Etiket arşivi: Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW)

‘Suriye kimyasal silah kullanmadı’

‘Suriye kimyasal silah kullanmadı’

‘Suriye kimyasal silah kullanmadı’

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

Ryabkov: Şam, İdlib’de hiçbir şekilde kimyasal silah kullanmadı

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Rusya’nın, Şam’ın İdlib’de hiçbir şekilde kimyasal silah kullanmadığı konusunda ısrarcı olduğunu söyledi.

Sputnik’in haberine göre; Gazetecilere konuşan Ryabkov

  • “Rusya olarak tamamen emin bir şekilde klorin gibi Suriye’de kullanıldığı iddia edilen ev yapımı kimyasallar olsun ya da zehirli maddeler olsun, hiçbir kimyasal silah kullanmadı. Böyle bir şey orada olmadı. Bizim elimize ulaşan bilgilere göre teröristlerin kullandığı ve zehirli maddelerin bulunduğu, patlayıcı üretimi için kullanılan bir depo vuruldu” dedi.

‘SORUŞTURMA YAKINDAN YAPILSIN’

Bu tür silahların kullanılmasının Suriye’nin yanı sıra Irak’ta da kullanılabileceğine inanmak için neden olduğunu belirten Ryabkov açıklamalarına şöyle devam etti:

  • “Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) çatısı altında tarafsız bir soruşturma gerçekleştirmesi konusunda ısrar ediyoruz. Bunun için OPCW, bölgeye özel misyon heyeti gönderme gibi olanaklara sahip, bu uzmanlar orada ne olduğunu anlayabilir, kanıt toplayabilir, numuneler alabilir. ‘Beyaz Miğferler’ gibi kötülüğü ile nam salmış, jeopolitik hedefler doğrultusunda mizansenlerle ilgilenen bir grubun aktardığı bilgileri toplayarak uzaktan bir soruşturma yapılmasına karşıyız.”
    http://www.aydinlik.com.tr/dunya/2017-nisan/suriye-kimyasal-silah-kullanmadi, 6.4.2017
    ===========================
    Dostlar,

Bu gün (6.4.2017) sitemizin manşetinde (bkz. dipnot) de yazdık. Olayı irdelemek için sorulacak soru yalındır:

İdlib’de kimyasal silah kullanmak kimin işine yarar?
Esat’ın işine yarar mı, O’na ne yarar sağlar?

Hemen Suriye’ye askeri müdahale için vakitsiz öten horozlara ne demeli?
İğrenç bir provokasyon kokuyor değil mi? Önce bomba sonra Suriye’ye askeri müdahale.. yuh!
Irak’a yapıldı aynı şey 2003’lerde.. BM uzmanları NBC silahları aradı bütün Irak’ta, bulunamadı, Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, yaptıklarından utandığını açıkladı.
ABD kuklası İngiltere Başbakanı Tony Blair kendi ülkesinde ağır biçimde kınandı.

Bu olayda da yürütülecek yansız uluslararası incelemede Esad / Suriye rejimi masum çıkarsa AKP – RTE ne diyecektir? Bu durum Erdoğan için bir istifa gerekçesi oluşturur..

Erdoğan: Trump’ın sözleri lafta kalmasın!

AKP-RTE hala ve hiç akıllanmamış görünüyor..
Suriye’de izlenen yıkıcı – bölücü – düşmanca politikalarla emperyalizmin uyduluğu Türkiye olarak bizi utandırıyor.. RTE gene “Esed” teranelerine başladı. Trump ABD’ye askeri müdahale yaparsa her şeye hazır olduğunu açıkladı..
Bu sahibinin sesi dış politika ülkemizi kanlı bir batağa, giderek iç savaş ve bölünmeye sürükler! TBMM’de acil olarak Suriye konusu görüşülmeli, Erdoğan’ın akıl dışı, gözü kara Esad düşmanlığı mutlaka frenlenmeli ve Türkiye “Yurtta barış, dünyada barış” politikası izlemelidir. Suriye’ye düşmanlık değil, doğrudan görüşmelerle dostluk eli uzatılmalı, bu ülkenin içişlerine asla karışılmamalıdır.

Bu vesile ile, 16 Nisan halkoylamasında “evet” demeyi düşünen yurttaşlarımız bir kez daha değerlendirmeli : Eğer Anayasa değişiklikleri geçerse / geçmiş olsa idi, Erdoğan tek başına, yürürlükteki Anayasanın 104. maddesine 16. fıkra olarak değişikliğin 8. maddesi ile eklenen aşağıdaki hükme göre

  • “Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verir.”

yetkisini kullanabilecek ve TBMM’de görüşülmeden ABD – Batı ve kukla BM ile Suriye’re son darbeyi vurmak üzere askeri müdahaleye karar verebilecekti! Türkiye için karanlık ve kanlı bir serüven, gereksiz yeni şehit ve gaziler, içeride katliamlar, sabotajlar, kundaklamalar…
O yüzden, rejimin Kâbesi olarak TBMM yetkili olmalı, ülkenin yazgısı asla ve akta tek bir kişiye bırakılmamalıdır..

Sevgi ve saygı ile. 6 Nisan 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com
===================================

Suriye’de yaşanan sarin gazı faciası…

Ve kurbanları nedeniyle acımız çok büyük çok…. Serinkanlılıkla sorgulamalı ve gerçekleri
dile getirmeliyiz. Bunu için akıllı sorular sormak uygun bir araç. 5 sorumuz var yanıtı içinde:
1. Bu biyolojik savaş silahı toksik-boğucu/yakıcı gazları terör örgütlerine Batılılar neden verdi?
2. Batı’nın besleyip silahlandırdığı bölücü terör örgütleri bu gazları nerde ve neden depoluyordu, Batı’lı emperyalist ülkeler adına taşeron olarak buyruk verildiğinde kullanmak için mi?
3. Başkan Esad, ülkesini bölmek için Batı adına vekaleten savaşan terör örgütlerinin mühimmat depolarını vururken sarin gazı stoklarının isabet almış olabileceğini açıkyüreklilikle dile getirdi. Bu facia önlenebilir miydi; sorumlusu ülkesini savunan Esad mı; yoksa, sarin gazını hiç olmazsa yeraltında güvenli saklamayan, faciaya çanak tutan terör örgütleri ve Batılı aklıverenleri mi?
4. Mal bulmuş mağribi gibi, Türkiye – Suriye ilişkilerini doğrudan görüşmelerle düzeltmek zorunda iken, Erdoğan’ın yeniden “Esed” söylemine sarılması aklınıza neler getiriyor? Bu gün (6.4.17) Balıkesir mitinginde Erdoğan Allah’ın intikamcı olduğunu ve hesap soracağını söyledi. Biz Allah’ın rahim ve rahman, esirgeyen ve bağışlayan.. olduğunu biliyorduk. RTE’ye göre Allah’ın İNTİKAMCI olduğunu da öğrendik!? Ne diyorsunuz dürüst din-ilahiyat uzmanları?

.. Uzatmayalım; AKP – RTE Mart 2011’de Suriye’ye dönük iç savaş çıkararak bölme – Alevi Esad’ı devirerek İhvancı rejim kurma hevesiyle emperyalizme maşa olup her tür düşmanlığı yapmasaydı Suriye halkına; orada ve Türkiye’de bağlantılı bu facialar olur muydu? 6 yıldır yaşanan acı olayların  gerçek sorumlusu kim, kim?
En çok bağıran(lar) neyi örtüyor??
(6.4.2017 günü sitemiz manşetinde yayımlanmıştır)

*****