Dostlar,
AKP Tokat milletvekili Zeyid Aslan Eminağaoğlu’na uçan tekme..
Rejimin kalbi, Kabesi TBMM’den gelen haberler bu yönde..
Başbakan R.T. Erdoğan da bu sabıkalı vekili sahipleniyor ve Eminağaoğlu’nun Komisyonda konuşma hakkı olmadığını belirterek AKP Tokat milletvekili
Zeyid Aslan‘ı sahipleniyor.. Sapla samanı birbirine karıştırıyor.. Bilerek ya da
aşırı yorgunluktan (sürmenaj!).. Artık tek 1 vekili bile feda edemeyeceğinden,
en fahiş hataları bile göğüslemeye çabalayarak kendini tüketiyor..
İyi bilinen fizik kuralıdır : Bataklığa saplanan çırpındıkça daha çok batar..
TBMM Komisyonları, TBMM İçtüzüğü gereği yasa öneri (vekiller, partilerden gelen) ve tasarılarını (Hükümetten gelen) Komisyonda görüşürken gerek gördüğü gerçek ve / veya tüzel kişileri davet ederek görüş alırlar. Sayın Ömer Faruk Eminağaoğlu da Yargıçlar Sendikası başkanıdır. Siz katılır ya da katılmazsınız, birikimli bir ceza hukukçusudur. Yargıtay Cumhuriyet Savcısı iken, ne yazık ki HSYK tarafından önce İstanbul’a,
olağan olamayan biçimde kısa bir süre sonra da Çankırı yargıçlığına atanmıştır.
30 yıla varan hukukçu birikimi vardır. Komisyon’a davet edilmiştir; asgari saygıyı göstermek zorundasınız. Dahası, dinleyip O’ndan öğrenecekleriniz olduğunu görebilirdiniz.
AKP Tokat milletvekili Zeyid Aslan artık sabıkalı bir vekildir. Yakın geçmişte de benzer, Vekilliğe yakışmayan davranışları olmuştur. TBMM’ye yakışmamaktadır..
AKP’ye bile.. Fakat R.T. Erdoğan uçan kuştan medet umduğundan, O’nu üzülerek
“mazur” görüyoruz (!).. TBMM Başkanlığı hemen soruşturma başlatarak
Meclise yakışmayan bu vekile haddini bildirecek bir yaptırım uygulamalıdır.
Başkan Cemil Çiçek için de acı ve utanç veren tablo bir sınavdır.
AKP Tokat milletvekili Zeyid Aslan‘a birileri artık haddini bildirmelidir..
Sevgi ve saygı ile.
13 Ocak 2014, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
======================================
TEKME TOKAT HUKUK
Suay Karaman
Siyasal iktidarın kimi bakanlarının ve çocuklarının kapısına dayanan 17 Aralık (2013) yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, her gün yeni bir gündem yaratarak, şaşkınlıkla ve hayretle izlenmektedir. Başbakanın kendisi ile ailesine de sıçrayan yolsuzluk ve
rüşvet operasyonu, tüm hukuk dışı uygulamalara karşın sürdürülmektedir.
Siyasal iktidar hukuk dışı düzenlemeler yaparak, kendisine yönelik bilgi akışını sağlamayı ve soruşturmaların kendi istediği biçimde yürütülmesini amaçlamak için adli kolluk yönetmeliği değişikliğine gitmiştir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK), çıkarılan bu yönetmeliğin anayasaya aykırı olduğunu bildirmesi ve
bu yönetmeliğin Danıştay tarafından yürütmesinin durdurulması üzerine,
siyasal iktidar yeni hukuk dışı düzenlemelere yönelmiştir.
Yargıyı tümden denetim altına alarak, kendilerine yakın olanları yargılanmaktan kurtarmak isteyen siyasal iktidar bu amaçla HSYK yasasında değişiklik öngören
yasa önerisi sunmuştur. Bu yasa önerisinin 11 Ocak 2014’te TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülmesi sırasında AKP’li milletvekillerince olaylar çıkarılmıştır.
Adalet Komisyonu Başkanı’nın açış konuşmasının ardından, Yargıçlar Sendikası Başkanı, saygın hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun Komisyon başkanından söz istemesi üzerine tartışmalar başlamış ve AKP’li milletvekilleri Eminağaoğlu’nun üzerine yürümüşlerdir. Adalet Bakanı’nın da salonda olduğu sırada
- AKP Tokat milletvekili Zeyid Aslan Eminağaoğlu’na
uçan tekme atmıştır.
Atılan bu tekme, doğrudan yargıya atılan bir tekmedir. Eğer AKP bu yasayı çıkartırsa, yargıçlara ve savcılara yalnızca tekme atılmayacak; hepsi hallaç pamuğu gibi atılacaktır.
AKP’nin ileri demokrasisinin içeriğinde ‘tekme – tokat hukuk’ olduğu görülmüştür.
Tekme tokat hukuku ile yasa yapmaya kalkan AKP’nin gerçek yüzünü, Zeyid Aslan gibi milletvekilleri sergilemektedir. Ettiği küfürlerle ve uygunsuz sözlerle ne olduğunu
belli eden ve tepki toplayan AKP Tokat Milletvekili, Av. Zeyid Aslan,
asla milletin vekili olmayı hak etmemektedir.
İşine geldiği gibi keyfi yasalar yapan, bunu zorbalıkla dayatan ve “milli irade” diyerek, kendi çürümüş iradesini meşrulaştırmayı alışkanlık haline getiren siyasal iktidar,
ileri demokrasi aldatmacasıyla ileri faşizm uygulamaktadır. Kefen giyme
ve mağdur edebiyatına sığınan siyasal iktidar, yıllardır sivil darbe yaparak
her türlü hukuksuzluğun ve zulmün baş aktörü olmuştur.
Bu iktidarın milli iradeden anladığı yalnızca kendi istekleri ve çıkarlarıdır.
Demokrasiyi ve hukuku uçan tekmelerle getireceğini sanan bu siyasal iktidar yolsuzluğu, hırsızlığı, rüşveti, baskı ve zulmü yasallaştırmak için her türlü hukuksuzluğu yapmakta sakınca görmemektedir. Kendisine muhalefet yapanları darbeci, terörist ve bölücü olarak nitelendiren siyasal iktidar, sahte kanıtlar yardımıyla ürettiği senaryolarla
yurtsever insanlara zindanlarda zulüm yapmaktadır. Şimdi yargı erkini de tümden yürütmeye bağlamak isteyerek, ileri faşizme doğru yol almaktadır.
Bütün bunları yaparken mili iradeye vurgu yapması ise yeni bir takiyyeden başka
bir şey değildir.
- Ülkemizde siyasal iktidar boşluğu vardır.
- Ancak bundan başka, muhalefet boşluğu da bulunmaktadır.
TBMM Adalet Komisyonu’nda yaşanan bu utanılacak olaydan sonra, muhalefet partileri komisyonu terk etmeli ve AKP’yi, kendi sivil darbesi ile baş başa bırakmalıdırlar.
İçeriği boş, süslü sözlerle, cemaat ve ABD’nin desteğini alarak ülkemizin sorunlarını çözmek olanaklı değildir. Ülkemizde sivil darbe yapan, erkler ayrılığını ayaklar altına alan, her türlü hukuksuzluğun, yolsuzluğun ve zulmün adresi olan
bu siyasal iktidardan kurtulmak ve hesap sormak için
- Ulusal güçlerimizi ve akıllarımızı Atatürkçülük temelinde birleştirmeliyiz… (İlk Kurşun Gazetesi, 13 Ocak 2014)