Etiket arşivi: İbrahim Tatlıses ile Şıvan Perver

YILMAZ ÖZDİL : BAYRAK..


Bayrak

Yilmaz_Ozdil_portresi_kravatli


Yılmaz ÖZDİL
Elim varmıyor. 
Yazmıyorum.

İlla ısrar ediliyor…
“Bayrağı yaz!”

*
Nesini yazayım birader… PKK’nın tanık, TSK’nın sanık olmasına şaşmadınız da, bayrağımızın indirilmesine mi şaştınız?

Habur’da havayi fişekle karşılamalarını, UEFA kupası kazanmış gibi otobüsün üstünde tur attırmalarını yadırgamadınız da, bayrağın indirilmesini mi yadırgadınız?

Diyarbakır’a karışırız diyen Barzani’yi AKP kongresinde onur konuğu yapıp,
Türkiye seninle gurur duyuyor diye alkışlamalarından rencide olmadınız da,
bayrağın indirilmesinden mi rencide oldunuz?

*
Saçılıma karşı çıkanlara “iki cihanda lekeli” demediler mi?
Türkülerinde “barutun kokusu düştü burnuma, dört bir yana istiyorum dibinden patlatayım, adamlar gibi dağlara düşeyim, tutmak istiyorum Kürdistanımı” diyen
Şivan Perver’e, barış güverciniymiş gibi, düet yaptırmadılar mı?

*
DEP kongresinde, HADEP kongresinde, DEHAP kongresinde, DTP kongresinde,
BDP kongresinde, Ankara’nın göbeğinde, bayrağımız indirilmedi mi?

BDP milletvekilleri, kameralar önünde, göstere göstere, Kalaşnikoflu teröristlerle
sarılıp kucaklaşmadı mı?

Tayyip Erdoğan’ın akıl hocalarından olan AKP milletvekili
“PKK’nın zulme karşı mücadele ettiğini” söylemedi mi?

AKP yöneticisi “Türk yoktur” demedi mi?

“Ulus devlet Allah’ın belasıdır” diyeni, “Türk üst kimliği bölücüdür” diyeni,
“devletten yana değil, dağdakiyle birlikte yaşamak isterim” diyeni,
“Türk bayrağı demeyelim, Türkiye bayrağı diyelim” diyeni…
“Akil adam” yapmadılar mı?

*
“PKK’yla masaya oturduğumuzu iddia edenler şerefsizdir” diyen
Tayyip Erdoğan, kiminle masaya oturdu?

Apo’ya Diyarbakır meydanında “Ulusa Sesleniş” konuşması yaptırmadılar mı?

“TSK cami bombalayacaktı” iftirasını aylarca manşet yaparlarken,
“isteklerim yerine getirilmezse 50 bin kişiyle halk savaşı olur, bundan önce yaşananlar devede kulak kalır” diyen Apo’nun, İmralı tutanaklarını sansürlemediler mi?

Apo açık açık “AKP’yle ittifaka gireceklerini, kendi isteklerinin yerine getirilmesi karşılığında Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını destekleyeceklerini” söylemedi mi?

Bizim yalaka basın, koşa koşa gidip, Kandil’deki basın toplantısını naklen
yayınlamadı mı?

Devletin valisi “Abdullah Öcalan’ı takdirle karşılıyorum” demedi mi?

*
Apo posteri taşımak suç olmaktan çıkarılırken, otomobiline Atatürk posteri yapıştıranlara trafik cezası kesilmedi mi?

19 Mayıs yasaklanırken, T.C. kaldırılırken, PKK bayrağı serbest bırakılmadı mı?

PKK bayrağıyla alakalı suç duyurusunu inceleyen savcılık, “sarı kırmızı yeşil renkler, PKK sembolü manasına gelmez, Senegal’in Gana’nın Kamerun’un bayrağı da
yeşil kırmızı sarıdır” deyip, takipsizlik vermedi mi?

*
PKK kurşunuyla tekerlekli sandalyeye mahkûm olmuş, şeref madalyalı subayımız,
PKK itirafçısının yalanlarıyla intihar ettirilmedi mi?
Oslo kepazeliği yüzünden MİT Müsteşarı’nı ifadeye çağıran savcı,
anında uçurulmadı mı?

*
İsmet İnönü’ye “Hitler” denmedi mi?

Sabiha Gökçen’e “soykırımcı” denmedi mi?

Şehitlere “kelle” Apo’ya “sayın” denmedi mi?

Şehitlere kelle dediği için Tayyip Erdoğan’ı “üç kuruş” tazminata mahkûm ettiren avukatı, Silivri’ye göndermediler mi? Bu tarihi kararı veren kadın hâkimi,
adalet bakanının talimatıyla yargılamaya kalkmadılar mı?

Gazilere haciz gelmedi mi?
Şehit babasının kapısına icra dayanmadı mı?

10 şehidimizin toprağa verildiği gün, Tayyip Erdoğan şarkıcılarla beraber Somali’ye gitmedi mi? 8 şehidimizin toprağa verildiği gün, dışişleri bakanımız, başbakanımızın eşi ve kızıyla beraber Myanmar’a gidip, Myanmarlılara ağlamadı mı?

15 şehidimiz varken, AKP milletvekili stadyumda sünnet düğünü yapmadı mı,
bakanlar kirve olmadı mı?

25 şehidimiz varken, AKP’nin valisi AKP’nin Necdet beyine sucuk hediye etmedi mi?

*
Libyalıları, Filistinlileri, Yemenlileri, Mısırlıları, Suriyelileri ambulans uçaklarla Türkiye’ye getirip, özel hastanelerde ücretsiz tedavi ederken, Cumhurbaşkanına hediye edilen beygiri bile özel uçakla Ankara’ya getirirken… Şehitlerimizin tabutlarını kamyonet kasasında taşıyıp, gazilerimizi şehirlerarası otobüsle göndermediler mi?
Gaziler, otobüs biletlerini bile kendi cebinden ödemedi mi?

*
“Parası olan var, olmayan var, parası olan bastıracak parayı, askerlikten kurtulacak, parası olmayan askerlik yapacak, ben şahsen Tayyip Erdoğan olarak böyle bir sorumluluğun altına girmem, referandum yaparım, çünkü biz kimsesizlerin kimiyiz” dedikten sonra, şak diye, bedelli çıkarmadılar mı?

“Ensesi kalınsa, canı sağ olsun, garibansa, vatan sağ olsun” demediler mi?
Analar ağlamasın ayağıyla, kaçanın anası ağlamaz’a getirmediler mi?

*
Anayasa Mahkemesi önündeki “adalet nöbeti”nden tek kelime yayın yapmayan
şerefli (!) basınımız, Diyarbakır belediyesi önündeki anneler nöbetinden 7 gün gün 24 saat canlı yayın yapmıyor mu? Diyarbakır’daki anneler anne de, Ankara’dakiler kelaynak sürüsü mü? Diyarbakır’daki annelerin evlatları PKK’nın elinde esirken, subay annelerinin evlatları kendi ordusunun elinde esir değil mi?

*
Hukuku eğip büküp, İmralı’yı Kandil’i meşru hale getirirlerken…
Anayasa Mahkemesi gayrimilli ilan edilmedi mi?

*
TÜSİAD’a vatan haini diyenlerin, PKK’ya vatan haini dediğini duydunuz mu?

*
PKK cirit atarken, ömrünü terörle mücadeleye adamış Genelkurmay Başkanı terörist suçlamasıyla müebbet hapse mahkûm edilmedi mi? “Bayrağı korumaya yeminli”
kuvvet komutanlarımız, pırıl pırıl subaylarımız hapse tıkılırken,
AKP’nin cankuşu Hilmi efendi, “kasaptaki ete soğan doğramam” demedi mi?

*
İmralı’yla muhabbete gıkını çıkarmayan Necdet bey, Hasdal’da söyledikleri
afişe edildi diye CHP’yi mahkemeye vermedi mi? İmralı legal de, Hasdal illegal mi?

*
Kışlaya molotof atıp, askeri üsteki bayrağımızı indirdiklerinde, Necdet bey’in sabrı taşmazken… Aynı Necdet bey, sessiz çığlık eylemine katıldı diye,
emekli tümgeneralin eşi Derya Beştepe’ye “orduevine giriş yasağı” koymadı mı?

*
Ve, hâlâ diyorsunuz ki, indirilen bayrağımızı yaz… Neyini yazayım birader?
Sıkmayın canınızı, Hindistan’da Pakistan’da olur böyle şeyler mi diyeyim?

*
Bayrak düşerse…
Vatan düşer.

*
Saklı gizli yok, her şey gözünün önünde cereyan ediyor…
Bir daha oy ver, Türk bayrağını indirdikleri askeri üsse Kürdistan bayrağı diksinler mi diyeyim?

TÜRKİYE’Yİ BÖLDÜRTMEYECEĞİZ


TÜRKİYE’Yİ BÖLDÜRTMEYECEĞİZ

Erdoğan Gökçe

2004 yılından beri  Türkiye’yi parçalayacağını ve Diyarbakır’ı Ortadoğu’nun yıldızı yapacağını söyleyen Tayyip Erdoğan, bu  amacına ulaşmak için yeni bir hamle daha yaptı! Diyarbakır’a davet ettiği Amerikan kuklası Barzani’nin ayağına gitti.

Sıradan bir aşiret liderini, “devlet başkanı” gibi karşıladı. Barzani’yi mi kendi seviyesine çıkardı yoksa kendisini mi o seviyeye düşürdüğü ayrı bir tartışma konusu.
Ama şurası gerçek ki; ABD talimatlarıyla hareket eden Tayyip Erdoğan,

  • Türkiye’nin parçalanması konusunda önemli bir hamle yaptı.

– İlk kez, Irak’ın kuzeyinden “Kürdistan” olarak bahsetti.
– “Diyarbakır’ı bölgenin kutup yıldızı- yani Irak, İran, Suriye ve
Türkiye “Kürdistan”ı’nın başkenti yapacağını söyledi.

– PKK’ya genel af çıkaracağını, dağdaki teröristlerin inmeleri için
her türlü kolaylıkları sağlayacağını söyledi…

– “Bu daha başlangıç” diyen Tayyip Erdoğan, “Diyarbakır değişirse
Irak ve Suriye de değişir” dedi.

– Yani, Türkiye’de bir Kürt Federasyon kurulursa
Irak ve Suriye’de kurulması kolaylaşır.. demeye getirdi.

Tayyip Erdoğan’ın son zamanlarda diline doladığı Yeni Türkiye söyleminin
anlamı bu!

ABD’nin yayınladığı BOP haritasına baktığınızda,
BOP eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söyleminin ve eyleminin ne olduğu daha iyi anlaşılır.

Evet, ABD’nin sıkıştırdığı Tayyip Erdoğan bunları yaparken,
Meclis’teki ana ve yavru muhalefet ne yapıyor?
Biri, milletin gazını almaya, öbürü de desteğini sürdürmeye devam ediyor.

Peki bu durum karşısında  ayağa kalması ve milleti de ayağa kaldırması gereken gerçek Atatürkçülerle gerçek milliyetçiler ne yapıyor?

Gerçek Atatürkçülerin çoğu ayakta da gerçek milliyetçilerden öyle belirgin ve
örgütlü bir tepki görülmüyor henüz.

  • Tanrı Dağı kadar Türk, Hıra dağı kadar Müslüman olanlar hani nerdeler?

“Ya sev ya terk et” diyerek, kendini en büyük milliyetçi ve vatanın gerçek sahibi sananlar! Nerdeler?

Ama Türk milleti ayakta!

Vatanı böldürmeyeceğiz!

Büyük ülkelerin büyük liderleri Ankara’ya Atatürk’ün ayağına gelirdi. Tayyip Erdoğan ise Diyarbakır’a, Amerikan kuklası bir aşiret liderlerinin ayağına gidiyor. Daha düne kadar Türk pasaportuyla gezen ve subaylarımıza ‘komutanım’ diyen, postal yalayıcısı birinden medet umuyor.

Tayyip Erdoğan’ın içine düştüğü durum işte bu!

AKP, PKK, Barzani ittifakı şarkılı, türkülü törenlerle Türkiye’yi parçalamak için
yeni hamleler yapsalar da, sonuçta yenilmeye ve kaybetmeye mahkumlar.

Çünkü o çok güvendikleri ve kucağına sığındıkları ABD çöküyor.

Çünkü AKP iktidarı çöküyor, Kürt halkı PKK’ya itibar etmiyor,
Barzani kendi bölgesinde zor durumda.

Bakın, Diyarbakır gibi bir ilde, İbrahim Tatlıses ile Şıvan Perver bir konser vermeye kalksa, inanın 100-150 bin insan toplanır o miting yapılan meydana.
Oysa AKP-PKK Barzani ittifakının yanına bir de Tatlıses ve Perver eklendiği halde, meydandaki kalabalık 40 bini geçmez.

Kaldı ki  “VATANI BÖLDÜRMEYİZ” Türküyle Kürdüyle TÜRK MİLLETİ ayakta!

Haziran eylemleri devam ediyor.

Sadece bir günde ve Ankara halkından Atatürk’ün huzuruna çıkan insan sayısı
1 milyon! Bir de 10 Kasım günü saat 9’u 5 geçe Ata’ya saygı duruşunda bulunan
insan sayısını bir düşünün.

Denizde boğulurken kurtulmak için birbirlerine sarılanlar gibi karada kaybedenler de birbirlerine tutunarak kurtulmaya çalışıyorlar. Diyarbakır’daki ittifakın diğer anlamı budur.

Irak, İran, Suriye ve Türkiye kazanmaya, AKP-PKK ve Barzani kaybetmeye başladı.

AKP yıkıldığında ve Milli Hükümet kurulduğunda,
bölgemize yeninden huzur ve barış gelecektir.

Devlet Bahçeli ve Özellikle de Kemal Kılıçdaroğlu!

AKP’ye yandaşlık yapmaktan, bölücülerle ve cemaatlerle ittifak yapmaktan vazgeçmeli, bir an evvel ayağa kalkan Türk halkının önüne düşmeliler.

Aksi taktirde kaybedenlerin kaderine ortak olurlar.