NİHAİ SONU DEĞİŞMEZ!


Nihai sonu değişmez

portresi_papyonlu

 

 

 

 

Türker ERTÜRK
AYDINLIK, 14.02.2015
http://www.aydinlikgazete.com/nihai-sonu-degismez-makale,58588.html

Birinci Paylaşım Savaşı (1914-1918) öncesinde dünyada bağımsız sayılabilecek 20 devlet vardı. Halen 21. yüzyılın ilk çeyreğini yaşarken yaklaşık 200 devlet var. Emperyalizmin yeni güç merkezi Finans-Kapital buUlus devletler sonuna doğru 2 bin devlete ulaşmayı planlıyor.
Halen Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgenin yaşadığı sıkıntıların bir bölümü bu planın yansımalarıdır.

Emperyalizm, hegemonyaya direnecek güç istemiyor. Ulus devletler, hele bizim gibi iriceleri en büyük düşman. Bu devletlerin etnik, dinsel ve mezhepsel fay hatları üzerinden kaşınması, bölünüp ve parçalanması planlanmış. Bugün için emperyalizmin başat enstrümanı konumunda bulunan Batı bile sonunda bu plandan nasibini alacak.

Emperyalizm bir yandan ulus devletleri bölüp parçalarken öbür yandan küresel tek düzeni sağlayabilmek, kolayca yönetebilmek ve sömürebilmek için bu küçük parçaları gevşek yapıda federasyonlar şeklinde birbirine bağlamak istiyor.

DÜZENBAZLIK

İslam dünyasında planlanan şu; Sünni-Şii ekseninde devamlı düşmanlık ve çatışma ortamı yaratmak ve Sünni dünyanın bir bölün Evren’in 25 yıl daha ötelediği gizli bir vasiyetinin olduğu, içinde hilafetle ilgili konularımünü her an dağıtılabilir gevşek yapıda bir hilafet altında toplamak. Bunun için düşünülen ülke tarihsel geçmişi nedeniyle Türkiye. Emperyalizmin hilafet makamına bugün için düşündüğü isim Fetullah Gülen. Yarın şartlar ne gösterir bilinmez.
Murat Bardakçı’nın “Hilafet esasında kaldırılmadı geçici olarak donduruldu” şeklinde yazıları ve konuşmaları, Aytunç Altındal’ın “Atatürk’ün ölümünden 50 yıl sonra açıklanmasını istediği ama Kenan bulunduğu” safsatası, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Atatürk’ün hilafeti övdüğü ve istediği algısını yaratabilmek için kitabında “Nutuk” üzerinden yaptığı düzenbazlık aynı planın parçalarıdır.

Sinan Meydan’ın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun yaptığı bu düzenbazlığı Halk TV’de canlı yayında ortaya çıkarırken ekranın karartılması da aynı planın parçasıdır.

DELİĞE SÜPÜRÜN

Evet, Taksim Gezi olayları ile başlayan halk hareketlerini kullanarak, çığırından çıkararak ve manipüle ederek Gülen’in dönüşünü sağlayabilecek ortamı yaratmak istediler ama olmadı. İran İslam Devrimi öncesinde Şah’a karşı ayaklanan ve Tahran sokaklarına hakim olan halk hareketi de Humeyni dönsün ve başa geçsin isteğinde değildi. Ama şartlar ona yol açtı!

ABD’nin AKP zihniyeti ile sorunu yoktu. Ama Erdoğan ile devam etmek istemiyordu. Erdoğan’ı cerrahi bir operasyonla devirmek için ikinci girişim F Tipi Örgüt unsurlarınca 17 Aralık 2013’te başlatıldı. “Yolsuzluk ve Rüşvet” operasyonun adıydı. Ama hırsızlık ve yolsuzluk yeni şeyler değildi ki! Zaten beraberce yaptılar. O güne kadar neredeydiler? Esas neden patronları ABD’nin “Erdoğan’ı deliğe süpürün” emriydi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan deliğe süpürülmek istendiğini biliyor. Haziran genel seçimleri onun için hayat memat meselesi. Bu nedenle anayasa, yasalar ve tarafsızlık umurunda bile değil. Yeni halk hareketini engellemek için her şeyi yapacak. “İç güvenlik paketi”ne çok ihtiyacı var.

BİR TAŞLA İKİ KUŞ

Erdoğan’ın ABD’ye direniyor olması onun antiemperyalist çizgiye geldiğini gösterir mi?
Tabii ki, hayır. Erdoğan’ın ABD’ye direniyor olması onun hâlâ ABD tarafından kullanılmasına engel mi? Kesinlikle hayır.

Saddam da emperyalizmin uşağıydı, çok kullanıldı, ABD onu deliğe süpürmek isteyince direndi, direnirken bile “çıkmamış canda umut vardır” yaklaşımı içinde ABD’ye taviz vermeye devam etti ama nihai sonunu engelleyemedi. Evet, Erdoğan da direniyor, kurtulmak için de ülkemizin çıkarlarından taviz vermeye devam ediyor.

ABD, Erdoğan’ı devirmekten vazgeçmedi! Öyle ya da böyle! Seçenekleri arasında seçim, halk hareketi, askeri darbe ve suikast bile var. Son seçenek olursa suçu ulusalcıların üzerine yıkar, bir taşla iki kuş vururlar!

Saygılar sunarım.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir