“Savaş; Göç ve Sağlık: Hekimler Ne Yapmalı”

“Savaş; Göç ve Sağlık: Hekimler Ne Yapmalı” Sempozyumu 26-27 Şubat’ta İstanbul’da…sgs

Ülkemizin yanı başındaki coğrafya “mülteciliğin olağanlaştığı” bir bölge haline geldi. Suriye’de çatışmadan iç savaşa dönen kriz tüm dünyayı sarsıyor.

Türk Tabipleri Birliği yaşanan bu büyük krizin sağlık ve hekimlik alanında yarattığı sorunları Dünya Tabipleri Birliği’nin (DTB) gündemine taşıdı ve bu insanların sağlık alanında yaşadıkları sorunların ve çözüm önerilerinin ülkelerin ulusal tabip birliklerinin gündemine getirilmesinin önemini vurguladı. Bu çabaların bir sonucu olarak
Dünya Tabipler Birliği Ekim 2015’te Moskova’da yapılan 66. Genel Kurul toplantısında bu konuyla ilgili

 – Küresel Mülteci Kriziyle ilgili DTB (Dünya Tabipleri Birliği) Kararı”
başlıklı bir tutum belgesini kabul etti.  Dünya Tabipler Birliği şimdi de, 26-27 Şubat 2016’da İstanbul’da

“Savaş, Göç ve Sağlık: Hekimler Ne Yapmalı?” başlıklı bir sempozyum düzenliyor.

Türk Tabipleri Birliği’nin katkısıyla düzenlenecek bu sempozyumda konu ile ilgili uluslararası uzmanların yanı sıra farklı ülkelerden tabip birlikleri temsilcileri de
kendi ülke deneyimlerini aktarma fırsatı bulacaklardır. Sempozyumda;

– “Savaş, göç ve sağlığın sosyal belirleyenleri”,
– “Göç kaynaklı sağlık sorunları”,
– “Ortadoğu’da savaşlar ve göç: Türkiye’nin deneyimi ve TTB’nin etkinlikleri”, – “Ülkelerin ve kurumların göç politikaları: Eleştirel bir değerlendirme”,
– “Kadın ve savaş” ve
– “Ulusal tabip birliklerinin sunumları”

başlıklarında oturumlar gerçekleştirilecek.

“Savaş, Göç ve Sağlık: Hekimler Ne Yapmalı?” başlığını taşıyan sempozyum
tüm hekimlerin katılımına açık. Ayrıntılı program ve organizasyon bilgili önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacak. Sempozyum ile ilgili tüm ayrıntılara http://warmigrationhealth.com/ bağlantısından erişilebilir.

===================================

Dostlar,

Konu önemli..
TTB’nin sorunu Dünya Tabipleri Birliği’nin (DTB, World Medical Association) gündemine taşıyabilmesi değerlidir. Keşke Türkiye’nin ilgili kamu ve özel sektördeki kurumları nesnel bir sorumlulukla sürece destek verse ve katılsa..

Devlet aklı da kısır AKP – RTE siyasesinin ipoteğinden sıyrılarak “orada” olsa..
Ulaşılan sonuçlar, yönetimbilimi yöntemleriyle irdelenerek değerlendirilse ve
son yıllarda yaşanagelen çok boyutlu yakıcı sorunların çözümünde politika üretimi için kullanılabilse..

Dileriz TTB ve içindeki kimi etnik yönelimli kesimler, toplantının nesnel – bilimsel doğrultusunu dar ideolojk beklentiler içinde yönlendirmeye çalışmazlar..

Sorun salt Halk Sağlığı ile sınırlı değil. Dış politikadan istihdama, temel insan hak ve özgürlüklerinden ekonomiye, bölgesel barıştan küresel topluma dek açılımları var. Türkiye’de yaşayan 3 milyona yakın Suriyeli ve Irak’lı kitle son derece önemli
kısa – orta ve uzun erimli yansımaları olan ve olacak olan kritik bir sorundur.
Bu sorunu yönetmek üzere uygun bir Bakanlığa bağlı Müsteşarlık düzeyinde
kamusal bir örgütlenme çok yerinde olur.

Bu insanlar ülkelerine önümüzdeki birkaç yılda ciddi oranda dön(e)meyecekse,
-ki öyle görünüyor- bu kitlenin Türkiye toplumu ile bütünleşmesinin (entegrasyonunun) sağlanmasına çaba gösterilmelidir. Bu kitlenin sorunları artan nüfusları, büyüyen çocukları ve yaşlanan insanlarıyla, beklentileriyle.. giderek boyutlanmaktadır.
AKP – RTE’nin dış güdümlü emperyalist maşası Ortadoğu politikalarının ürünü olarak ülkemizin başına bu ağır sorunu dert etmişlerdir. Bu saptama hiç akıldan çıkarılmayacak ve tarih ile Ulusumuz sorumluları asla unutmayacak ve bağışlamayacaktır..

Sevgi ve saygı ile.
20 Ocak 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir