Etiket arşivi: Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu

Nasıl örtbas edilecek?

Nasıl örtbas edilecek?

portresi

 

Nahit Duru
http://www.abcgazetesi.com/nasil-ortbas-edilecek-7155yy.htm, 7.6.16

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üniversite diploması sahte mi, gerçek mi veya diploma aldığı bölüm Cumhurbaşkanı olması için gereken şartı karşılıyor mu karşılamıyor mu?

Bir de Erdoğan’nın diploma aldığı akademinin verdiği diplomaların  Danıştay tarafından iptal edildiği iddiası var.

Neresinden bakarsanız bakın olay vahim…
Varsayalım ki, Erdoğan’ın bir diploması var. Bu diploma Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi için gereken koşulları karşılıyor mu? Bu soruya ne yazık ki ‘evet’ yanıtını kimse veremiyor.

Sahtecilik savlarına gelince; Marmara Üniversitesi kurulmadan mezun olan birine, bu üniversiteden 4 yıllık lisans eğitimi yapmış gibi belge düzenlenmesi ve son olarak da, Erdoğan’ın mezun olduğu tarihlerde verilen diplomaların Danıştay tarafından iptal edilmiş olması soru işaretlerini arttırıyor.

Sosyal medya; diplomanın sahte olduğuna dair yorumlarla dolu. Bunlardan bir kaçı şöyle:

Diploma gerçek olsa:
– Yandaş medya iddia ortaya atıldığında çarşaf çarşaf diplomanın fotoğrafını yayınlar, savları çürütmeye çabalardı.
– Saray hemen bir basın bülteni yayınlar, veya sözcüsü diploma örneğini dağıtırdı.
– TBMM Başkanlığı, verilen soru önergelerine yanıt verir, diploma örneğini de ekine koyardı.

Ne var ki, bunların hiçbiri yapılmadı, ancak; Erdoğan gündem değiştirmek için hemen  bir başka konuyu tartışmaya açıverdi.

” Anneliği reddeden kadın eksiktir, yarımdır.”
“-Partili Cumhurbaşkanlığı, Başkanlık gibi ülkenin geleceğini ilgilendiren anayasa değişikliği sanki rafa kaldırılmış,

-ABD’de tutuklanan Rıza Sarraf’ın verdiği ifadede adı geçen bakanlar ve öbür yetkililer suçlanmamış, dağıttığı rüşvetler hiç gerçekleşmemiş, bu olaylar yaşanmamış,

-Almanya Ermeni soykırım yasasını kabul etmeden önce Türkiye lobi faaliyeti yapmış,
-Dokunulmazlıklar, anayasaya, yasalara, hukuka aykırı biçimde kaldırılmamış,” gibi…

Gerçi bu konulardan, yandaş medyayı okuyan ve izleyen halkın hiç haberi olmadı. Ancak Cumhurbaşkanının bu sözü tüm medyada yer aldı. Ne var ki; “Anneliği reddeden kadın eksiktir, yarımdır..” cümlesi gündeme öyle bir taşındı ki… Bu cümleyle yatıp, bu cümleyle kalkmaya başladık. Erdoğan bu işi iyi biliyor. Kadınlarımızın ve gerçek aydınlarımızın bu konudaki duyarlığını da…

Partili Cumhurbaşkanlığı, Almanya’nın Ermeni yasasını kabul etmesi, dokunulmazlıkların anayasaya aykırı biçimde kaldırılması ve diploma olayı unutulup gitti…

Bu arada, YARSAV’ın eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu‘nun Yüksek Seçim Kuruluna yaptığı başvuru arada kaynadı, kaynatıldı.

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu‘nun sevgili kardeşim Mustafa Mutlu’ya yaptığı şu açıklama da gözden kaçtı:

  • “Ben ısrarla ‘İnşallah diploma vardır ve sahte falan da değildir’ demek istiyorum.
    Allah bunun aksinden Türkiye’yi korusun. Çünkü o zaman tam bir kaos başlar!
    Sadece Cumhurbaşkanı’nın cumhurbaşkanlığı düşmekle kalmaz; aynı zamanda iki yıldır attığı tüm imzalar hükmünü yitirir. Düşünün; bu iki yılda üç kez başbakan atadı, bakanlar kurulunu onayladı. Yüksek yargıya, üniversitelere, finans kurumlarına atamalar yaptı. Yüzlerce yasayı imzalayarak yürürlüğe soktu. Tüm bunlar bir anda tartışmalı hale gelir ve ülke, tarihinin en büyük ekonomik ve toplumsal krizine yol açar.”

Kanadoğlu, YSK’nın mutlaka bu konuda bir açıklama yapması, Eminğaoğlu’na yanıt vermesi gerektiğine de vurgu yapıyor.

Aylardır, Erdoğan’nın diploması gerçek mi, sahte mi, Cumhurbaşkanı olması için yeterli mi, değil mi tartışması yapıyoruz. Bu sorunun yanıtı Kanadoğlu’nun açıklamaları çok önemli.

Bakalım, her olayda olduğu gibi, bu konu da Nasıl örtbas edilecek?

===================================

Evet, kıdemli yazar Sayın Nahit Duru;

RTE’nin gündem oyunlarına düşmemek gerekiyor..
Kamuoyu bu ciddi sorunun peşini bırakmamalı..

Gordion’un düğümü bu diplomasızlık gibi görünüyor..
Bravo Sayın Ömer Faruk Eminağaoğlu..
Haydi Türkiye..
Dik dur ve hukukunu savun..

Sevgi ve saygı ile.
07 Haziran 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

EĞİTİM İŞ ANELİ : “HÜKÜMETİN DIŞ POLİTİKASI ve YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI”

“HÜlogoKÜMETİN
DIŞ POLİTİKASI ve
YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI”
PANELİ

“HÜKÜMETİN DIŞ POLİTİKASI VE YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI” PANELİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK

Eğitim-İş olarak Anayasa ve başkanlık sistemi tartışmaları devam ederken

“Hükümetin Dış Politikası ve Yeni Anayasa Tartışmaları” konulu panel düzenledik.

Genel Başkanımız Veli Demir’in yönettiği panele konuşmacı olarak
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve
eski CHP milletvekili ve E. Büyükelçi Dr. Onur Öymen katıldı.

Anayasanın her şeyden önce bir kurucu irade gerektirdiğini söyleyen Kanadoğlu,

  • “Yine her şeyden önce Anayasa belirli şekilde 3 değişmez maddeyi eğer en önde ortaya koymuşsa bunun değiştirilmesinin teklif edilemeyeceği de orda yazıyor ise ikincil iktidarla A’dan Z’ye yeni bir anayasa yapma olasılığı yoktur. Anayasanın oluşturduğu bütün organlar meşruiyetini Anayasa’dan almıştır. Böyle bir durum varken birdenbire ‘seçim kazandık, Anayasayı değiştirmek istiyoruz’ sözü ne anayasal hukuka uyar, ne Türkiye’nin kurulmuş Anayasal sistemine uyar, ne de meşruiyet sınırını bir tarafa bırakabilir. Bir kurucu meclis gibi
    bir organ halindeki 4 yıl için seçilmiş bir meclisin böyle bir anayasa yapma hakkı yoktur” dedi.

Yeni bir anayasanın nasıl yapılabileceği hakkında bilgi veren Kanadoğlu,

  • “Doğrudan doğruya millete sormaktan başka çare yoktur. Halka A’dan Z’ye yeni bir anayasa yapılmasının isteyip istemediğini sorarsınız. Bundan evet cevabını alırsanız ikinci bölüme geçersiniz. Bir kurucu meclis seçimi yaparsınız. Bu her düşüncenin temsil edilebileceği
    kurucu meclis gelir anayasayı yapar. Bu yeni anayasa tekrar halka götürülür.
    Halk evet diyorsa anayasayı yapmış olursunuz. Halka her şeyi açık seçik sormak gerekiyor.
  •  ‘Ben laikliği kaldırmak istiyorum ey halkım. Sen bunu istiyor musun?
  •  Demokratik değil her şeyin bana bağlı olduğu bir sistem istiyorum.
    Sen bunu istiyor musun?’

    açık soru budur. Bu iktidara düşen görevdir. Muhalefete düşen
  • ‘Sana tam olarak söylenmese de senden istenen

    – demokratik olmayan,
    – laik olmayan,
    – yargısı bağımsız olmayan bir devlet şekli sunuluyor
    .

    Ey halkım uyan’ diyeceksiniz” ifadelerini kullandı.

‘DARBE ANAYASASI SÖYLEMİ ALDATMACA’

Kanadoğlu, “Ne Anayasa’da ne de iç tüzükte (AS: TBMM İç Tüzüğü) Meclis’te A’dan Z’ye
yeni bir anayasa yapmak için komisyon kurma yetkisi yoktur. Bu şekilde kurulacak bir komisyonun Anayasal meşruiyeti yoktur. Siyasi partiler bu konuda kendi aralarında bir görüşme yapabilirler. Ama Meclis Uzlaşma Komisyonu adının vererek halka sanki kurulması mümkün olan bir komisyonda bu konuyu konuşacakları izlenimini veremezler.

Darbe anayasasından kurtulmak söylemi tamamen bir aldatmacadır.

Anayasa o tarihten bu zamana kadar 18 defa değişmiş, 112 maddesi değişikliğe uğramıştır.
O Anayasa ile bugünkü Anayasa arasında büyük bir fark vardır. Siyasi partilerin önlerine çıkarılan dayatmaya karşı koymaları gerekir. Kurulmuş olan oyunların oyuncusu haline gelmek sizi tarihe ve millete karşı sorumlu kılacaktır” diye konuştu.

‘CUMHURİYETİN FABRİKA AYARLARINA GERİ DÖNÜLMELİ’

Yeni Anayasa yapılmasının ve Anayasa’dan Türk kelimesinin çıkartılmasının 2007 yılında ABD tarafından dayatıldığını söyleyen Onur Öymen, Türk dış politikasının dış dayatmalarla yönlendirilir hale geldiğine dikkat çekti. Öymen şöyle konuştu:

“Yeni bir Anayasa yapın diye yönlendirmede bulunmak ne demektir?
Türkiye bunu derhal elinin tersiyle itmelidir. Türkiye Cumhuriyetle kendi kararlarını kendisi alan bir ülke haline getirildi. Buradan uzaklaştırılıyoruz. En vahim olay budur.

Diplomaside iyi niyet diye bir şey yoktur, çıkarlar vardır.

Biz eğer bu gerçekleri görmezsek, tutarlı politikalar izlemezsek kaybederiz.

Çare, dış politikada Cumhuriyetin fabrika ayarlarına geri dönmektir.

Bizim Cumhuriyet politikamız bütün komşu ülkelerle iyi ilişki kurmak, asla iç çatışmalarına karışmamak üzerine kuruludur.

Cumhuriyet o kadar sağlam temeller üzerine kurulmuş ki; bu temel ilkelerden
ne kadar uzaklaşırsak o kadar kaybederiz. Geçmişte gördük.
Cumhuriyet ilkelerine ne zaman sahip çıkmışsak mutlaka kazançlı çıktık.”

Panelin sonunda, Genel Başkanımız Veli Demir, Kanadoğlu’na;
Genel Sekreterimiz Mehmet Altıntop ise Öymen’e plaketlerini sundu.

=========================

Teşekkürler EĞİTİM-İŞ..
Bir üyesi olarak..

Halkımızı bu AKP – RTE ANAYASA tuzağı hakkında yılmadan, durmadan bilgilendirmeli, eğitmeli ve uyarmalıyız..

Bu saldırıyı mutlaka defetmeliyiz..

Sevgi ve saygı ile.
8 Şubat 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com