Türkiye, seçimlere alarm veren finansal göstergelerle giriyor. İsterseniz lafı uzatmadan 5 kritik veri üzerinde yoğunlaşalım:
2 – CDS (Kredi Temerrüt Takası) primleri yükseliyor
Kamunun borçlanma maliyetleri mevduat ve kredi faizleri için taban oluşturur. Eğer para basma olanağı bulunan kamu bile bu denli yüksek faizle borçlanıyorsa, öbür faizler çok daha üst noktalara sıçrar. Yabancıların ve yerli yatırımcıların döviz kuru riski nedeniyle ve borçların ödenmesinde zorluk yaşanacağı endişesiyle ancak bu faizlerle kamuya borç verdikleri gözleniyor. Türkiye’nin önünde
- ya “yüksek enflasyon – yüksek faiz” senaryosu
- ya da “gerileyen enflasyon – yüksek reel faiz” senaryosu bulunuyor.Her ikisi de farklı sorunlara işaret ediyor. Örneğin enflasyon düşerse bu kez söz konusu faizlerin reel maliyeti artacak, ödenmesi iyice zorlaşacaktır.
Türkiye’nin CDS, kredi temerrüt takası primi de ciddi bir sıçramayla 307 puana yükseldi. CDS, bir ülkenin aldığı kredilerin sigortalanması için talep edilen bedel anlamına geliyor. 5 yıllık CDS verileri gösterge kabul ediliyor. Daha Ocak 2018’de CDS 162’yken, bugün 300’ün üzerine çıkması ekonominin geleceğine ilişkin ciddi bir kaygıyı yansıtıyor. ABD’nin aynı vadedeki tahvillerinden, bir ülkenin tahvilleri için ne kadar ek faiz talep ediliyorsa, bununla CDS priminin kabataslak birbirine eşit olması beklenir. Türkiye’nin 2027 vadeli tahvilleri için, ABD tahvillerinden %3,07 daha yüksek, %5,82 faiz talep edilmesi bu varsayımı doğruluyor.
Bazı Ülkelerin CDS Primleri :
Merkez Bankası’nın son verilerine göre Döviz Tevdiat Hesapları (DTH), 204 milyar $ gibi korku verici bir düzeyde bulunuyor. Ne var ki bu rakam, 2017 sonundaki 201 milyar dolara göre çok ciddi bir artış sergilemiyor. Ocak 2018’de Dolar kurunun 3.77 TL olduğunu hatırlarsak, şimdiki düzeye ulaşması için çok ciddi bir döviz talebi bulunması gerektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu talebin döviz mevduatlarına yansımaması, yastık altına veya yurt dışına döviz aktarıldığı kuşkusunu güçlendiriyor.
3 – Döviz Tevdiat Hesapları 200 milyon doların üzerinde
Son verilere göre Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervleri bir önceki haftaya göre 3.2 milyar $ gerileyerek 78.9 milyar Dolara indi. Buna karşın kısa vadeli borç stoku, 2017 sonuna göre %6,5 oranında artışla 125.5 milyar Dolara yükseldi. Uluslararası piyasalarda en yakından izlenen bir gösterge, rezervlerin kısa vadeli borçlara oranıdır. Altın rezervlerini de katarak bu oranı hesaplarsak, %82,5 gibi çok kritik bir düzeye düştüğünü görürüz. Bu oran, 2016 sonunda %104,6; 2017 sonunda ise %91,4’tü.
4 – Döviz rezervleri eriyor
Son istatistikler yabancıların bayram öncesindeki hafta 289 milyon Dolarlık hisse senedi alırken, 460 milyon Dolarlık devlet iç borçlanma senedi (DİBS) sattığına işaret ediyor. Böylelikle yabancıların portföylerindeki hisse senetleri 34.8 milyar Dolara, DİBS senetleri 22.3 milyar Dolara gerilemiş bulunuyor.
5 – Yabancılar portföylerini boşalttı bile!
Toplamda 57.1 milyar Dolarlık bu portföy tutarı, 2012 sonunda 132.7, 2014 sonunda 113.5, daha 2018 Ocak itibariyle 85.9 milyar Dolardı.
3 belirleyici etmeni;
1. yabancı satışlarını,
2. borsa endeksinin düşüşünü (tahviller için DİBS faizlerinin yükselişini) ve
3. TL’nin Dolar karşısında değer yitirişini
göz önüne alırsak, hepsinin ortak etkisiyle, seçime girmeden yabancılar fiilen portföylerini boşaltmış görünüyor.
=================================
Dostlar,
Seçim yasakları nedeniyle bu makaleye biz yorum yaz(a)mıyoruz…
Ancak;
- ..ülkemizin içine sürüklendiği ekonomik durum bizi çok üzüyor, kaygılandırıyor..
Seçim sonrasında görev alacak iktidarların, son derece akılcı ve orta – alt toplum katmanlarını ezmeyecek politikalarla bu ağır bunalıma çözümler üretmesini diliyoruz.Tüm olumsuzluklara karşın ülkemizin özgücünün (potansiyelinin) bu çok ağır bunalımı da aşmaya yeteceğini düşünüyoruz; son derece akılcı ulusalcı ekonomi politiklarıyla!
Sevgi ve saygı ile. 24 Haziran 2018, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com