TÜRKİYE’YE YÖNELİK TEHDİTLER ve TÜRKİYE MİLLİ BİRLEŞİK CEPHESİ’nin İNŞASI


Türkiye’ye Yönelik Tehditler ve Türkiye Milli Birleşik Cephesi’nin İnşası

Erol BİLBİLİK
Araştırmacı-YazarSon dönemde, Türkiye’ye yönelik tehditleri açıklarken tespitlerimizi 9 ana başlık altında toplayabiliriz:

1) David Makovsky, İsrail-ABD Suriye’in Nükleer Reaktörünü imha etti diyor. 5 Eylül 2007’de gece yarısından hemen önce İsrail Hava Kuvvetleri üslerinden kalkan dört F15 ve dört F16 savaş uçağı, radarlara yakalanmadan Suriye-Türkiye sınırını izleyerek, Suriye hava savunma sistemin işlemez hale getirmiştir. Fırat Nehri’ne dokuz yüz metre uzakta ve Suriye-Türkiye-Irak sınırın kesiştiği noktaya yakın bir yerde bulunan Al-Kibar nükleer reaktörünü 17 ton bomba ile imha etmiştir.


Saldırıdan bu yana, Beşar Esat yönetimi halkı ile birlikte ABD-İsrail saldırganlığına beş yıldır direnmektedir. Ortadoğu ve Filistin-İsrail Barış Süreci uzmanı olan Makovsky, Dünya basınında ilk defa, Amerika’da 17 Eylül 2012 tarihli The New Yorker adlı dergide yayınlanan, Suriye’ye Sessiz Darbe başlıklı makalesinde, ABD-İsrail’in Suriye ve İran’a askeri müdahalesinin olasılık dışı olduğunu yazmıştır.
2) Joseph Biden, Kuzey Irak’a asker gönderirim diyor. ABD Başkan yardımcısı Biden, Maliki ile bir telefon görüşmesi yaparak Kuzey Irak’ta operasyonlar yapan Dicle Ordusu’nu acilen geri çekmesini, aksi taktirde bölgeye ABD askerlerini konuşlandıracaklarını ifade etti. Maliki ise, kesin bir dil kullanarak kuvvetlerini çekmeyeceğini belirtti.

3) James L. Jones, Kuzey Irak’tan Türkiye’ye petrol boru hattı inşa edilecek diyor. Eski NATO Başkomutanı, Obama’nın 2. dönemi Ulusal Güvenlik Konseyi Danışmanı ve Deloitte LLP’nin başdanışmanı olan Jones; ABD-Kürdistan
İş Konseyi
kapsamında Erbil’e gitmiştir. Burada yaptığı konuşmada
“Türkiye nihayetinde Kuzey Irak’a petrol boru hattı inşa edecektir.” demiştir.

Jones Erbil’de bir haber sitesinde yaptığı konuşmada asıl kritik dönemin ilerleyen süreçte ortaya çıkacağını, Exxon Mobil ve Chevron’un mutlaka
ham petrol pompalayacağını, bu safhadan sonra Türkiye’nin inşa edeceği Suriye petrol boru hattına ihtiyaç olacağını ifade etmiştir.

4) John Kerry, Suriye muhafeleti iktidarı ele almalı diyor. Kerry, “Biz Suriye muhalefetinin bir an önce başa geçerek Besar Esad’ın görevi bırakmasının gerektiğini düşünüyoruz. Rusya ile işbirliğini sürdürmekten yanayız.” diyerek Obama yönetiminin amacını ortaya koymuştur. İlk ziyaretini şubat ayında Türkiye’ye gerçekleştireceğini ifade etmiştir.

5) Victoria Nuland, Maliki’nin onayı olmadan Irak’tan petrol ihraç edilemez diyor. Eski ABD-NATO büyükelçisi ve NATO konusunda ABD’nin önde gelen uzmanlarından ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nuland, Ocak 2013’ün ilk haftasında Bölgesel Kürt Yönetimi’nin Türkiye üzerinden ham petrol ihracatına başladığı duyurulurken şu açıklamada bulunmuştur:

“Amerikan şirketleri ve Türk hükümetine söylüyoruz. Irak federal yetkililerinin onayı alınmaksızın Irak’ın herhangi bir bölgesinden ham petrol ihracatını desteklemiyoruz.”

6) Webster Griffin Tarpley, “Türkiye Suriye’de tampon bölge kuracak” diyor. ABD’li saygın yazar ve tarihçi Tarpley, 2012 Nisan ayında bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada Türkiye’nin savaş tehditlerine dikkat çekerken Türkiye’nin Suriye’de tampon bölge kurması (Suriye’den geçecek petrol boru hatlarını ABD’nin koruması amacıyla) halinde bunun modern Türkiye’nin parçalanmasına yol açacak, büyük çapta bölgesel savaşa doğru dev bir adım olacağını ifade etti. Tarpley, Ocak 2013 ortalarında Türkiye ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada İngiltere ve Amerika Türkleri Suriye’ye karşı kullanacaklar ve çatışmayı modern Türkiye’yi yok etmek için kullanacaklar.

Korkarım Obama’nın aldattığı Erdoğan ve Davutoğlu bu psikoloji ile kendi çukurlarını kazıyorlar. Kazanacakları hiçbir şey yok ve kaybedecekler. Şu bilinmelidir ki, Suriye güvenlik güçleri isyancılara karşı başarılı bir harekat yürütüyorlar, isyan bastırılıyor. Tarpley, şu anda Türkler güney bölgelerinin tamamını CIA’ya terk ettiler. Orada CIA başıboş, kontrolsüz dolaşıyor. İskenderun otellerinde cirit atıyor. Oteller El-Kaide teröristleri ile dolu. CIA İncirlik üssünden bölgeye getirdikleri teröristleri kullanıyor ve bunun Türkiye’ye faturası çok büyük olacak.

7) Exxon Mobil ve Chevron petro-kan emicileri, Davos’tan silah gösteriyor. Barzani, ABD’nin petrol devleri Exxon Mobil ve Chevron ile petrol anlaşmaları imzaladı. Maliki bu anlaşmaları kabul etmedi. ABD’den Kürt Bölgesel Yönetimi ile Irak Merkezi Yönetimi arasında bir seçim yapmasını istedi. Exxon Mobil ve Chevron, Bölgesel yönetimle imzaladıkları anlaşmayı, Bağdat yönetiminin Petrol Bakanlığı imzalamadı. Bunun Üzerine Exxon Mobil’in başkanı Rex Tillerson, Chevron başkanı John Watson, ülkenin güneyindeki Batı Kurna-1 sahasında daha önce durdurulan faaliyetlerine devam etmek için Maliki ile görüştü.

Tillerson, Maliki ile görüşmeye gitmeden önce Davos’a uğradı ve Mesut Barzani ile bir görüşmede bulundu. Böylece Davos’un çok gizli olarak yapılan toplantılarında Exxon Mobil ve Chevron’un talepleri Kuzey Irak ve Suriye konuları gündemin en önemli maddesi oldu. Tillerson ve Watson’un iştirak ettiği bu toplantının başkanının Henry Kissinger olduğu gözden kaçırıldı. Josep Biden, James Jones, Victoria Nuland ve John Kerry’nin, Irak’tan, Suriye’de oluşturulan Kürt Petrol Koridoru üzerinden geçecek olan petrolün boru hatları ile Türkiye’ye akıtılması konusundaki dayatmaları Exxon Mobil, Chevron ve Kissinger gücünün yansımalarıydı.

8) Henry Barkey, Türkiye ABD’nin Suriye’ye girmesini talep ediyor dedi. Barkey, Türkiye’nin ABD’nin askeri açıdan Suriye’ye girmesini istediğini ama ABD’nin buna yanaşmadığına dikkat çekti. Barkey, seçimlerden önce Suriye’ye karşı temkinli davranan ABD’nin bu tutumunun seçimler sonrasında değişmesini beklemediğini belirterek, “herkesin gördüğü gibi ABD’nin büyük bir bütçe problemi var. Başkan Obama’nın aslında ülke içi konulara daha çok önem vermesi lazım ve dolayısıyla Suriye’de yeni bir askeri maceraya girmek istemeyecek” dedi.

9) Peter GalbraithTürkiye’nin ağabeyliğinde Kürdistan kuralım diyor.
Eski ABD Hırvatistan Büyükelçisi, Bağımsız Kürdistan Anayasası’nın yazarı ve Bağımsız Kürdistan fikrinin en kuvvetli lobicisi Galbraith, Demokratik Parti’nin Vermont Senatörüdür. John Kerry ile yıllardır yakın temasta olan Galbraith, Hürriyet’ten Tolga Tanış’a verdiği röportajda Bağımsız Kürdistan planını
şöyle açıklıyor.

      • Bağımsız Kürdistan Türkiye’yi Bölmez:
      Bugün Türk Dışişleri Bakanlığını dinlediğinizde Irak’ın bütünlüğü “esastır” değil, “tercih edilir” diyorlar. Bu konunun kırmızı çizgi olmamakla beraber, sadece tercih edilir olması bir değişimi gösteriyor. Türkiye, Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürdistan olmasının, buna Türkiye ve Suriye’den de Kürt bölgelerinin dahil olacağı anlamına gelmediğini anladı.
      • Kürtler Toprak Tavizi Verecek:
      Kürtlerin bağımsızlığı için önce toprak meselesinin çözülmesi gerekecek. Musul en kolayı. Kürtler Musul için hak iddia etmiyorlar. Ancak en büyük problem Kerkük. Kürtler toprak konusunda tavizler vermek zorundalar. Kerkük için bir petrol paylaşımı anlaşması düşünülebilir. Bu müzakere sürecinde Türkiye de olumlu bir rol oynayabilir. Mesela Erbil’i vereceği tavizler konusunda ikna etmek gibi.
      • PKK Meselesini Türkiye Kendi Çözmek Zorunda:
      PKK ne istiyor? Kürtlerin isteklerinin üç başlık altında toplayabiliriz.
      Af,
      politik sürece katılmak ve
    Kürtlerin sivil hakları.
    Bunlar Türkiye’nin yapabileceği şeyler.

Galbraith’in söylediği şu; “Kürdistan kaçınılmaz ama Türkiye’yi bölmez.”
Zaten, Galbraith otuz yıldır aynı şeyi söylüyor. Onun bu konudaki görüşlerini şöyle özetleyebiliriz. “Türkiye’yi federatif bir yapının parçası haline getirmeyin. Türkiye üniter devlet olmaya devam etsin. Ama Kuzey Irak’ta kurulacak Kürt Devleti’ni Türkiye himaye etsin. Hasmı değil koruyucusu olsun. Zannediyorlar ki bu Kuzey Irak’a verilmiş bir tavizdir. Hayır. Türkiye’nin bütünlüğünü sağlamaya yönelik bir çözümün ifadesidir.”

Bu çözümü Joseph Biden ile Richard Holbrooke daha başlangıçta kabullenmişlerdi. Şimdi de yeni Obama yönetimi de bu konuda birleşmiş görünüyor. Ama bu çözüm ABD-İsrail tezgahıdır. Sonunda Türkiye Kürtlerini de içine alan Büyük Kürdistan inşasının tezgahıdır.

 

  • Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgenin tamamında,
    kanlı iç savaşlar yaşanması gündemdedir.
Yukarıda sıraladığımız 9 tespit, açık ve net olan bir tehdidin varlığı ve tanımlanması için yeterlidir.

Bu tablo içinde, ABD-İsrail emperyalizminin BOP Eşbaşkanlığı iktidarına öngördüğü görev, bir yandan savaş çığırtkanlığı yaparak, Beşar Esat iktidarını, Suriye Ordusunu ve ekonomisini çökertmek, diğer yandan PKK sorununu çözmek adına, içte açılımlar yaparken, dışta bölgesel Kürt güçlerini ABD-İsrail’in istekleri konusunda ikna edip Kürt yapısının yaşatılması konusunda garantiler vermesidir.
Fakat günümüzde tek kutuplu bir dünya yok artık. Güç dengesi batıdan doğuya kaymıştır. Türkiye’de ayağa kalkan Milli Güçler bunların tümünü boşa çıkaracak potansiyele sahiptir.

Türkiye Milli Birleşik Cephesi’nin (TMBC) İnşa Edilmesi

Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu hayati tehlikelerden kurtulmasının tek yolu BOP Eşbaşkanlığı iktidarının yıkılmasıdır.


Yıkılabilir mi? Evet.

Çünkü AKP iktidarı bölünme anayasası dahil,
bu tehditlerin hiçbirini gerçekleştirecek güce sahip değildir.
Yıkmanın görülebilen tek yolu politik mücadeleye yönelik işlevsel bir yapılanmanın inşa edilmesidir. Böyle bir yapılanmanın hayata geçirilmesi tehditlerin yok edilmesi için gereklidir.

Bu yapılanma; Cumhuriyetin değişmez ilkeleri, tam bağımsızlık ve özgürlük ortak paydasında birleşen kadrolarla oluşturulacak ve faaliyette bulunacak olan “Türkiye Milli Birleşik Cephesi (TMBC)” adlı yapılanmadır.

TMBC, Milli Anayasa Forumu (MAF) düşünce ve pratiği temelli olarak en geç dört ay içinde oluşturulmalıdır. Milli İktidar hedefli olmalıdır. Gölge Kabinesi’nin yer aldığı özgün bir programla Ankara’da Türk Halkına açıklanmalıdır.

TMBC, Başkanını, siyasi, iktisadi, dış politika stratejisi, güvenlikten sorumlu başkan yardımcılarını ve basın sözcüsünü seçerek görevlendirmelidir.

David Makovsky, Suriye’de Sessiz Darbe adlı makalesinde Suriye ve İran’a yönelik bir ABD-İsrail saldırısının olasızlığını yazmış ise de hızla değişen uluslararası ortama bağlı olarak çok zor duruma düşmüş olan BOP Eşbaşkanı, Suriye’ye karşı savaş başlatabilir ve başta Türkiye olmak üzere bölgeyi
kanlı iç savaşların içine çekebilir. Bu nedenle de TMBC’nin dört aylık bir zaman diliminde hayata geçmiş olması bir şart olarak önümüzde durmaktadır.


Erol BİLBİLİK, 2 Şubat 2013

 

TÜRKİYE’YE YÖNELİK TEHDİTLER ve TÜRKİYE MİLLİ BİRLEŞİK CEPHESİ’nin İNŞASI” hakkında bir yorum

  1. Rıza GÜNER

    VARLIĞI HAYALİ OLAN BOP EŞBAŞKANLIĞI YIKILAMAZ!.. YIKILSA DA PERİNÇEK ANINDA BAŞKA BİR HAYAL KURAR…

    Bush, Türkiye yöneticilerinin kadim bölünme paranouyasını beslemek için, bir konuşmasında Büyük Ortadoğu Projesi’nden söz etmişti. ABD politikalarına akılları ermeyen birçok kişi bunu gerçek sanarak, harekete geçti ve olmayan BOP’a karşı olduğunu iddia ederek, sözde ABD’ye karşı mücadele etmeye başladı.

    Doğu Perinçek’in hayatı ise böyle hayali projelere karşı yaptığı devrimcilik, sosyalistlik ve yurtseverlik palavralarıyla geçmişti. Sovyetler Birliği yıkılılış sürecine girmişken; Perinçek Amerikan Emperyalizm’inden daha tehlikeli olan SOVYET SOSYAL EMPERYALİZMİNE KARŞI BAYRAK AÇMIŞ ve vargücüyle ABD’nin yanında yeralmıştı.

    Sovyetler Birliği yıkıldıktan, ABD Stratejistleri Sovyetler Birliği hakkında palavra ve martaval uydurmaya son verdikten sonra; Perinçek gibi Amerikancılar ortada kaldılar. Ne savunacakları bir fikir, ne yapacakları bir iş vardı. Bu nedenle, ABD karşıtlığına kırkından, ellisinden sonra başladılar, bunda da; geç kalmanın yanlışına düştüler. Olur olmaz her konuda ABD’yi suçladılar. “Ergenekon yalanı, Amerikan planı..” diyebilecek kadar da akıl ve mantık dışına çıktılar.

    Bush’un, Ortadoğu’nun çapsız yeteneksiz siyasetçilerini aldatmak için sözünü ettiği, “BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ LAFI,” Perinçek’ün üstüne cuk oturdu. Sosyal Emperyalizm Safsatasından sonra BOP Safsatası da aklına ve siyasal seviyesine uydu. Kırk yılda bir arpa boyu ilerleyemedini, tamamen başarısız bir siyasetçi olduğunu unuttu. Ama, çapından ve yeteneksizliğin dolayı da BOP aracılığıyla gene ABD’yi sorumlu tuttu.

    Erol Bilbilik, Perinçek’le aynı çizgide bir siyasetçi… Ne bir şey ekliyor, ne bir şey çıkarıyor. Türkiye Milli Birleşişik Cephesi’nin İnşa Edilmesi de; Perinçek’in kırk yıldır attığı martavallardan… 0,01 oranında oy alan bir particiğin önderliğinde kurulmak istenen bir cephecik. Neye yaracak bu Cephecik? … Hiçbir şeye, şimdiye kadar Perinçek kurduğu Milli Hükümet, Milli Anayasa ve benzerleri gibi…

    ABD ile İsrail, bir Kürdistan Devleti mi kurmak istiyorlar?..

    Türkiye, “bizim Kürt Yurttaşlarımız var… Böyle bir devletin kurulmasından, Azerbaycan, Türkmenistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan gibi memnun oluruz!..” diye Ulusal Çıkarları gereğince görüş bildirmelidir.

    Perinçek’in aklıyla ABD’yle bu nedenle karşı karşıya gelmesi, stratejik hata olacaktır… Böyle hatalar, her zaman çuvalla halledilemez, her zaman lafta kalamaz. Türkiye’nin Ulusal çıkarları, ABD’yle savaşa, çatışmaya, her hangi bir kavgaya girmemeyi gerektirir.

    Türkiye’nin Ulusal çıkarlarına uygun bir dış politika, her türlü çatışma ve savaştan daha yararlıdır. Bilmem ne Milli Cephesi gibi savaş çığıtkanlığı yapanları da asla ciddiye almamak gerekmektedir.

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir