17 Ağustos 1999 Marmara depremi kayıpları anılıyor

 

17 Ağustos 1999 Marmara depremi kayıpları anılıyor

17 Ağustos kayıpları anılıyor
Marmara Bölgesini sarsan, resmi kayıtlara göre 17480 kişinin yaşamını yitirdiği,
500 bini aşkın insanın evsiz kaldığı 17 Ağustos 1999 depreminin 16’ncı yıldönümünde, deprem kurbanları bu akşam başta Gölcük olmak üzere depremin etkilediği öbür yerleşim birimlerinde anılacak.

Depremin etkilediği yerleşim birimlerinde, büyük yıkımın 16’ncı yıldönümünde
deprem kurbanları için bu akşam anma etkinliği gerçekleştirilecek. En büyük can ve
mal yitiği meydana gelen Gölcük’teki anma etkinliği yarın saat 21.00’de Kavaklı kıyısında

gerçekleştirilecek. Yerel yöneticiler ve Kandilli Rasathanesi yetkilileri ile bilim adamlarının da katılacağı bu anma etkinliğinde, Marmara ve depremi ve olası depremler konuşulacak.
Akşam geç saatlere dek sürecek olan bu etkinliğin ardından, depremin meydana geldiği
17 Ağustos (1999) saat 03.02’de Kavaklı kıyısında deprem kurbanları anısına denize
çelenk bırakılacak.17 Ağustos 2016 Pazartesi günü ayrıca Gölcük’te Donanma Komutanlığı’nda da,
depremde yaşamını yitiren askeri ve sivil çalışanlar için de anma töreni yapılacak.

=============================================

Dostlar,

Arşivimizde aşağıdaki gibi bir not var :

“Ulusal Devlet, Bağımsızlık ve Özelleştirme”
(Panel, Değirmendere / Gölcük, 25.07.1998)

Başta Gölcük olmak üzere Marmara Bölgesini, Kocaeli’yi, Yalova’yı derinden vuran
büyük depremden (Richter ölçeğine göre 7,4 şiddetinde idi) yaklaşık 1 yıl önce..
Şirin Gölcük’te ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) adına düzenlenen bir açıkoturumda idik. Kıyıda güzelim ağaç yontular (heykeller) vardı, açıkhava müzesi gibi idi çevre.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden Prof. İzzettin Önder;
sendikacı, sonra CHP Kocaeli milletvekili İzzet Çetin ve
biz (Edirne’den gelerek, ADD Genel Merkezi adına) konuşmacılar idik.

57. Koalisyon Hükümeti (Ecevit – Yılmaz ve Bahçeli) yaygın ve hızlı özelleştirmelere zorlanıyorlardı KüreselleşTİRmeci = yeni emperyalist güçler tarafından..
Özellikle MHP’li Ulaştırma Bakanı Prof. Enis Öksüz, telefon sisteminin özelleştirilmemesi için elinden geleni yapıyordu. Sonra bu sayın Bakan istifa ettirildi ve AKP döneminde
2-3 yıllık geliri karşılığı olan 6,5 milyar Dolar’a Lübnan’lı S. Hariri’ye (Öger Grubu)
AKP – Bay RTE tarafından TV ekranlarında şovlar yapılarak peş keş çekildi (14.11.2005).

AKP döneminde Kasım 2002 – Ağustos 2015, yaklaşık 13 yılda, tutarı 60 milyar Doları aşan kamusal varlık yerli – yabancı – yandaşlara satıldı..

1998, bu yabanıl (vahşi) sürecin başlangıç – erken yıllarıydı.
Vargücümüzle “özelleştirme” sürecinin yıkıcı sonuçlarını aktarmaya çabalamıştık.

Bugün geldiğimiz yer ortada..
O güzel akşamdan 1 yıl kadar sonra da 17 Ağustos 1999, saat 03.02 – 03.47 arasını,
“45 saniyelik bir şey” i yaşadık..

Geçen 16 yılda bölgede yapı stoku epey yenilendi. Ancak bunun oranını bilemediğimiz gibi, yapı denetimini özelleştirdikten sonra ne ölçüde etkin işlediğini de bilemiyoruz.
Geçtiğimiz hafta Prof. Naci GörürCumhuriyet‘te önemli uyarılarda bulundu.
Türkiye’nin ve AKP iktidarının gündeminde deprem yok!

Bir dahaki yıkım (felaket) ne zamandır acaba?
Eldeki veriler Türkiye’de her 7 yılda büyük ölçekli bir deprem yaşandığını göstermekte.
Büyük Marmara depremine ise en çok 30 yıl olduğu kestirilmekte.

AKP iktidarı, 13 yılda Türkiye’nin bu stratejik boyut ve önemdeki sorunu karşısında
ne yaptı acaba??

Yöneticiler yine “takdir-i ilahi, kader, Allah’tan geldi…” masallarını uydurabilecekler mi?

Ya da merhum Süleyman Demirel gibi :

– ” .. ne yazık ki altımız çürük.. ne yapalım??” mı diyecekler??“Ulusal – Ülkesel Ölçekte Stratejik Deprem Plan ve Politikaları” geliştirmek ve gecikmeden uygulamak zorundayız.. Japonya’nın çooook başarılı sonuçları önümüzde..
Bu planlar Ulusal Afet Planları bütünlüğü içinde yer almalı, onların bütünleyici parçası olmalı.

Avcılar’da 6+ katlı bir binanın giriş katında oto galerisi yapılmak üzere en az 1 kolonunun kesildiğini unutmadık.. Bu bine bu yüzden çöktü ve çok sayıda masum yurttaş kurban oldu.
“Kolon kesen” caniler bu ülkenin hangi okullarında okudular?
Oraya işyeri açılma izni veren belediye görevlileri bu akıldışılığı görmediler mi?
Binanın özgün planlarına bakıp, varsa değişiklik (tadilat), karşılaştırma niçin yapılmadı?
“Kolon kesen” caniler ve orada olup biteni görmezden gelerek işyeri açma izni verenler yargılandı mı, ne ceza aldılar??

O binanın fotoğrafları saklandı mı, tarihsel ders olsun diye??
Bütün bunları kim yapacak?

“7,4 az mı geldi?” diye Gölcük Deniz Üssünde yaşanan ağır yıkım ve yitikleri alçakça
alaya alan kimi “dinci – kinci” Ordu ve insanlık düşmanı yobazlar mı,
onların iktidardaki uzantıları mı??

Sevgi ve saygı ile.
17 Ağustos 2015, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir