Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı‘nın 44. Yılı Kutlu Olsun!

Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı’nın
44. Yılı Kutlu Olsun!


Dostlar,

Türkiye’mizin içine sürüklendiği denetimli (kontrollü) karmaşa (kaos) ortamında bu konuyu geçen ve önceki yıl olduğu gibi hakkıyla işleyemedik..

Kıbrıs Barış Harekatı‘nın 43, 42, 41, 40. ve 39. yılında sitemizde yayımladığımız yazılarımızı
bir kez daha sunuyoruz. Hala günceller çünkü. Ama eklemelerimiz olacak elbette :

Dileriz zaman aleyhe işlemesin.. Ancak sanırız tersine oluyor..
O acılı – kanlı – kırımlı dönemi yaşayan Kıbrıs Türkü soydaşlar yaşlanarak birer birer sonsuzluğa göçüyorlar. Yeni kuşaklar o acılı süreçlerle yeterince özdeşim (empati) kurmaktan çooook uzaklar.. Buna şimdiki KKTC Cumhurbaşkanı Bay Mustafa Akıncı da dahildir ne yazık ki!

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti Federasyonu” ndan söz etmekte.. BM Güvenlik Konseyi’nin de bu çözüm önerisinden mutlu olduğunu eklemekte. Oysa birlikte yaşamı olanaksız kılan, Ada Türklerine soykırım yapmaya girişen Kıbrıs Rumları idi. Kıbrıs Devletinin Türkiye – Yunanistan – İngiltere’nin güvencesinde (garantörlüğünde) kurulduğu (Zürih ve Londra Anlaşmaları bağımsızlık, iki toplumun ortaklığı, toplumsal   alanda otonomi ve çözümün Türkiye, Yunanistan ve İngiltere tarafından garanti edilmesi ilkelerine dayandırılmıştır.) 16 Ağustos 1960’tan bu yana ENOSİS peşinde olan Yunanistan ve kışkırttığı Ada Rumları bu topraklarda Ada Türklerine yaşam hakkı tanımamışlardı (Akritas Planı). 1974’e dek nice şehitler vererek çok büyük bir özveri ve Anavatan Türkiye’nin desteği ile Ada’daki Türk soydaşlar mutlak bit etnik temizlikten, soykırımdan kurtarıldılar.

21 Aralık 1963’te Kıbrıs Rum tarafı, Kıbrıs Türk toplumuna karşı kapsamlı ve sistematik şiddet politikasına geçmiştir.

Başpiskopos Makarios, Rum silahlı güçlerine ve çetelerine Ada’da
tek 1 Türk’ün bile canlı bırakılmaması ve bu soykırımın Türkiye yetişemeden bitirilmesini emreden “Standing order” yayımlamıştır.

1974’te ise eylemli (fiili) bir darbe ile Türkler yok edilerek (tam bir jenosit girişimi!) tüm ada Rum Devletine dönüştürülsün ve ardından Yunanistan’a katılsın (ilhak, Enosis) kurgusuyla askeri darbe başlatıldı ve Türkiye, İngiltere ile görüşerek (Başbakan Ecevit hemen Londra’ya giderek) “askeri barış harekatı” yapmak zorunda kaldı. Bu askeri barış harekatı, çok net olarak uluslararası  hukuka uygun, yukarıda değindiğimiz Londra – Zürih garantörlük anlaşmalarına dayalı idi.

GKRY, kendisini Kıbrıs Devleti olarak sunuyor ve ikiyüzlü AB de Güney Kıbrıs’ı tüm Ada adına AB’ye tam üye alıyor. 2004 Annan Planı tam bir trajedi idi. Türkler kabul etmesin diye çooook çaba gösterildi. Biz de o dönemde ADD Genel Başkan Yardımcısı/Vekili olarak Ada’da
epey çalıştık. Aşağıdaki konferansları verdik, radyo-TV konuşmaları yaptık..

KIBRIS_konusmalarimiz

Ancak beklenmeyen bir gelişme oldu ve Türk tarafı kendi idam fermanı olan Annan Planı’nı (Dönemin BM Genel Sekreteri Ganalı diplomat Kofi Annan) onaylarken, Rum kesimi
“yetersiz” bularak reddetti ve binlerce sayfalık kapsamlı, çok ayrıntılı Plan kadük oldu!

Rahmetli ve kahraman yurtsever Rauf Denktaş, kurucu Cumhurbaşkanı idi KKTC’nin. Vargücüyle savaştı bağımsız bir Kıbrıs Türk Devleti için. Dönemin T.C. Başbakanı Bay RTE ise, KKTC 2. Cumhurbaşkanı Talat Mat ile telefon görüşmeleri basına sızdırıldığında Denktaş’ın tasfiye edilmesi ve Annan Planı’nın onanması için çırpınıyordu. 41. yıl anmalarında Lefkoşe’de konuşurken ise geçmişteki bu “…….. ” (yazamıyoruz… oto-sansür uyguluyoruz.. çünkü Türkiye tam bir demokrasi ülkesi!!??) davranışını unutmuş görünüyordu..

Kıbrıs’ta çözümü, barış zamanları perçinleyerek üretmiştir :
2 ayrı devlet! 
2 bölgeli, egemen, tam eşit, bağımsız…

Başkaca zorlamalar, 1963’lerde başlatılan Rum kırımı – assimilasyonu süreçlerini sil baştan başlatacaktır.. Bir kez daha, kritik kararlarda oy kullanacak Kıbrıs Türkü ve KKTC’de yaşayan yüz bini aşkın Türkiye vatandaşına anımsatmak isteriz..

“Tarih terkerürdür..” sözü, ondan ders çıkarmasını beceremeyen aptallar için geçerlidir.
Ortada bu nitelikte kim, hangi kesim var??

Bir kez daha Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı’nın kutlu olmasını dileriz 43. yılda..
Başbakan Ecevit’in görkemli başarısını, yürekliliğini ve kararlılığını şükranla anarız.
Harekat’ın şehidi ve gazisi Kıbrıs ve Türkiye Türklerini saygı ve minnetle anarız.

Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilat TMT’nin özverili savaşımcılarını – direnişçilerini,
şehit ve gazilerini ödenemez bir borçla eğilerek selamlıyoruz.

Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş‘ı özel 2 kahraman olarak ayrıca gönülden selamlıyoruz.

KKTC’li gençler yakın tarihi “dürüst – içten” kaynaklardan okumalıdır. Örn. merhum Denktaş’ın “KIBRIS GİRİT OLMASIN” adlı kitabı ciddi bir kaynaktır ve dikkatle okunmalıdır. KKTC, tüm KKTC halkına gerçekçi bir tarih bilinci kazandıracak sürekli eğitim vermelidir içtenlik ve sadakatle. Yaşanan çoook acı çatışmaların, soykırım girişimlerinin müzeleri açılmalı, yayınlar yapılmalı, filmler, TV programları yapılmalıdır.

Bu bağlamda yazdığımız öbür yazıya şu adresten erişilebilir :

Türker ERTÜRK : Kıbrıs’ın Dünü ve Bugünü ve bizim katkılarımız..
http://ahmetsaltik.net/2014/07/20/turker-erturk-kibrisin-dunu-ve-bugunu/

Bir de kapsamlı power point sunumumuz var…

Kıbrıs sunuları, 20-23 Kasım ve 8-9 Aralık 2003

Bu önemli çıkarma harekatı, barış harekatı, emperyalizmin gözetiminde Kıbrıs Türk’ü soydaşlarımızın soykırımının engellenmesi Türkiye ve insanlık adına ne büyük olaydır!

Bu yıl, 15 Temmuz 2017 darbe girişiminin gölgesinde kalmadı bereket.

Ordumuz, her türlü yıpratmanın dışında tutulmalıdır..

Kıbrıs şehitlerimizin ve gazilerimizin, merhum Başbakan Ecevit‘in, kahraman Rauf Denktaş‘ın.. emek ve can – kan veren herkesin emeklerine saygılı ve vefalı olmak zorundayız.

Hiçbir kalıcı güvence sağlamadan GKRY’ne toprak bırakma haritaları vermek aymazlık değilse ihanettir! Hele dip Karpaz’ın! Hem stratejik coğrafik olarak hem de o bölgedeki deniz altı petrol ve doğalgaz rezervleri için.. Bu alanlar, GKRY tarafından münhasır ekonomik alan ilan edilecek ve benzetmek uygunsa 2. Musul faciası / aldatmacası yaşanabilecektir.

KKTC halkı soydaşlarımızı ve KKTC Cumhurbaşkanı Bay Mustafa Akıncı’yı uyarmak hem boynumuzun borcu hem ödevimizdir. Sorun salt KKTC ve halkı ile sınırlı değildir; Türkiye’nin güvenliği ve geleceği ile birinci dereceden bağlantılı stratejik ötesi bir önemdedir.

*****

44. yıl için ekleyeceğimiz; AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kıbrıs bağlamında ne yapacağıdır? Ege’deki çok sayıda ada – adacık – kayalık formasyonlarının sessiiiiiiiiiz sedasız, ama içeride bunca kez sorulup isyan edilmesine karşın Yunanistan’a bırakılması asla kabul edilemez ve Kıbrıs içinde çok ciddi kaygı uyandıran bir durumdur.

GKRY artık AB üyesidir Batı’nın ikiyüzlü iğrenç siyasetinin ürünü olarak.. Üstelik yürürülükteki uluslararası andlaşmalara aykırı olarak.

Batı çemberi daraltıyor bir yandan da.. Örn. Kıbrıs’ta “adım atılmaması – ilerleme sağlanmaması” (!?) durumunda, yeşil pasaportlu kamu görevlilerimiz bile vizesiz giremeyecek AB ülkelerine..

Türkiye, Kıbrıs’taki haklılığını uluslararası çevrelere ve kamuoyuna haklılığını anlatmada daha etkili politikalar gütmek zorunda. Öte yandan Türkiye ve KKTC’deki gençlere tarih bilinci kazandırmak zorunda. Bunları yapmazsa yalnızlaştırılarak soyutlanabilir; içten – dıştan kuşatılarak baskı altında kalabilir, eli – direnci çoook zayıflayabilir ve…

Sevgi ve saygı ile. 20 Temmuz 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

 

Yazının pdf biçimi : Kıbrıs_Mutlu_Baris_Harekati‘nin_41._Yili_Kutlu Olsun

*************

Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı‘nın 40. Yılı Kutlu Olsun!

Dostlar,

Bu gün, 20 Temmuz 2014, 20 Temmuz 1974′te başlatılan Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı‘nın
40. yılı.. Rahmetli Başbakan Ecevit’i bu yiğit kararından dolayı
ne denli kutlasak ve şükranla ansak azdır. Bu sınırlı askeri harekat, Kıbrıs’ta
Başpiskopos Makarios buyruğuyla başlatılan Türk soykırımını durdurmuştur.

İkiyüzlü Batı tüm bunları görmezden gelmekte, Ada’da 9 yıl sonra 15 Kasım 1983’te ilan edilen KKTC adlı Türk devletini tanımamakta, kendi kanlı ellerini – tarihini gözden kaçırarak örneğin Türkiye’den olmadık bir Ermeni soykırımının hesabını sormaya kalkışmaktadır! (Bkz. http://ahmetsaltik.net/ermeni-soykirimi-emperyalist-iftira/, 21.5.13)

İsrail siyonizminin (Yahudi Irkçılığının) BOP = Büyük İsrail Projesi bağlamında Gazze’de onyıllardır sürdürdüğü Filistinli soykırımını ve etnik temizliği, BATI EMPERYALİZMİ İsrail’in kendini savunma hakkı olarak görebiliyor! 7 Temmuz 2014’te başlatılan son saldırıda 300’ü aşkın masum Filistin’li karadan – havadan ve denizden sürdürülen İsrail askeri saldırısı ile katledildi..

Kıbrıs’ta da yıllaca Türkler Batı destekli Rumlarca katledilerek Ada Türklerden arındırılmaya ve Yunanistan’a bağlanmaya (ENOSİS) çalışıldı.
1974’te Nikos Samson darbesiyle bu kırım doruğa ulaştı ve kritik eşiğe tırmandı.

TMT (Türk Mill Mukavemet Teşkilatı) yiğitçe savundu Türk soydaşlarımızı.
Dr. Fazıl Küçük ve Av. Rauf Denktaş unutulmaz halk kahramanları oldular..

Bu sorun hazin ve uzun bir öyküdür, duygusallıkla değil, bilgi birikimi ve
ustalıklı bir yurtsever diplomasi ile çözülebilir.

Ancak hazin hazin teslim edelim ki                   :

  • Musa’nın ve İsa’nın çocukları Muhammed’in çocuklarını sürekli olarak pataklıyorlar tarih sahnesinde. 

Niye acaba?

Muhammedin çocukları (Müslümanlar) İslam dinini doğru anlayamadılar, doğru uygulayamadılar ve yozlaştırdılar; bu yüzden de bilimsel – teknolojik bakımdan Batı’nın çook gerisinde kaldılar.

Onlar Hırisityanlık dininde Reform yaptılar, laik ve seküler toplum düzenine geçtiler;

  • AYDINLANMA devrimi yaparak insan aklını kör inançtan;
    bilimi de her türlü dogmadan (dinsel olanlar dahil!) özgürleştirdiler..

Dinsiz de kalmadılar..

Aydın İslam Bilginleri bu gerçeklere daha ne denli göz yumacaklar?
Bedeli masum müslümanların Batı emperyalizminin maşası olarak birbirini vahşetle öldürmesi ve Batı’dan sürekli dayak yiyerek yersiz-yurtsuz-yoksul-geri-sefil ve
Batı’nın apaçık post-modern sömürgesi olmak oluyor..

Öncü İslam bilginlerinin İSLAMDA REFORM kapısını derhal açmaları gerekiyor.

**************

Kıbrıs konularında uzman, değerli dostumuz, Kıbrıs Türk Kültür Derneği Başkanı
Sayın Ahmet Göksan’ın yazılarının okunmasını diliyoruz.

Bu başarıda çoook  emeği olan Kıbrıslı mücahit kardeşlerimizi, TMT’nı,
Başbakan Ecevit ve Yardımcısı Necmettin Erbakan’ı, TSK ve şehit – gazilerimizi ödenmez bir borç ile saygı ile selamlıyoruz. Kıbrıslı soydaşlarımızın yaşam hakkı
ve bağımsız devlet olma hakları sonuna dek korunmalı ve uygar (!?) dünyaca da
artık tanınmalıdır.

Bu konuda geçtiğimiz yıl ve önceki yıl sitemizde yayımlanan makalelerimize bakılmasını öneririz :

  • Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı’nın 39. Yılı..
    http://ahmetsaltik.net/2013/07/20/kibris-batis-harekatinin-39-yili/, 20.7.2013

Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı’nın 40. yılı kutlu olsun!
Kazanımları mutlaka ama mutlaka korunsun,
AKP hükümeti ve RTE’ce asla heba edilmesin!

Sevgi ve saygı ile.
20.7.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı‘nın 44. Yılı Kutlu Olsun!” hakkında 3 yorum

  1. Geri izleme: Bayrağımız sonsuza dek özgürce dalgalansın.. – Prof. Dr. Ahmet SALTIK

  2. Geri izleme: Dr. Mehmet Balyemez : Lozan Barış Antlaşması ve Kıbrıs – Prof. Dr. Ahmet SALTIK

  3. Geri izleme: Bayrağımız sonsuza dek özgürce dalgalansın.. – Prof. Dr. Ahmet SALTIK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir