TORBA YASA TASARISININ SGK’YA GETİRECEĞİ MALİ YÜK

YENİ  KANUN TASARISININ  KAMU MALİYESİ  ve SGK’YA GETİRECEĞİ MALİ YÜK ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Konuk yazar : Mahmut ESEN
Mülkiye Başmüfettişi (E)

(AS: Bizim kısa katkımız yazının altındadır ayrıca yazıda irdelenen tasarı 7143 sayı ile 18.5.18 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yasalaştırılmıştır..)

I-TASARI NE GETİRİYOR

AKP iktidarınca  24 Haziran seçimleri öncesinde  hazırlanmış   kanun tasarılarından olan  30.04. 2018 gün  ve 1/944 sayılı,  “Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı”  Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülerek kabul edilmiştir. Tasarının bu hafta içinde  genel kurul gündemine  girmesi ve  yasa haline getirilmesi beklenmektedir. Kanun Tasarısı geniş kapsamlı olup “ torba yasa” tekniğine göre hazırlanmıştır. “İmar affı” vb. çok değişik konuları da içermektedir.

Özellikli olarak 31.03.2018 tarihi itibarıyla kamu idarelerince tahsili gereken vergiler/vergi cezaları, idari para cezaları, SGK prim alacakları ve cezaları ve  diğer kamu alacaklarına yeniden yapılandırmasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Bu nedenle vergi affı tasarısı niteliği ağır basmaktadır. Yeniden yapılandırma sırasında kesinleşmiş vergi asılları ve cezalarının tamamı, alacak aslına bağlı olmayan cezaların (Trafik idari para cezası vb.) ise %50’si tahsil edilecektir. Bu sözü edilen kamu alacakları için idareler tarafından tahakkuk ettirilmiş olan gecikme faizi, gecikme zammı ve gecikme cezaları alacaklarının tahsilinden vazgeçilecek, bunun yerine (Yİ- ÜFE) esas alınarak belirlenecek tutar tahsil edilecektir. Daha önceki yapılandırma uygulamalarında olduğu gibi borçlulara iki ayda bir ödenmek üzere 6-18 arasında değişen taksit olanağı getirilmiştir.

2010/965 sayılı B.K.K. belirlenmiş ve 19.10.2010 tarihinden itibaren uygulamada olan aylık gecikme zammı oranı (% 1,4), Yİ-ÜFE’ye  göre yüksek olduğu için yapılandırma işlemi borçlulara kısmi bir avantaj sağlamaktadır.[1] Bu suretle süresinde ödenmeyen kamu alacaklarına önce yıllık %16,8 oranında gecikme zammı tatbik edilmekte ve sıklıkla yapılan yapılandırma sırasında da  gecikme zammı yerine daha düşük oranlı  Yİ-ÜFE uygulanmaktadır. Görünüşte borçlulara ek olanak sağlanmış olmaktadır.

İktidar partisinin kamu alacaklarının yapılandırılması uygulamasını çok sevdiği görülmektedir. Cumhuriyet yönetimi döneminde çıkarılmış olan toplam 34 adet vergi affı niteliğindeki yasalardan[2] 6 adedi AKP iktidarları döneminde yasalaştırılmıştır. Söz konusu tasarısının yasalaşması halinde AKP döneminde iki yılda bir vergi affı yasası çıkarılmış olacaktır. Nitekim son vergi affı olan 18.05.2017 gün  7020 sayılı Yasanın kabul edilişinden bu yana henüz  bir yıl bile geçmemiştir. Seçimler öncesi çıkarılacak olan bu yasanın Devlete maliyetinin 24 milyar TL olduğu ifade edilmektedir. [3]

Tasarıya ilişkin Başbakan Binali Yıldırım tarafından yapılmış açıklamalar,  yazılı/görsel medyada  “müjdeli”  haber olarak  değerlendirilmiş  ve  “İktidar seçim öncesi kesenin ağzını açtı!” başlığı ile yer almıştır.

Ancak bilindiği üzere ortada  açılacak “kese”, kullanılabilecek ek bir kaynak bulunmamaktadır. Muhalefet partilerince dile getirilmekte olan “demek ki kaynak varmış” söylemleri de gerçeği tam yansıtmamaktadır. Zira 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi  65,9 milyar TL net borçlanma ile denkleştirilmiştir. 2017 yılı sonu itibarıyla. merkezi yönetimin brüt iç/dış borç stoku  876,4 milyar TL ulaşmıştır.[4]  2018 yılında  faiz ödemeleri için 71,7 milyar TL ödenek konulmuştur. Tahmin edilen faiz dışı fazlalık ise sadece 5,8 milyar TL’dir. (AS: AKP borç ana parası ödemelerini öteliyor!)

Diğer yandan 2018 Yılı merkezi yönetim bütçesinde öngörülememiş olan (beklenenin üzerinde gelir artışı ile ek kaynak sağlanması vb.) olumlu bir gelişmeden söz etme olanağı yoktur. Çünkü bütçenin 2018 yılı Ocak-Mart döneminde 20,4 milyar TL açık verdiği bilinmektedir.[5]

Seçim ekonomisi bağlamında getirildiği belli Kanun Tasarısının kamu maliyesini olumsuz etkileyeceği, mevcut/öngörülen bütçe açığını daha da artıracağı açıktır.

Bu yazımızda Kanun Tasarısıyla getirilmek istenen düzenlemelerden Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ilgilendiren yanları üzerinde özellikle durulmakta; önemi nedeniyle SGK temek alınarak sosyal güvenlik alanında oluşturacağı (kalıcı nitelikli) olumsuzlara dikkat çekilecektir. 

II- TASARI  SGK’YA NE GETİRİYOR?

 A- Tasarı SGK’nın Temel/Asli Geliri Olan Prim Alacaklarını Azaltan Dolaysıyla SGK Bütçe Açıklarında Artışlara Yol Açacak Düzenlemeler Getirmektedir.

Kanun Tasarısıyla 31.03.2018 tarihi itibarıyla tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan:

– SGK prim alacakları, gecikme cezalarına,
– İnşaatlardan kaynaklanan eksik işçilik tutarlarına,
– İdari para cezalarına… yapılandırma olanağı getirilmiştir.

  • Borçlu olan ve borçlarını yapılandıran Bağ-Kur’lu (4/1-b) sigortalılara Genel Sağlık Sigortasından (GSS) yararlanma hakkı getirilmektedir.
  • Bağ-Kur’lu sigortalıların ödenmemiş sosyal güvenlik destek prim borç ve cezaları silinmektedir.
  • Gelir testine başvurmamış olanların GSS primleri başvuru tarihinden itibaren tahakkuk ettirilecektir.
  • GSS prim borcu olanların borç asıllarını ödemeleri halinde gecikme cezaları kaldırılmaktadır.
  • Bağ-Kur’lu (köy/mahalle muhtarları dahil) ve tarımda kendi adına çalışan sigortalılara durdurulmuş sigortalılık sürelerinin ihya edilebilmesi olanağı sağlanmıştır. Ayrıca bu sigortalılardan 31.05.2018 itibarıyla prim borcu olanlara sigortalılığını durdurma/ yeniden başlatma/yeniden ihya etme gibi fırsatlar verilmektedir.
  • Önceki yapılandırmalardan yararlanmış olanlara kalan borçlarının tümünü ödeyecek olanlara bazı kolaylıklar getirilmiştir. İşverenler ve 3. kişilerin;  iş kazası, meslek hastalığı, malullük, ölüm vb. fiiller nedeniyle SGK’ya ödemekle yükümlü oldukları her türlü borçlarının belirtilen sürede ödenmesi halinde kolaylıklar getirilmiştir.
  • SGK tarafından yersiz/fazla ödenen aylıkların belirlenen sürelerde geri ödenmesi halinde kolaylıklar getirilmiştir.
  • 1.06.2018 tarihinden itibaren ilk kez Bağ-Kur kapsamında sigortalı olacak, 18-29 yaşlarındaki gelir vergisi mükellefi genç girişimcilerin, sigorta primlerinin bir yıl süreyle Hazine tarafından karşılanması esası getirilmiştir.

Yukarıda belirtilen düzenlemelerin birlikte değerlendirildiğinde,  Tasarının yasalaşarak yürürlüğe halinde SGK’nın  2017 yıl için 24,4 milyar TL olan bütçe açığının daha da artacağı, SGK’nın kendi öz kaynakları ile giderlerini karşılamasının olanaksız hale geleceği, aktüeryal dengenin daha fazla bozulacağı anlaşılmaktadır.

B- Tasarı Merkezi Yönetim Bütçesi Giderlerini Artırıcı Hükümler Getirmektedir.

620 bin kişiye ödenmekte olan 65 yaş aylığı %90 oranında artırılmaktadır.
Kanun Tasarısı ile 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanun uyarınca 65 yaş aylığı almakta olanların aylıkları % 90 oranında artırılarak yaklaşık 500 TL’ye yükseltilmesi öngörülmüştür. Öngörülen artışlar bir yıllık dönemde, merkezi yönetim bütçesine (4.387-2. 332) x ( 0,108550) x 1.04x 620.019= 1,7 milyar TL mali yük getirmektedir.

11,2 milyon emekliye bayram ikramiyesi ödenecektir.
Kanun Tasarısı ile 5510 sayılı Kanuna ek madde eklenmesi ile SGK tarafından gelir ve aylık ödemesi yapılanlara Ramazan ve Kurban bayramlarında 1.000’er TL bayram ikramiyesi ödemesi yapılması öngörülmüştür.

Bayram ikramiyeleri bir yıllık dönemde yaklaşık olarak (1000 +1000) x 11.252.307= 22,5 milyar TL mali yük getirmektedir.

65 yaş aylığı ve bayram ikramiyelerinin bir yıllık toplam tutarları olan 24,2 milyar TL’nin merkezi yönetim bütçesi cari transferler tertibinden SGK’ya ödenmesi gerekmektedir. Bu rakam tek başına 2018 yılı için öngörülmüş olan bütçe açığını % 37 oranında artıracak büyüklüktedir. Bu tür cari transferler sonucu merkezi yönetim bütçesinden yatırıma, mal/hizmet alımlarına gitmesi gereken kaynakların azaldığı, SGK bütçesinin merkezi yönetim bütçesi aleyhine büyüdüğü görülmektedir.

III- SGK BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ

Kanun Tasarının merkezi yönetim/SGK bütçelerinde yol açacağı ek açıkları, SGK’nın prim alacakları/ öz gelirleri giderlerini karşılamasının giderek zorlaşacağının aktüeryal dengenin daha fazla bozulacağının somut olarak görülebilmesi için SGK’nın 2016 ve 2017 bütçe gerçekleşmeleri aşağıda tabloda gösterilmiştir.

                          Tablo:  2016, 2017 Yılları SGK  Bütçe Gerçekleşmeleri    (Milyar TL) 

  2016 2017
A-TOPLAM GELİRLER 256 288,3
       1-Prim Gelirleri 184,4    209
       2-Diğer Gelirler

[Devlet Katkısı, % 4 Ek Ödeme (vergi iadesi)  Transferi, Maliye Bakanlığı Adına Yapılmış Faturalı Ödemeler (2022 vb. kanunlara göre bağlanmış aylıklar, ikramiye ödemeleri) ve  SGK’nın diğer ödemeleri]

71,6    79,3
B- TOPLAM GİDERLER 276,5   312,7
1-SGK’dan Hane Halkına Yapılan Fayda Ödemeleri

    a)-Emekli Aylık Ödemeleri

(Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Aylıkları,% 4 Ek Ödemeler, İkramiyeler, 2022 s.k. göre bağlanmış aylıklar vb.)

     b)-Sağlık Giderleri (Tedavi, ilaç ve sağlık malzemesi giderleri)

201,4

 

 

 

68

229

 

 

 

77,7

   2-Diğer Giderler (Yönetim, yatırım) 7 6
C-GELİR-GİDER DENGESİ -20,6 -24,4

                 Küsuratlar yuvarlatılmıştır.
Kaynak: SGK 2016/ 2017 yıllarına ait faaliyet raporları.

SGK bütçesi 2016 yılında 20,6 milyar TL, 2017 yılında ise 24,4 milyar TL açık vermiştir
. Sadece bütçe açıklarının finansmanın sağlanması sosyal güvenlik/sigorta sorunlarının çözümlenmesi açısından yeterli olmadığı açıktır. Nitekim oluşan açıkların finansmanının yanı sıra; ek ödeme, faturalı ödemeler, Devlet katkısı ve Devletin sağladığı sigorta prim destekleri, ödeme gücü olmayanların GSS prim tutarları karşılığında merkezi yönetim bütçesinin cari transfer giderleri kaleminden[6], SGK’ya toplam olarak; 2016 yılında 108 milyar TL ve 2017 yılında  da 128,2 milyar TL[7] ödeme yapılmıştır.

SGK’ya yapılan ve her yıl artış gösterdiği bütçe transferlerinin merkezi yönetim bütçe giderleri içinde de önemli bir pay oluşturmaktadırMerkezi yönetim bütçesi toplam giderlerinin; 2016 yılında 18,3’ünün, 2017 yılında ise % 20’sinin, SGK’ya yapılmış olan transfer ödemeleri olduğu görülmektedir. Merkezi yönetim bütçesinden SGK’ya yapılan cari transferler elimine edilmek (düşülmek) suretiyle yapılacak bir karşılaştırmada ise SGK gider bütçesi toplamının, merkezi yönetim gider bütçesinin 2016 yılında %58’i 2017 yılında ise % 57,5’i oranında büyüklüğe eriştiği anlaşılmaktadır.

  • Merkezi yönetim bütçesi açısından en büyük “kara deliğin” SGK olduğu görülmektedir.[8]

Kara deliğin büyütülmesi değil, kapatılması/küçültülmesi; bu bağlamda üretime/yatırımlara ağırlık verilmesi gerektiği  açıktır.

Kaynaklar    :
[1] https://odatv.com/ara.php?t=E.%20M%C3%BClkiye%20Ba%C5%9Fm%C3%BCfetti%C5%9Fi%20Mahmut%20Esen 2
[2] http://www.alomaliye.com/2016/08/19/cumhuriyet-tarihimizde-cikartilan-vergi-aflari/
[3] http://www.turkdevrimi.com/bakanlar-kurulu-24-haziran-oncesi-kesenin-agzini-acti/544/
[4] Hazine Müsteşarlığı Kamu Finansmanı İstatistikleri. (https://www.hazine.gov.tr/kamu-finansmani-istatistikleri
[5] http://www.bumko.gov.tr/Eklenti/11150,mart-2018-aylik-butce-gerceklesmeleri raporupdf.pdf?&_tag1=3CFECD9204C6A8256AB512C0E40E7D63E76510DF
[6] Sermaye birikimi hedeflemeyen ve cari nitelikli mal ve hizmet alımını finanse etmek amacıyla yapılan karşılıksız ödemeleri kapsamaktadır.
[7] Bu rakam SGK 2017 Faaliyet Raporundan alınmıştır. Muhasebat G. Md. kayıtlarına göre SGK’ya yapılmış bütçe tranferleri toplamı 133,5 milyar TL’dir.
[8] https://mahmutesen.wordpress.com/
================================================
Dostlar,

Değerli dostumuz Mülkiye Başmüfettişi (E) Sn. Mahmut Esen, on yılların Mülkiye deneyimi ve birikimi ile kamu yönetimine – maliyesine ilişkin her biri bir rapor değerinde irdelemeler yapmakta ve cömertce paylaşarak bizleri aydınlatmakta, yol göstermektedir. Çalışmaların tümü bilimseldir, dolayısıyla kanıta dayalıdır.

Sayın Esen’in irdeleme yaptığı bu yazıdaki “Yasa Tasarısı” artık yasalaşmıştır; 7143 sayılı yasa! Resmi Gazete bilgileri aşağıdadır..

18 Mayıs 2018 CUMA Resmî Gazete Sayı : 30425
KANUN
VERGİ VE DİĞER BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE
BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
İLİŞKİN KANUN
Kanun No. 7143                                                                                                         Kabul Tarihi: 11/5/2018

Dolayısıyla kamu yönetimi ve maliyesi açısından yukarıda sıralanan ağır yüklerin altına girilmiştir.. 24 Haziran 2018 çifte seçimleri salt Türkiye için değili belki daha fazlasıyla AKP = RTE için önem taşımakta, yaşamsal nitelik taşımaktadır. Popülist siyaset ülkemize çok ağır bedeller yüklemektedir.

Türkiye’nin hızla demokratik geleneklerini – kültürünü olgunlaştırması ve duygusal – fırsatçı itkiler (motifler) yerine Devlet yönetimi ağırbaşlılığı ve sorumluluğu ile “bilimsel akılcı” (rasyonel) bir hukuk güvencesi – öngörülebilirliği – istikrarı kurması zorunludur.

Sevgi ve saygı ile. 21 Mayıs 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir