Sayın Cumhurbaşkanının Washington Ziyaretiyle İlgili Düşünceler
Onur ÖYMEN
Sayın Cumhurbaşkanının nükleer güvenlik zirvesi vesilesiyle yaptığı Amerika ziyareti, basında daha çok Başkan Obama ile görüşüp görüşmeyeceği boyutuyla ön plana çıkarıldı. Türkiye iç ve dış basında bu görüşme ile bağlantılı olarak ricacı ülke durumuna düşürüldü. Oysa, Türkiye’nin Amerika’dan olduğu kadar, hatta belki daha da fazla Amerika’nın Türkiye’den beklentileri var. Özellikle, bugünkü koşullarda Başkan Obama’nın Erdoğan ile görüşmeyi kabul etmesi Amerika’nın bir lütfu ya da Türkiye’nin bir başarısı gibi gösterilmemelidir.
Karşılıklı beyanlardan Türkiye ile Amerika arasında başta Suriye olmak üzere birçok konuda görüş farklılıkları devam ettiği anlaşılıyor. Bunu olağan karşılamak lazımdır. Mesele, Türkiye’nin ulusal çıkarlarının gerektirdiği politikaları izlemekte yeterince başarılı olup olmadığıdır.
Türkiye’nin Amerika’dan ve Avrupalı müttefiklerden en önemli beklentisi terör örgütlerine karşı ayrım yapmadan topyekûn mücadele anlayışının benimsenmesidir. Bu konuda Amerika’daki temasların bizim açımızdan olumlu sonuç verdiğini söylemek mümkün değildir. Bazı Amerikan kaynaklarının PYD ile PKK arasındaki yakın işbirliğini dile getiren yayınlarına rağmen, Amerikan hükümetinin bu iki örgüt arasında fark gözeten tutumunda ısrar edeceği anlaşılmaktadır.
Aynı şekilde, PKK’nın Kuzey Irak’tan tasfiyesi konusunda Amerika’nın aktif bir rol oynayacağının, bu amaçla Bağdat Hükümeti ve Barzani üzerinde etkili girişimlerde bulunacağının işareti yoktur. PKK’nın son zamanlarda yoğunlaşan saldırılarına rağmen Amerika’nın Türkiye’nin bu örgütle masaya oturup siyasi çözüm araması, yani, PKK’nın silah zoruyla dayatmak istediği konularda bazı tavizler vermesi yaklaşımın değiştiğine dair de bir izlenim alınmamaktadır.
Sığınmacılar konusunda, Türkiye’nin yükünü hissedilir şekilde hafifletecek girişimlere ABD’nin önemli bir katkı sağlayacağı yolunda da bir işaret yoktur. Aynı şekilde, sığınmacıların büyük bir bölümünün geri gönderilmesi için Suriye’nin kuzeyinde bir güvenlikli bölge kurulması talebine Amerika’nın karşı çıkmaya devam ettiği de anlaşılmaktadır.
Türkiye’de insan hakları ve özgürlükler konusunda Amerika’dan ve Avrupa’dan gelen eleştirileri karşılamak için dile getirilen görüşlerin Amerikan resmi çevreleri, sivil toplum örgütleri ve medya kuruluşları üzerinde ikna edici bir etki yaptığı izlenimi alınmamıştır.
Yapılan açıklamalarda Suriye’nin toprak bütünlüğüne değinilmesi isabetli olmuş. Ancak, Türkiye’nin önem verdiği Irak’ın da toprak bütünlüğünün korunması konusuna pek değinilmediği görülmüştür.
Kıbrıs konusunda Türkiye’nin beklentilerine Amerika’nın anlayış gösterdiği izlenimi alınmamıştır.
Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinde yaşadığı ekonomik sıkıntıların hafifletilmesi için Amerika’nın katkı sağlayacağına ilişkin bir vaatte de bulunulmadığı anlaşılmıştır. Oysa, Amerika’nın pazar olanakları Rusya’nın Türk ürünlerine karşı uyguladığı kısıtlamaları büyük ölçüde telafi edecek boyuttadır.
AB-ABD Serbest Ticaret Anlaşmasına Türkiye’nin de katılması yolundaki haklı talebine Amerika’dan olumlu bir cevap geldiği de duyulmamıştır.
Bütün bu nedenlerle, basına yansıyan bilgilerden, Sayın Cumhurbaşkanının Amerika ziyaretinin ülkemizin beklentilerini karşılayacak sonuçlar verdiğini söylemek mümkün değildir.
Saygılar, sevgiler, 01.04.2016
==============================================================
Yazık… onca tantanaya yazık..
Daha da üzüntü veren, yandaş kalemlerin gerçeği tersyüz eden yalaka yazıları..
Bunun için, bizim aklımızın almadığı ölçüde “hünerli” (!?) olmak gerekiyor galiba..
Getirisi de çok büyük olmalı böylesi bir “hizmetin” ??!!
Sevgi ve saygı ile.
05 Nisan 2016, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com