Türkiye nüfusu 31 Aralık 2016’da 79 814 871 kişi oldu
Türkiye’de ikamet eden nüfus 2016 yılında, bir önceki yıla göre 1 073 818 kişi arttı.
Erkek nüfus 40 043 650 kişi olurken, kadın nüfus 39 771 221 kişi oldu.
Buna göre toplam nüfusun %50,2’sini erkekler, %49,8’ini ise kadınlar oluşturdu.
Türkiye’nin yıllık nüfus artış hızı binde 13,5 olarak gerçekleşti (AS: 2015 için)
Yıllık nüfus artış hızı 2015 yılında ‰13,4 iken, 2016 yılında ‰13,5 oldu.
İl ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı %92,3 oldu (AS: kentsel nüfus)
İl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin oranı 2015 yılında %92,1 iken, bu oran 2016 yılında %92,3’e yükseldi. Belde ve köylerde yaşayanların oranı ise %7,7 olarak gerçekleşti. (AS: kırsal nüfus)
İstanbul’da ikamet eden nüfus bir önceki yıla göre %1 artış gösterdi
Türkiye nüfusunun %18,5’inin ikamet ettiği İstanbul, 14 804 116 kişi ile en çok nüfusa sahip olan il oldu. Bunu sırasıyla 5 346 518 kişi ile Ankara, 4 223 545 kişi ile İzmir, 2 901 396 kişi ile Bursa ve
2 328 555 kişi ile Antalya izledi. Tunceli ise 82 193 kişi ile en az nüfusa sahip il oldu.
Türkiye nüfusunun ortanca yaşı yükseldi
Ülkemizde 2015’te 31 olan ortanca yaş, 2016’da önceki yıla göre artış göstererek 31,4 oldu. Ortanca yaş erkeklerde 30,8 iken, kadınlarda 32 olarak gerçekleşti. Ortanca yaşın en yüksek olduğu iller sırasıyla 39,6 ile Sinop, 39,1 ile Balıkesir ve 38,8 ile Edirne oldu. Ortanca yaşın en düşük olduğu iller ise sırasıyla 19,5 ile Şanlıurfa ve Şırnak, 20,5 ile Ağrı ve 20,8 ile Siirt oldu.
Nüfus piramidi, 2016
Çalışma çağındaki nüfus bir önceki yıla göre %1,6 arttı
Ülkemizde 15-64 yaş diliminde bulunan (çalışma çağındaki) nüfusun oranı, 2016’da bir önceki yıla göre %1,6 artarak %68 olarak gerçekleşti. Çocuk yaş dilimi 0-14 yaş kümesindeki nüfusun oranı ise %23,7’ye gerilerken, 65+ yaş nüfusun oranı da %8,3’e yükseldi. (AS: bağımlı nüfus toplam %31!)
Türkiye’de kilometrekareye düşen kişi sayısı arttı
Nüfus yoğunluğu olarak ifade edilen “bir kilometrekareye düşen kişi sayısı”, Türkiye genelinde 2015 yılına göre 2 kişi artarak 104 kişi oldu. İstanbul, kilometrekareye düşen 2 849 kişi ile nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu ilimiz oldu. Bunu sırasıyla; 507 kişi ile Kocaeli, 352 kişi ile İzmir ve 290 kişi ile Gaziantep takip etti. Nüfus yoğunluğu en az olan il ise bir önceki yılda olduğu gibi, kilometrekareye düşen 11 kişi ile Tunceli oldu.
Yüzölçümü bakımından ilk sırada yer alan Konya’nın nüfus yoğunluğu 56, en küçük yüzölçümüne sahip Yalova’nın nüfus yoğunluğu ise 285 olarak gerçekleşti.
_____________________________________________________________________________________
AÇIKLAMALAR
Yerleşim yeri nüfusları, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü (NVİGM) tarafından güncellenen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nden (ADNKS) alınan nüfusla birlikte, kurumsal yerlerde kalan nüfus dikkate alınarak hesaplanmıştır. Kurumsal yerlerde (kışla, cezaevi, huzurevi, üniversite öğrenci yurtları vb.) kalanlar uluslararası tanım gereği ikamet adreslerinin bulunduğu yerleşim yeri nüfusuna değil, kurumsal yerlerin bulunduğu yerleşim yeri nüfusuna dahil edilmiştir.
Ayrıca il, ilçe, belediye, köy ve mahallelere göre nüfuslar belirlenirken; NVİGM tarafından, ilgili mevzuat ve idari kayıtlar uyarınca Ulusal Adres Veri Tabanı’nda (UAVT) yerleşim yerlerine yönelik olarak yapılan idari bağlılık, tüzel kişilik ve ad değişiklikleri dikkate alınmıştır.
(http://www.haberler.com/tuik-2016-nufus-verilerini-acikladi-9216501-haberi/, 31.1.17)
=======================================
Dostlar,
“Çılgın nüfus artışı” ne yazık ki AKP – RTE kışkırtmasıyla sorumsuzca ve çok tehlikeli biçimde sürdürülüyor.. 2014 boyunca 1 015 000 olan yıllık artış 2015’te 30 bin fazlasıyla 1 045 000 ve 2016’da
1 önceki yıldan 34 bin fazlasıyla 1 078 000 olarak saptandı. 2016 nüfus piramidine dikkatle bakıldığında en alttaki 0-4 ve 5-9 yaş dilimlerinin hemen üstteki 10-14 yaş diliminden daha geniştir. Çıplak gözle bile görülen odur ki, son 10 yılda nüfus, giderek daha hızlı artmaktadır. Türkiye bundan vazgeçmelidir.
3 milyonu aşan Suriye – Irak göçmenleri ile 1 milyonu aşan yabancılar ve kayıt dışı – kaçaklarla birlikte bu coğrafyada 85 milyon dolayında insan yaşamaya çalışmaktadır. Yurt dışı Türkler de sayılırsa 90 milyonu buluyoruz. 30-35 milyon turist ortalama 10 gün kalsa, 1 milyon dinamik nüfus demektir.
Doğal nüfus artış hızı % 1,35 olarak verildi TÜİK tarafından. 2016’da ekonomide büyüme hesap oyunlarıyla %2.9 olarak kabul edilirse, %1,35’lik nüfus büyümesi çıkarıldığında geriye %1.55 kalır ki, %5’i aşmayan büyüme Türkiye’yine geri kalmışılık batağından kurtarır, ne işsizlik sorununu çözer ne de kişi başına ulusal geliri büyütür.. Tersine, bu gereksiz nüfusa konuttan eğitime, sağlıktan altyapıya,
kültür – sanat hizmetlerinden sosyal güvenliğe… dek çok ciddi harcamalar – yatırımlar gerektirir.
Bunlar yeterince yapılamayınca insan kalabalığı ekonomiye itki değil yük ve ayakbağı olur.
Bu kasıtlı politikalarla nitelikl, kılınamayıp iş ve meslek sahibi edilemeyen ve yoksul – bağımlı bırakılan milyonlar, siyaset – tarikat – ticaret lanetli üçgeninde tutsak alınır ve seçimlerde fanatik oy yığınları olur. Türkiye’de yapılan budur. AKP yöneticileri açıkça itiraf etmişlerdir ki, eğitim düzeyi arttıkça AKP oyları düşmektedir.
Dünya nüfus artış hızı 2016 için %1,13’tür. Türkiye bu rakamdan 1,35 – 1,13/ 1,13 = %20 daha yüksek bir hızla çoğalmaktadır. Çağımızda aslolan kalabalık ama niteliksiz “insan sürüleri” değil, örneğin TSK için söylendiği gibi yüksek nitelikli eğitimli ve teknolojik donanımlı küçük Ordulardır.
Dünya kaynakları korkunç bir hoyratlıkla harap edilmiştir. 7,6 milyarı bulan nüfusa yetmemektedir. Türkiye kendine yeterli buğdayı bile üretememekte, 20 milyon tonun üzerine çıkarılamayan üretim yeteriz olduğundan, Rusya’dan 3,5 milyon ton dolayında dışalım (ithalat) yapılmaktadır.
Eitim bir felakettir ve 4+4+4 ucube yasasından bu yana PİSA yarışmalarında iyice dibe vurduk.
SGK açıkları ülkeyi iflasa sürükleyecek boyutlardadır. Nüfusunun 1/3’ü 15-65 aralığı dışında kalan, yüksek işsizlikli, ciddi kayıtdışı ekonomisi, dışsatımı %72’ler dolayında dışalıma bağlı, olağanüstü borçlu…… bir ekonomide ve gelecek kuşakların yaşam hakkı adına yapılabilecek en akılı ve sorumlu iş, nüfus artışını kışkırtmayı derhal bırakıp tersini yapmaktır.
İktidar, Anayasa’nın 41. maddesinde emredilen aile planlaması hizmetlerini – eğitimini – örgütlerini – donanımını sağlamak zorundadır.