Kategori arşivi: ŞİİRLER / POEMS

Hüseyin Haydar Şiiri : Yurdumda öleceğim

Yurdumda öleceğim,
Büyük vatanımda.
Öleceğim Hama’da, vuruşa vuruşa.
Arap kardeşim omuz başımda olacak,
Ne mutlu, yiğit bir kardeşi olana.

Birlikte direneceğiz,
Kasiyon Dağında,
Aynı siperde, sert kayalıklarda,
Göstereceğiz çürümenin doğasına,
Adanmış insanın evrensel duruşunu.

Yurdumda öleceğim,
Şamı Dimaşk’ta,
Üzüm bağları arasında, aşkla
Uyuyacağım yumuşak, şıralı toprak yatakta,
Ne mutlu, hayırlı bir komşusu olana.

Kulakları çınlasın,
Sahte yoldaşların:
Koltuklara yayılıp Enternasyonal çalan.
Bilincini şeytana kaptıranlar, ah!
Akılları kurtulsun isterim onların da.

Yurdumda öleceğim,
Büyük vatanımda.
Halepli Halit ile aynı vahitteyiz,
Zeytin gözler ateşten ürkmez, asla,
Hele yumruk, Ugarit taşından olunca.

Günaşırı görüşüyorum, Lazkiye’yle,
Kıyıda bir oyuncakçı dükkanı var ya,
Önünde naylon tanklar, uçak savarlar olan.
Bakın, bizim çocukların yaptığına.

Attila Josef’i konuşuyoruz, Mahmut’la,
Vermektense bebeği, diyor,
Boncuklu beşiği, kuşlu yastığıyla,
Atarız onu, Asi’nin koruyucu kollarına.

Ya da diyorum, bundan böyle, kardeşim,
Kızaracak ellerim benim de, alevle.
Tutuklasınlar, ipe çeksinler, isterse,
Masum bir gül, bedenimden fışkırdı diye.

Şehit ruhundan kılıç pay dağıtacak,
Dara’da düşen, Urfa’da dirilene kadar.
Tüküreceğim suratlarına,
Ağız dolusu barutu,
Küresel katil sürülerinin.
Ne mutlu, haklı bir öfkesi olana.

Yurdumda öleceğim,
Yirmi iki boyda,
Nehirlerin akış yolunca, vuruşa vuruşa.
Dikilsin diye, sosyalizmin yekpare sütunları,
Büyük vatanın Tahrir meydanlarına.

* Kardeş Suriye’nin kurtuluş savaşında verdiği şehitlerin anısına.

Bertolt BRECHT : BİR İŞÇİNİN DOKTORA DEYİŞİ

BİR İŞÇİNİN DOKTORA DEYİŞİ

Bizi hasta eden nedir, biliyoruz,
Hasta olunca bizi iyi edecek
Senmişsin, öyle duyduk.

Halkın parasıyla kurulan
Güzel okullarda okumuşsun
Tam on yıl ve iyi etmeyi
Öğrenmişsin,
bir servet
Harcamışsın bilgin için,
İyi edebilmen gerek yani.

Elinden gelir mi?

Sana muayeneye geldiğimizde
Üstümüzdeki pırtılar çıkarılır
Sen de çıplak sırtımızı dinlersin.
Oysa o pırtılara bir bakman
Daha çok şey söylerdi sana
Hastalıığımız hakkında.
Aynıdır
Elbisemizi de, göğsümüzü yırtan.

Sırtımızda ki sancı
Rutubetten diyorsun, evimizin duvarındaki
Lekeler de rutubetten.
Peki söylesene:
Rutubet neden?

Çok çalışıp az beslenmek
Zayıf ve güçsüz yapıyor bizi,
Senin reçetense
Kilo alın, diyor,
Bataklık kamışına da
Islanma de istersen.

Bize ayıracak zamanın ne kadar?
Bakıyoruz: evindeki halının
Değeri, beşbin muayene
Ücretine bedel.
Diyeceksin ki herhalde;
Benim ne suçum var?
Evlerimizin
Duvarındaki rutubet lekesi de
Başka bir şey demiyor ki zaten.

Bertolt BRECHT

Nazım Hikmet : Türkiye işçi sınıfına selâm!

Türkiye işçi sınıfına selâm!

Selâm yaratana!
Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm!
Bütün yemişler dallarınızdadır.
Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,
haklı günler, büyük günler,
gündüzlerinde sömürülmeyen,
gecelerinde aç yatılmayan,
ekmek, gül ve hürriyet günleri.

Türkiye işçi sınıfına selâm!
Meydanlarda hasretimizi haykıranlara,
toprağa, kitaba, işe hasretimize,
hasretimize, ayyıldızı esir bayrağımıza.

Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selâm!
Paranın padişahlığını,
karanlığını yobazın
ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm!

Türkiye işçi sınıfına selâm!
Selâm yaratana!

Nazım Hikmet
12 Ağustos 1962

Pir Sultan : Cehennemde ateş yok, herkes kendi ateşini götürür

Demiri demirle dövdüler;
Biri sıcak diğeri soğuktu!
İnsanı insanla kırdılar;
Biri aç diğeri toktu…
Pir Sultan Abdal

Bir Kişi Özünde İkilik Olsa

Bir kişi özünde ikilik olsa
Hakk’ın didarını görmez billahi
Hor bakarsa evliyanın yoluna
Eli bir gerçeğe ermez billahi

Cihanı seyahat edip gezerse
Doksan bin kelamı okur yazarsa
Bir mümin yezide kuşak çözerse
Derdine dermanı bulmaz billahi

Eli ile komadığın alırsa
Yalan söyler Hakk’a asi olursa
Tövbe etmez günah gümrah olursa
Cehennem oduna yanar billahi

Bir mümin yezide kızını verse
Anası babası ilayık görse
Yüz bin kere başı secdeye varsa
Hak da günahından geçmez billahi

Bir mümin yezidin yüzüne baksa
Gayet gökçek olsa şol meyli aksa
Ol müslim bacıdan zürriyet doğsa
Arsız meydanında kalır billahi

Pir Sultan’ım der ki Hakk’ın emrini
Koyuverse bir kişi avradını
Mümin olan bilir bunun dadını
Yedi başlı hınzır olur billahi

Pir Sultan Abdal

ŞİİR : İblisin Çocukları

İblisin Çocukları

Bir düşüncedir düştü
zihnime üşüştü,
ülkemin acınacak hali,
dalında kuruyan yaprak misali.

Din, iman nerde,hani
parada mı,pulda mı?
Onlarda mı yani?

Ar,namus, edep
zulme,işkenceye sebep;

gelmeden ilahi celp,
nasıl geberecekler acep
pislik içindeyken gocukları

Dr. Ali Nejat ÖLÇEN
TÜRKİYE SORUNLARI 89
Nisan 2012, syf.64

(http://www.olcen.net/index.php?action=doSearch)

Şiir.. ATAM İZİNDEYİZ.. / Aziz Nesin

Ata’m İzindeyiz !!!

Atam, hala yaşıyorsak:
Edepsizlik sayesinde !
Altı oku soruyorsan,
Politika dehlizinde!
Hele partin senden sonra,
Devrimlerin tavizinde!
Vasfedeyim halimizi,
Kalemime ver izin de!

Yobazlarla gericiler,
Onlar bizden daha zinde!
‘Atam, Atam…’ derler ama,
Bir adınız var sizin de…

Halkçılıkla devletçilik:
Anlatamam, çok hazin de…
Çoktan beri sahteciler,
Ağır çeker her vezinde!

Tek umut var, o da yalnız,
Amerikan dövizinde!

Sorma Ata’m, halimizi,
Hal mi kaldı anlatacak…
İşte geldik dizindeyiz!

Yata yata çok yorulduk,
Tatil yaptık, izindeyiz!

Sanayide henüz daha,
Cafer için lazım diye,
Amerikan bezindeyiz!
Geçeceğiz Avrupa’yı
Ama şimdi izindeyiz!

Hocamız var, hacımız var,
Uçan kuşa borcumuz var,
El oğlunun ağzındayız!
Ama bizi zor bulurlar,
Bahar, yaz, kış izindeyiz!

Evet, doğru söylemişsin:
‘Türk milleti çalışkandır! ‘
Biz de senin tezindeyiz!
Dinlenmekten yorulduk da,
Onun için izindeyiz!

Zinde kuvvet diye söz var,
Kimse bilmez adresini,
Ah izindeyiz, vah izindeyiz!
Bugün değil, bu yıl değil,
Çoktan beri izindeyiz!

İlerledik Ata’m öyle,
Şimdi görsen tanımazsın:
Amerikan tarzındayız!
Arasan da bulamazsın,
Otuz yıldır izindeyiz!

Aziz Nesin