SAĞDUYUNUN BİRLİKTELİĞİ

SAĞDUYUNUN BİRLİKTELİĞİ

Suay Karaman

AKP ile MHP, 31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlere “Sağduyunun Birlikteliği, Cumhur İttifakı” sloganıyla giriyorlar. Sağduyu, “doğru, akla uygun kararlar verme yeteneği” olarak tanımlanmaktadır. Ancak; sağduyunun birlikteliğine soyunanların birbirine söyledikleri ağır sözler unutulmamıştır. 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 4 Şubat 2014’te grup toplantısında şunları söylemişti:

“Başbakan ve hükümetinin telefon dinlemeleriyle ilgili kanun değişikliği hazırlığı, bulaştıkları rüşvet ve yolsuzluk iddialarını örtme sinsiliğine hizmet etmektedir… Türk milleti Erdoğan’ın nefret saçan dilinden, politikalarından tiksinme noktasına gelmiştir. Tüm hesaplarını iktidardan hiç gitmemek uğruna yapmıştır. Ayakkabı kutuları dolarlarla dolsun diye oy vermedi vatandaşımız… Başbakan milli iradeyi dolandırmıştır. Hükümet suça batmış, her yanı kapkara kesilmiştir. Bu kadar karaya bürünmüş bir iktidar daha görülmemiştir. Türkiye hırsızların koltuklarda oturduğu günleri yaşamaktadır.” 

8 Nisan 2014’te MHP grup toplantısında Bahçeli’nin konuşması şöyleydi:

Türklüğü reddeden, T.C.’yi silen, milliyetçiliği ayaklar altına alan bir inkârcıdan Türkiye Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz, olamayacaktır. Kısacası iki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, balda tuz bulunmaz, suda ateş yanmaz, Recep Tayyip Erdoğan’dan da Cumhurbaşkanı olmaz!”

24 Haziran 2014’te MHP grup toplantısında Bahçeli’nin konuşması şöyleydi:

İsrail’e petrol akıtan, peşmergeye para kazandıran, IŞİD’e munis davranan, komşu coğrafyalarda Türkiye’nin caydırıcılığını hezimete çeviren Başbakan’ın Türkmenleri kaderine terk etmesi günahlarına yeni bir halka ekleyecektir. Bu nankörlük, bu Türk düşmanlığı Başbakan’ı gölge gibi takip edecek, ayağına dolanacaktır.”

3 Şubat 2015’te parti grubunda konuşan Devlet Bahçeli şunları söylemişti;

“Namus ve şeref üzerine yemin eden Erdoğan namustan ne anlamakta, şereften ne çıkarmaktadır? Tarafsızlık kozasını yırtıp gözünü kan bürümüş gibi AKP adına oy talep eden Erdoğan, ruh heybesinden düşürdüğü namus ve şeref kristallerini arayıp da bulamayan biri olarak hatırlanacaktır. Şeref gibi derdi olmayanın Türkiye’nin şerefini korumaktan bahsetmesi beyhudedir. Erdoğan, partimiz için üst akla çalışıyorlar sözünü aydınlatmazsa bu iddiasını ispatlamazsa namerttir. Üst aklın kucağında yıllar geçiren Erdoğan söylediği sözleri ispatlamazsa müfteridir.” 

Bahçeli, 2 Haziran 2015’te Elazığ mitinginde şunları söylemişti;

Türkiye koyu bir karanlıkta, kör bir çıkmazdadır. Sizler işsiz ve yoksulken, Ankara’da bir avuç imtiyazlı ve sonradan görme, hazineyi hortumlamakta, kaçak saraylarda yaşamaktadır. Sizler darlık ve yokluk çekerken, AKP milli servet ve kaynakları zimmetine geçirmektedir. Ekonomiyi ithalata bağlayan, kaçakçılığı teşvik eden, sıcak paracıları, faiz, rant ve silah lobilerini memnun eden AKP’nin, sizleri dert ettiği yoktur.” 

3 Haziran 2015’te Kahramanmaraş mitinginde Bahçeli’nin, Tayyip Erdoğan için söyledikleri belleklerdedir:

“Her gün bize sövüyor, her gün yalan söylüyor. Peki kimdir bu gafil? Kendisine Cumhurbaşkanı diyen 17-25 Erdoğan; be hey densiz, be hey kanun tanımaz, ahlak bilmez! Sen Cumhurbaşkanısın, sen devletin başısın! Ne geziyorsun meydanlarda? Bizimle ne uğraşıyorsun? Erdoğan oyundur, yalandır, aldatmadır, komplodur, tuzaktır, riyadır, ihanettir. Biz zalim Esad’a çok şükür ‘kardeşim’ demedik, ailecek tatile çıkmadık. Hele hele Kandil’in yolunu hiç bilmedik. Kandil’in tavizsiz havarisi, Ermeni hısmı, Türklüğün yaşayan düşmanısın!” 

14 Haziran 2015’te partisinin il ve belediye başkanlarıyla bir araya gelen Bahçeli’nin sözleri şöyleydi;

“AKP-MHP koalisyonu olur ama şartlarımız var. AKP ile koalisyon kurmamızı istiyorlar. 17-25 Aralık yolsuzluk olaylarını nereye koyacağız? Meydanlarda hırsızlardan hesap soracağız dedik. Hırsızları nereye koyacağız? Bilal’in içinde olacağı sıfırlanan paraların hesabını sormayacak mıyız?” 

22 Şubat 2014’te Sivas mitinginde Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli için şunları söylemişti: “O zürriyet sahibi değil. Ne anlar çoluktan çocuktan. Ne anlar?” 

Tayyip Erdoğan 24 Haziran 2014’te AKP grubunda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

  • “Bu sabah yaptığı konuşmaya bakıyorsunuz Bahçeli’nin, aman yarabbi; baştan aşağı, yine ifade ediyorum bu kürsüden ağzından salyalar akıyor. 16-17 yıldır partinin başındasın geldiğin yer ortada. Ben MHP’li kardeşlerime hep sesleniyorum. MHP’yi küçülten bu adamla bir yere varamazsınız. Bunun varlığı MHP teşkilatı için bir tehlikedir. Bugün yine iftiralarla dolu, yolsuzluklar şu bu filan. Kalkıp evladıma hazine arazilerinin tahsisinden bahsediyor. Terör örgütünün başıyla aynı sofraya oturup oturmamaktan bahsediyor. Ey Bahçeli, bunları ispat edemezsen sen alçaksın, adisin.”

1 Haziran 2015 ‘te Erzurum mitinginde konuşan Erdoğan şunları söylemişti:

  • “MHP lideri Bahçeli’nin ‘Cumhurbaşkanı İmralı’yla görüştü’ iddiasında bulunduğunu söyleyerek bu iddiasını ispat etmekle mükellef olduğunu, ispat etmezsen alçaksın, namertsin, müfterisin.”

19 Ağustos 2015’te yaptığı konuşma şöyleydi:

  • “Siyaset, işi gücü bırakıp Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsıyla, ailesiyle uğraşmak değildir. Kalkıp benim evladıma, ismiyle ‘Bilal’i ver, iktidarı al’. Bu ne çirkin yaklaşımdır, sen ne biçim siyasetçisin? Eğer oğlumun yaptığı bir yanlış, yolsuzluk varsa buna hesabını soracak olan yargıdır, sen kimsin? Sen benim evladımla ilgili iktidar bağlantısını nasıl kurarsın, nasıl böyle bir hakareti, saygısızlığı yaparsın? Ama evladı olmayanların böyle bir saygısızlığı yapmasından daha başka bir şey de olmaz. Bunlar aile, evlat nedir bilmez.”
    *****

Sağduyunun birlikteliğine soyunanların, bu sözlerin ardından birlikteliğe nasıl ve ne için soyunduklarını açıklamaları gerekir. 19 Haziran 2018’de katıldığı bir TV programında Bahçeli şöyle demişti:

  • “Geçmişte ne söylemişsem onun arkasında olduğumu söylüyorum. Bir yönetimdeki aksaklıkları, yanlışlıkları söylemek muhalefetin görevidir. Dün öyle söyledin diye bugün onları inkâr ederek bugünkü Cumhur ittifakında hepimiz kanka olacak halimiz yok.”

17 Mart 2019’da İzmir mitinginde Erdoğan, Bahçeli için “Türk siyasetinin son yıllardaki en dirayetli siyasetçisi” ifadesini kullandı. 

Geçmişte söylediklerinin arkasında olduğunu söyleyen Bahçeli, bugün ya ne yaptığının farkında değildir ya da verilen görevleri yerine getirmektedir. Birine “alçaksın, şerefsizsin” diyeceksiniz; o da size “alçaksın, adisin, namertsin” diyecek ve bu sözlerin ardından ittifak kuracaksınız. Bu ikilinin kurduğu Cumhur ittifakının neye aracılık ettiğini özümsemek gerekiyor. Böyle bir ittifak, sağduyunun birlikteliği olamaz. 

Toplumun iktidara ve muhalefete olan güveninin bittiği yerdeyiz. Yerel seçimlerde AKP ve MHP seçmenlerinin, bunları düşünerek oylarını vermeleri gerekir

Ülkemiz üzerinde oynanan bu oyunların;
– ancak tam bağımsızlıktan
– ve emperyalizm karşıtlığından yana olanların

örgütlü işbirliğiyle aşılabileceğinin bilincinde olmalıyız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir