Etiket arşivi: bizim Türklüğümüz bir ırkın adı değildir

Türker Ertürk: BİJİ BRATİ BİJİ CUMHURİYET

 


E. Amiral Türker Ertürk

portresi_gulumseyen

BİJİ BRATİ BİJİ CUMHURİYET

Geçtiğimiz Cumartesi günü Kartal Uğur Mumcu Mahallesinde bulunan Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde düzenlenen Milli Anayasa Forumu’na Prof.Dr. Necla Arat,
Av. Celal Ülgen ve Dr. Serhan Bolluk
 ile beraber konuşmacı olarak katıldık.

Salon ağzına dek dolu, salonu dolduran insanlarımız da heyecan ve duygu yüklüydü. Çoğu yerde karşılaştığım gibi, çoğunluk kadınlarımızdan yanaydı. Bunun iki büyük nedeni vardı. Birincisi kadınlarımız biliyorlardı ki, rejim değişikliği ve getirilmek istenen “bilgi çağı görünümlü ortaçağ karanlığı” en çok onları etkileyecek ve köleleştirecekti.
İkinci neden ise iliklerine dek faşizmin egemen olduğu, muhalif seslerin fişlendiği,
işten atıldığı ve zindanlara tıkıldığı bir ortamda ailelerin ekonomik sorumluluklarını
daha çok yüklenen erkeklerimiz, bu tür faaliyetlere katılım için daha mütereddit oluyorlardı. Bilmeliler ki, korkunun ecele faydası yoktur.

İkinci Dünya Savaşı sırasında bir istatistik çalışması yapmışlar. Çatışmalarda kendi ordusu lehine yeterince katkıyı yapmadan çok kısa süre içinde yaşamını yitirenlerin profilini incelemişler. En dikkat çekici bulunan saptama ise, savaşta yaşamını çok kısa süre içinde yitirenlerin çoğunun evli olduğuymuş. Yapılan değerlendirmede “Beni bekleyenler var, evliyim ve çocuklarım var, çok dikkatli davranmalıyım, yaşamımı riske edecek girişimlerden kaçınmalıyım.“ yaklaşımı içinde olan davranış biçimlerinin daha çok hata yaptırdığı sonucuna varılmış

Sizi bilmem ama bu değerlendirmeye ben yürekten katılıyorum. Sporcu bir geçmişe sahip bir insan olarak deneyimim bana göstermiştir ki, sportif karşılaşmalarda en çok sakatlananlar sakatlanma korkusu içinde yaşayanlardır. Gözünü budaktan sakınmayanların, tekmeye kafa uzatanların daha az sakatladığını gördüm.

AKP Müslüman’dan yana değil!

Milli Anayasa Forumu’nun yapıldığı salonda gözümden kaçmayan başka bir konu,
arka sıralarda bulunan başörtülü ve türbanlı kadınlarımızdı. Bu gerçekten çok hoşuma gitti. Bu kardeşlerimiz bizi dinlemeli ve kararını ondan sonra vermeliydi. Çünkü bilmeliler ki, AKP iktidarı Müslümandan yana değildir. Yalnızca Müslümanlığı kullanarak saltanat, han ve hamam peşindedirler. Bizim ve onların banka hesap dökümlerini,
mal varlıklarını ve son 10 yıllık değişimi inceleyin, takdir sizindir.

Forum’da tüm konuşmacılar yeni anayasanın emperyalist bir proje olduğunun altını çizdi. Bunu anlamak için gerçekten önbilici (kâhin) olmaya ve üstün niteliklere sahip olmaya gerek yok. Yalnızca satılmamış, çıkarlarını emperyalistlerin çıkarları ile örtüştürmemiş onurlu bir insan olun yeter.

Bakınız, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi’nde verdiği konferansta 

  • “Ulus devletle hesaplaşma vakti geldi, suni çizilmiş sınırlarla,
    ayrıştırılmış ulus devlet tecrübelerinin üzerinden geçen acılı yıllardan sonra, bütün bir bölge bir iç restorasyon arayışı içinde.“
     
    demiş.

Bu sözlerin ifade ettiği plan Davutoğlu’na ait değildir. Bu plan ABD’ye ait olup,
Soğuk Savaş’ın bitiminden başlayarak her düzlemde (platformda) ifade edilmiş ve gerçekleşmesi için mücadele verilmektedir. Davutoğlu, “Stratejik derinlik“ adlı kitabında ABD’nin bu planına uygun olarak kendisi ve temsil ettiği “Siyasal İslam” için görev talep etmiştir.

Davutoğlu‘nun bu kitabında, “Türkiye küresel yeni düzenin çevresinde alt bölgesel düzenleyici olabilir.“ ifadesi bu tetikçiliğin ve emperyalist plan kapsamında
görev yapılacağının entelektüel olarak anlatılmasıdır.

Bu nedenle Davutoğlu’nun bu sözlerine şaşırmamak gerek. Görevini yapıyor ve emperyalist desteğin sürmesine gerek duyulduğunu okyanus ötesine rapor ediyor.

Forum’da bizim yaptığımız konuşmalardan sonra dinleyici olarak katılanlardan isteyenler de söz alıp durum değerlendirmesi yaptılar ve katkılarını ortaya koydular. Bunlardan kimisi kendi adına kimisi de temsil ettikleri kurum veya dernek adına konuştu. Hepsi çok iyiydi ve gerçekten çok yararlandım.

Tunceli’li Gündoğan

Konuşmalardan bir tanesini genç bir kadınımız yaptı. Av. Nihal Gündoğan, Atatürk önderliğinde yapılan Türk Devrimlerini özümsemiş birisi olarak Cumhuriyetimizin kazanımlarının ne olduğunun dersini verdi bizlere. Tunceli’li Gündoğan sözlerini
“Biji brati – biji Cumhuriyet”
 (Yaşasın kardeşlik – yaşasın Cumhuriyet) diye bitirdi. Kendisini kutluyorum.

Çalışmalarım sırasında bana en çok destek verenlerin başında gelen, aynı zamanda arkadaşım ve dostum olan insan; Bingöl’lü ve ana dili Kürtçedir. Ama iliklerine dek, Türk Ulusal kimliğine ve Atatürk’e bağlıdır.

  • Çünkü bizim Türklüğümüz bir ırkın adı değildir.
  • Bizim Türklüğümüzün içinde Kürtlük, Araplık, Çerkezlik, Arnavutluk, Boşnaklık, Tatarlık, Türkmenlik daha bir sürü alt kimlik vardır.
  • BizimTürklüğümüz bulunduğumuz coğrafyada birlikte barış içinde yaşamanın ve emperyalizme yem olmamanın adıdır.

Türk kimliğine düşman olan Anadolu insanına düşmandır.
Bu kimliğe düşman olan emperyalizmin işbirlikçisidir, satılmıştır ve taşerondur.

Bu Meclis, %10 barajlı olarak 4 yıl için yasama yetkisi almış ve üyeleri Anayasa’ya sadakat göstereceklerine ilişkin yemin etmişlerdir.

Bu Meclis, Anayasa’nın değişmez maddelerde vücut bulan kurucu ideolojiyi
oybirliği olsa bile değiştiremez.

Değiştirmeye kalkmak savaş nedenidir.

Meclis meşruiyetini yitirir ve halka direnme hakkı doğar.
Ben yaptım oldu yaklaşımı ile bir yere varılamaz, bu böyle biline.

Ne Mutlu Türküm Diyene