BURUK KUTLAYIŞ
Değerli arkadaşlar,
90 yıl önce Emperyalizmin işgaline başkaldırarak, büyük özverilerle, kanla, irfanla kurulan Türkiye Cumhuriyeti, bugün kuruluş felsefesiyle uyumlu olmayan bir gidiş içindedir.
- “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır,
fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
diyen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün eserlerine, düşüncelerine ve gelecek için beslediği umutlarına milletçe yaraşır olabildiğimizi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını
bu anlamda sevinçle, övünçle kutlayabildiğimizi söyleyecek durumda mıyız?
Hayır !
Ülkemiz değişik eksenlerde sürekli ayrışmalara, çatışmalara itilmekte, bilimden, teknolojiden, sanattan, üretimden alıkonmakta, gelecek kuşaklarımızın
gideremeyecekleri çok değerli zaman yitirilmektedir. Hemen bütün alanlarda
Dünya ortalamasının altında kalan ve İnsansal Gelişmişlik Sıralamasında (HDI)
90 ülkenin ardından gelen Türkiye;
Emperyalizmin “Demokrasi, insan hakları, özgürlük” kavramlarıyla süslü siyasal, ekonomik, kültürel tuzaklarına düşerek, Kurucu felsefeden, Bilimsel akıldan,
“Bilimin Rehberliğindeki Ulus Devlet anlayışından” gitgide
“Yurtta Barış, Dünyada Barış” idealinin seçkin (mümtaz) temsilcisi
Mustafa Kemal Atatürk’ü anladığını sanan, “Atatürkçü geçinen” aymazların,
Atatürk’ü hiç anlamak istemeyen sapkınların ve Atatürk düşmanı işbirlikçilerin,
hainlerin elinde adım adım karanlığa, belirsizliğe, çöküntüye giden, gelişkin uygar milletler arasındaki onurlu yerini alamayan “ortalama” ve “sıradan” bir ülkenin*
Kuruluş Bayramını gönül burukluğu ile kutluyoruz.
Sevgilerimle. æ
*) Şimdi -ortalama ve sıradan- oluşumuz bile 90 yıl önce atılan temellerin üzerinde bulunduğumuz içindir; yani Laik Cumhuriyetin sayesindedir. Eğer Cumhuriyet Kurulmasaydı, şimdi daha da aşağılarda, Bangladeş, Afganistan veya Sudan, Mısır ayarında bir ülke olurduk..