Hangi etnik kökenden, hangi inançtan, hangi düşünceden olursa olsun bu vatanın ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan her insan ülkesinde huzur-zenginlik- çağdaşlık-barış içinde yaşamak ister. Hainler, siyasetteki ajanları, yabancı istihbarat örgütlerinin maşası olan satılmışlar dışında… T.C. Devletinin kuruluş gerekçelerine, Ulus Devlet yapısına, Lâik Cumhuriyete karşı olan ve bu tutumundan dolayı Anayasa Mahkemesi tarafından “Lâiklik karşıtı eylemlerin odağı” olmakla suçlanan ve mahkûm edilen AKP, Üstelik bunu, BOP Eşbaşkanlığını kabul ederek, bilerek ve isteyerek yaptı. Geldiğimiz noktada, eline silah alıp 54 bin insanımızın yaşamını çalan, uyuşturucu-organ-kadın kaçakçılığı yaptığı, tüm hür devletler tarafından belgelenerek kabul edilen PKK Terör örgütü militanları; Türk Televizyonları ve özellikle CNNKÜRT’ün kadrolu Kürtçü elemanları tarafından “Dağlarda çok eziyet çekmiş zavallılar” olarak gösterilir oldu! Şimdi yeni moda deyim; “HDP Türkiye’nin Partisi olmalı!” Mademki barış-kardeşlik- huzur için HDP’nin Türkiye Partisi olması şart, o zaman asgari müştereklerimizi belirlemeliyiz. Öyle ya, herkes acısını yüreğine gömecek ve birlikte barış içinde yaşayacaksa, bunun temelini sağlam atmamız gerekmez mi? HDP Türkiye Partisi olacaksa şu sorulara açık-net-art fikirsiz yanıt vermelidir : – Silahı olan ve öldürmeye devam eden birinin “Barış” talebi gerçekçi midir? “Öcalan’ın Yoğunlaştırma Evlerinde” tecavüze uğrayıp sonra PKK’lı -Sayıları 3 milyonu bulan ve Irak’ın “Asli Unsurlarından” biri olan Türkmenler, bölgenin en eğitimli, en çalışkan, kültür düzeyi en yüksek, şehir yaşamına en alışkın kesimidirler. Türkmenler sistemli olarak “Kürtleştirme” politikaları ile HDP, tüm bu sorulara en açık biçimde yanıt vermelidir. Bugün HDP Genel Başkanlık koltuğunda oturan Selahattin Demirtaş da, Türk Devletini, Türk Milletini, Türk Bayrağını, Türk Dilini seven ve saygı duyan herkes Türkiye’nin gerçek sahibidir. Gördünüz mü, Türkiye’nin partisi olmak ne kadar kolaymış! Sağlık ve başarı dileklerimle (11.07.2015) ============================ Dostlar, Sayın Serdaroğlu bu güzelim yazısı için teşekkürü hak ediyor değil mi?? Sevgi ve saygı ile. Dr. Ahmet SALTIK |
Demokrasi=Halkçılık demektir. (Okullarda bu kadar basit öğretilseydi, şimdi bu kafa karışıklığı olmayacaktı) Halkların Demokrasi partisi=Halkların halkçılık Partisi gibi saçma bir deyim çıkıyor ortaya… Ayrıca Halklar derken Ulus/Millet kavramı yok ediliyor, bölünmeye kapı aralanıyor…
Türkiye’de “Halk-lar” yoktur. Atatürk, “Türk Milletini” Cumhuriyeti kuran Türkiye Halkı (ahalisi) olarak görmüştür. Yüzlerce değişik Ülkeden, farklı etnik kökenlerden gelen 320 Milyonluk ABD’ de insanlar, bir üst kimlikte birleşebiliyor, “I am American!” diyebiliyor da, şu Medeniyetler beşiği 80 milyonluk Anadolu’daki halk “Ben Türk’um” demeyi beceremiyor..
Yazık, çok yazık. æ