15 TEMMUZ’un AKP – ERDOĞAN AÇISINDAN SOSYO-POLİTİK PSİKOLOJİK ARDALANI
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
Yetkin İktisatçı sayın Mustafa Pamukoğlu, sitemizde yayınladığımız (16.7.17) “FETÖ’nün mali örgütlenmesi” başlıklı makalesinde önemli bir irdeleme yapıyor, belirlemeleri ve önerileri var (lütfen tıklayınız : http://ahmetsaltik.net/2017/07/16/fetonun-mali-orgutlenmesi/). Genel bir çözümleme (analiz) yaptığı. FETÖ‘ye ilişkin ayrıntılı akçalı (mali) bilgileri FG’in (Fetullah Gülen) 35 yıl 1. yardımcısı olan Nurettin Veren’den öğreniyoruz. Habertürk TV’de 2006’da Merdan Yanardağ 2 gece saatler boyunca bu kişi ile derinlemesine söyleşi yapmıştı. Sayın Yanardağ bu çok önemli söyleşiyi yazıya dökerek kitaplaştırdı ve yayınladı:
- Kuşatılan Türkiye : Gülen Hareketinin Perde Arkası
Bugünlerde bir kez daha dikkatle okumanın ya da video kayıtlarını dikkatle izlemenin zamanı.
Ayrıca değerli yazar Serdar Akinan’ın “BUZDAĞI”
adlı yapıtı.. Kitap kapağındaki çizime dikkat:
Buzdağı’nın üstünde Türkiye; altında ise
AKP – FETÖ – CIA var!
15 Temmuz adına AKP = RTE tarafından yaptırılan törenlerin – ritüellerin, bunca abartılı, duygu sömürüsü yüklü, dinci istismar odaklı olması; Kuran’ın – Caminin – Selaların – Şehit – Gazilerin, maneviyat ve mistisizmin… katılması, gözyaşlarıyla ıslatılmış algı operasyonu, vıcık vıcık popülizm (halk yardakçılığı) ve ağır toplumsal hipnotizmanın.. ardalanında ne yatıyor acaba?
Ankara ve İstanbul’da 2 dev anıt hangi alternatif tarih yaratma çabasının figürü?
Çok net sosyopolitik-psikolojik gerçektir :
-
Sabahlara dek minarelerden yüksek sesli selalar korku bastırma ritüelidir.
Farklı düşünen insanların Anayasal hakları ayaklar altındadır. Herkesin bu selaları sabahlara dek dinleme zorunluğu olmadığı gibi, hiç kimsede böyle bir yetki de yoktur.
Açıkça suç işlenmiştir.
Böyle bir şey ancak dinci – şeriatçı ilkel ülkelerde olabilir.
Bilinç altına itilmesi gereken / zorunlu olan yoğun korkular vardır?
Suç ortaklığının gün ışığına çıkması / çıkarılması paniği ciddi olarak yaşanmaktadır?
Kendilerince de itiraf edilerek “Kandırıldık” söyleminin yetmeyebileceği,
atakların üstlerine üstlerine geleceği hezeyanıyla
- Saf ve masum halktan / müritlerden savunma hattı / canlı kalkan oluşturma mıdır kurgulanan??
15-16 Temmuz 2016 gecesinde olduğu gibi.. 250 ölüm, iki bini aşkın yaralı kurban yetmemiş midir!
- Ne denli trajiktir ki, sorumlular en önde “anma” yapmaktadır!?
Bu açık günah çıkarma, neyin ve ne ölçüde diyeti olabilir ki?? -
“Bakın, bana bir şey yapacak olursanız milyonlar sokağa dökülür
ve bedelini feci ödetir size..”
gözdağı / retoriği midir; binler / onbinlerce olduğu savlanan kişisel para-militer birliklere ek??
Bu dehşet dengesi nereye dek sürdürülebilir ki Türkiye’de?
2. Büyük Dünya Paylaşım Savaşı sonrası NATO – Varşova (Warsaw) Paktı ekseninde yaşanan soğuk savaş yılları – dehşet dengesine uluslararası toplum bile dayanamadı ve “Détant” (Yumuşama) politikaları ile zorunlu olarak karşılıklı uzlaşmaya gidildi..
Türk halkı da acı gerçekleri er ya da geç, yavaş da olsa öğrenecektir, öğrenmektedir.
16 Nisan deli saçması halk oylamasında AKP + MHP bloku gene de salt çoğunluğu sağlayamamış, YSK hileye alet edilerek tam hukuksuz – gayrımeşru bir fiili durum
(Anayasa değişikliği ile gerçekte rejim değişikliği!) ülkemize dayatılmıştır.
- Asıl darbe Saray’ın 20 Temmuz darbesidir! Bu durum kabul edilemez, sürdürülemez!
Kitleler bu hazin oyunların ayrımındadır. Ne yazık ki her geçen gün ek – yeni ve daha ciddi hatalar sürdürülmektedir.Klasik diktatoryal tırmanış, “bir süre” tepede kalış (plato dönemi)ve ka-çı-nı-la-maz çöküş!
Tarihsel eytişimin (diyalektiğin) şaşmaz yasası budur. AKP = RTE de aynı yasaya bağlıdır
ve ne yazık ki uzlaşma – normalleşme zamanları, seçenekleri hoyratça tepilmektedir.Tüm iyiniyetli uyarı çabaları adeta kayalara çarpıp sönümlenmektedir!?
- Büyük ADALET YÜRÜYÜŞÜ – MALTEPE MİTİNGİ’nde yapılan 10 maddelik çağrıya uzlaşmacı yanıt vermeye en çok gereksinimi olanlar artık bu kitleler değil, AKP = RTE‘dir!
Sevgi, saygı ve kagı ile. 17 Temmuz 2017, Ankara
Geri izleme: 2017 YILI ÇALIŞMALARIMIZ… – Prof. Dr. Ahmet SALTIK