7. yılında 15 Temmuz “FETÖ hareketi”, Türkiye’nin gördüğü en kirli, en alçak, en hain darbe girişimiydi.
FETÖ hareketi akıl sınırını aşan girişimlerle milli iradenin sembolü olan Meclis’e de saldırmış ve Meclis’i bombalamıştı.
FETÖ hareketinin kökleri 1970’lere dayanır, özellikle 12 Eylül askeri döneminde adeta özel koruma altına alındı.
12 Eylül askeri hareketi Türkiye’deki tüm ideolojilere, siyasi oluşumlara, dinsel yapılanmalara karşı çıkarken FETÖ’ye dokunulmamıştır.
12 Eylül 1980’den sonra cumhurbaşkanları Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel FETÖ’ye dokunmadılar. Başbakanlar Bülend Ulusu, Turgut Özal, Yıldırım Akbulut, Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit de FETÖ’yü korudular. İktidar ortakları FETÖ’ye yardımcı olmak için yarışıyorlardı.
Bu FETÖ hareketinin temeli neydi? En önemli nokta, dünya kapitalist düzeni, yeni küresel strateji güçleri FETÖ’nün arkasındaydılar.
- AKP ise FETÖ için her türlü olanağı yarattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
- “Ne istediniz de vermedik” cümlesi bu politikanın en önemli noktasıdır.
2016’ya gelindiğinde artık FETÖ hareketi, başta eğitim, kamu bürokrasisi ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde örgütlenmiş hemen tüm siyasi partilerde, her sektörde ve her alanda etkin bir duruma gelmişti. Artık Türkiye’yi denetleyecek noktaya geldiklerine de inanmışlardı.
15 Temmuz 2016 hareketi bu inancın verdiği cesaretle yapılmıştır. Açıkçası, 15 Temmuz 2016 hareketi dış güçlerin etkin olarak karıştığı bir siyasi operasyon hareketidir.
Bu hareketin üzerinden 7 yıl geçti. FETÖ hareketi temizlendi diyebilir miyiz? Hayır! Örgütün uzantıları yine her sektörde örtülü olarak çalışmalarını sürdürüyorlar.
Bir başka büyük tehdit yeni FETÖ hareketleridir. FETÖ hareketine karşı gelen siyasal iktidar, başka tarikatların aynı metotlarla örgütlenmelerine engel olamıyor, tersine yardımcı oluyor.
Kapitalist dünyanın Türkiye üzerindeki planları bitmez. FETÖ tipi örgütlenmeler de bu konularda kullanmaya elverişli araçlardır.
Bilindiği gibi Cumhuriyet gazetesi FETÖ hareketini ve Türkiye için getireceği “vahim” sonuçları 2000’li yıllardan önce ilk ortaya koyan gazetedir. Gazetemizin eski yazarı Hikmet Çetinkaya bu konuda ilk yazıları yazan öncü gazetecidir.
Cumhuriyet gazetesi FETÖ hareketinden büyük zarar görmüştür. Gazetemizin bahçesine iki kez bomba atıldı. Yazarlar baskı gördü, hapse atıldı.
Başyazarımız İlhan Selçuk, FETÖ savcılarının kumpasları sonucu polis gözetimine alındı; baskılarla karşılaştı. Sonunda kalp krizi geçirdi ve basın şehidi oldu.
15 Temmuz darbe girişiminin 7. yılında durumu ve tehlikeleri bir kez daha belirtmeliyiz:
1- FETÖ yıllar içinde siyasal iktidarın aymazlığı ve desteği ile gelişmiştir.
2- Süper güçlerin güdüm ve desteği ile planlanmış gizli ve tehlikeli bir hareket ve projedir.
3- Erdoğan FETÖ hareketi için “Aldandık” ve “Aldatıldık” diyerek açık bir “mazeret” ileriye sürmüştür.
4- Başarısız darbe girişiminden sonra hareketin liderleri yurtdışına kaçtılar, her tarafta ısrarla çalışıyorlar, uygun ortamı bekliyorlar.
5- Darbe hareketinden sonra boşalan alana 2016’dan bu yana farklı tarikatlar yerleşmeye çalışıyorlar. Siyasal iktidar bunlara göz yummaktadır.
6- Bu gidişle siyasal iktidar bir gün yine “Yeniden yanıldık” diyebilir. Çünkü önlem alınmazsa “tarih tekerrür eder”.
Türkiye iktidar ve muhalefeti ile bu oyunu bozmak zorundadır.