Etiket arşivi: Hakkari’de 50 kişinin bir olup bir hekimi vahice dövmeleri

Ambulans yok dendi Efe bebek otobüste öldü : Malpraktis mi, Komplikasyon mu?

Ambulans yok dendi Efe bebek otobüste öldü : Malpraktis mi, Komplikasyon mu?

Dostlar,

Aşağıda üzücü bir haber var..

67 günlük bir bebeğin yitirilmesi..

Niğde’de konan tanı (ön tanı?) “safra yolları atrezisi” (safra kanallarının gelişmemesi). Buna göre, karaciğerde üretilen safra, kese ve kanalı üzerinden duodenuma (12 parmak bağırsağı) aktarılamıyor ve geri teperek karaciğere yayılıyor. Parçalanmaya çalışılan safra salgısı de kanda bilirubini artırarak tıkanma sarılığına yol açıyor.

Karaciğer fonksiyon testlerine, bilirubin düzeyine, sarılık derecesine ve bebeğin genel durumuna göre çocuk hekimi meslektaşımız durumu değerlendirmiştir.

Cankurtaran ile sevke gerek görmemiştir. Annenin savına göre bu esirgemenin gerekçesi “giden cankurtaranların dönmemesi – geç dönmesi” imiş.

Ancak Mehmet Efe Akdemir bebeğin durumunun “ivedi” olması, hemen cankurtaran ile sevkini gerektirmesi durumunda çocuk hekimi meslektaşımızın böylesi bir gerekçeye dayan(a)mayacağı açıktır.

Dolayısyla, Niğde – Kayseri arası 131 km olup otobüsle en çok 2 saat sürmektedir.
Gecikmeden bir otobüsle gidilmesi de eminiz tembih edilmiştir.. Diyelim toplam 3 saat içinde Kayseri Erciyes Üniv. Tıp Fak. Hastanesine erişmek olanaklıdır.

Yerleşik tıbbi kurallara göre hekimlerin hastalarının acil olup olmama durumlarına göre bir TRİYAJ DEĞERLENDİRMESİ hakkı ve yükümü vardır. Buna göre bir öncelik sıralaması yapılacaktır. Bu bağlamda, Niğde Devlet Hastanesindeki ilgili çocuk hekimi meslektaşımız mutlaka, otomatik olarak, hatta refleks olarak ve hızla kafasından bu triyaj değerlendirmesini yaparak cankurtaran ile sevkin gerekmeyeceği yargısına ulaşmıştır. Anne ile bu yargısını paylaşmış olması arzu edilirdi. Annenin savı farklı.

Olay elbette yönetsel (idari, hastane yönetimi – başhekimliği) ve adli yönden (Savcılık) incelenecektir. Otopsi bulgularına bakılacaktır.

Bu ölümün pek ala bir komplikayon olma olasılığı da vardır.

Komplikasyon, alınabilecek makul önlemlerin alınmasına ve girişimlerin yapılmasına / yapılmamasına karşın önlenemeyen, öngörülemeyen istenmeyen sonuçlardır. Bunların olasılıkları da aşağı yukarı kestirilebilir, bilinir.

Tıbbi MALPRAKTİS ise hekimin kusurlu, hatalı, özensiz, ihmalci vb. davranışları sonucu ortaya çıkan istenmeyen olumsuz tıbbi sonuçlardır.

İkisi arasında ince bir çizgi vardır sıklıkla.
Ayırdedilmesi her zaman kolay olmayabilir.
Kuşkusuz, her somut olayda gerçeğin bilimsel olarak ortaya konması arzu edilir.
Ancak; bir denge rejimi olan hukuk sisteminde kefelerden birine ağırlık verilmesi, toplumsal düzen ve adaleti olumsuz etkiler.

Tıbbi MALPRAKTİS öne çıkarıldıkça hekimlik mesleği yapılamaz duruma gelir. Ağır ve riskli olguları hekimler üstlenmeyebilirler, bakımdan çekinebilirler, sevk ederler, köktenci girişimlerden sakınabilirler… hasta ortada ve sahipsiz kalabilir!

Elbette bu tablo da çok ağırdır ve kabul edilemez.

Hekimlerin de belli koşullarda hastalarını red ya da bakımı bırakma hakları vardır.
Sağlık kurumunun gerekli özeni götermemesi, donanımı – personeli bulundurmaması gibi..
Hasta ve yakınlarının hekime şiddet uygulaması, baskı ve hakareti gibi..

Hekimler, malpraktis baskısı karşısında “savunmacı tıp” (defensive medicine) davranışı geliştirebilirler. Gereğinden çok titizlenerek inceleme (tetkik) yaptırabilirler, yersiz hastaneye yatırabilirler, yatışı uzatabilirler, daha çok ve uzun süre ilaç kullanabilirler, hastalık raporu verebilirler…. vs.

Tüm bunların, başta hastalar ve yakınları olmak üzere, makro ölçekte ulusal ekonomiye yükü vardır. ABD’de malpraktis kaynaklı önlenebilecek (ama önlenemeyen!) sağlık giderlerinin her yıl birkaç on milyar Dolar olduğu kestirilmetedir. Ülkemizde de Şubat 2010’dan bu yana sağık çalışanları için yasal olarak zorunlu malpraktis sigortası söz konusudur. Bu primler sağlık hizmetlerinin (dolaylı) maliyetlerine yansımaktadır.

Bu bakımdan, MALPRAKTİS – KOMPLİKASYON ikilemi çok boyutlu olup, özenle değerlendirilmesi ve

    halkın doğru bilgilendirilmesi

büyük önem taşımaktadır.

Ucuz ve çirkin popülizm ile insanları sağlık çalışanları karşıtlığına (aleyhine) kışkırtmak kimseye bir yarar sağlamaz.

Kenan Evren 1980’ler başında Ağrı gezisinde halka, “O doktoru şu direğe bağlayın..” buyurmuşlardı.. (Zorunlu hizmet sorunu…)

T.C.’nin 10 yıl Sağlık Bakanlığını yapan Recep Akdağ, “bunların gözü paraya doymaz..” buyurmuşlardı.. (Erzurum’da kendisinin de muayenehanesi vardı; aylığı ve döner sermaye geliri ie yetinmiyordu!)

T.C. Başbakanı RT Erdoğan; “Bunlar iğne yapmayı bile bilmez..” buyurmuşlardı..

Erdoğan, Tam Gün Yasası’nı çiğneyerek İstanbul’da yasaklı doktora kamu hastanesinde ameliyat olmuştur ve şimdilerde, o iğne yapmayı bile bilmezler..” dediklerine fena halde gereksinimlidir hatta bağımlıdır (bilinen ciddi bağırsak hastalığı – kanseri nedeniyle..)

*******

67 günlük iken ölen Mehmet Efe Akdemir bebeğimizin acısını paylaşıyoruz, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

Sorunlara doğru tanı koymak ve doğru sağaltımı (tedaviyi) zamanında yapmak asıldır.

Türk sağlık sisteminin ciddi yapısal ve türevi işleyişe dönük sorunları vardır.

Politikacılar sağlık sistemini piyasalaştırarak halkı perişan etmişlerdir.

Küresel Senaryonun adı SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM’dür ve gelecek daha kötüdür!

Giderek artan sağlık eşitsizlikleri ve hizmete erişimdeki güçlükler karşısında halk, faturayı sağlık çalışanlarına, özellikle hekimlere kesmektedir.

Hakkari’de 50 kişinin bir olup bir hekimi vahice dövmelerinin savunulacak yanı yoktur vev tek sözcükle ÜRKÜNÇTÜR (VAHİMDİR)!

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA DÖNÜK ŞİDDET ve nedenleri bilimsel olarak da irdelenmiş ve Sağlık Bakanlığı’na TTB (Türk Tabipleri Birliği) tarafından rapor verilmiştir. Bu bilimsel raporun gereği İVEDİLİKLE yapılmalıdır.
(SIDDET_Raporu_ATO

Son söz :

Politikacıların yerel – küresel sermaye buyruğunda insanlık dışı duruma getirdikleri yabanıl (vahşi) sağlık sisteminin halktan yana iyileştirilmesi için sağlık çalışanları ve halk karşı karşıya değil yan yana gelmelidirler.

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 24.8.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

==============================================

Ambulans yok dendi Efe bebek otobüste öldü

Niğde Devlet Hastanesi’nden Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edilen 67 günlük Mehmet Efe Akdemir, şehirlerarası otobüste annesi Nazire’nin kucağında öldü.

Baba Ömer Akdemir, oğlunun ambulansla sevk edilmediği için öldüğünü iddia ederek,
Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. A.H.’dan yakınmacı oldu.

Kayseri Kocasinan İlçesi’nde oturan fabrika işçisi Ömer ile ev hanımı Nazire Akdemir’in 17 Haziran’da dünyaya gelen çocukları Mehmet Efe, annesi Nazire’nin düğün için gittiği Niğde’nin Çiftlik İlçesi’nde hastalandı. Kocası Kayseri’de bulunan anne Nazire Akdemir, oğlunu Niğde Çiftlik’teki hastaneye götürdü. Mehmet Efe’nin durumunun kötü olması nedeniyle, ilçe hastanesinden ambulansla Niğde Devlet Hastanesi’ne sevk edildi.

‘ANNE AMBULANS İSTEDİ, DOKTOR VERMEDİ’ İDDİASI

Mehmet Efe’yle Niğde Devlet Hastanesi Çocuk Polikliniği’nde Uzman Dr. A.H. ilgilendi. Dr. A.H., kan tahlili ve akciğer filmi sonucuna göre ‘Safra yolu atrezisi’ (safra yollarının gelişememesi) tanısı koyduğu Mehmet Efe’yi, ileri tetkik ve tedavi için Kayseri’deki Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Gastroentroloji – Hepatoloji bölümüne sevk etti. Anne Nazire Akdemir, oğlunun Niğde’den ERÜ Tıp Fakültesi’ne ambulansla götürülmesini istedi. İddiaya göre, Uzman Dr. A.H anneye,
sevk için gönderdikleri ambulansların geç geldiğini, bu nedenle bebeği kendi olanaklarıyla Kayseri’ye götürmesini söyledi. Nazire Akdemir, Kayseri’de bulunan eşi Ömer Akdemir’e de bilgi vererek, kucağında hasta oğluyla birlikte şehirlerarası bir otobüsle Kayseri’ye geldi.

YOLDA ÖLDÜ

Servis ile terminalden şehir merkezine yola çıkan Nazire Akdemir, oğlunun fenalaştığını görünce yakında bulunan Hacı Ahmet Özeşsiz Aile Sağlığı Merkezi’ne girdi. Mehmet Efe’ye burada önce aile hekimi Dr. Mustafa Sevim, daha sonra çağrılan 112 sağlık görevlileri müdahale etti. Yaklaşık 1 saat yaşama döndürülmeye çalışılan Mehmet Efe’nin yolda öldüğü belirlendi.

BABANIN İSYANI

Oğlunun acı haberini alan baba Ömer Akdemir, Aile Sağlığı Merkezi’ne koştu. Oğlunun ihmal nedeniyle öldüğünü iddia eden baba Ömer Akdemir, “Oğlum Niğde Devlet Hastanesi’nden Kayseri’ye sevk edilmiş. Eşim, doktordan ambulans istemiş ancak doktor eşimi hem ‘Sen geri zekalımısın’ diye azarlamış, hem de ‘giden ambulans geri gelmiyor’ diye ambulans vermemiş. Oğlumun yeni doğan sarılığı vardı. Sarılık nedeniyle Kayseri’de özel hastaneye, Eğitim Araştırma Hastanesi Doğumevi Kliniği’ne, Emel Mehmet Tarman Çocuk Hastanesi’ne götürdük. Tahlillerinde hiçbir şey çıkmamıştı. Başka da bir rahatsızlığı yoktu.” dedi.

SAVCILIK SORUŞTURMA BAŞLATTI

Minik bebeğin cesedi otopsi için Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna götürüldü. Otopside Mehmet Efe’nin ölüm nedeninin belirlenemediği, alınan örnek parçaların Ankara Adli Tıp Kurumu’nda yapılacak patolojik incelemeler sonucunda kesinleşeceği belirtildi. Ömer ve Nazire Akdemir, Cumhuriyet Savcısı Mustafa Arslantürk’e verdikleri ifadelerde Niğde Devlet hastanesindeki Uzman Doktor A.H.’dan yakınmacı oldu. Mehmet Efe, otopsinin ardından defnedilmek üzere Niğde’nin Çiftlik ilçesine götürüldü.

TOPRAĞA VERİLDİ

Kayseri’de hastaneye götürülürken otobüste yaşamını yitiren 67 günlük Mehmet Efe Akdemir‘in cenazesi yapılan otopsinin ardından ailesine teslim edildi. Yakınları tarafından Niğde’nin Çiftlik İlçesi’ne bağlı Azatlı Beldesi’ne getirilen minik bebeğin cenazesi, belde mezarlığında kılınan namazın ardından toprağa verildi.

HASTANE İNCELEME BAŞLATTI

Öte yandan Akdemir’in babası Ömer Akdemir’in, bebeğini Kayseri’ye ambulansla sevk etmediğini iddia ettiği Niğde Devlet Hastanesi Çocuk Polikliniği’nde görevli Uzman Dr. A.H. hakkında ise inceleme başlatıldığı bildirildi. Hastane yönetimi, ailenin iddiasıyla olaydan haberdar olduklarını, yapılacak incelemenin ardından bir değerlendirme yapacaklarını belirtti. (DHA (23.8.13)