Dünya’da bir ilk :
Ankara Tıp’ta Ağrı Kesen Pil
Kemikleri eriyen Aslı Çay, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde takılan
omurilik pili sayesinde şiddetli ağrılarından kurtuldu.
Doğuştan orak hücreli anemi hastası olan ve oksijen gitmediği için beslenemeyen ve kemikleri erimeye başlayan Aslı Çay’ın (29) kalçasına platin takıldı. Belinden de 3 kez ameliyat olan Çay’ın şiddetli ağrılarına çözüm bulunamadı. Çay, ağrılardan karnına takılan omurilik piliyle kurtuldu.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Algoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. İbrahim Aşık, omurilik pili hakkında şu bilgileri verdi:
Yarım saatte takılıyor
Elektrot (elektrik uyarısını veren tel) yarım saat içinde omuriliğin üst tarafına (üst torokal tarafa) yerleştiriliyor. Verilen elektrik akımı dokulardaki kan akşını artırarak oksijenin dokulara
daha çok gitmesini sağlıyor. İşlem işe yararsa pil kalıcı olarak yerleştiriliyor.
Ağır medikal ilaçlara yanıt vermeyen ağrı durumlarında yaklaşık 40 bin lira olan pili
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) karşılıyor.”
Omurilik pili ile oksijen hem omurlara hem de kalbe daha rahat taşınıyor
Orak hücreli aneminin, kan hücrelerinin oksijen taşıma kapasitesinin bozulması olduğunu belirten Prof. Dr. Aşık, “Bu hastamızda oksijen dokulara gidemediğinden, omurlarında
ciddi nekroz (erime) gözlemledik. Oksijen kalbe de yeterince taşınamadığından, göğüs ağrıları oluştu. Omurilik pili sayesinde oksijen hem omurlara hem de kalbe daha rahat taşınır duruma geldi, dolayısıyla hastamızın ağrıları belirgin bir biçimde azaldı.” dedi.
Dünyada İlk!
Prof. Dr. Aşık, hastaya taktıkları bu pilin, orak hücreli anemi hastalığında göğüs ve sırt ağrısı nedeniyle omuriliğe takılan Dünyadaki ilk omurilik pili özelliğini taşıdığını vurguladı.
Prof. Dr. Aşık, Dünyada bu pilin tedavideki başarı oranının %50-60 dolayında kaldığını,
oysa hastamız Aslı Çay’da %80’in üzerinde ağrı denetimi sağladıklarını belirtti.
Prof. Dr. İbrahim Aşık, bu olgunun, Kanada Montreal’de yapılan Uluslararası Nöromodülasyon Dünya Kongresi’nin 12’inci toplantısında sunulduğunu ve büyük ilgi gördüğünü de
sözlerine ekledi.
Aslı Çay ise şu duyguları paylaştı:
- “3 yıldır dayanılmaz ağrılar çekiyordum. Tüm bedenime platin takılacağını söylediler.
Pille ağrılarımda %80 azalma oldu.”
Omuriliğe yerleştirilen pil, bele takılan bir aygıtla günde 1 kez 25 dakika şarj ediliyor.
Şarj edilen pil, ağrılarının iletilmesini omurilikte kesiyor.
============================
Dostlar,
Sevindirici bir gelişme..
Ağrı, insan yaşamında son derece önemli sağlık sorunlardan biridir.
Kimi süregen (kronik) hastalıklarda, son (terminal) dönem hastalarımızda AĞRI sorununu yönetmek hiç de kolay olmamaktadır.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi (AÜTF), Türkiye Cumhuriyeti’nin açtığı ilk tıp fakültesidir (1945). Bu Fakülte, Atatürk‘ün açtığı Hukuk (1925) ve Dil – Tarih – Coğrafya (1936) fakülteleri ile Yüksek Ziraat Yüksek Mektebi (1930), 1936’da Atatürk’ün Ankara’ya taşıttığı Mülkiye Mektebi (günümüz
Siyasal Bilgiler Fakültesi) ile birlikte Cummhuriyetinizin kurduğu ilk üniversite olan Ankara Üniversitesi‘nin çekirdeğini oluşturmuşlardır.
Hacettepe Tıp Fakültesi‘nin de kaynağı / kurucusu (1963) Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesidir (AÜTF).
İstanbul Tıp Fakültesi, Ankara Tıp Fakültesi, Ege Tıp Fakültesi, Hacettepe Tıp Fakültesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ilk 5’ler olarak ülkemiz sağlık sektörünün amiral gemileridir.
Bu seçkin kurumlarda salt nitelikli – son basamak sağlık hizmeti verilmez;
aynı zamanda başta Hekimler, öbür sağlıkçalışanları yetiştirilir.
Ayrıca tıp ve sağlık bilimlerinde BİLİMSEL ARAŞTIRMA yapılarak sağlık sorunlarına çözümler üretilir, bilime katkıda bulunulur..
Ancak AKP iktidarı bu amiral gemilerini mali bakımdan batırarak özel sağlık sektörüne
rakip olmaktan çıkarmaya çabalıyor. Ayrıca iyi kötü “özerk” hiçbir kurum istemiyor;
tüm ipler kendi elinde olsun istiyor..
Çoook tehlikeli ve sakıncalı bir politika izliyor. Buna artık ve derhal son vermesi ve
adı geçenler başta olmak üzere Kamusal Sağlık Kurumlarının üstüne titremesi gerekiyor..
Andığımız 5 tıp fakültesi, uluslararası bilimsel tıp yazınında (literatürtünde)
ülkemizin yüzakıdırlar.
Biz 1971’de Hacettepe Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimine başlamış, 3. sınıfta (1973)
İstanbul Tıp Fakültesi‘ne yatay geçiş yapmış ve 1977’de bu güzelim tarihsel Fakülteden
yüksek bir özgüvenle mezun olmuştuk. Daha sonra 1978-81 arasında Halk Sağlığı /
Toplum Hekimliği uzmanlık eğitimimizi de bu 2 kurumda tamamlamıştık.
2 fakültede yurtdışı eğitimlerimiz (Londra ve Texas), Edirne Tıp Fakültesi ve
2004’ten bu yana da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde (AÜTF) çalışıyoruz ve
bu kurumların ürünüyüz..
Kurumlar uzun yıllarda ve çok büyük emeklerle – kaynaklarla oluşabilmekte ve
gelişmiş bir ülke olma acak Kurumlaşma ile sağlanabilmektedir.
Politikacıların bu tür kurumları ülkenin gözbebeği gibi koruyup – kollamaları
ve daha da geliştirmeye çabalamaları zorunludur.
Ülkemize emek veren tıp ve sağlık emekçilerini bu vesile ile şükranla anarız.
Sevgi ve saygı ile.
04 Ekim 2015, Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com