Etiket arşivi: Türk Silahlı Kuvveleri

28 Şubat Davası

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı - PDF Free DownloadDr. Cihangir DUMANLI
E. Tuğgeneral

Cumhuriyet, 01 Kasım 2021

İktidar, Türk Silahlı Kuvvelerine (TSK) önemli darbeler vurmuştur :

  • Askeri liseler kapatılmış;
  • Harp okulları kuvvetlerinin bünyesinden ayrılmış;
  • Harp Akademilerinde kurmay subay eğitiminin düzeyi düşürülmüş;
  • Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ve MGK Genel Sekreterliği’nin işlevi zayıflatılmış;
  • Milli Güvenlik Akademisi kapatılmış;
  • Askeri hastaneler kapatılmış; askeri sağlık sistemi bozulmuş;
  • Üst düzey emir-komuta ilişkileri Anayasaya aykırı şekilde bozulmuş;
  • Genelkurmay ve Kuvvet karargâhları etkisizleştirilmiş;
  • Deneyimli subay, general ve amiraller “kumpas davaları” ile tasfiye edilmiş;
  • Jandarma TSK’den çıkarılmış;
  • Elektronik istihbarat sağlayan GES Komutanlığı MİT’e devredilmiş;
  • Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) sivilleştirilerek Ordu’ya siyaset sokulmuş;
  • Genelkurmay Başkanı protokolde Diyanet İşleri Başkanı’ndan sonraki bir sıraya getirilmiş;
  • Ulusal bayramlardaki görkemli geçit törenleri iptal edilmiş;
  • Zorunlu askerlik süresi kısaltılıp ve bedelli askerlik kalıcı hale getirilerek
    eğitim zafiyeti yaratılmış;
  • Ordu’ya türban sokularak üniforma, birlik beraberlik, disiplin anlayışı zedelenmiş;
  • EMASYA Protokolü iptal edilerek askerin güvenlik güçlerine yardımda ve
    afetlerde görev alması engellenmiş;
  • Askeri adalet sistemi kaldırılarak disiplin zafiyeti yaratılmış;
  • Tank Palet Fabrikası TSK bünyesinden çıkarılarak özelleştirilmiştir.

Bunlar topluca değerlendirildiğinde “yeni bir darbe girişiminin önlenmesi” veya
“TSK’nin sivil siyasetçe kontrolü” (AS: denetimi) amaçlarını aşmıştır. TSK ve onun en önemli gücü olan Ordu-Millet bütünleşmesine zarar verici boyuta ulaşmıştır.

TSK’ye yapılan darbeler zincirinin son halkası, 2 Eylül 2013’te, (olaydan 16 yıl sonra) açılan;

  • savcılarının, hâkimlerinin, bilirkişilerinin FETÖ üyesi oldukları,
    sahte delillere dayalı 28 Şubat davası
    dır.

24 YIL SONRA GELEN KARAR

Ankara 13. (AS: Ağır) Ceza Mahkemesi’nin 14 kişi hakkındaki müebbet (AS: yaşam boyu) hapis kararını Yargıtay, olaydan 24 yıl sonra, 9 Temmuz 2021’de onaylamıştır. 19 Ağustos’ta bu kişiler hakkında yakalama kararı çıkarılmıştır. Ömürlerini ülkeye ve TSK’ye hizmetle geçirmiş Komutanlar, sağlık durumlarına (AS: sorunlarına) rağmen (AS: karşın) hapsedilmişlerdir.

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ve Genelkurmay Başkanlığı vakit yitirmeden,
11 Eylül 2021’de bu komutanların rütbelerinin geri alındığını açıklamıştır.

DEĞERLENDİRME

Bu bir intikam davasıdır.
İç tehdit olarak değerlendirilen irticayla mücadele edilmesini anayasal platformda hükümete öneren generallerden, irtica yanlıları intikam almaktadır.

•Bu komutanların 28 Şubat 1997’de MGK’de hükümete önerdiği şekilde irticayla mücadele edilseydi, 15 Temmuz (AS: 2016) darbe girişimi olmazdı.

Hukuk bir intikam aracı olarak kullanılmıştır.
Suç konusu olan “T.C. icra vekilleri heyetini cebren ıskat ve vazife görmekten cebren men etmek” suçunun (765 sayılı eski TCK md. 147) maddi unsuru olan “cebir” unsuru yoktur.

•Maksat o Komutanların şahsında TSK’ye itibar kaybettirmek, Ordu-Millet bütünleşmesini bozmaktır.

•Yapılan haksızlıklar vicdanları sızlatmaktadır.

28 Şubat davası, iktidarın FETÖ’yle işbirliğinin devam ettiğinin açık kanıtıdır.

•Dava ile ilgili hukuksal süreç henüz sonlandırılmamış, olağanüstü hukuk yolları tükenmemiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın ilgili Yargıtay Dairesinden (AS: Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ndan) kararını düzeltmesini isteme yolu açıktır. Hükümlülerin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru hakları saklıdır. AYM, Gergerlioğlu davasında, hükmün kesinleşmesinin bireysel başvuru davasında AYM kararı ile mümkün olacağını belirtmiştir.

Tarikat mensubu amiral, tard işlemi yapılmadan, aylar sonra tüm haklarıyla birlikte YAŞ kararı ile emekli edilirken, ömürlerini Ordu’ya hizmetle geçirmiş, yaşları 80’in üzerindeki komutanlar hakkında Genelkurmay ve MSB’nin rütbelerinin geri alınması konusundaki aceleciliği dikkat çekicidir.

Asli ceza kesinleşmeden, ona bağlı olan fer’i (AS: İkincil, tamamlayıcı) ceza verilmesi,
masumiyet karinesine (AY md. 38) aykırıdır.

•Bu komutanların “rütbeleri söküldü” ifadesi yanlıştır. Askeri Ceza Kanunu’na göre,
rütbenin geri alınmasıyla fer’i ceza verilmiştir.

Hapsedilen komutanlar, emirlerinde görev yapmış astları için, askeri terbiyemiz gereği, daima komutanımız olarak kalacaklardır.