Etiket arşivi: Asker intiharları

ABD’den AKP’ye ağır eleştiri

Cumhuriyet 21.04.2013
Yargı siyasallaştı,
ifade özgürlüğüne müdahale edildi,
gazeteciler cezaevine kondu’

ABD’den ağır eleştiri

Kerry gelmeden eleştirdi ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Türkiye ziyaretinden önce
insan hakları raporunu açıkladı. Raporun Türkiye bölümünde önceki yıllara göre çok sert ifadeler yer aldı.

“Hükümetin ifade özgürlüğüne müdahalesi”

başlığı altında siyasi liderlerin kendilerini eleştirenlere hakaret davaları açtıkları belirtildi. Raporda, böcekle gizli dinleme ve telefonların dinlenmesinin sık görüldüğü vurgulandı.

Adalete erişim engellendi

Keyfi tutuklamaların olduğu, ön duruşma öncesinde uzun tutukluluk sürelerinin görüldüğü, davaların uzadığı belirtilen raporda, hâkimlerle savcılar arasındaki yakın bağlantının uygunsuzluk ve taraflılık görüntüsü çizdiği ifade edildi. Raporda, ceza yasası ve terörle mücadele yasası çerçevesinde suçlanan çok sayıda gazetecinin de cezaevinde olduğuna dikkat çekildi. ■

ABD Dışişleri Bakanlığı, Kerry’nin ziyareti öncesi insan hakları konusunda eleştiri yağdırdı

‘Türk yargısı siyasallaştı’

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) – ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Suriye’nin Dostları Çekirdek Ülke Grubu toplantısı için Türkiye’ye gelmeden önce, insan hakları konusunda Türkiye’yi adeta topa tuttu. Kerry’nin sunumunu yaptığı ABD Dışişleri Bakanlığı’nın geleneksel yıllık insan hakları raporunda, özellikle ifade özgürlüğüne ilişkin Türkiye’ye ağır eleştiriler yer alırken yargının siyasallaştığı ve çok sayıda gazetecinin cezaevinde olduğu belirtildi.

• Çok sert ifadeler – Bir önceki yıllara göre çok sert ifadelerin kullanıldığı insan hakları raporunun Türkiye’yle ilgili bölümünde, adalete etkili biçimde erişilmemesi başlığı altında, devlete yönelik terörizm ve diğer tehditlerle ilgili geniş kapsamlı yasalara değinildi ve bunlarla ilgili davalarda yeterince şeffaf olunmadığına,
adalet sisteminin siyasallaştığına vurgu yapıldı ve

Terör ve devlete karşı diğer tehditlere yönelik birçok yasa ve bu tür davalardaki soruşturmalarda şeffaflık eksikliği adalete erişimi engelledi.” denildi.

• Hâkimlerle savcılar arasında yakın bağ Keyfi tutuklamaların olduğu, ön duruşma öncesinde uzun tutukluluk sürelerinin görüldüğü, davaların uzadığı belirtilerek hâkimlerle savcılar arasındaki yakın bağlantının, uygunsuzluk ve taraflılık görüntüsü çizdiği belirtilen raporda Hükümetin ifade özgürlüğüne müdahalesi” başlığında ise Türkiye’ye yönelik ağır eleştirilere yer verildi.

• Gazeteciler cezaevinde

Ceza kanunu ve terörle mücadele yasasının, basın ve internet özgürlüğünü kısıtlayan maddelerinin korunduğu, çoğu terörle mücadele yasası çerçevesinde veya yasadışı örgütle bağlantıları olduğu gerekçesiyle suçlanan çok sayıda gazetecinin cezaevinde tutulduğu dile getirildi. Ceza yasası ve terörle mücadele kanunu, birçok makaleyi
basın ve internet özgürlüğünden mahrum bıraktı
” denilen raporda, Yasal reformlar, cezaevlerinden binlerce kişinin salıverilmesini sağlarken yargı sistemi politize oldu
ve fazla iş yükü üstlendi
 değerlendirmesinde bulunuldu.

• Korkudan otosansür yapıyorlar 

Gazetecilerin, akademisyenlerin, yazarların ve kişilerin, haklarında soruşturma ya da dava açılması korkusuyla devleti veya hükümeti eleştirmekten çekinmesi sonucu otosansürün yaygın olduğunun bildirildiği dile getirilen raporda, siyasi liderlerin, kendilerini eleştirenlere hakaret davaları açtıkları, böcekle gizli dinleme ve telefonların dinlenmesinin sık görüldüğü iddialarının işyerlerinde ve evlerde otosansüre özendirdiği ve ifade özgürlüğünü kısıtladığı saptamaları yapıldı.

Yetkililer keyfi tutuklamalara, tutukluları yargılama öncesi uzun ve belirsiz bir süre hapiste tutmaya, uzun yargılamalar yapmaya devam etti. Soruşturmaların gizliliği kararları, yetkililere savunmanın delillere erişimini kısıtlama imkânı veriyor ve şüpheliler için yargı güvencesinin etkin bir şekilde uygulandığı konusunda endişeleri körüklüyordeğerlendirmesinin de yapıldığı raporda, aralarında çok sayıda öğrencinin bulunduğu binlerce kişinin, yasal gösteriler sırasında gözaltına alındıkları ve terörle mücadele yasası çerçevesinde suçlandıkları vurgulanarak, hükümetin, kadınlar, çocuklar, lezbiyenler, homoseksüeller, biseksüeller ve cinsiyet değiştirenler dahil olmak üzere savunmasız toplulukları tacizden, ayrımcılıktan ve şiddetten etkili biçimde koruyamadığı belirtildi.

• Kadına şiddet sürüyor

Yeni aile içi şiddet yasasıyla gelişme kaydedildiği ancak töre cinayeti dahil olmak üzere kadına karşı şiddetin hâlâ önemli bir sorun oluşturduğu, kadınların çocuk yaşta evlendirilmesinin sürdüğüne dikkat çekildi.

• Güneydoğu da raporda 

Güvenlik güçleri tarafından yasadışı biçimde adam öldürülmesi, gösterilerin engellenmesi, Kürt sorunu, öğrenci, işçi hakları ve muhalif faaliyetlerle ilgili gösterilerde bazen aşırı güç kullanılması, özellikle ülkenin güneydoğusunda insan hakları örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesi raporda sıralandı.

• Görevi kötüye kullanana nadiren ceza

Raporda, güvenlik güçlerinin görevi kötüye kullanmasıyla ilgili ihbarların soruşturulduğu ancak bunlarla ilgili tutuklama ve cezai takibat sayılarının düşük olduğu, hüküm kararlarının ise nadiren verildiği saptaması da yapıldı.

• İşkence sürüyor!

Anayasanın ve yasaların yasaklamasına rağmen bazı yetkililerin işkence ve diğer insanlık dışı eylemlere başvurduğu yönünde bilgiler olduğu dile getirilen raporda,
bu tür eylemlerin, özellikle polisin gözaltısında, gösterilerde ve cezaevine nakil sırasında yaşandığının ifade edildiği aktarıldı.

• Asker intiharları

Ordu içindeki insan hakları ihlallerine ve intiharlara da değinilen raporda,
cezaevlerinin yetersiz olduğu ve uluslararası standartları karşılamadığı dile getirildi.

• Binden fazla siyasi mahkûm

Raporda, 3. Yargı Reformu Paketi’nin, yargı prosedürlerini değiştiren kimi hükümler içerdiği, siyasal mahkûmların ayrı bir kategoriye alınmadığı, aralarında gazeteci, siyasal parti yetkilisi ve akademisyenlerin bulunduğu binden fazla kişinin siyasi mahkûm olduğu belirtildi.

Erdal ATABEK : Türkiye’de Ölmek…

Dr. Erdal ATABEK

erdalatak@superonline.com

Türkiye’de Ölmek…

Ölüm nedenlerimize dikkat ediyor musunuz?
Bence çok şey anlatıyor bizdeki ölüm nedenleri.
Son deniz faciasına bakalım.
Şiddetli bir lodos fırtınası var.
Deniz hem çok dalgalı hem de güvenliksiz.
Bir Ukrayna gemisi fırtınada batmak üzere.
Elbette o gemi böyle bir fırtınada neden orada? Bilmiyoruz.

Kurtarma botu denize açılıyor.
Ama bot kendini bile kurtaramıyor.
Bu arada karadaki bir balıkçı da kurtarma amacıyla denize atlıyor.
Botun kaptanı boğuluyor, başka boğulanlar da var.
Balıkçı da kendini kurtaramıyor, boğuluyor.

Şimdi bu kurtarma operasyonunun neresi akla mantığa sığıyor?
Hiçbir yanı. Bu işin akla mantığa, deneyime, kurala sığar yanı yok.
“Ben bu işi yaparım” güdüsü. “Bana bir şey olmaz” dürtüsü.
Bizim insanımızın davranışlarına egemen olan dürtüsellik.
Dürtüsellik öne çıkıp da akılcılığı susturunca olanlar bunlar.
Gençlerin araba kazalarına bakınca görülen de budur.

***

Gençlerin araba ile yaptıkları kazalara bakın.
İçkili, içkisiz hızlı araba sürmeler. Caka satmalar. Hıza yüklenmeler.
Sonrası?
Direksiyon hâkimiyetini kaybetme. Savrulma. Çarpma. Ölümler.
Öldürmeler. Yaralanmalar. Sakatlanmalar.
Yılda kaç gencimizin bu olaylara karıştığını bilen var mı?
Gençlerin bar kavgaları. Kız yüzünden kapışmalar.
Bıçaklar. Silahlar.

Dürtüsellik. Dürtülerini kontrol edememe.

“İşte gençlerin kanı kaynıyor” mazeretinin arkasına sığınma.
Doğrusu, insanımızın olgunlaşamamasıdır.
Çocuksuluk sürüp gidiyor.
Mevsim ölümleri” diye bir şey dikkatinizi çekiyor mu?

***

Mevsim ölümleri.
İlkbaharda mantar zehirlenmeleri.
Bir türlü akıllanamama.
Ormanda mantar toplanıyor. Pişirilip ailece yeniyor.
Hepsi hastanelik. Ölen var, kurtulan var. Zehirli mantar.
Yaz geliyor. Boğulmalar.
Yüzme bilmeden serinlemek için denize girmeler, baraj gölüne dalmalar.
Arkadan çırpınmalar.
Kurtarmak için suya atlayan da yüzme bilmiyor.
Birlikte boğuluyorlar.
Dahası var.

  • Çırpınan kızlar, uzanan erkek ellerini tutmak günah diye boğuluyorlar!

Bunu da görüyoruz. İleri demokrasili laik Türkiye’de.
Sonbaharda gene zehirli mantar ölümleri.
Kış aylarında sobalardan sızan gazla ölenlerin mevsimi geliyor.
Bayramlarda trafik canavarı harekete geçiyor.
Mevsimlik ölüm listeleri böyle.

***

Silah kazaları ayrı bir ölüm kategorisi. Silahla oynarken ateş aldı.
Kazayla vurdu öldürdü. Düğünde ateş ederken damadı vurdu.
Kutlama sırasında silahlar patladı, bir çocuk öldü.
Silahını temizlerken patladı.
Asker intiharları giderek dikkat çekici bir duruma geldi.
Askerler neden intihar ediyor?
Silahını kendine dayayıp ateş etmeye iten nedenler neler?
Silah elbette çok tehlikeli bir gereç.
Dürtülerin elinde ölüme götüren bir gereç.
Gene karşımıza dürtüsellik-akılsallık çıkıyor.

***

Ölüm nedenleri çok düşündürücüdür.
Çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler.
Kadın cinayetleri başlı başına çok önemli bir konu.
Hep aynı hikâye karşımıza çıkıyor.
Olgunlaşamamış kişilikler.
Hayatlara çizilemeyen çerçeveler.
Kontrol edilemeyen dürtüsellik.
Ulaşılamayan akılsallık.
Bedelini bütün bir toplum ödüyor. Ödemeye de devam edecek.
Kendini aldatarak… Önce kendini aldatarak…

(Cumhuriyet, 10.12.12)