ABD Dışişleri Bakanlığı, Kerry’nin ziyareti öncesi insan hakları konusunda eleştiri yağdırdı
‘Türk yargısı siyasallaştı’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) – ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Suriye’nin Dostları Çekirdek Ülke Grubu toplantısı için Türkiye’ye gelmeden önce, insan hakları konusunda Türkiye’yi adeta topa tuttu. Kerry’nin sunumunu yaptığı ABD Dışişleri Bakanlığı’nın geleneksel yıllık insan hakları raporunda, özellikle ifade özgürlüğüne ilişkin Türkiye’ye ağır eleştiriler yer alırken yargının siyasallaştığı ve çok sayıda gazetecinin cezaevinde olduğu belirtildi.
• Çok sert ifadeler – Bir önceki yıllara göre çok sert ifadelerin kullanıldığı insan hakları raporunun Türkiye’yle ilgili bölümünde, “adalete etkili biçimde erişilmemesi” başlığı altında, devlete yönelik terörizm ve diğer tehditlerle ilgili geniş kapsamlı yasalara değinildi ve bunlarla ilgili davalarda yeterince şeffaf olunmadığına,
adalet sisteminin siyasallaştığına vurgu yapıldı ve
“Terör ve devlete karşı diğer tehditlere yönelik birçok yasa ve bu tür davalardaki soruşturmalarda şeffaflık eksikliği adalete erişimi engelledi.” denildi.
• Hâkimlerle savcılar arasında yakın bağ Keyfi tutuklamaların olduğu, ön duruşma öncesinde uzun tutukluluk sürelerinin görüldüğü, davaların uzadığı belirtilerek hâkimlerle savcılar arasındaki yakın bağlantının, uygunsuzluk ve taraflılık görüntüsü çizdiği belirtilen raporda “Hükümetin ifade özgürlüğüne müdahalesi” başlığında ise Türkiye’ye yönelik ağır eleştirilere yer verildi.
• Gazeteciler cezaevinde
Ceza kanunu ve terörle mücadele yasasının, basın ve internet özgürlüğünü kısıtlayan maddelerinin korunduğu, çoğu terörle mücadele yasası çerçevesinde veya yasadışı örgütle bağlantıları olduğu gerekçesiyle suçlanan çok sayıda gazetecinin cezaevinde tutulduğu dile getirildi. “Ceza yasası ve terörle mücadele kanunu, birçok makaleyi
basın ve internet özgürlüğünden mahrum bıraktı” denilen raporda, “Yasal reformlar, cezaevlerinden binlerce kişinin salıverilmesini sağlarken yargı sistemi politize oldu
ve fazla iş yükü üstlendi” değerlendirmesinde bulunuldu.
• Korkudan otosansür yapıyorlar
Gazetecilerin, akademisyenlerin, yazarların ve kişilerin, haklarında soruşturma ya da dava açılması korkusuyla devleti veya hükümeti eleştirmekten çekinmesi sonucu otosansürün yaygın olduğunun bildirildiği dile getirilen raporda, siyasi liderlerin, kendilerini eleştirenlere hakaret davaları açtıkları, böcekle gizli dinleme ve telefonların dinlenmesinin sık görüldüğü iddialarının işyerlerinde ve evlerde otosansüre özendirdiği ve ifade özgürlüğünü kısıtladığı saptamaları yapıldı.
“Yetkililer keyfi tutuklamalara, tutukluları yargılama öncesi uzun ve belirsiz bir süre hapiste tutmaya, uzun yargılamalar yapmaya devam etti. Soruşturmaların gizliliği kararları, yetkililere savunmanın delillere erişimini kısıtlama imkânı veriyor ve şüpheliler için yargı güvencesinin etkin bir şekilde uygulandığı konusunda endişeleri körüklüyor”değerlendirmesinin de yapıldığı raporda, aralarında çok sayıda öğrencinin bulunduğu binlerce kişinin, yasal gösteriler sırasında gözaltına alındıkları ve terörle mücadele yasası çerçevesinde suçlandıkları vurgulanarak, hükümetin, kadınlar, çocuklar, lezbiyenler, homoseksüeller, biseksüeller ve cinsiyet değiştirenler dahil olmak üzere savunmasız toplulukları tacizden, ayrımcılıktan ve şiddetten etkili biçimde koruyamadığı belirtildi.
• Kadına şiddet sürüyor
Yeni aile içi şiddet yasasıyla gelişme kaydedildiği ancak töre cinayeti dahil olmak üzere kadına karşı şiddetin hâlâ önemli bir sorun oluşturduğu, kadınların çocuk yaşta evlendirilmesinin sürdüğüne dikkat çekildi.
• Güneydoğu da raporda
Güvenlik güçleri tarafından yasadışı biçimde adam öldürülmesi, gösterilerin engellenmesi, Kürt sorunu, öğrenci, işçi hakları ve muhalif faaliyetlerle ilgili gösterilerde bazen aşırı güç kullanılması, özellikle ülkenin güneydoğusunda insan hakları örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesi raporda sıralandı.
• Görevi kötüye kullanana nadiren ceza
Raporda, güvenlik güçlerinin görevi kötüye kullanmasıyla ilgili ihbarların soruşturulduğu ancak bunlarla ilgili tutuklama ve cezai takibat sayılarının düşük olduğu, hüküm kararlarının ise nadiren verildiği saptaması da yapıldı.
• İşkence sürüyor!
Anayasanın ve yasaların yasaklamasına rağmen bazı yetkililerin işkence ve diğer insanlık dışı eylemlere başvurduğu yönünde bilgiler olduğu dile getirilen raporda,
bu tür eylemlerin, özellikle polisin gözaltısında, gösterilerde ve cezaevine nakil sırasında yaşandığının ifade edildiği aktarıldı.
• Asker intiharları
Ordu içindeki insan hakları ihlallerine ve intiharlara da değinilen raporda,
cezaevlerinin yetersiz olduğu ve uluslararası standartları karşılamadığı dile getirildi.
• Binden fazla siyasi mahkûm
Raporda, 3. Yargı Reformu Paketi’nin, yargı prosedürlerini değiştiren kimi hükümler içerdiği, siyasal mahkûmların ayrı bir kategoriye alınmadığı, aralarında gazeteci, siyasal parti yetkilisi ve akademisyenlerin bulunduğu binden fazla kişinin siyasi mahkûm olduğu belirtildi.