  • ´Undernutrition and overweight are now problems affecting people within the same communities at the same time period.
  • 8.9 %of the world’s population are undernourished
  • This means they have a caloric intake below minimum energy requirements.
  • 663 million people globally are undernourished.
  • 22% of children younger than five are ‘stunted’
  • They are significantly shorter than the average for their age, as a consequence of
    poor nutrition or repeated infection.
  • 9% of the world population – around 697 million people – are severely food insecure.
  • One-in-four people globally – 1.9 billion – are moderately or severely food insecure.

We wish maximum benefit for all..

With respect and love. 18th May 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Univ. Medical School, Dept. of  Public Health
LLM Health Law, BSc in Political Sciences & Public Administ.
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     X @profsaltik

Eğitimin dinselleşmesi

Örsan K. Öymen
Örsan K. Öymen
13 Mayıs 2024, Cumhuriyet

Eğitimin dinselleştiği bir ülkede ileri uygarlık düzeyi adına hiçbir şey çıkmaz. AKP hükümetinin istediği de zaten budur.

  • Türkiye’nin ortaçağ karanlığında kalması durumunda,
    AKP de iktidarını güvence altına almış olacaktır!

Zorunlu din dersi; “4+4+4” olarak bilinen eğitim modeli; imam hatip okullarının imam ve müftü yetiştirmek amacını taşıyan meslek okulları olmaktan çıkıp, Öğretim Birliği yasasını delen standart eğitim kurumlarına dönüşmesi; ilahiyat fakültelerinin sayısının dünya rekoru kırması; Kuran kurslarının alternatif (seçenek) eğitim araçlarına dönüşmesi; Milli Eğitim Bakanlığı’nın, dernek ve vakıf adı altında örgütlenen laiklik karşıtı tarikatlarla ve cemaatlerle işbirliği protokolleri yapması; Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisidir.

Bu sorun, ekonomik sorunların da, siyasal sorunların da temel nedenidir. Nitelikli ve eğitimli insanın yetişmediği bir ülkeden, ekonomi ve siyaset için de olumlu bir şey beklenemez.
Bu bir doğa yasası gibi, toplumsal bir yasadır.

Geçtiğimiz günlerde açıklanan eğitim müfredatı taslağı da, bu sorunlara bir yenisinin daha eklenmesine yol açmıştır.

Din dersiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan derslerin müfredatlarına dinsel konuların eklenmesi, dinin sosyal bilimleri, doğa bilimlerini, matematiği, felsefeyi, sanatı,
dili işgal etmesi
nden başka bir şey değildir!

Din konusunu din dersiyle sınırlamak, dinsel konuları din dersinde bırakmak varken,
her alana dini sokuşturmak;
– din fetişizminin,
– faşizmin,
– despotizmin ve
– bir ruh hastalığının göstergeleridir.
Bunlar, normal bir ruh sağlığına sahip insanların yapacağı şeyler değildir.
***
Tanrı’nın, Allah’ın varlığı konusu dünyanın hemen hemen her ülkesinde bir tartışma konusudur. Bu nedenle dünyada dindar insanlar olduğu gibi dinsiz, örneğin ateist, agnostik, deist, panteist insanlar da vardır.

Dünyada yaklaşık 2 milyar dinsiz insan yaşamaktadır. Dindar olanların da tamamı İslam, Hıristiyanlık ve Musevilik gibi tektanrıcı dinlere üye değildir. Dindar olanların içinde Hinduistler, Budistler, Konfüçyüsçüler ve Şintoistler de vardır. Dünyanın yaklaşık yarısı Hıristiyan, Müslüman ve Musevidir. Museviler bu üç din içinde azınlıktır. Avrupa Birliği’nde vatandaşların yaklaşık yarısı dindar değildir. Bu üç tektanrıcı dine inananların büyük çoğunluğu Avrupa dışında yaşamaktadır.

Dünyada iki yüze yakın ülke vardır ve bu ülkelerin içinde yalnızca birkaç tane din devleti kalmıştır. İran, Suudi Arabistan, Afganistan, Vatikan bunların arasında sayılabilirler.

Din gibi böylesine öznel, kişisel, göreceli ve tartışmalı bir konuyu,
eğitim sistemi üzerinden herkese dayatmak,
bir toplumun, ülkenin ve devletin intihar etmesiyle özdeştir.

Din dersinde vatandaşlar din hakkında bilgi edinebilirler. Din uzmanlarını örneğin imamları, müftüleri yetiştirmek için meslek okullarının olması veya ilahiyatçıları yetiştirmek için ilahiyat fakültelerinin olması da normaldir. Ancak herkesi imam, müftü ve ilahiyatçı benzeri bir insana dönüştürmeye çalışmak anormaldir ve olsa olsa, teokratik devletlerde olabilir.
Demokratik bir devlette böyle bir şey asla olamaz.
***
– Eğitimin dinselleştiği bir ortamda eğitimin niteliği ortadan kalkar.
– Eğitimin dinselleştiği bir ortamda laiklik ilkesi nefes alamaz ve yaşamda kalamaz.
Eğitimin dinselleştiği bir ortamda ulusal bütünlük sağlanamaz, bir ulus var olamaz.
– Eğitimin dinselleştiği bir ortamda bir millet olmaz, yalnızca bir ümmet olur.
– Eğitimin dinselleştiği ve dinin herkese dayatıldığı bir ortamda, din, mezhep ve felsefi görüş üzerinden kutuplaşmalar, gerginlikler ve çatışmalar ortaya çıkar.
– Eğitimin dinselleştiği bir ortamda büyük bir ulusal güvenlik sorunu ortaya çıkar ve bu,
salt emperyalizme hizmet eder. Eğitimi dinselleştirmek vatana ihanet anlamına gelir.

CHP bu nedenlerle, eğitimin dinselleşmesi konusunu en öncelikli sorunlardan biri olarak
ele almalıdır.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

FOOD & WATER SAFETY

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 29th April 2024, we conducted a 2 hours lecture for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with a title / topic of

FOOD & WATER SAFETY

Here are the 59 power point slides having a rich and up to date content. (PDF 8,5 MB)

 

Food and Water Safety

Brief notes for rapid review                      :

  • Food is vulnerable to contamination by chemicals, heavy metals, bacteria, parasites, and fungi, posing threats to human and animal health.
  • Analytical methods encompassing microbiological,chemical, physical, immunological, and sensory analyses control this contamination.
  • Before analysis, representative sampling is crucial to assess the overall safety
    of food batches.
  • Timely sampling is essential to minimize the interval between collection and analysis. 
  • Microneedles, micron-sized needles integrated into patches, offer a distinct advantage
    over conventional methods.
  • They enable non-destructive and minimally invasive sampling with precision and expedited field sampling,allowing for the rapid collection of multiple samples.
  • This capability enhances the efficiency of analyzing numerous food contaminants quickly.
  • Microneedle-assisted tools for detecting chemical and biological contaminants in food, significantly improving the speed and efficiency of current analytical methods.

We wish maximum benefit for all..

With respect and love. 18th May 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Univ. Medical School, Dept. of  Public Health
LLM Health Law, BSc in Political Sciences & Public Administ.
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     X @profsaltik

Yumuşama değil hukuka çağrı…

İbrahim Ö. Kaboğlu

İbrahim Ö. Kaboğlu

Siyaset, 16.05.2024, BİRGÜN 7

Toplum ve siyaset, halk ve iktidar ilişkileri, 31 Mart (2024) sonrası yeniden biçimleniyor. Halk iradesi üzerinde iktidar baskısı, sandıkta püskürtüldü.

31 Mart öncesi seçim kampanyası görüntüleri, hukuka dönüş sonrası siyaset bilimi çalışmaları için zengin bir malzeme bıraktı. Şimdilik şu saptama ile yetineyim: 15 Temmuz 2016 öğleden sonra ‘arazi’ olan (Akar’dan Fidan’a) Devlet görevlileri, 31 Mart öncesi ‘oy avcılığı’ için sahada sıkça görüntü verdi. Hukuk yokluğu, her iki dönemin ortak paydası.

Halk (demos) ve iktidar (krasi) bileşimi olarak demokrasi, 31 Mart sonrası hukuku da biçimlendiriyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, aynı zamanda AKP Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı ve MHP Genel Başkanı ile görüşmeleri, hukuka çağrıdır.

Siyasal tartışmaların malzemesi yapılsa da, Anayasa ve hukuk dışı söylem ve uygulamaları en aza indirmeye yönelik görüşmeler, Anayasa andına saygının ekmek, su ve hava kadar önemli olduğunu bir kez daha doğruladı.

Bu nedenle hukuksal kuşatma, çok yelpazeli olarak yürütülmeli: yasamada, yürütmeye karşı ve yargı karşısında.

Yasamada ön almak için çok güçlü bir meşruluk zemini bulunan CHP, AKP-MHP’nin haklılık ölçütü olarak kullandığı sayısal üstünlüğü sürekli sorgulamalı. Bu bağlamda, CHP ve öteki partiler, “Anayasa’ya saygılı yasa” için İçtüzük olanaklarını kullanarak önerici konuma geçebilir.

Kuşkusuz hukuka dönüş kolay değil; çünkü hukuk yoluyla demokrasi önündeki başlıca engel, Parti Başkanlığı Yoluyla Devlet Başkanlığı ve Yürütme (PBDBY) kurgusudur.

HUKUK ÇIĞLIĞI

14 Mayıs vurgum da hukuk yokluğu nedenli:

Can Atalay, milletvekili seçilişinin 1. yılında AYM kararını ve bunun uygulanmasını bekliyor.

Tayfun Kahraman, adil yargının gerçekleşmesi beklentisiyle özgürlükten yoksun son yaş günü olmasını diliyor.

Selçuk Kozağaçlı, 28 Şubat mağduru mahpus paşalar için çıplak zulüm nitelemesi yapıyor.

Osman Kavala, Ö. Özel görüşmelerini müdafaa-i hukuk” olarak niteliyor.

Demokrasi ve hukuka inançlı dört üretken insan, buzdağının (aysbergin) görünen yüzü: Ellerinde bıçak, pala, sapan, ok, tabanca olmayan, korumaları ve makam araçları bulunmayan kişiler, mahpus tutulabiliyor ve lehlerinde verilen yargı kararları uygulanmıyorsa, Türkiye genelinde siyasal nedenler ve/ya adil yargılanma hakkı ihlalleri sonucu özgürlükten yoksun kılınmış yurttaş sayısının fazlalığını kestirmek zor olmasa gerek.

Bu nedenle, Çiğdem Mater ve Mine Özerdem gibi Atalay-Kahraman-Kozağalı ve Kavala’nın demokrasi ve hukuk umudunu sürekli kılıp yaygınlaştırmalıyız.

NE HUKUK NE DE LİYAKAT

“Hukuk ve liyakat yokluğu”, 15 Temmuza giden yolun temeltaşlarını döşemişti. Bu dönemin ürünü olan PBDBY uygulamasının ilk beş yılında TBMM’de yasa önerisi anından AYM kararından sonraki evreye dek, partizan düzenlemelere karşı ‘hukuk ve liyakat’ uyarılarımızı, Cumhur İttifakı hep kulak ardı etti.

Şimdilerde günışığına çıkmaya başlayan çete ve işbirlikçileri arasındaki hesaplaşmalar, şu soruyu meşru kılıyor:

  • Demokratlar ve hukuk savunucuları hapse konuldukça,
    meydan mafya ve çeteleşmelere mi kalıyor?

Cemaat ve tarikatlar ise, “hukuk ve liyakat” yerine partizan uygulamalara açık düzenlemelerle
6 yılda yaratılan 2. paralel devlet tehlikesi de, Cumhur İttifakı’nın öteki kanadı değil mi?

ÇİFTE FAİL KİM?

Dezenformasyon suçu koyanlar, şimdi sürekli anayasal dezenformasyon suçu işliyor.
Etki ajanlığı” suç önerisine gelince; ülkesel değerleri mal gibi pazarlayanlar ve yurttaşlığı rant kapısına çevirenler , “etki ajanlığı” yapılacak alan bıraktı mı?

Demos, krasi’yi 2. Parti yaptı; muhalefet ise, Anayasa’ya saygı ve Anayasa dışı alanları azaltmak, Anayasa yoluyla siyaset ve hukuk yoluyla demokrasi için çırpınıyor.

Bunu yaparken asıl “paralel hedef” hiçbir zaman gözardı edilmemeli: Anayasal demokrasi! Çünkü, ‘kapalı-keyfi-kişi’ (PBDBY) sistemsizliği, parlamenter rejimin Türkiye İçin -tıpkı Anayasa gibi- neden ekmek, su ve hava kadar yaşamsal olduğunu her gün kanıtlıyor.
===========================================
Yazarın Son Yazıları

28 Şubat davası ve yeniden yargılama

Yargıtay Eski Başkanı Hamdi Yaver Aktan yine başını gösterdi! İmamoğlu'na Beraat, Şevki Yılmaz'a hapis,

Hamdi Yaver AKTAN
Yargıtay Onursal Daire Başkanı
15 Mayıs 2024, Cumhuriyet

Ceza yargılamasında maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amaçtır. Soruşturma ve kovuşturma süreçleri maddi gerçeği bütün açıklığıyla ve kuşkuya yer bırakmayacak biçimde sağlamalıdır. Kuşku mevcutsa beraat kararı verilmesi evrensel ceza hukuku ilkesidir. Mahkûmiyet hükmü, istinaf ya da temyiz yasa yolundan geçmekle kesinleştiğinde bile kimi zaman “maddi gerçek” yeniden araştırılabilir. Olağanüstü yasa yolu bu nedenle düzenlenmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda kesinleşen kararlara karşı yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na itiraz yetkisi (m.308), adalet bakanı ve/veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na “kanun yararına bozma” isteme yetkileri (md.309) ve hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi düzenlenmiştir.

Kamuoyunda “28 Şubat davası” olarak nitelendirilen ve bir kısım yargılanan kişiler yönünden onanmış mahkûmiyet kararlarının infazının yapılmakta olduğu bilinmektedir. Bu satırların yazarının Cumhuriyet’te daha önce yazdığı yazıları okumuş olanları, mahkûmiyet kararının verilemeyeceğini, yanlış değerlendirme yapıldığını hem usul hukuku hem de ceza hukuku-maddi hukuk yönünden açıklamalar yapıldığını anımsayacaklardır. Bu görüşümüzü korumaktayız; iddialı bir şekilde suçun yasal öğelerinin oluşmadığını yineliyoruz.

“YENİ DELİLER”

Ancak, gerek yerel ve gerekse yasa yolu incelemelerinden geçerek kesinleşmiş hükümler yönünden değerlendirme yapmak durumunda olduğumuzu belirtmek isteriz. Sürmekte olan davada tanıklar dinlenmiş ve kesinleşen kararlar yüzünden halen cezaevinde infazları yapılmakta olan generaller için “yeni deliller”in ortaya çıktığı görülmektedir. Gerçekten de kamuoyuna da yansımış olduğu üzere, davada ilk kez dinlenen tanıklar Sincan’daki “tatbikatın” rutin bir uygulama olduğunu açıklamış olmakla, “cebir-şiddet” öğesinin gerçekleşmemiş olduğunun olgu olarak açıklamasını yapmıştır.

Öte yandan, dönemin bir bakanı ve hükümet sözcüsü bütün açıklığı ile hükümetin istifasını mahkeme huzurunda açıklamıştır. Sayın Namık Kemal Zeybek’in devlet adamlığı, kişiliği ve eski deyimle müktesebatı gözetildiğinde tanıklığı etik ve hukuksal olarak tartışılmayacak değerdedir.

Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir davada, “yeni deliller”in ortaya konulmuş olmasında hükümlü lehine yargılama yeniden yapılır. Yasal düzenleme “tekrar görülür” emir kipi ile yazılmıştır. (CMK. m. 311/1-e) Kesinleşmemiş kararlar açısından da Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararı doğrultusunda sonuca ulaşmak daha elverişlidir. Yargıtay bozma kararından sonra, bozmadan sonraki serbestlik kuralı uyarınca, bozma kararına uyulmuş olsa bile, yeni delillerin ortaya çıkmasında lehe karar verilebilmesi olanaklıdır. Ceza Genel Kurulu bozma kararından sonra, eski hükmün ortadan kalkacağı ve serbestlik kuralı uygulanacağı kararlaştırılmıştır. (CGK. 14.02.2017 tarih, 2015/1-704 esas, 2017/64 karar)

Meltem TV Programımız : AŞI KARŞITLIĞI..

Dostlar,

Dün, 15 Mayıs 2024 Çarşamba günü, saat 14:30 dolayında Meltem TV‘de Sn. Gülgûn Feyman‘ın konuğu olduk. Konumuz, aşağıdaki duyuruda da görüleceği üzere AŞI KARŞITLIĞI idi.

Yaklaşık 22 dk. sayın programcının sorularını yanıtladık.. Öncelikle şunu vurguladık :

  • DSÖ’ye göre aşı kararsızlığı, küresel sağlığı tehdit eden 10 tehlikeden biri!

– Birçok bulaşıcı hastalığı (enfeksiyon hastalığını) önlemede aşılamanın önemini vurguladık.
– Aşılama ile her yıl ortalama 2-3 milyon ölümün önlendiğini ve bütün dünyada aşı kapsayıcılığı en yüksek olursa, 1.5 milyon ölümün daha engellenebileceğini belirttik.
– Çocukların aşılanması azalırsa, toplumun da bulaşa açık duruma geleceğinin altını çizdik.
– Aşı kararsızlığının – çekincesinin nedenleri arasında
– aşının gerekli görülmemesi,
– aşının yeterli üretilememesi
aşıya güvensizlik.. temel nedenlerdir diye açıkladık.
Aşı çekincesinin – kararsızlığının önlenmesinde hekimlerin ikna edici kilit rolüne değindik.
Ek olarak politikacı ve yasakoyucunun da aşının gerekliliği konusunda ikna edilmesi gerektiğini anlattık.
– Son yıllarda aşı kararsızlığı ve aşı reddi olgularının artmaya başladığına dikkat çektik..
DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) verilerine göre Türkiye aşıya güven konusunda ortalarda yer almakta ancak aşının güvenli olmadığını düşünenlerin oranı giderek artmakta.
– Aşıya karşı tutumda özellikle kararsızlık yaşayan ve pasif kabullenme gösterenlere dönük eğitici programlar geliştirilmesi gerektiğini aktardık.
– Türkiye’de aşıya güvenin azalmasında nedenlerden birinin de medya olduğunun altını çizdik.
– İnternetin yaygınlaşması, bilimden uzaklaşma, medyanın olumsuz etkisi, sosyal medyada aşı karşıtlığının artışı ve komplo kuramları bu tabloya yol açan başlıca nedenler.
– Aşıların maliyeti yüksek değil!

Türkiye’de aşı uygulaması durdurulursa her yıl yaklaşık üç milyon
aşıyla korunulabilen bulaşıcı hastalık ve yaklaşık
14 bin fazladan ölüm olacağı
nın kestirildiğini aktardık.

Tam aşısızlık anne eğitiminin yetersiz ve ailenin yoksul olması durumunda daha da artıyor!

Dünya genelinde aşıya güven %79 düzeyinde. %11 kararsız, %10 dolayında da karşıt olan bir kitle kestiriliyor. Öte yandan, aşıyla korunulabilen bulaşıcı hastalıklarda hedef kitlenin – duyarlı kesimin en az %80-85 aşılanması (Kızamık’ta %95!) gerekli.

Aşılara güvenelim!..
Aşılar, bilim dünyasının insanlığa çok değerli armağanlarıdır.
İlaçlardan daha güvenilir biyolojik ürünlerdir.

Örneğin korkunç hastalık Çiçek‘i yaygın aşılama ile 1978’de yeryüzünden sildi insanlık.
Sırada çocuk felci ve kızamık var.

  • HPV aşıları rahim ağzı kanserinden koruyor.
  • HBV karaciğer kanserinden koruyor..
  • Başkaca kanser türlerine karşı aşı geliştirilmesi çabaları sürüyor.

Aşı karşıtlığı bireysel bir seçim olamaz! Üstelik bilimsel değil!
Aşılanmayarak bulaşıcı hastalığa yakalanmak ve başta yakın çevremizdekiler olmak üzere, başkalarının yaşamını tehlikeye sokmak bir hak değildir.

Anayasamızın ilgili bölümü aşağıda :

Temel hak ve hürriyetlerin niteliği
Madde 12 – …… Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı
ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.

Programı izlemek için lütfen tıklayınız.. 22. dakikadan başlıyor.. 44. dakikaya dek..

https://youtu.be/75q0vsNrycQ

https://www.youtube.com/watch?v=75q0vsNrycQ

İzlenmesi, paylaşılması ve gereklerinin yapılması dileğiyle.
Aşılar, çok değerli koruyucu hekimlik – halk sağlığı araçlarıdır ve yoksul, az eğitimli kesimlere herkesten daha çok gereklidir.

Sn. Feyman ve Meltem TV‘ye sorumlu yayın anlayışı ve bize fırsat verdikleri için teşekkür ederiz.

Sevgi ve saygı ile. 16 Mayıs 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    X : @profsaltik
https://www.instagram.com/ahmet_saltik

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 15 Mayıs 2024

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

TAZMİNAT

Beşi polis 23 kişiyi katledip müebbet (yaşam boyu) hapse mahkum olduktan sonra FETÖ’cüler tarafından yargılandıkları gerekçesiyle yeniden yargılanıp berat eden (aklanan) Hizbullahçılar devletten tazminat almaya başladılar.

28 Şubat mahkumu generaller de FETÖ’cüler tarafından yargılandılar ama onlara işkence devam ediyor.

Dinci, kinci iktidarın aleti yargı/adalet sistemi sürüyor…

TARİKATÇILAR

CHP’li Beyoğlu Belediyesi’nde başkan yardımcılığı ve başkan danışmanlığına tarikatçı,
RTE destekçisi kişilerin getirildiği ileri sürüldü.

Aferin. Millet CHP’ye bunun için yol vermişti!..

MİKROP

CHP’li belediyelerdeki eş dost atamalarına genel başkan tepki gösterdi.

Değerli gazeteci Necati Doğru’nun dediği gibi AKP mikrobu girmemeli…

ANAYASA

RTE, sivil anayasa ile sorunların çözümüne kolaylık getireceğini söylüyor.

Oysa millet sorunları çözsün diye kardeşine her yetkiyi zaten vermişti.

Bir kez daha, hatta ölene dek seçilmek için istiyorumdese mertçe

UNUTMAK

RTE, İsrail’e yönelik protestoların engellenmesine tepki gösterdi.

Oysa, Erdoğan’ın yerel seçim sürecindeki mitinglerinde “İsrail’le ticarete son” pankartı açan kişiler yaka paça gözaltına alınmıştı.

İşine gelmeyeni unutuveriyor…

DİL

Özgür Özel CHP’li belediyelerin Arapça tabelaları indirmeleri ile ilgili, “Kur’an dildir.
Halk incinir” dedi.

  1. Kuranca diye bir dil mi var dünyada?
  2. Kur’an her milletin diline çevrilmiyor mu?
  3. Türkçeye kim sahip çıkacak?…

TASARRUF

İktidar bilmem kaçıncı tasarruf tedbirleri paketini açtı.

Vatandaşa kısıtlama; iktidara ve yandaşlarına saraylara, şatafata, avantaya ve  devleti soymaya devam çıktı…

AVANTA

Yargıtay üyeleri Suudi elçinin verdiği avanta hac vizesi için kavga etmişler.

Kokuşmuşluk…

İLGİ

RTE, 7 bin göçmene ücretsiz tedavi kararnamesini imzaladı.

Türk vatandaşları ile de biraz ilgilense…