Etiket arşivi: Mustafa Kemal ve arkadaşı Ali Fuat (Cebesoy) zindana atıldı

VATAN PARTİSİ 109 Yaşında

VATAN PARTİSİ 109 Yaşında

portresi_kasketli
Soner Yalçın

SÖZCÜ, 17.2.15

 

Aralık 1904…
Mustafa Kemal Harp Akademisi’nden mezun oldu.
Arkadaşlarıyla Sirkeci’de ev kiraladı. Ev kısa sürede “aydınlanma merkezi” haline geldi. Kitaplar okunuyor ve tartışmalar yapılıyordu.
“İktisadi vaziyetimizi, askeri vaziyetimizden ve siyasi vaziyetimizden ayrı bir vaziyetmiş gibi görmek vahim bir hatadır.” diyordu Mustafa Kemal.
Çok geçmedi ev ihbar edildi. Mustafa Kemal ve arkadaşı Ali Fuat (Cebesoy) zindana atıldı.
Hücresinde ezbere bildiği Namık Kemal’in Vatan Kasidesi’ni okudu:

“Felek, her türlü esbab-ı cefasın toplasın, gelsin.
Dönersem kahpeyim millet yolundan bir azimetten…”

Kurmaylık stajını Balkanlar’da 3. Ordu’da yapmayı istiyordu.
Sürgüne gönderildi: Şam’daki 5. Ordu’ya.
Suriye’nin büyük bölümünü görüp tanıdı. Havran ve Kuneytira bölgesindeki
Dürzi ayaklanmasını bastırırken kafasındaki sorulara yanıt arıyordu. Örneğin…
1904-5 Rus-Japon Savaşı’nda, Japonların kendilerinden kat be kat üstün olan Rusya’ya karşı zafer kazanmasında geleneklerin/inancın da etkili olduğunun ortaya çıkmasıydı.
Hz. Muhammed’in ölümü ardından ilk İslam muharebeleri, Waterloo Savaşı,
Napolyon, Wellington, Blücher, Grouchy hakkında okumalar yaptı.

Edebiyattan hiç eksik kalmadı kuşkusuz; Romeo ve Jülyet’i de okudu;
Alman şair Schiller’i de…
Ve… Aralık 1906…
Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal salt düşün insanı değildi; eylem adamıydı.
Vatan ve Hürriyet adında gizli örgüt kurdu.
İsim anlamlıydı; çünkü, Namık Kemal’in yarattığı bir nesildi onlar…
Ali Fuat (Cebesoy) örgütün Beyrut şubesini kurdu. Örgüt Kudüs ve Yafa’ya genişledi.
Mustafa Kemal, şair Ömer Naci gibi arkadaşlarıyla bir araya geldi, örgütü Selanik’te de kurdu.
İki yıl sonra… Vatan ve Hürriyet, İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı…
1908’de Temmuz Devrimi’ni gerçekleştirdiler…

İkinci Kuvayı Milliye

Tarih: 29 Ekim 1954
Vatan Partisi “her şeyin üstünde halk ve hak“ şiarıyla “kutsal cumhuriyet bayramı gününde” kuruldu.
Partinin amblemi; üzerinde güneş doğan Türkiye haritasıydı.
Kurucu genel başkanı 12 yıllık hapis esaretinden yeni çıkan Dr. Hikmet Kıvılcımlı idi.
Tek sayfalı Vatandaş gazetesi partinin yayın organıydı.
Parti sosyalistti; ama ne programında ne de sloganlarında-konuşmalarında sosyalist sözcüğü vardı. “Kuvayı Milliyeciliğimiz-Neden Başka Parti Lazım? Gerekçe” başlıklı kitapçıkta Kıvılcımlı şunları belirtti:

“Maksat: Birinci Kuvayi Milliye hareketinden çıkacak derslerle, ikinci bir ekonomik Kuvayi Milliye lüzumu belirtmekti. Birinci Kuvayi Milliye Seferi: Topluluğumuzu boğan iç ve dış tesirli Tefeci-Bezirgan kâbusuna karşı idi. İkinci Kuvayi Milliye Seferi: Aynı kâbusa karşı, toprak reformu ve ağır sanayi temelleri üzerinde, modern halk teşebbüs, teşkilat ve kontrolü altında, ekonomik, içtimai (sosyal) kalkınmamızı millete mal etmekti…”

Kıvılcımlı yurttaşları partiye davet ederken, Mustafa Kemal’in Nutuk’ta söylediği,

“Vazifeye atılmak için, içinde bulunduğun vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin!” sözüyle başladı ve şöyle devam etti: “Korku, hiçbir hastalığa ilaç değildir. Bilakis, her illetin başı korkudur. Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense, ölmek daha iyidir.“
Parti programının ilk hedefi, “züğürde bolluk” idi; yani yoksulluğun kaldırılmasıydı.
İkinci hedef; halka inanç özgürlüğü sağlamaktı.
Tarih: 15 Ekim 1957
Eyüp Büyük Camii Meydanı’ndaki konuşması nedeniyle Dr. Kıvılcımlı hakkında
“dini siyasete alet ederek komünizm propagandası yapmak” iddiasıyla dava açıldı!
“İslam’ın büyük prensibi: ‘Leyse lil insane illa ma sea’ (Yani: İnsan için, çalışmaktan,
emekten başka her şey yalandır.) Bugün insanlığın yarattığı değer: emek üzerine kurulur. Türkiye’de emeği, insanın çalışmasını kim temsil ediyor: Vatan Partisi…”
Bu sözleri nedeniyle Dr. Kıvılcımlı, 5 Kasım 1957’de tutuklandı.
Aynı gerekçeyle İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 30 Aralık 1957’de Vatan Partisi’ni kapattı.

İçinizdeki duvar

Tarih: 15 Şubat 2015

İşçi Partisi olağanüstü kongresiyle adını Vatan Partisi yaptı.

Mustafa Kemal
zindandan çıkıp Vatan ve Hürriyet’i kurdu.
Hikmet Kıvılcımlı zindandan çıkıp Vatan Partisi’ni kurdu.
Doğu Perinçek zindandan çıkıp Vatan Partisi’ni kurdu.

Tesadüf mü? Yoksa bir asrı geçen uzun yürüyüşün inadına devam etmesi mi?

Dr. Hikmet Kıvılcımlı şöyle yazdı:

“Vatan Partisi savaşı şu veya bu iç nedenlerle açılmış gediklerden hür boşalış değil;
bütün tıkanık bentlerin üstünden atılış oldu. ‘Susuş Kumkuması’ sağı solu kaplamıştı.
Ömrü hep zılgıt ve susuş kumkuması ortamında geçenler için işçi sınıfı cephesinde
yeni bir şey yok idi. Görev var!”

Önceki gün… Vatan’a karşı görevi olduğunu düşünen her görüşten 15 bin yurtsever
Ankara Arena Salonu’nu doldurdu.

Bakınız… Bir siyasal hareket için iki önemli unsur vardır:

Bir, heyecan.

İki, umut.
Bunlar yoksa bir partinin siyasal ölümü yakındır!

Vatan Partisi 109 yıldır heyecanını ve umudunu kaybetmiyor.
Vatan Partisi, 109 yıldır kendine güveniyor.
Vatan Partisi, 109 yıldır hiçbir kafa karışıklığı yaşamıyor.
Vatan Partisi 109 yıldır Bağımsızlık Savaşı’nın ancak ittifaklarla kazanılacağını belirtiyor.
Dr. Kıvılcımlı’nın Vatan Partisi tüzüğüne göre;
“kariyerizm gütmek partiden çıkarılma nedeni” idi.
Bugün, ittifaklar önünde tek duvar; makama-koltuğa köle olmaktır!
Hadi yıkın artık şu içinizdeki duvarı…