Etiket arşivi: Tıp fakültelerinde güncel durum

Tıp fakültelerinde güncel durum

Özellikle sağlık alanında eylemlerin arttığı, hekimlerin de her platformda sıkıntılarını dile getirdiği bir haftada üzerinde durmamız değerli. Hekimlik tüm dünyada en saygın mesleklerden. Gençlerimizin bu mesleği benimsemeleri, tercih etmeleri, gönül vermeleri Türkiye için olumlu, teşvik edilmeli. Tıp eğitimine, mesleğe, sağlığa yönelik kötülüğün devam ettiğini görmek ise üzüntü verici.

FAKÜLTELER ve KONTENJANLAR

Ankara Tabip Odası’nın derlediği güncel verilere göre 2023 yılında devlet ve vakıf üniversitelerine toplam 18 bin 18 tıp öğrencisi alınacak. Bunların dışında açılan devlet üniversitesi tıp fakültelerine bin 795, vakıf üniversitesi tıp fakültelerine 2 bin 137 yabancı öğrenci kontenjanı ile toplam alınacak öğrenci sayısı 21 bin 950 olacak.

T.C. vatandaşları için kontenjanların dağılımlarına bakalım.

Türkiye sınırları içinde (sınır dışında Kıbrıs, Azerbaycan, Özbekistan ve Suriye’de kurulmuş olanlar da var) 76’sı Türkçe, 12’si hem Türkçe hem İngilizce ve biri yalnızca İngilizce programı olan toplam 89 devlet üniversitesi tıp fakültesi var. Bunlardan 87’si bu yıl öğrenci alacak. Devlet üniversitelerindeki toplam 99 tıp fakültesi programına 13 bin 530 Türkçe, bin 221 İngilizce eğitim öğretim için toplam 14 bin 751 öğrenci alınacak.

Kurulmuş olan 37 vakıf üniversitesi tıp fakültesinden 33’ü bu yıl öğrenci alacak. Bunların 12’sinde Türkçe, sekizinde İngilizce, 13’ünde ise hem Türkçe hem de İngilizce tıp eğitimi programı var. Buralara 2 bin 87 Türkçe, bin 180 İngilizce eğitim öğretim için toplam 3 bin 267 öğrenci alınacak.

Kontenjanların belirlenmesi, tıp fakültesi ve programları açılması, öğretim üyesi ve altyapı kapasitesi konularında çok sorunumuz var. Tüm bunlarda doğru planlamayı ve bilimin gereğini yapamıyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın kendi insan gücü planlama raporunda 2017’den itibaren (başlayarak) toplam tıp fakültesi kontenjanının yıllık 5 bin 250’ye düşürülmesi gerekiyordu. Tersine, artışın devam ettiğini ve bu yıl 18 binin üzerinde olduğunu görüyoruz. 2022 yılı itibarıyla (verileriyle) tıp fakültelerindeki toplam öğrenci sayısının 112 bin 58 olduğunu düşünürsek nitelikli hekim yetiştirmenin çok uzağında olduğumuzu söylememiz mümkün. Hekim sayısını hızla artırma telaşı bitmiyor, “giderlerse gitsinler” yaklaşımıyla da birleşince sağlık ortamımıza zarar veriyor. Genç hekimlerin sürekli artan yurt dışına gitme talebi (istemi), Türkiye’de gelecek görememeleri ülkemiz için ciddi bir kayıp olmaya devam ediyor.

İngilizce tıp eğitimi programları da tartışmalı biçimde artmaya devam ediyor. Bu yöntemle mevcut tıp fakültelerine yeni programlar ekleniyor, kontenjanlar daha da artıyor. İzmir Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi örneği çarpıcı. Daha önce Türkçe programına öğrenci alan fakülte bu sene nedendir bilinmez, Türkçe programına öğrenci almazken İngilizce programına öğrenci alıyor.

Bu kadar yaygın tıp fakültesi olduğu halde, yeterli altyapısı olmadan öğrenci almaya devam eden, eğitimin tamamı ya da bir bölümü başka yerlerde olan, altısı Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyesinde 11 tıp fakültesi var. Vakıf üniversitelerinin özellikle İstanbul ve Ankara’da konuşlanması da dikkat çekiyor. İstanbul’da tablo acayip, altı devlet ve 21 vakıf üniversitesi tıp fakültesi var. Vakıf üniversiteleri için tıp fakültesi açmak öyle kolaylaştırıldı ki 12’sinin kendi hastanesi yok, özel hastaneleri tıp fakültesi hastanesi olarak kullanıyor, buralardan hekimlere akademik kadro, profesörlük veriyorlar.

Tıp Eğitimi Programlarını Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (TEPDAD) Türkiye’de tıp fakültelerinde eğitimin değerlendirilmesinde önemli bir kurum. Dernek, Türkiye’deki tıp eğitimi programlarının ulusal ve uluslararası ölçekte akreditasyonunu sağlıyor. Güncel olarak, yazdığım tıp eğitimi programlarından 50’si akredite. Akredite olmuş programların toplam programlar içindeki oranı yalnızca %34. Alınması gereken çok yol olduğu anlaşılıyor.

VAKIF TIP ÜCRETLERİ EL YAKIYOR

Vakıf üniversitelerinin tıp fakültelerinde okuyan öğrenciler bursluluk düzeyine göre ücret ödüyorlar. Tamamı burslu olan da var, tamamını ya da bir bölümünü ücretli okuyan da. Bu fakültelerdeki öğrencilerin 115 bin TL’den 435 bin TL’ye kadar değişen ücretleri cebinden ödemesi gerekiyor. ABD gibi, hekimlerin yüksek miktarlarda kredi borcu ile mezun olduğu bir ülke olma yolundayız.

Türkiye’de tüm meslek alanlarında görülen eğitimde bozulmanın, sürekli yeni fakülteler açmanın, niceliğin niteliğin önüne geçmesinin yansımalarını tıp alanında da görüyoruz. Ancak biliyoruz ki, sağlık alanı bambaşkadır, verilen kimi zararların telafisi yoktur. O nedenle uyarımızı yineleyelim.

  • Bu ülkeyi yönetenlere “Önce zarar verme!” diyelim.

Bilimin, toplumsal ihtiyaçların gereklerine göre nitelikli tıp eğitimi talebimizi hatırlatmaya devam edelim.