PAZAR’LIK : ÇEKİRDEKSİZ İNCİR

PAZAR’LIK : ÇEKİRDEKSİZ İNCİR

Ahmet GÖKSAN
ahmetgoksan45@gmail.com, 27.10.2017 

(AS: Bizim katkımız azının altındadır.)

“Hıristiyan bir devlet yalnız kendi çıkarları, kendi menfaatleri olduğu zamandır ki dost görünebilir. İstediğini kopardıktan sonra da arkasını dönüp uzaklaşır. Hala bugün için yürürlükte olan budur. Kıyamete kadar da böyle olacağına şüphe yoktur. İslam ülkeleri, dertlerini ancak kendilerinin ilaç olabileceklerini anladıkları gündür ki özgür yaşama imkânlarını sağlayabilirler.” Dr. Fazıl KÜÇÜK (1977)

İspanya’dan önce Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen referandum Irak’ın derdi olmaya devam ederken İspanya’nın Katalan bölgesinde yapılan referandum da benzer kaderi paylaşıyor. İspanyol Hükümeti anayasanın 155. maddesine dayanarak Katalan Hükümeti’nin yetkilerini askıya aldığını açıklayıp 6 ay içinde seçime gidilmesi kararını aldı. İlgili madde de “Eğer özerk bir bölge anayasal yükümlülüklerini ihlal eder ya da İspanya’nın çıkarlarını ciddi anlamda tehdit edecek davranışlar sergilerse, Madrid genel çıkarlarını korumak için gerekli önlemleri alabilir” vurgusu yapılıyor.

AB ülkelerinin genelinde yaşamakta olan azınlıkların önünün kesilebilmesi için İspanya’nın uygulamaları bir laboratuvar olacaktır. Bu nedenle Hükümet 6 ay içinde bölgeyi seçime götürüyor. Katalanların alınan bu karara karşı tavırlarını sertleştirmeleri sürpriz olmayacaktır. Uzun soluklu düşünüldüğünde de diğer AB üyesi ülkelerin kendi gelecekleri için İspanyol Hükümetinin kararına zorunlu olarak destek veriyorlar. Kısa sürede olumlu bir sonucu beklememek gerektiğini kaydetmek istiyoruz.

Bu yönlü gelişmeleri kendi açılarından değerlendirme gereğini duyan mendil büyüklüğündeki ülkenin önde gidenlerinden DİSİ’nin Başkanı Bay Averof Neofidu, Katalonya örneğinden yola çıkarak Kıbrıs Türklerini tehdit etmeye çalışıyor. Filelefteros gazetesinin haberine göre Bay Neofidu “Sadece evimizin içine bakmaktan vazgeçmeliyiz. Pencereyi açalım ve dünyada ve bilhassa Avrupa’da ne olduğunu izleyelim” diye konuşuyordu. Katalonya da yaşananları Kıbrıs Türklerinin ciddi bir şekilde dikkate alması gerektiğini savunuyor. Eski yıllardaki gibi şehir devletlerine de değinen Bay Neofidu, bu tür devletlerin modern dünyada yerinin olmadığını söylüyordu.

Bu yönlü bir açıklamanın karşıdaki siyasiler arasında ılımlı olduğu kabul edilen kişiden geliyor olması ayrıca düşündürücüdür. Yapılan açıklamasından sonra müzakere sürecinin neden havaya uçurulduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor. Kıbrıs Türklerine önerilen barışın onursuz bir öneri olduğu görülüyor. Önerilen bu onursuz barışın Kıbrıs Türkleri tarafından kabul edilmeyeceğinin bilinmesi gerektiğini kaydetmek istiyoruz.

Akel’in adayı olarak seçime katılmadan önce Londra’da düzenlenen bir toplantıda konuşan Bay Dimitris Hristofyas, seçimi kazanması halinde “Kıbrıs Türklerine ne tür haklar vereceksiniz” sorusuna verdiği yanıtta “Kıbrıs Türklerine uluslararası hukukta ön görülen en üst düzeyde AZINLIK hakları vereceğini ve bu yönde çalışacağını” söylüyordu. Son açıklamanın da Bay Hristofyas’ın yaklaşımından farklı olmadığını rahatlıkla söylemek olasıdır. Bunun ötesinde Bay Neofidu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bu açıklaması ile şehir devletçiği düzeyine düşürmekte bir sakıncayı da görmüyor.

Erken seçime hazırlanan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki siyasi partilerin eteklerindeki taşları dökerek Bay Averof Neofidu’ya hak ettiği gerekli yanıtı vereceklerini düşünüyoruz. Seçime gidilirken gerçekleşmesi belki olmayabilir. Buna karşın seçimden sonra mutlaka Ulusal bir Konsey’in kurulması yönünde adımlar atacakları ve atmaları gerektiğini yinelemek istiyoruz.

Seçimden sonra önümüzdeki dönemin zorluklarla geçeceği belli olmuştur. Bu nedenle onurlu bir barış için çalışmalar yapılması gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…
==================================
Dostlar,

Kıbrıs Türk Kültür Derneği Başkanı Sayın Ahmet Göksan dostumuzun Kıbrıs konusundaki uzmanlığı iyi bilinmektedir. Türkiye, uluslararası ilişkileri bakımından son derece girift, sorunlu ve sorumlu bir dönemde. Hiçbir ciddi hatayı konjonktürel olarak kaldırma olanağı yok.
Ekonomi yangın yerine döndü. Borçlar ancak borçla döndürülebiliyor. Bu tür ekonomik boyunduruk Osmanlıyı iflasa (Moratoryum!) ve parçalanmaya götürmüştü, bir borçlandırma kurgusu ürünüydü!

AKP iktidarının, –yaratılmasında başlıca sorumlu doğrudan kendisi olmakla birlikte– bu bunaltı altında ciddi yanlışlar yaparak ulusal çıkarlarımızdan ve onurumuzdan kabul edilemeyecek ödünler vermesinden endişe etmekteyiz. Kıbrıs görüşmelerinde açık diplomasi yürütülmesini, konunun yurtsever uzmanlarından yararlanılmasını diliyoruz. Sayın Onur Öymen, bu makalenin yazarı Sn. Ahmet Göksan, KKTC eski Ankara Büyükelçisi Ahmet Zeki Bulunç, Prof. Erol Manisalı gibi uzmanlara mutlaka danışmalıdır AKP iktidarı.

İdeal çözüm 2 bölgeli – egemen eşit 2 devletli bütünleşik Kıbrıstır.

Sevgi ve saygı ile. 28 Ekim 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir