Sayıştay raporu Soma’da devletin suçlarını ortaya koyuyor:
Kazı ihalesi hukuksuz
AKP’nin halktan gizlediği Sayıştay raporları, TKİ’nin kömür kazı işini
Soma A.Ş.’ye ihale etmesinin hukuksuz olduğunu gösteriyor.
“Hizmet alımı” adı altında ihale edilen kömür çıkarma işinin,
“yapım” işi olduğu belgelendi.
Ölen işçiler, kömür torbalamıyor, kazıyorlardı.
Yıldız Koç – soL
Soma A.Ş.’nin devletin taşeronu olarak işlettiği madendeki katliamın göz göre göre yaşandığı, kamu kurumlarının hazırladığı raporlar incelendikçe daha net ortaya çıkıyor.
soL gazetesinin 16 Mayıs tarihli manşetinde, Eynez yeraltı ocağında Soma A.Ş.’nin hizmet alımı yoluyla kömür üretimi yaptığı ve uygulanan taşeron sistemi nedeniyle,
yasal olarak üst işveren olan devletin de katliamdan doğrudan sorumlu olduğu belirtilmişti.
Sayıştay’ın konuya ilişkin raporları başka gerçekleri de ortaya koyuyor.
Sayıştay denetçileri tarafından 2013 yılında hazırlanan,
- “Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Sınırlı Sorumlu Ege Linyitleri İşletmesi Müessesesi 2012 Yılı Raporu”na göre, kömür kazı işi “hizmet işi” değil,
“yapım işi”.
‘Hizmet’ değil, ‘yapım’
Kamu ihale mevzuatında tanımı yapılan “hizmetlerin”, ihale yoluyla temin edileceğinin mevzuatta yer almasına karşın, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’nun (TKİ)
bazı işlerinin “yapım işi” olmasına karşın, “hizmet işi” olarak kabul edilerek ihale edildiğine dikkat çeken Sayıştay raporunda konuya ilişkin şu ifadeler yer alıyor:
yapılan işler arasında hiçbir fark bulunmamaktadır. (…) Bu bakımdan, kömür kazı işi de yapım işidir. Bu kapsamda değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.”
Raporda, yeraltı ocağının tümüyle ihalesi yoluyla kömür üretilmesinin de
yapım işleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.
Devlete uyarı
Sayıştay denetçileri, uygulanan taşeron sisteminin yasaya uygun olup olmadığına da dikkat çekiyor. Ancak bu “dikkat çekme”nin özünü, “işçiler dava açar, işçilere önemli ölçüde tazminat ödemeniz gerekebilir” uyarısı oluşturuyor. 4857 sayılı İş Kanunu’nun alt işverenliğe ilişkin düzenlemeleri içeren 2. maddesine vurgu yapılan raporda,
taşeron sisteminin asıl işte uygulanabilmesi için “işletmenin ve işin gereği ile
teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” koşullarının bir arada arandığını ve
“asıl işverenle alt işverenin müteselsil (AS: zincirleme) sorumluluğunu” anımsatan Sayıştay denetçileri, devlete şu uyarıyı yapıyor:
Buna ek olarak raporda, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun, Müessese’ye de şirketle benzer düzeyde sorumluluk yüklediği ve bunun yasal sonuçları olduğu vurgulanıyor.
Kamuda tek bir maden ocağı kaldı!
- AKP iktidarı, madenler gibi en büyük riske sahip sektörde,
TKİ’ye bağlı neredeyse tüm yeraltı kömür ocaklarını rödovans ya da hizmet alımı yöntemiyle özel sektöre ihale ederek, katliamlara davetiye çıkardı.
Devlet raporları: Yeter ki maliyet düşsün
Gerek facianın yaşandığı ocağın bağlı olduğu TKİ’nin, gerekse Sayıştay’ın raporları, hükümet için maliyet düşüşünün işçilerin yaşamından çok daha değerli olduğunu gösteriyor. Raporlardan alınan birkaç ibare bile hükümetin işçi yaşamına bakışını özetliyor:
Sayıştay-Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Sınırlı Sorumlu Ege Linyitleri İşletmesi Müessesesi 2012 Yılı Raporu:
Bürolarda ve hizmet işlerinde çalışan işçilerin ayrılması, sorun yaratmamasına hatta
bu işçilerin yaptıkları işlerin, hizmet alımı yoluyla yaptırılması, işçilik giderlerinde tasarrufa da neden olmasına karşın, ocaklardaki ağır iş makineleri operatörleri ile atölyelerde yetişmeleri ve deneyim kazanmaları yıllara gereksinim gösteren deneyimli ve usta işçilerin ayrılması, bu birimlerde işlerin aksamasına, dolayısıyla üretimde kesintilere neden olmaktadır.
TKİ-2012 yılı faaliyet raporu :
Raporda övünçle bahsedilen bir başlık, rödovans karşılığı ve hizmet alımı biçiminde üretimin devredilmesi:
- “Kurumumuzca; yeraltı işletmeciliğiyle yapılan üretimi artırmaya yönelik,
rödovans karşılığı ve hizmet alımı biçiminde yüklenici firmalara yaptırılan
tüvenan kömür (AS: taş toprakla karışık ham, elenmemiş – yıkanmamış kömür) üretim miktarlarında önemli artışlar olmuştur.”