IŞİD’e operasyon
Ahmet Yavuz
AYDINLIK, 25.7.2015
İktidarın saymakla bitmeyen yanlışları sonucu, ülkenin güneyi Peşaver’e dönmüştü. Sanıldı ki, yılan bize dokunmadan yaşamaya devam edecek. Öyle olmayacağı belliydi. Nitekim olmadı. Yıllarca “analar ağlamasın” adı altında yürütülen kandırmaca, çocukları ağlatan bir aşamaya getirdi ülkemizi.
Bir hafta içinde onlarca gencimizi, 3 polisimizi ve 2 askerimizi kaybettik.
Hepsine Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilerim.
Hepsine Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilerim.
Bu gelişmeler üzerine dün dışarıda hava harekâtı, içeride polis operasyonları başlatıldı.
İktidar yıllarca sessiz kaldığı IŞİD ve PKK’ya karşı nihayet harekete geçti.
Çok geç kalındı. Şüphesiz geç kalınsa bile IŞİD’e karşı atılan adımlar doğrudur.
Geç kalmanın bedeli saklı olmakla birlikte IŞİD ile mücadele doğru bir zeminde sürdürülebilirse, bu, aynı zamanda PYD ile mücadele demektir. HDP o nedenle Ordumuzun Suriye topraklarına girmesini “savaş” olarak kamuoyuna sunma çabası
içindedir. Oysa bu bir savaş değil, olsa olsa düşük yoğunluklu bir çatışmadır.
Kilis sınırındaki olay, çatışma istenmese de, çatışmadan kaçınılamayacağını göstermiştir. O halde, durduğunuz yerde ateş edilmesini beklemek yerine, zırhlı birlik harekâtı için
son derece elverişli bu arazi yapısının sağladığı avantajları da kullanarak muhtemel hedefleri imha etmek yerinde olur. Dolayısıyla başarı ancak kara harekâtına bağlıdır.
Kilis sınırındaki olay, çatışma istenmese de, çatışmadan kaçınılamayacağını göstermiştir. O halde, durduğunuz yerde ateş edilmesini beklemek yerine, zırhlı birlik harekâtı için
son derece elverişli bu arazi yapısının sağladığı avantajları da kullanarak muhtemel hedefleri imha etmek yerinde olur. Dolayısıyla başarı ancak kara harekâtına bağlıdır.
Güvenli bölgeler oluşturulması ancak kara birliklerinin kullanılmasıyla mümkündür.
Bu yaklaşımın 4 stratejik sonucu olacağını 27 Eylül 2014 tarihinde, bu köşede yazmıştım :
Bu yaklaşımın 4 stratejik sonucu olacağını 27 Eylül 2014 tarihinde, bu köşede yazmıştım :
1. ABD’nin koridor hayalini önleme
2. Ülkeye de güvenlik katkısı
3. Mülteci girişinin engellenmesi
4. IŞİD ilerlemesinin önünün kesilmesi.
Bunların tamamı geçerliliğini koruyor. Sadece gecikmenin bedeli ağırlaşmıştır.
Operasyon, aynı zamanda Esad yönetimiyle işbirliğine giden yolu açabilir.
Eğer bu yol açılmak yerine halen olduğu gibi kapalı tutulması tercih edilirse,
bölge güvenliğine katkı yerine tersine bir gelişmeyi içinde barındıracaktır.
Nitekim Başbakan’ın açıklamaları tersine ifadeler barındırmaktadır.
Ancak geri planda nelerin yürüdüğünü bilemediğimiz için kesin bir kanaat belirtilemez.
Eğer bu yol açılmak yerine halen olduğu gibi kapalı tutulması tercih edilirse,
bölge güvenliğine katkı yerine tersine bir gelişmeyi içinde barındıracaktır.
Nitekim Başbakan’ın açıklamaları tersine ifadeler barındırmaktadır.
Ancak geri planda nelerin yürüdüğünü bilemediğimiz için kesin bir kanaat belirtilemez.
Tampon veya güvenli bölgeler oluşturulması olası göçleri önleyebilir.
Yapılacak müdahale, koridor girişimlerine ket vurmaya katkı sağlayabilir.
Katkı sağlayabilir. Ama içinde risk barındıran bir durumdur. Çünkü ABD’nin nihai amacı kendi çıkarlarına uygun olarak bölgeyi dizayn etmektir. Bu durum orta ve uzun vadede Türkiye’nin çıkarlarıyla çatışmasına yol açabilecektir.
TSK daha önce savunma konseptinden güvenlik konseptine geçtiğini açıklamıştı.
Ortaya çıkan durum tam da güvenlik konseptinin yaşama geçirilmesi için
uygun ortamı yaratmıştır. Bu, ancak kara operasyonuyla mümkündür…
Ortaya çıkan durum tam da güvenlik konseptinin yaşama geçirilmesi için
uygun ortamı yaratmıştır. Bu, ancak kara operasyonuyla mümkündür…
PKK ile silah bırakmadan onunla görüşmenin ve onu Güneydoğu’da paralel bir otorite haline getirmenin ülkeye nelere mal olduğu da iktidarca anlaşılmışa benziyor.
Elinde çekiç olan, her şeyi çivi olarak görürmüş. Silah tutan elin, bunu ne zaman ve
kime karşı kullanabileceği de yeniden bir kez daha anlaşılmıştır.
Bundan sonraki adımların bu gerçeğin ışığında atılması zorunluluğu ortadadır.
Elinde çekiç olan, her şeyi çivi olarak görürmüş. Silah tutan elin, bunu ne zaman ve
kime karşı kullanabileceği de yeniden bir kez daha anlaşılmıştır.
Bundan sonraki adımların bu gerçeğin ışığında atılması zorunluluğu ortadadır.
=========================================
Teşekkürler Sayın E. Tügeneral Ahmet Yavuz…
Sakin, sağduyulu ve yetkin irdelemeniz için..
Dileriz ilgili – yetkililere de ulaşsın..
Sevgi ve saygı ile.
31 Temmuz 2015, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com