Yangını çıkaran M. Şimşek’e itfaiyeci rolü!
(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)
Müjdeler olsun, Türk ekonomisini 16 yıldan beri uyguladığı neoliberal, kumarhane kapitalizmi politikalarıyla, bugünkü çıkmaz sokağa sürükleyen M. Şimşek, erken seçim sonrasında ekonomiyi düze çıkaracak ve de 16 yıldır yapmadığı reformların daniskasını yapacakmış. Duy da inanma derler.
Aynı zamanda İngiliz vatandaşı da olan M. Şimşek, geçen hafta ABD’ye gitti. Oradan yaptığı açıklamalarda; erken seçimler sonrasında 2. ve 3’üncü nesil ekonomi reformlarının yapılabileceğini, cari açık ve enflasyonda iyileşme yaşanacağını söylemiş. Bu kadarına da pes doğrusu.
- Enflasyonda-faizlerde ve işsizlikte Türkiye’yi Avrupa’da birinci, dünyada ise en kötü ilk 5 ekonomi arasına sürükleyen politikaların, 16 yıldır bir numaralı sorumlusu ve uygulayıcısı olan bu şahsın hiç sıkılmadan bunları söylemesine pes doğrusu.
Sanki milletin aklıyla alay ediyor. Ülkede dış borçların toplamı 453 milyar doları aşmış ve 1994 ve 2001 kriz yıllarında olduğu gibi milli gelire oranı %50’lerin (tam olarak %53) üzerine çıkmış durumda.
OHAL altında, otoriter siyasal İslamcı partizan kadrolaşmanın ayyuka çıktığı, ahbap-çavuş kapitalizminin, eş-dost akraba kayırmacılığının arşa çıktığı, ihale ve özelleştirmelerde yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarının ortalığı kapladığı, yatırım ikliminin tamamen ortadan kalktığı bir ortama sürüklenmiş durumda ekonomimiz.
Dış politikada ilkesiz-omurgasız savrulmalar, turizmde para harcayan Avrupalı turistlerin yerinin Katarlılarla ikame edilmeye çalışılması, beton ekonomisinde dibe vurulması, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yarı yarıya azalması, hepsi ama hepsi M. Şimşek’in ekonomiden sorumlu Bakan ve Başbakan Yardımcısı olduğu yılların sonucunda gelinen noktadır.
T. Erdoğan’ın, milletin gözü önünde, açıkça ve ağır biçimde kendisini ima ederek yaptığı eleştirileri bile umursamayarak, ekonomide sebep olduğu hasarın, çıkardığı yangının yine kendisi tarafından söndürüleceğini söylüyor ABD’den bizlere. Yani milletten, ekonomide yangını çıkartan M. Şimşek ve hempalarına bu sefer itfaiyeci rolünü vermeleri talep ediliyor.
Hayranı ve taklitçisi olduğu neo-liberal politikaların mabedi sayılan ABD ve İngiltere’de bugün ekonomik korumacılık politikaları yürürlüğe koyuluyor. Ama M. Şimşek hala “piyasa tapınıcılığına” ve “kumarhane kapitalizminin” sadık bir savunucusu gibi konuşup düşünmeye devam ediyor.
T. Erdoğan’ın, faizlerin düşürülmesi, doların yerine altının ikame edilmesi, yerli ve milli paralarla ticaret yapılması gibi önerilerine yönelik olarak, lehte ve/veya aleyhte tek bir şey söylemeyerek, vaziyeti idare ettiğini düşünüyor.
Ne diyelim, ekonomiyi bugünkü çıkmaz sokağa sürükleyen, hane halklarını borca batıran, imalat yerine ithalatı, üretim yerine tüketimi destekleyen politikalarıyla ülkede tarımı ve üretimi bitiren, milletin cebinde yangın çıkaran politikaların sorumlusu M. Şimşek, erken seçim sonrası itfaiyeci olarak yangını söndürecekmiş. Ört ki ölem…
=============================
Dostlar,
Teşekkürler değerli dostumuz Sn. Ufuk Söylemez’e. Ekleyecek çok şey bulamıyoruz. Ülkemizi 2. Abdülhamit’in Düyun-u Umumiye dönemi iflas koşullarına sürükleyenleri esefle kınıyoruz. Onları tarih önünde bir kez daha Ulusumuza teşhir ediyoruz.
- Bu suçlu; 16 yıldır Türkiye’yi TEK BAŞINA, engelsiz – pürüssüz – muhalefetsiz, utanıp sıkılmadan dini de istismar ederek – son 21 aydır da OHAL altında inleterek yöneten (!) AKP iktidarıdır. AKP = Erdoğan 3 Kasım 2002 seçimi ile Kasım ortasında tek başına iktidar olduğunda 1 $ = 1,63 TL idi. Günümüzde 4,10 TL’ye tırmanmıştır. 4,10 / 1,63 = 2,52 kat.. Yani 16 yılda % 252 basit toplam (bileşik hesapla değil..) enflasyon.. Toplam ulusal gelir 232 milyar dolar idi, günümüzde 232 X 2,52 = 585 milyar Dolar düzeyi, Dolar karşısında yerinde saymak anlamına gelecektir. Kişi başına gelirin 3500 dolardan 10500 dolara yükselerek 3’e katlandığı belirtilmektedir. 3 – 2,52 = 0,48.. Dolar olarak gönenç (refah) düzeyimizde gerçek artış olmaktadır..
Ekonomide durum rakamlarla ve halkın fiilen yaşadıkları ile açık bir yangın iken; siyasiler yine hiç utanmadan halka yalan söylediler; 2023’te ilk 10 ekonomi içine girecekti Türkiye.. Yaklaşık 5 yıl önce bu masal uyduruldu ve biz bu sitede hesaplarını yaparak matematik olanaksızlığı açıkladık. Hindistan o zaman 10. sırada idi 2,2 Trilyon Dolar toplam ulusal geliri vardı. Ortalama büyüme hızı % 7 idi. Her şeyi sabit tutarak 10 yıl boyunca kesintisiz Türkiye %19 büyümeliydi ki Hindistan’ı aşıp 10. büyük küresel ekonomi olabilsin. Dünya iktisat tarihinde görülmemiş, hayal bile edilemeyen bir fantastik performans gerekli idi.. İlk 5 yılda olmadı.. dolayısıyla 2018-23 arasında 5-6 yıl %30’lara yakın büyümeliyiz ki ilk 10 ekonomi içine girebilelim. İlginç olan bir başka boyut da, ekonomi son olarak %7,3 büyüdü (!?) ama toplam ulusal gelir ve kişi başına ulusal gelir Dolar olarak düştü! Bu durumda %20-30 büyüseniz de anlamı yok!
Geçelim ilk 10’a girmeyi, bu arada ilk 20’den / G20’den aşağıya düştük!
Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olduk..
Halkımız büyük ölçüde bu soyut hesapları değerlendiremeyebilir ama yoksullaşma – işsizlik ve türev sonuçlarını yana yakıla yaşamakta. Hiçbir politik masal – şov – din istismarı.. bu acı yıkımı saklamaya yetmeyecektir.
Böylesine dönemler çok kritiktir ve ciddi dönüşümlere, gelişmelere gebedir. En korkulanlardan biri, iktidarların iç – dış kargaşa çıkararak ulusalcı duyguları sömürmesi ve ekonomideki yıkımı – yangını saklamaya çalışmasıdır. Bir yandan da OHAL – seferberlik hatta sıkıyönetim ilan ederek her tür eleştiri ve muhalefeti kaldırma, basına sansür uygulama, seçimleri erteleme ve bu kez yandaş savaş zenginleri de yaratma.. giderek ömrünü iktidarda tamamlama.. Aman dikkat..
Sevgi ve saygı ile. 24 Nisan 2018, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com