Etiket arşivi: Prof. Yaman Örs : Seçimler ve büyük yalanlar

Prof. Yaman Örs : Seçimler ve büyük yalanlar

Seçimler ve büyük yalanlar

Bu yalanların konuları, tarihsel sıralanmalarıyla şöyledir:

– Büyük “Ermeni Soykırımı” yalanı.
– “27 Mayıs”ın geniş bir toplum hareketi ile birlikte giden
kaçınılmaz bir askeri ihtilal olmayıp bir “askeri darbe” olduğu yalanı.
– Avrupa Birliği’ne girilmeyeceği gerçeğini saklayan ülkemizde
bir Avrupa Birliği Bakanlığı’nın bulunuşu.

Yaman_Ors_portresi

 

Prof. Dr. Yaman Örs
AYDINLIK
portalı, 24.6.15 

 

 

Demokrasiyi seçimlerle bir tutan, onları neredeyse özdeşleştiren düşünüş biçimi, yalnız ülkemizde değil, daha başka ülkelerde, bu arada gelişmiş olanlarda hiç de az olmayan sayıda önemli sayıda yandaş bulmuş görünüyor. Ben burada doğrudan bu konu üzerinde durmaktansa, seçim sürecinde söz konusu olan iki kesimin, “seçilenler”le “seçenler”in konumunu; daha doğrusu bu konumdaki yaklaşımlarını çok kısa biçimde ele almak; sonra da, ülkemizde yaklaşan seçime yönelik olarak seçmenlerin parti seçimi konusuna kısaca değinmek istiyorum.

SEÇİLENLER

Bence bu konudaki görünüm, birbiriyle yakından ilişkili biçimde gelişmiş olan Yeni Dünya Düzeni ve Modernlik Sonrası (Post-modern) düşünüş biçimi ile de önemli ölçüde bağlantılıdır. Bu görünümde en başta şu gelişmeleri sayabiliriz. İnsanlarda aşırı bir öznellik ve bencillik; paraya ve onunla elde edilen ne varsa onlara verilen değerin “büyük yükselişi”; çıkarcılığın, alancılığın, genel olarak ahlâkdışılığın, başka kötülüklerin büyük boyutlara ulaşması… Seçilecekler arasından seçilenler, belki bu konulardaki becerilerinden dolayı çok başarılı olmuşlar ve sonuçta, çok özledikleri koltuklara oturmuş olmaktadırlar.
Bu bağlamda, genelde eğitimin önemi ile ikinci bir “meclis” olarak “senato”nun işlevini, günümüzde ise bunların ülkemizdeki eksikliğini anımsayabiliriz.

Seçilmek isteyen adaylar arasında karşıt örnekler vermek, benim burada söylemek istediklerimi daha çok açıklığa kavuşturabilir sanıyorum.

Yer: Oslo. Norveç Parlamentosu. Sırtında taşıdığı bebeğiyle oturan genç bir kadın milletvekili. Avrupa’da bir başkent. Oldukça genç ve çağdaş bir Türk kadını. CHP üyesi. Ressam, şair, yazar, etkin siyaset yapıyor… (Ama bir “siyasetçi” değil. ) İlgi duyduğu ve ürün verdiği alanlarda Avrupa’nın belli başlı kurumlarında etkin üye. Orta eğitim sıralarından beri ana düşüncesi / amacı, siyasal etkinlik aracılığı ile ülkesine hizmet etmek.

Ve de Ankara. Bir devlet kurumunun genel müdürü. Daha önceki bir seçimdeki aday olma amacını şöyle özetliyor:

“Devlet hizmetinde yoruldum; artık Meclis’e girmek ve biraz dinlenmek
/ rahat etmek istiyorum…”



BÜYÜK YALANLAR

Burada, seçimlerden önce ülkemizde (ve dünya genelinde) belki çoğu siyasetçinin “olağan” diyebileceğimiz yalanlarından söz açacak değilim. Bunlar daha çok, iktidara geldiklerinde neler yapacaklarına, demek oluyor ki geleceğe yönelik “yalan söz vermeler”dir. Benim kısaca gündeme getireceklerim, ülkemiz için çok önemli olan ve siyasetçilerle birlikte gazeteci, yazar, sanatçı, bilim insanı vb. değişik konumdaki birtakım insanların, bilerek ya da düşünmeden ve araç olarak ürettikleri “gerçeği çarpıtmalar” olacaktır. Türkiye ile ilgili olarak yurt içinde ve yurt dışında gittikçe yoğun biçimde gündeme getirilen üç “büyük yalan”la ilgili olarak partilerin tutumlarının dikkate alınması, seçimler ve ülkemiz açısından kuşkusuz çok önemlidir. Hangi parti bunlar için ne yargıda bulunmakta, onları nasıl yorumlamakta, onlar için ne yapma sözü vermektedir?

Bu yalanların konuları, tarihsel sıralanmalarıyla şöyledir:

1. Büyük “Ermeni Soykırımı” yalanı.
2. “27 Mayıs”ın geniş bir toplum hareketi ile birlikte giden kaçınılmaz bir askeri ihtilal olmayıp bir “askeri darbe” olduğu yalanı.
3. Avrupa Birliği’ne girilmeyeceği gerçeğini saklayan ülkemizde bir
Avrupa Birliği Bakanlığı’nın bulunuşu.

CHP ve VATAN PARTİSİ’nin SİYASAL KONUMLARI

“Kendisiyle tanışırız. Ama ben Doğu Perinçek’i sevmem! Bu seçimlerde oyları bölmeyelim. Vatan Partisi’ne oy vermeyi sonraki seçimlere bırakabiliriz.” Bu sözleri, yaşıtım olan bir arkadaşım seçimlerden önce söylemişti. Buradaki “oyları bölmeyelim” anlatımı, ilkece ne zaman söz konusu ya da geçerli olabilir? Belli seçmen kitlesinin, benzer siyasal görüşleri olan iki siyasal oluşumdan daha çok birine oy vermesi ve karşı siyasal görüşlerin karşısında öne geçmesi istendiğinde değil mi? Vatan Partisi’ni bir uca, iktidardaki partiyi karşı uca koyalım. Burada, CHP’yi, daha doğrusu Y-CHP’yi, nereye yerleştireceksiniz? Atatürk’ten, Cumhuriyet’ten, bilimden, sanattan, çağdaşlıktan, insandan ve doğadan yana olan Vatan Partisi’nin bulunduğu uca yakın bir noktaya mı; yoksa bunun tersine, sayılanların yanında eğitim, laiklik, dış ilişkiler vb. çok önemli birtakım konularda da çağdaşlıktan uzak iktidara yakın bir yere mi?

Seçimlerde, çok oy alamadı ama Y-CHP’den uzak durup, aydınlığa yönelmiş ve toplumu birleştirici Vatan Partisi’ni desteklemenin, sol görüş ve yurtseverlik adına en doğru tutum olduğu daha şimdiden ortaya çıktı.

=======================

Dostlar,

Meslek büyüğümüz Sayın Prof. Dr. Yaman Örs‘ün yazısı, “seçim sonrasında” okunduğunda daha da çarpıcı değil mi??

Sayın Örs’ü, ADD Edirne Şubesi Başkanı iken (1996-2000) Edirne’ye bir konferansa davet ettiğimizi anımsıyoruz. Yaman hoca tıpta 2 ayrı dalda Patoloji ve Tıp Tarihi (sonradan Deontoloji – Tıp Tarihi) uzmanlıklarını aldı. Daha sonra 1991’de ODTÜ Felsefe bölümünde doktora derecesi kazandı.. Dopdolu bir Cumhuriyet aydını.. 1936 doğumlu ama Yüce Atatürk’ün en kutsal armağanı olan Cumhuriyetimizi emanet ettiği Cumhuriyet gençlerinden!

Çok sayıda kitabından özellikle Kaynak yayınlarından çıkan “EVRİM” adlı yapıtının okunmasını çok salık veririz. Bilimsel olarak tüm fosil serisiyle tümüyle kanıtlanmış olan Charles Darwin’in Evrim Kuramı‘nın karşıtı Yaradılışçı Adnan Oktar (gerçekte akıl hocaları) bu kitaptan çok rahatsız olmuş, kendince “Yaman Hocanın yanlışları” başlığı ile yanıtlamaya çabalamıştı.

Evrim

Sevgi ve saygı ile.
24 Haziran 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com