Dostlar,
Yetkin ve yürekli yazar ve de Ergenekon tertibi mağduru bir yurtsever olarak da
Sn. Merdan Yanardağ’ın güncel tarihe ışık tutan bu yapıtını okuyalım, okutalım..
O’na bir moral destek de olsun..
Cezaevinde ziyaret gidemesek de kitabını edinelim, önerelim..
Bu kitap “çooooooooook” satsın ve herkese ileti (mesaj) olsun..
- Yürü bre Hızır paşa
Senin de çarkın kırılır
Güvendiğin padişahın
O da bir gün devrilir..
- Demiri demirle dövdüler;
Biri sıcak diğeri soğuktu!
İnsanı insanla kırdılar;
Biri aç diğeri toktu… Pir Sultan Abdal
Merdan Yanardağ gözaltına alınırken
1. Direnmedi
2. Kendisine zarar verme riski yoktu
3. Başkalarına zarar verme riski de yoktu
4. Kaçma riski de yoktu..
Peki neden kelepçe takıldı??
Bu emri veren Polis yetkililerine BİLGİ EDİNME YASASI bağlamında soruyoruz?
Evet, Merdan Yanardağ hangi hukksal gerekçe ile kelepçelendi?
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel‘in yazdığı gibi
kin ve intikam duyguları mı belirleyici oldu?
Sizler hukukla değil de kin ve intikam dürtüleri ile davranan insanlar mısınız?
Merdan’ın kitabını da çoook çok okuyacağız,
YURT Gazetesini de
BAĞIMSIZ Dergisi’ni de..
Sevgi ve saygı ile.
22.9.13, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
====================================
Merdan Yanardağ’ın yeni kitabı:
Türkiye Neden Feda Edildi?
http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/merdan-yanardagin-yeni-kitabi-turkiye-neden-feda-edildi-h41973.html
Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın tutuklanmadan önce yazmaya başladığı “Türkiye Neden Feda Edildi?” kitabını yayınevine gönderdi. Yanardağ, ‘gazetecilerin Ergenekon sürecine neden dahil edildiğini’ yazdı.
MUĞLA – Ergenekon davasında 10 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum olan ve Bodrum’da tutuklanarak Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilen gazetemiz
Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Bodrum’da yazdığı kitabını yayınevine gönderdi.
Yanardağ’ı dün cezaevinde kuzeni Ertan Yanardağ ziyaret etti. Kapalı şekilde yapılan ziyaret sırasında Merdan Yanardağ, kuzenine, “Bitirdim gözaltına alındım” dediği kitabının içeriği hakkında bilgi verdi.
TARTIŞMA YARATACAK
Kuzeni Ertan Yanardağ’a moralinin yüksek, sağlığının da yerinde olduğunu söyleyen Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Bodrum’da yazdığı ve yayınevine gönderdiği “Türkiye Neden Feda Edildi?” adlı kitabında Ergenekon sürecine neden gazetecilerin dahil edildiği detaylarıyla yazdığını söyledi. Kitabında Ergenekon sürecinde başlangıcından bugüne dek yaşananları belgeleriyle anlatan Yanardağ’ın baskı aşamasındaki kitabının çok konuşulacağı ve uzun süre tartışılacağı tahmin ediliyor.
‘BOYUN EĞMİYORUM’
Ergenekon davasının bir tertip olduğunu, kendilerinin buna karşı koyamadıklarını anlatan Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, kuzeni Ertan’a,
- “Bizim başımızı eğmemizi istediler. Biz eğmedik. Cezaevinde de
başımız dik. Boyun eğmiyoruz. Barış ve özgürlük için mücadele edeceğimi tekrarlıyorum. Yazı yazmaya devam edeceğim.
Dışarıda nasıl mücadele ediyorsam, içeride de devam edecek.” dedi.
33 YILDIR DARBE SÜRECİ
Ziyaretle ilgili olarak bilgi veren Ertan Yanardağ şunları söyledi:
“Merdan Yanardağ amcamın oğludur. 12 Eylül darbe döneminde de gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Ben 10 yaşındaydım. Bir şeyler olmuştu. O zaman küçüktüm pek bir şey anlamamıştım. Bugün 43 yaşındayım. Merdan Yanardağ yine cezaevinde.
Bugün şunu anlıyorum;
33 yıl önceki darbe süreci bugün de devam ediyor. Ben 10 yaşında iken Türkiye neyse, bugün de o. Bu durumu Dünya kabul etmiyor. Biz her geçen gün Dünya da yalnızlaştırılan bir ülke konumuna geldik. Merdan Bey gayet iyi. Sağlığı yerinde,
morali yüksek. Bir de başı dik.”
‘ALDIRMA MERDAN’
Yayın yönetmenimiz Merdan Yanardağ’ın Ergenekon tertibi kapsamında tutuklanması konusunda pek çok yayın yönetmeni ve yazar sessiz kalırken soL Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kemal Okuyan önceki gün köşesinden Merdan Yanardağ’a destek verdi.
Okuyan’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Merdan Yanardağ cezaevinde…
Bir gazeteci daha demeyeceğim. Gazeteciliği önemsemediğim için değil, Merdan’ı öncelikle bir sosyalist, bir devrimci olarak gördüğüm için. Ergenekon saçmalığının
“en absürd” halkası diyebiliriz Merdan’ın tutsaklığına dair. Bu halka eklenmeseydi de, Ergenekon her şeyi ile saçmaydı ama yine de söylemek gerekiyor: Merdan Yanardağ’ın yaşamına, mücadelesine, üretimine en küçük bir gölge düşürmüyor, düşüremiyorsa Ergenekon davasındaki suçlama ve mahkumiyet, o halde gerçekten saçmalığın
dik alası ile karşı karşıyayız.
Aldırma Merdan, fazla uzun sürmez.”
MERDAN YANARDAĞ BUNDAN SONRA NE KADAR KİTAP YAZARSA YAZSIN, ZAYIF VE ETKİSİZ BİR YAZAR OLARAK KALACAKTIR!..
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı seçilir seçilmez, ben kendisiyle görüşmek, Türkiye’nin 1960’lı yılların Cumhuriyet’i Akşam’ı gibi ciddi bir gazetesine ihtiyacı olduğunu anlatmak için harekete geçtim.
Ama CHP’de danışman, sekereter, özel kalem müdürü kadrolarını elegeçiren, birçok genel başkan yardımcısı koltuğunu dolduran Fethullahçılar benden önce harekete geçmişler ve Durdu Özbolat’ın sahipliğinde gereksiz ve etkisiz bir gazete çıkarmakta anlaşmışlardı.
Tamamen gereksiz ve etkisiz gazetenin başına da Ulusal Kanal’da çok gereksiz ve çok etkisiz tartışma programları yapan Merdan Yanardağ’ı uygun görmüşlerdi.
Böylece ortaya Yurt Gazetesi çıktı. Ortaya çıktığı anda da Haşim Paşa’nın “ŞU MEKTEPLER OLMASA, BEN MAARİFİ NE GÜZEL İDARE EDERDİM,” dediği politikadan şaşmadı…
Merdan Yanardağ, “şu okuyucular olmasa, ben ne güzel gazete yönetirdim,” diyerek işe başlamış ve hep aynı çizgide kalmıştı… Ama ilk iki hafta, köşe yazarlarına facebooktan yorum yapılmasını nasılsa kabul etmişti. Yorum yazan pek çok okurun yazarlardan güçlü olduğu ortaya çıkınca da Merdan Yanardağ, çareyi okur yorum köşesini kapatmakta bulmuştu.
Merdan Yanardağ’ın yazarlığı, birçok okurdan daha zayıftı. Hazretin köşe verdiği yazarlar ise kendisinden daha zayıf ve daha etkisizdi. Ama okurların içinde bu zayıf yazarlar kadrosundan daha zayıf yazarların çıkması ise neredeyse imkansızdı…
Fethullah Hilafeti için önemli olan yazarlık kadrolarını okuyucudan daha zayıf kişilerin doldurması ve kendilerini yazar sanmalarıydı… Ama, bunun bir hapishane hayatıyla ciddiyete binmesi gerekiyordu. Merdan Yanardağ’ın kendini fasulye gibi nimetten sanması, okuyucunun buna zorunlu bir neden araması, zayıf ve etkisiz yazar olarak kalmanın zorunlu gereğiydi.
Merdan Yanardağ, kitap yazacak da Türkiye’nin hangi gerçeğini aydınlatacaktır?
Hiçbir gerçeği anlatamayacaktır… Biraz Perinçek’in zırvalıkları, biraz Atatürk övgüsü ve çokça Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la Ak Parti kötülemesi…
Başka ne yazacak Merdan Yanardağ?
Bu nedenle, Merdan Yanardağ, hapiste “ben şimdiye kadar hangi gerçeği yazdım ki, hapiste özgürlükten mahrum olarak hangi gerçeği yazayım?” diye düşünmesi ve artık hiçbir şey yazmaması daha doğrudur.
Perinçek’in zırvalıklarıyla Atatürk Övgüsü de artık düşünebilen hiç kimse tarafından merak edilmemekte ve okunmamaktadır. Meraklılar da gün geçtikçe daha fazla azalmaktadırlar…
Merdan Yanardağ, artık yazdıklarınızı gözden geçirme zamanıdır…